03/04/2009, 21:51
‘ESKİ YAZARLARIN DEĞERİ ARTTI’
‘Kayıp İstasyon’ kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü’nü Kazanan Mehmet Nuri Yardım’a göre edebiyatın unutulan isimlerine ilgi her geçen gün artıyor.
Mehmet Nuri Yardım, yıllardan beri yitik değerlerin, kayıp edebiyatçıların peşine düşen, onları bir görev bilinciyle ortaya çıkarıp yeniden hatırlatan bir araştırmacı olarak dikkati çekiyor. Daha önce yayımlanan ‘Unutulmayan Edebiyatçılarımız’ kitabından sonra şimdi de yeni çıkan ‘Kayıp İstasyon’ kitabında da edebiyatta yeni kazı çalışmaları yapan Mehmet Nuri Yardım ile son kitabı etrafında konuştuk.
- Uzun süredir edebiyatın unutulan isimleri üzerinde çalışıyorsunuz. Bu alandaki serüveninizi nasıl nitelendiriyorsunuz?
Edebiyatın zenginliği, öncelikle kuşatıcılığı ve kucaklayıcılığı ile kendini gösterir. Diğer dünya edebiyatları gibi Türk edebiyatı da hem geçmişteki verimleriyle hem de bugünkü edebiyat ustalarının çalışmalarıyla ancak tam olarak ortaya konulabilir. Birkaç yıl öncesine kadar eski edebiyatçılarımız sadece ders kitaplarıyla sınırlıydı ve bu çerçevede hatırlanıyordu. Ama bugün hem Cumhuriyet öncesi hem de Cumhuriyet sonrası edebiyatçılarımızın eserlerine ilgi duyuluyor. Yayıncılar bu kitapları yayımlamaya başladı. Daha önce adı hiç anılmayan bazı romancılarımız için farklı üniversitelerde onlarca lisans, yüksek lisans ve doktora tezleri yapılıyor.
- Kayıp İstasyon kitabınızdaki 12 ismi neye göre belirlediniz?
Kayıp İstasyon’da yer alan edebiyatçılar Abdülhak Şinasi Hisar, Hamamîzâde İhsan, Ercüment Ekrem Talu, Sermet Muhtar Alus, Osman Cemal Kaygılı, Refi Cevat Ulunay, Nihad Sâmi Banarlı, Sofi Huri, Ziya Osman Saba, Safiye Erol, Nahit Sırrı Örik, Bahaeddin Özkişi’dir. Bu isimleri belirlerken herhangi bir ölçüm olmadı. Yani dönem olarak ele almadım. Veya edebiyatçıyı verdiği eserlere göre değerlendirmedim. Unutulduğunu düşündüğüm edebiyatçı hakkında araştırmalara giriştim. Kütüphane çalışması yaptım. Söz konusu yazarların bilinen ve bilinmeyen eserlerini inceledim. Sonuç, önce beni sonra da herkesi çok şaşırttı. Çünkü biz gerçekten bu yazarlarımızı hiç tanımıyor muşuz? Beş-altı kitabı var zannettiğimiz bazı edebiyatçıların 40, 50, hatta 60 eseri olduğunu gördük. Bu kitaptaki araştırma yazıları Kitap Haber dergisinde üç yıl önce yayımlanınca birçok yayınevi bu yazarların eserlerine yöneldi. Osman Cemal Kaygılı, Abdülhak Şinasi Hisar, Refi Cevat Ulunay, Ziya Osman Saba’nın kitapları yeniden basıldı. Bugüne kadar basılmamış kitapları yayıma hazırlandı. Eski yazarların değeri anlaşıldı.
- Bu isimler arasına unutulan başka hangi edebiyatçılarımızı katabiliriz?
Ne yazık ki daha pek çok isim var hatırlanması, okunması gereken. Bir Refik Halit Karay bu unutuluşu hak etmemişti. Bir Muallim Naci çok yönlü bir yazar olarak sadece ‘Ömer’in Çocukluğu’ isimli nefis hatıra kitabıyla hatırlanmamalıydı. Ahmet Muhip Dıranas, Enis Behiç Koryürek, Ömer Bedrettin Uşaklı bugün şiir yazanlar arasında bile tam olarak bilinmiyor. Şiirleri okunmuyor. Bu anlamda, toprak altından çıkarmamız gereken daha pek çok kişi var sanıyorum.
- Yayıncıların unutulan isimlere yönelmesini nasıl açıklıyorsunuz?
Yayıncıların bu isimlere yönelmesi normal. Çünkü belli bir bilinç oluştu. Eskilere nur yağıyor! Eski yazarlar itibar görüyor. Okuyucu eski yazarların eserlerini arıyor, soruyor. Yayınevlerinde editörler suçlanabilir mi? Sonuç itibariyle son kararı patron, yani yayınevinin sahibi veriyor.
Erdal DOĞAN / İSTANBUL
Bugün, 8.6.2006
-----------------
KAYNAK:http://www.mehmetnuriyardim.com/
‘Kayıp İstasyon’ kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü’nü Kazanan Mehmet Nuri Yardım’a göre edebiyatın unutulan isimlerine ilgi her geçen gün artıyor.
Mehmet Nuri Yardım, yıllardan beri yitik değerlerin, kayıp edebiyatçıların peşine düşen, onları bir görev bilinciyle ortaya çıkarıp yeniden hatırlatan bir araştırmacı olarak dikkati çekiyor. Daha önce yayımlanan ‘Unutulmayan Edebiyatçılarımız’ kitabından sonra şimdi de yeni çıkan ‘Kayıp İstasyon’ kitabında da edebiyatta yeni kazı çalışmaları yapan Mehmet Nuri Yardım ile son kitabı etrafında konuştuk.
- Uzun süredir edebiyatın unutulan isimleri üzerinde çalışıyorsunuz. Bu alandaki serüveninizi nasıl nitelendiriyorsunuz?
Edebiyatın zenginliği, öncelikle kuşatıcılığı ve kucaklayıcılığı ile kendini gösterir. Diğer dünya edebiyatları gibi Türk edebiyatı da hem geçmişteki verimleriyle hem de bugünkü edebiyat ustalarının çalışmalarıyla ancak tam olarak ortaya konulabilir. Birkaç yıl öncesine kadar eski edebiyatçılarımız sadece ders kitaplarıyla sınırlıydı ve bu çerçevede hatırlanıyordu. Ama bugün hem Cumhuriyet öncesi hem de Cumhuriyet sonrası edebiyatçılarımızın eserlerine ilgi duyuluyor. Yayıncılar bu kitapları yayımlamaya başladı. Daha önce adı hiç anılmayan bazı romancılarımız için farklı üniversitelerde onlarca lisans, yüksek lisans ve doktora tezleri yapılıyor.
- Kayıp İstasyon kitabınızdaki 12 ismi neye göre belirlediniz?
Kayıp İstasyon’da yer alan edebiyatçılar Abdülhak Şinasi Hisar, Hamamîzâde İhsan, Ercüment Ekrem Talu, Sermet Muhtar Alus, Osman Cemal Kaygılı, Refi Cevat Ulunay, Nihad Sâmi Banarlı, Sofi Huri, Ziya Osman Saba, Safiye Erol, Nahit Sırrı Örik, Bahaeddin Özkişi’dir. Bu isimleri belirlerken herhangi bir ölçüm olmadı. Yani dönem olarak ele almadım. Veya edebiyatçıyı verdiği eserlere göre değerlendirmedim. Unutulduğunu düşündüğüm edebiyatçı hakkında araştırmalara giriştim. Kütüphane çalışması yaptım. Söz konusu yazarların bilinen ve bilinmeyen eserlerini inceledim. Sonuç, önce beni sonra da herkesi çok şaşırttı. Çünkü biz gerçekten bu yazarlarımızı hiç tanımıyor muşuz? Beş-altı kitabı var zannettiğimiz bazı edebiyatçıların 40, 50, hatta 60 eseri olduğunu gördük. Bu kitaptaki araştırma yazıları Kitap Haber dergisinde üç yıl önce yayımlanınca birçok yayınevi bu yazarların eserlerine yöneldi. Osman Cemal Kaygılı, Abdülhak Şinasi Hisar, Refi Cevat Ulunay, Ziya Osman Saba’nın kitapları yeniden basıldı. Bugüne kadar basılmamış kitapları yayıma hazırlandı. Eski yazarların değeri anlaşıldı.
- Bu isimler arasına unutulan başka hangi edebiyatçılarımızı katabiliriz?
Ne yazık ki daha pek çok isim var hatırlanması, okunması gereken. Bir Refik Halit Karay bu unutuluşu hak etmemişti. Bir Muallim Naci çok yönlü bir yazar olarak sadece ‘Ömer’in Çocukluğu’ isimli nefis hatıra kitabıyla hatırlanmamalıydı. Ahmet Muhip Dıranas, Enis Behiç Koryürek, Ömer Bedrettin Uşaklı bugün şiir yazanlar arasında bile tam olarak bilinmiyor. Şiirleri okunmuyor. Bu anlamda, toprak altından çıkarmamız gereken daha pek çok kişi var sanıyorum.
- Yayıncıların unutulan isimlere yönelmesini nasıl açıklıyorsunuz?
Yayıncıların bu isimlere yönelmesi normal. Çünkü belli bir bilinç oluştu. Eskilere nur yağıyor! Eski yazarlar itibar görüyor. Okuyucu eski yazarların eserlerini arıyor, soruyor. Yayınevlerinde editörler suçlanabilir mi? Sonuç itibariyle son kararı patron, yani yayınevinin sahibi veriyor.
Erdal DOĞAN / İSTANBUL
Bugün, 8.6.2006
-----------------
KAYNAK:http://www.mehmetnuriyardim.com/