Gülce Edebiyat Akımı

Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.
Bu işlere çeki düzen gerekmez mi?

Bugün yine size gündemdeki bazı mevzuları, haberlerin işleniş tarzını, gündeme gelen konuları birde benim gözümle ve fikrimle aktarmaya çalışacağım.

KAPANAN İŞ YERLERİ

Bakın samimi söylüyorum. Bu işin iktidarı muhalefeti olmaz. El birliği ile bu meselenin çözümünü yapmazsak, iş çok kötü. İktidar ben yaptım oldu derse, muhalefet bana ne, bırakın rezil olsunlar mantığı ile yol yürürse, olan bu ülkeye ve bu ülkenin yaşayan biz insanlarına olur. Giden yıllar geri gelmiyor. Ve her geçen günde ekonomide büyük çöküş var. Bakınız Senenin ilk 8 ayında kapanan esnaf ve küçük ölçekli iş yeri sayısı 148 bin 6 yüz 50 dir. Bunun yanı sıra kapanan şirket sayısı 21 bindir. Bırakın bunların yanında çalışanları, sade iş sahiplerine bakın, bu kadar insan işsiz güçsüz kalmıştır. Ve bu insanlar dün bir şeyleri yaşadı ve gördü. Şimdi o gördüğünden ve yaşadığından geri kalmıştır. Bu çok zor bir durumdur. Atalar boşuna demez, ‘kimse gördüğünden geri kalmasın’ diye. Gerçekten durum vahim… Görüyorsunuz cinnet toplumu olduk. Ailesini, kendini katleden sayısı arttı. Komşu komşunun külüne muhtaç söylemi gitti. Komşu komşuya düşman hale geldi. En ufak anlaşmazlıkta hır gür kavga cinayet… İnanın sosyal bir patlamanın eşiğindeyiz. Yazık insanlarımıza ve bize… Gelin bu meseleyi el birliği ile Devlet yetkilileri, Mesleki ve sanayi kuruluşlar, Özel kuruluşlar, Demokratik kitle kuruluşları, Sivil toplum kuruluşları ve toplumun tüm katmanları el ele vererek çözelim. Birbirimize burun kıvırmayalım. Lütfen… Mesele hepimizin meselesi… Birbirimize tahammül gösterip, hoşgörülü olalım.

JANDARMAYI KENT MERKEZİNDEN VE BELİRLİ YERLERDEN ACİLEN ÇEKİN

Dünyanın birçok ülkesinde Jandarma teşkilatı vardır. Olmalıda. Ancak artık günümüz Türkiye’sinde Jandarmanın Şehir içinde, Kent merkezlerinde, ilçe merkezlerinde, yakın köylerde Turistik merkezlerden kalkması lazım. Jandarmanın buradaki görevlerini polis teşkilatına verin ve bu birimleri burada kurun ne yapacaksa onlar yapsın. Bir olay oluyor, orası Jandarma bölgesi deniyor. Artık bu lüzumsuzluğu ortadan kaldırın. Jandarmayı kırsala çekin. Büyükşehirlerde, Kent merkezlerinde, ilçe merkezlerinde, turizm bölgelerinde yakın köy ve beldelerde Jandarma olmamalı. Polis bu işleri halletmeli.

ADSL KULLANICISININ FERYADINI DUYAN YOK

Adam sadece ADSL yani internet hizmeti almak istiyor. İlla telefon çekeceksin ve hat alacaksın deniyor. Alıyor. Ve görüşmeye kapatıyor. Hiç konuşmuyor. Ama adama SABİT ücret gelmeye devam ediyor. Kullanmadığı Telefon için ayrı fatura. ADSL hizmeti için ayrı fatura. Ayıp! Artık yeter! Devlet böyle haksız bir uygulamaya kökünden dur demeli. İki maddelik bir kanun teklifi ve meclisten geçmesi yeterli… Tüketiciye yazık değil mi?

EN GÜZEL ANNELER ONLAR-MIŞ (!)

Çok üzüldüğümü belirtmek istiyorum. Bir gazetede haber konusu ve internet sitelerinin hemen hemen hepside kullanmış haberi. Sanatçı, manken, artist, dizi oyuncusu, her ne ise bunların bebekleri ile birlikte süslü püslü pozlarını koyup en güzel anneler bunlar demişler. Hiç yakıştıramadım. Sebebi şu. Anadolu’ya çıkın ne güzel anneler var. Birincisi bu. Bir başka açıdan bakacak olursak, yetişen gençliğe, çoluk çocuğa, sizde böyle olun, bakın böyle olursanız çok iyi olur imajını veriyor ki, çok yanlış. O manşete taşıdıklarınızın birçoğu gençliğe, yetişen nesle iyi örnek olmuyorlar. Sonra güzellik kavramı göreceli bir kavramdır. O manşete taşınanlar hep öyle kalabilmek için kırk çeşit estetik operasyon geçiriyorlar. Onlarada yazık. Ayrıca, Güzellik dış görünüşe bakılarak verildiği için ardındaki çirkinlikler ortaya çıkınca, insanlar hayal kırıklığı yaşıyorlar. Bebek bebektir. Bir melektir. Anne, annedir… O da en büyük melektir. Ama her kadın Anne olamaz, çocuk doğurmak Anne olmak demek değildir. Anneliğin MELEK olarak adlandırılmasının sebepleri, faziletleri vardır. Bakın bakalım bunlardan kaçı o faziletleri üzerinde taşımaktadır. Ondan sonra çıkın EN GÜZEL ANNELER deyin. Ayıp! Herkesin annesi kendine göre güzeldir. Ve Annelere de hakaret etmeyin!

NİL’İN BOŞBOĞAZLIĞI…

Nil Karaibrahimgil isimli bir yeni sanatçı olmaya namzet arkadaş var. Uzatmayacağım. Neşet Ertaş’a karşı davranışı ve söylemi son derece çirkin. Kendisine, mensup olmak istediği camiaya hiç yakışmadı o söylem. Neşat Ertaş büyük bir halk ozanı, sanatçıdır. Bu ülkenin her yerinde emeği, titri, fikri, söylemi olan güzide bir adamdır. Onu incitmeye, kırmaya kimin hakkı var? Bozkırın Tezenesi ben senden Nil adına özür diliyorum. O ne yapar bilmiyorum.

Bu günlük de bu kadar barış, huzur ve mutluluk içinde kalın.



MUSTAFA GÖKTAŞ

ÇEVRE VE TÜKETİCİ HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ (ÇETKODER) GENEL BAŞKANI

mustafagoktas006@gmail.com (kişisel e-mail)

GSM: 0. 532. 282 29 91

ÇEVRE VE TÜKETİCİ HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ (ÇETKODER) İLE ÜCRETSİZ OLARAK HER TÜR HUKUKİ YARDIM VE BİLGİ ALMAK ÜZERE YAZIŞMAK İÇİN : cetkoder@gmail.com