Gülce Edebiyat Akımı

Tam Görünüm: AHMET KUTSİ TECER
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.

AHMET KUTSİ TECER (1901-1967) VE TÜRK HALK BİLİMİ

Nail TAN*
Doğumunun 100. yıl dönümünde saygıyla andığımız, Atatürk döneminde yetişmiş kültür adamlarımızdan; şair, oyun yazarı, halk bilimci, edebiyat tarihçisi Ahmet Kutsi Tecer’in Türk halk kültürü araştırmalarına, Türk halk bilimi çalışmalarına değerli katkıları, hizmetleri olmuştur. Bu katkılar, hizmetler, ölümünden sonra Halil Bedi Yönetken1, Yusuf Ziya Demircioğlu2, Vehbi Cem Aşkun3, Cahit Öztelli4, Ali Rıza Önder5, Muzaffer Uyguner6, Ahmet Köklügiller7, İhsan Hınçer8, Behçet Kemal Çağlar9, Kutlu Özen10, Süleyman Kazmaz11 ve tarafımızdan12 yazılan makalelerde değerlendirilmiştir. Ayrıca; Sevgi Gökdemir, Vecihi Timuroğlu ve Mustafa Özbalcı tarafından yazılan kitaplarda13 da, bu alanda yaptığı hizmetler dile getirilmiştir.
Asıl önemlisi, Tecer hakkında yapılan bir lisans, bir yüksek lisans ve bir doktora tezi daha ayrıntılı bilgilere ulaşmamızı sağlamıştır. DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden Yaman Bozan’ın bitirme tezi “Ahmet Kutsi Tecer’in Eserlerinde Folklorik Özellikler”dir.14 Atatürk Üniversitesi’nden Hülya Çevirme’nin yüksek lisans tezinin konusu15; “Ahmet Kutsi Tecer’in Türk Folkloruna ve Halk Edebiyatına Katkıları”dır. Hâlen İnönü Üniversitesi’nde Yard. Doçent olarak görev yapan Ramazan Çeltikçi’nin doktora tezinin konusu ise bütün yönleriyle Ahmet Kutsi Tecer’dir. Dr. Çeltikçi, 1999 yılında yayımladığı “Ahmet Kutsi Tecer’in Folklor Yazıları”, makalesinde16 Tecer’in halk bilimi çalışmalarını değerlendirmiş, bu alanda 50’den fazla kitap ve makalesinin bulunduğunu belirtmiştir. Ancak, bu kitap ve makalelerin toplu bir kaynakçasını vermemiş, 1997 yılında yayımladığı “Ahmet Kutsi Tecer Kaynakçası”na17 ve bizim çalışmalarımıza atıfta bulunmakla yetinmiştir.
Bu makalemizde, Tecer’in Türk halk bilimine, halk kültürüne hizmetlerini birkaç başlık altında incelemek istiyoruz:
A. Halk Bilimi Araştırmaları, İncelemeleri
B. Resmî Görevlerindeki Hizmetleri
C. Gönüllü Folklor Kuruluşlarındaki Hizmetleri
Ç. Türk Halk Kültürünü Sanat Yoluyla Değerlendirme Çalışmaları

A. Halk Bilimi Araştırmaları, İncelemeleri:
Soyadını, Âşık Ruhsatî’nin çok sevdiği Tecer dağlarından alan Ahmet Kutsi Bey, daha 1925-1927 yılları arasında Paris’te Sorbonne Üniversitesinde öğrenci iken Paris Millî Kütüphanesindeki yazma eserleri incelemiş, Köroğlu ve Cezayir halk şairleriyle ilgili bilgilere rastlamış, yurda dönüşünde bu konularda, kurucusu olduğu Türk Halk Bilgisi Derneğinin 1928 yılında yayımladığı Halk Bilgisi Mecmuası’nda iki makale yazmıştır.
Sonraki yıllarda da halk edebiyatı, halk tiyatrosu (Karagöz, Kukla, Orta Oyunu), köy seyirlik oyunları, halk oyunları, halk müziği ve genel olarak Türk halk kültürü alanında kitap ve makaleler yazan Tecer’in makaleleri; Halk Bilgisi Haberleri (1930), Varlık (1934’ten itibaren), Kalem (1938-1939), Oluş (1939), Ülkü (1942’den itibaren), Çığır (1940), Türk Tiyatrosu, (1941), Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları (1940-1941), Türk Folklor Araştırmaları (1952-1967), İstanbul (1954-1956), Forum (1961-1962), Ulus gazetesi (1940’tan itibaren), Vatan gazetesi (1957’den itibaren) gibi dergi ve gazetelerde yayımlanmıştır. İslâm Ansiklopedisi’ndeki Nasreddin Hoca maddesini de o hazırlamıştır. 18
Tecer’in Türk halk kültürüyle ilgili araştırma ve incelemeleriyle ilgili kitap ve makaleleri şunlardır:
1. Kitapları:
• Sivas Halk Şairleri Bayramı; Kâmil Mat., Sivas 1923, 28 s. “Halk Şairleri Koruma Derneği Yayını”
• Köylü Temsilleri; Recep Ulusoğlu Mat., Ank. 1940, 30 s. “Çığır Dergisi Yayını: 9”
Süleyman Kazmaz, anılarında “Sivas Yöresinde Davar Yüzü Töreni” adlı bir incelemesinin daha bulunduğunu, ancak yayımlanmadığını belirtmektedir.

2. Makaleleri:
• Cezayir Türk Halk Şairlerinin Şiirleri, Halk Bilgisi Mecmuası, C. 1, Ank. 1928, s. 124-31; Yedi İklim, İkinci Dönem, S. 4, Temmuz 1992, s. 92-95
• Köroğlu’na Dair, Halk Bilgisi Mecmuası, C. 1, Ank. 1928, 111-16; Çele (Bolu), S. 18, Eylül 1964, s. 31-34
• Dertlî-Figanî, Halk Bilgisi Haberleri, S. 3, Ocak 1930, s. 3-7
• Meslekî’nin Şiirleri, Halk İçin, S. 10, 1930
• Halk Şairleri Şenlikleri, Atsız Mecmua, 15 Şubat 1933
• Halk Şairlerinde Aşk ve Dünya Güzeli, Resimli Şark, S. 10, 1933
• Şiire Dair, Kalem, S. 2, Nisan 1938, s. 50-53
• Halk Edebiyatı ve Folklor, Kalem, S. 3, Mayıs 1938; Sevgi Gökdemir, Ahmet Kutsi Tecer, Kültür Bakanlığı Yay., Ank. 1987, s. 106-23
• Dede Korkut, Kalem, S. 7, Aralık 1938, s. 13-17
• Köroğlu’nun Felsefesi, Kalem, S. 8, Ocak 1939, s. 68 (Koçyiğit Köroğlu’dan bir bölüm)
• Radyo Konuşmaları; Folklor Gezintileri, I, II, III, IV, Kalem, S. 9, 10, 11, 13, Şubat, Mart, Nisan, Haziran 1939
• Tiyatro Tarihi, Oluş. S. 1, 1 Ocak 1939, s. 10-11
• Köroğlu Şiirleri, Oluş, S. 2, Ocak 1939, s. 25
• Deli Kızın Türküsü, Oluş, S. 8, Şubat 1939, s. 115
• Folklor Gezintileri: Maraş, Çığır, S. 95, Ekim 1940, s. 103-08
• Köylü Temsilleri, I, II, II, Çığır, S. 86, 87, 88, Ocak, Şubat, Mart 1940; Türk Tiyatrosu, S. 128, 129, 130, 1 Mart, 15 Mart, 1 Nisan 1941, s. 12-15; 13-16; 14-16; DTCF Tiyatro Araştırmaları Dergisi, Yıl 1975, S. 6, Ank. 1975, s. 7-22
• Köylüler Nasıl Eğlenirler? Varlık, C. X, S. 163, Nisan 1940, s. 475-78
• Halk Edebiyatı, Türk Dili Edebiyatı Araştırmaları, 1940-1941, DTCF Neşriyatı, Cumhuriyet Mat. İst. 1941, s. 3-48
• Halk ve Muharrirleri; Yücel, S. 72, 1/1941
• Koçyiğit Köroğlu, Türk Tiyatrosu, C. 12, S. 133, Ekim 1941, s. 13-14
• Koçyiğit Köroğlu, Eser Hakkında Birkaç Söz, Ülkü. S. 1, 1 Ekim 1941, s. 21
• Geyik ve Âşık, Ülkü, S. 13, 1 Nisan 1942, s. 5-6
• Önsöz, Âşık Veysel Deyişler, Ülkü Yayını, Ank. 1944
• Önsöz, Süleyman Kazmaz, Köy Tiyatrosu, Ulus Bsm. Ank. 1950
• Jübilesinde Âşık Veysel, Türk Folklor Araştırmaları, S. 35, Haziran 1952, s. 546-52
• Orta Oyunu Tiyatrodur, İstanbul, S. 5, Mart 1954, s. 19-21; Türk Tiyatrosu, Yıl 24, S. 277, Nisan 1954, s. 7-8
• Önsöz; Âşık Veysel Hayatı ve Şiirleri, Maarif Kit., İst. 1953
• Temsilli Rakslı Türküler; İstanbul, S. 8, Haziran 1954
• Oyun Kolları, İstanbul, S. 9, Temmuz 1954
• Karacaoğlan’a Yeni Bir Bakış. I. Karacaoğlan’ın Zamanı, İstanbul, S. 10, Ağustos 1954, s. 6-9, 150, II. Karacaoğlan’ın Yeni Bir Şiiri ve Bir Metod Meselesi, İstanbul, S. 12, Ekim 1954, s. 7-9, 52; III. Efsane Gerçek, İstanbul, S. 14, Aralık 1954, s. 8-11
• Ahmet Kutsi Tecer Anlatıyor (Konuşan: Mustafa Baydar), Varlık, S. 423, 1 Ekim 1955; M. Ünlü Ö. Özcan: 20. Yüzyıl Türk Edebiyatı, İnkılâp Kitapevi, İst. 1988, s. 107-109
• Orta Oyununda Program, İstanbul, S. 16, Şubat 1955, s. 10-11
• Taklit ve Orta Oyununun İki Görünüşü, İstanbul, S. 20 Haziran 1955, s. 8-10
• Taklit ve Oyun, İstanbul, S. 21, Temmuz 1955, s. 12-17
• Pişekâr, İstanbul, S. 23, Eylül 1955, s. 10-13
• Kavuklu, İstanbul, S. 24, Ekim 1955, s. 12-16
• Tiryaki, İstanbul, S. 26, Aralık 1955, s. 21-23
• Şive Taklitleri, Karakter Taklitleri, İstanbul, S. 29, Mart 1956, s. 14-18
• “Mukallit-Mudhik”ler, İstanbul, S. 33, Temmuz 1956
• Bayram Yeri, Türk Folklor Araştırmaları, S. 105, Nisan 1958
• Oyun ve Raks Hakkında Mühim Bir Eser I-IV,Türk Folklor Araştırmaları S. 106, 107, 108, 110, 113, 118, Mayıs, Haziran, Temmuz, Eylül, Aralık 1958, Mayıs 1959
• Karagöz ve Kuklaya Ait Kısa Notlar, Türk Folklor Araştırmaları, S. 119, Haziran 1959, s. 1917-21
• Yeri Doldurulmaz Bir Kıymet, Örnek Olacak Bir Hayat, Türk Folklor Araştırmaları, S. 114, Ocak 1959
• Halk Oyunları Bu Yıl Çok Zengin Olacak, TTOKB, S. 210-11, Temmuz-Ağustos 1959 s. 18
• Konuşma: Ahmet Kutsi Tecer (Konuşan: Mustafa Baydar), Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar?, İst. 1960, s. 209-12
• “Nasreddin Hoca” maddesi, İslâm Ansiklopedisi, MEB Yay. İst. 1960, s. 109-14
• Oyun Folkloru, Türk Folklor Araştırmaları, S. 147, Ekim 1961 s. 2517-18
Türkiye’de İlk Halk Oyunları Semineri, (Hzl. Şerif Baykurt), İst. 1996, s. 24-26
• Yeni Dünya, Forum, 15 Eylül 1961
• Orta Oyununda Kostüm, Aksesuar , Forum, S. 154, 1 Mayıs 1961
• Ansiklopediden Önce Folklor Bibliyografyası, Türk Folklor Araştırmaları, S. 139, Şubat 1961, s. 2317-18
• Birinci Halk Oyunları Seminerinde, Bölgeler ve Tipler Hakkında, Yeditepe, S. 45, Ağustos 1961, s. 2481-82; Folklora Doğru, S. 11, 1969, s. 26-28
• Mahmut Ragıp İçin, Türk Folklor Araştırmaları, S: 152, Mart 1962
• Sarısözen İçin, Türk Folklor Araştırmaları, S. 165, Nisan 1963
• Oyunlarımızın Bölge ve Tipleri Hakkında, Türk Folklor Araştırmaları, S. 166, Mayıs 1963, s. 3051-52 Türkiye’de İlk Halk Oyunları Semineri, (Hzl. Şerif Baykurt), İst. 1996, s. 52-54
• Hokkabazın Yardağı, Türk Folklor Araştırmaları, S. 170, Eylül 1963, s. 3161-64
• Düğün ve Oyun, Türk Folklor Araştırmaları, S. 167, Haziran 1963, s. 3083-84
• Avrupa’da Halk Tiyatrosu, C. 3, “Türk Halk Tiyatrosu” bölümü, Paris 1965
• Tecer’in Halkevleri Seminerindeki Konuşması, Türk Folklor Araştırmaları, S. 219, Ağustos 1967, s. 4548-53
• Türk Folklorunda Sosyal Mesele, İstanbul Ünv. İktisat Fak. İktisat ve İçtimaiyat Enst. Sosyal Siyaset Konferansları, 20. Kitap’tan ayrıbasım, İst. 1969, s. 9-15 (Tecer’in notlarından Meliha Tecer derlemiştir.)
• Çağımızın Âşıklarının En Âşığı: Âşık Veysel, Milliyet Sanat Dergisi, S. 26, 30.3.1973, s. 4; Yelken, S. 194, Nisan 1973, s. 17 (Âşık Veysel, Deyişler, Ank. 1944, Önsöz’den alıntı)

Gazete Yazılarından Örnekler:
• Halk Muharrirleri, Ulus, 7 Şubat 1941
• Rock’n Roll ve Yunus Emre, Vatan, 10.04.1957, Türk Folklor Araştırmaları, S. 94, 5/1957, s. 1489-90
• Bir Sanat Geleneği; Mahya, Vatan, 17.04.1957, Türk Folklor Araştırmaları, S. 163, 2/1963, s. 2965-66
• El sanatları-halk sanatları; Vatan, 05.06.1958

B. Resmî Görevlerindeki Hizmetleri:
1930 yılında Sivas Lisesine müdür olarak tayin edilen Tecer, Türk folklor değerlerinin çok zengin olduğu bu ilde, 1934 yılına kadar önemli hizmetlerde bulunmuştur. Bir ara Millî Eğitim Müdürlüğü de yapan Tecer, Sivas’ı karış karış taradı. O dönemde Sivas’ta birçok halk şairi yaşıyordu. Öğretmen arkadaşları arasında Muzaffer Sarısözen gibi halk müziğine ve halk edebiyatına tutkun birinin bulunması Tecer’in işini kolaylaştırdı. Birlikte 1931 yılında Halk Şairleri Koruma Derneği’ni kurdular. Dernek ilk iş olarak 5 Kasım 1931 tarihinde Sivas’ta “Halk Şairleri Bayramı” nı düzenledi. Sivas ve çevresinin 15 halk şairi bayrama katıldılar (Âşık Veysel, Talibî Coşkun, Revanî, Suzanî, Âşık Süleyman, Karslı Mehmet, Ağa Dayı, Âşık Müştak, Yarım Ali, San’atî, Âşık Ali ve Yusuf Sivas Halk Şairleri Bayramı kitabında belirtilenlerdir.). Üç gün süren halk şairleri bayramı yurt çapında ilgi görmüş; basında birçok yazı çıkmış, Ankara-Sivas tren biletlerinde indirimli fiyat uygulanmıştır. Âşık Veysel ve Talibî Coşkun bayramda en çok beğenilen halk şairleri olmuşlardır. Tecer, bu iki şairle ilgilenmiş; Âşık Veysel’in ayrıca Ali İzzet Özkan’ın Köy Enstitülerinde bağlama öğretmenliği yapmasını sağlamıştır. Talibî Coşkun’a, Ankara Valisi ve Belediye Başkanı Nevzat Tandoğan’la konuşarak akan çeşmeleri kapatma görevini verdirtmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Genel Müdürü olduktan sonra Muzaffer Sarısözen gibi kabiliyetli bir folklorcuyu da ihmal etmeyerek Ankara Devlet Konservatuvarı Folklor Arşivi Şefliğine tayinini sağlamış (1938), halk müziği derlemeleri yapmasına yardımcı olmuştur. Bir yıl önce, 1937 yılında Ank. Devlet Konservatuvarı derleme ekibi Sivas’a giderken; Tecer, Halil Bedi Yönetken’e Sarısözen’i tavsiye etmiş, derleme ekibine alınmasını sağlamıştır. Bu sebeple; Sarısözen vasıtasıyla Türk halk müziğini ortaya çıkaran Tecer’dir. Sivas Halk Şairleri Bayramı, halk şairlerinin ve halk müziğinin sevilmesi açısından ilk önemli adımdır. 1932 yılında yayımlanan “Sivas Halk Şairleri Bayramı” kitabının ön sözünde Tecer derneğin kuruş amaçlarını şöyle açıklıyor:
“Cumhuriyet Türkiyesi Maarifi, okuma yazma, yurt ve medeniyet bilgisi yayma hususunda durmadan çalışmaktadır. Umumî maarife, halk terbiyesine verilen bu büyük ehemmiyeti bilhassa zikrederiz. Bununla beraber uyanık gençlik bu büyük, millî hamleyi bütün ehemmiyetiyle karşılamalı ve bu idealin tahakkuku için uğraşmalıdır. İşte Halk Şairleri Koruma Derneği’nin kurulmasının mühim âmillerinden biri de budur. O hâlde Halk Şairleri Koruma Derneği bir halk terbiyesi müessesesidir . Burada takip edilen gaye bilhassa geniş halk kitlesi ile fikir hayatımızın umumî bağlarını birleştirmek münevver kitle ile geniş kitle arasını doldurmak; bunu tahakkuk ettirmek için de halk dili, halk nağmeleri, halk edebiyatı, halk ananeleri ile münevver adamın medenî bilgilerini birbirine kaynaştırmak, mezcetmektir. İşte bu maksatladır ki Halk Şairleri Koruma bir yandan köy ve halk içinden süzülüp geleni eserleri umuma teşhir ederken bugünün güzel Türkçesiyle yazan muharrirlerinin eserlerini de köye ve köylüye tanıttıracak, Türk gençliğinin medenî idealini halk ve köylüye de aşılayacaktır”.
1980 Nisan’ında Ankara’da Folklor Araştırmaları Kurumu’nun düzenlediği Ahmet Kutsi Tecer’i anma gününde eşi Meliha Tecer’in anlattığına göre; Sivas Halk Şairleri Bayramı’na katılan 15 halk şairine dernekçe yol parası ve harçlık olarak bir miktar para verilmek istenmiş. Sıra Âşık Veysel’e gelmiş. Gözlerinin görmemesi sebebiyle en muhtaç halk şairi olduğu halde Âyık Veysel verilen paranın yarısını almamış; “Bizim Derneğe para vermemiz lâzım, çünkü siz bize değer verdiniz, köyümüzden buraya getirip bizi dinlediniz, dinlettiniz” demiştir. Gene o gün Bayan Tecer’in anlattığına göre Âşık Veysel, Ankara’ya sık sık Tecer’i ziyarete gelirmiş. Bayan Tecer’in temizliğe düşkünlüğünü bildiğinden dolayı da daima yanında temiz bir çift çorap bulundurur, kapının önünde değiştirirmiş.
Aynı anma gününde şair Ayhan İnal da Tecer’le ilgili şu görüşü ileri sürmüştü:
− “ Tecer’le Behçet Kemal Çağlar vasıtasıyla tanıştım. Onu her görüşümde; işte çift beyinli, çift yürekli bir insan, derdim”.
Ayhan İnal’ın bu konuşması üzerine eşi Meliha Tecer:
− “Şair arkadaşımız çok doğru bir söz söyledi. Ben de yıllarca beraber olduğum Tecer’de aynı şeyi görmüş ve hissetmişimdir”. diyerek arkadaşımızın düşüncesine katılmıştı.
Devlet Konservatuvarının kurulup teşkilâtlanmasında rol oynamış, Muzaffer Sarısözen, Halil Bedi Yönetken gibi halk müziği uzmanlarının burada görev almalarını ve halk müziğimizin konservatuvara girmesini sağlamıştır. 19
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Halk Edebiyatı Kürsüsü’ne büyük önem kazandırmış, Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki batı hayranlığı Tecer sayesinde öze dönmüştür.20 Bu akademide 1957-1966 yılları arasında estetik dersi vermiştir. 1953-1957 yılları arasında İstanbul Belediye Konservatuvarında öğretmenken geleneksel Türk tiyatrosu alanındaki dersleriyle dikkati çekmiştir.
Mayıs 1966’da Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde Millî Folklor Enstitüsü kurulurken Tecer emekliydi. Ancak, eski bir MEB mensubu olarak Enstitünün kurulmasını en çok isteyenlerden biriydi. Bakanlığın 30 Nisan-1 Mayıs 1966 tarihleri arasında Ankara’da düzenlediği “Folklor Enstitüsü Kuruluş Semineri”ne katıldı. “Türk Folklor Enstitüsü” kuruluş protokolüne imzasını attı. 16 Mayıs 1966’da Enstitü kuruldu. Çok mutlu olmuştu. Bu mutluluğunu Enstitünün ilk müdürü Cahit Öztelli’ye şu cümlelerle anlatmıştı: “Çok mes’udum. Artık kırk yılın rüyası gerçekleşti. Türk folkloru kurtuldu.” 21

C. Gönüllü Folklor Kuruluşlarındaki Hizmetleri:
Tecer’in kurucusu olduğu ilk gönüllü halk bilimi kuruluşu, 1928 yılında kurulan Türk Halk Bilgisi Derneği İstanbul şubesidir. Derneğin çıkardığı Halk Bilgisi Mecmuası ve Halk Bilgisi Haberleri Dergisi’nde ilk halk bilimi makalelerini yayımladığına yukarda işaret etmiştik.
1930 yılında öğretmen olarak Sivas’a tayin edilince ertesi yıl Sarısözen’le birlikte hemen “Halk Şairleri Koruma Derneği”ni kurdular. Bu dernek, 5 Kasım 1931’de Türkiye’de ilk halk şairleri bayramını düzenledi. Âşık Veysel’in yolunu açtı.
Tecer, 1932 yılında Halkevleri kurulunca, Sivas Halkevinde, Ankara’ya atanınca da Ankara Halkevinde ve Halkevleri Genel Merkezinde çalıştı. Halkevleri şefliği yaptı 1941-1945 yılları arasında Ankara Halkevinin yayımladığı Ülkü dergisinin sorumlu yayın yöneticiliğini yaptı. Bu dergide Türk halk bilimiyle ilgili birçok makale ve şiirin yayımlanmasını sağladı.
Tecer 1955 yılında kurulan Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisi’yle yine aynı yıl kurulan Türk Halk Sanatları ve Ananeleri Tetkik Cemiyeti İstanbul Şubesi’nin (günümüzdeki adı Folklor Araştırmaları Kurumu) de kurucu üyesidir. Türk halk bilimiyle ilgili önemli hizmetler yapan Türk Dil Kurumunun da 967 sayılı üyesiydi. IV. Kurultay’da Merkez Kuruluna seçilmiş ancak görevi kabul etmemiştir.
Tecer, Âşık Edebiyatımızın yaşatılması ve tanıtılması için nasıl Sivas’ta Halk Şairleri Bayramı düzenlenmişse, halk oyunlarımızın yaşatılması ve tanıtılması için de bir grup folklorcuyla birlikte Yapı Kredi Bankası’nın öncülüğüyle 1955 yılında “Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisi”ni kurarak Halk Oyunları Bayramının düzenlenmesine yardımcı olmuştur. Öldüğü tarihe kadar 8 halk oyunları bayramı yapılmış, İstanbullular Türk halk oyunlarını tanımış ve sevmişlerdir. 1961 yılındaki V. Halk Oyunları Bayramı sırasında yapılan “I. Halk Oyunları Semineri”nde, Tecer; “Halk Oyunlarımızın Bölgeleri ve Tipleri Hakkında” ve “Oyun Folkloru” başlıklı iki bildiri sunmuştur (27.7.1961). XV. yüzyıla ait halk oyunları konusunda çok önemli bir yazmayı bulup tanıtan da odur.

Ç. Türk Halk Kültürünü Sanat Yoluyla Değerlendirme Çalışmaları:
Mustafa Baydar’ın; “Sizce folklorun önemi nedir ve bir sanatkâr folklordan ne ölçüde faydalanmalıdır?” biçimindeki sorusunu Tecer şöyle cevaplandırmıştır:
“Bir sanatçı olarak bence folklorun önemi, gerçek toplum hayatına, bilhassa köy ve kır insanlarının hayatına girmek için bir kılavuz oluşudur. Ama folklor psikanalistlere göre, traditionalistlere göre sanat eserlerine başka başka yönlerden kaynak olabilir. Görüş farkları burada mühim bir rol oynar. Resimde, müzikte, kısaca hemen bütün sanat kollarında bu farkı görebiliriz.” 22
Tecer, derlenen halk kültürü ürünlerinin çağdaş sanat içinde nasıl değerlendirilmesi gerektiğine dair başarılı örnekler verdi. Serbest veznin yanı sıra halk şiiri geleneğinde, hece ölçüsüyle şiirler yazdı. Ayrıca halk kültüründen motifler kullandı. Halay, Halay Çeken Kızlar, Bağlamacıya, Nenni Nenni, Orda Bir Köy Var Uzakta gibi şiirleri, folklor değerlerimizin ölümsüzleştiği eserlerdir. Tecer’in halk şiirinden yararlanma yönünü Behçet Kemal Çağlar ve Cahit Öztelli şu satırlarla değerlendirmişlerdir:
Behçet Kemal Çağlar: 23
“Anadolu halk şairlerinin rahlesine bir çırak tevâzuu ve sabrı ile oturdu. Bir de baktık ki, Rıza Tevfik taklitçiliğinden ötede, Ziya Gökalp nazariyeciliğinin başarılı tatbikçisi olmuş. Yirminci yüzyılın bir okumuş Karacaoğlan’ı, erme yolunda Yunus Emre’si gibi ses vermeye başlamış bile”
Cahit Öztelli: 24
“Şair Tecer, kendisine halk şiirini örnek aldı. Güzel örnekler verdi. Halk şairi olmadığı hâlde halkın şairi oldu. Yeni şekiller, yeni kalıplar denedi. Daima halkın ruhunu yankılandırdı.”
Tecer, oyunlarında da aynı çizgiyi izlemiş, halk kültürü kaynağından bol bol yararlanmasını bilmiştir. Halk arasında anlatılan Köroğlu hikâyelerine dayanarak “Koçyiğit Köroğlu” adlı bir tiyatro eseri de yazmıştır. Diğer tiyatro eserlerinde de (Köşebaşı, Yazılan Bozulmaz, Satılık Ev, Bir Pazar Günü, Yüzük Oyunu, Avşarlar) folklorik olayları çağdaş sanat içinde işlemiştir. Ben de Tecer’in gösterdiği yolu izleyerek “Böyle Daha Güzel ve Sepetçioğlu Osman Efe” (Sabahattin Engin’le) adlı iki oyun yazdım.
Tecer’in oyun yazarlığımıza getirdiği değerler; günlük hayatımızın gerçekçi bir biçimde işlenmesi, halkın konuşma dilinin esas alınması, konuların seçiminde ve işlenişinde folklorik unsurlara yer verilmesi olarak sıralanabilir. Bu yüzden oyunları her yaş ve öğrenim seviyesindeki insanlar tarafından zevkle seyredilmektedir.

Sonuç:
Tecer, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması için cephede savaşmamış, ancak Cumhuriyetin yücelmesi için kalemiyle eğitim ve kültür cephesinde görev almıştır. “Orda, uzakta” ki köylerdeki vatandaşlarımızın kültürünü yaşamış ve yaşatmıştır. Cumhuriyetin anıt insanlarından biridir. Yeri, ulular katında olsun! Doğumunun 100. yıl dönümünde saygıyla anıyoruz.


DİPNOTLAR :
_______________________________