12/05/2008, 23:42
NOSTALJİ
Bir mucize olsa bir gün aniden
Kaybolsa saçımı dolduran aklar
Kırk yıl öncesine dönsem yeniden
O şehir, o gençlik ve o sokaklar.
Elimde valizim bir kuşluk vakti
Yürüsem o şehrin caddelerinde
Aradan kırk sene geçmemiş gibi
Yine öyle coşkun ve öyle zinde.
Meydanda bir bezden topun ardından
Arkadaşlar yine koşuşup dursa
Rüya güzelliği içinde zaman
Kule’de bir saat dokuzu vursa.
İlerde bir ahşap ev köşe başında
Itırlar, şebboylar penceresinde
Ve sonra hoş bir kız on beş yaşında
Hovarda şarkılar tatlı sesinde.
Bahçemizde yaşlı kiraz ağacı
Gölgesinde yazın oturduğumuz
Şu çayırlar işte rüzgar esince
Üstünde uçurtma uçurduğumuz.
Kapının önünde bir süre kalsam
Kalbimde heyecan, köpüklü taşkın
Uzanıp kapının zilini çalsam
Atılsa boynuma kardeşim şaşkın.
Hasretle divandan doğrulsa babam,
Uzansa saçıma doğru elleri
Toplansa o akşam hısım akrabam
Yadetsek birlikte geçen günleri.
Aydınlık yüzünde şafaklar gülen
O kız yine çiçeklere su verse
Penceremden penceresi görülen
Gülümseyip bana selam gönderse.
Bir mucize olsa bir gün aniden
Kaybolsa saçımı dolduran aklar
Kırk yıl öncesine dönsem yeniden
O şehir, o gençlik ve o sokaklar...
Rıza AKDEMİR
Bir mucize olsa bir gün aniden
Kaybolsa saçımı dolduran aklar
Kırk yıl öncesine dönsem yeniden
O şehir, o gençlik ve o sokaklar.
Elimde valizim bir kuşluk vakti
Yürüsem o şehrin caddelerinde
Aradan kırk sene geçmemiş gibi
Yine öyle coşkun ve öyle zinde.
Meydanda bir bezden topun ardından
Arkadaşlar yine koşuşup dursa
Rüya güzelliği içinde zaman
Kule’de bir saat dokuzu vursa.
İlerde bir ahşap ev köşe başında
Itırlar, şebboylar penceresinde
Ve sonra hoş bir kız on beş yaşında
Hovarda şarkılar tatlı sesinde.
Bahçemizde yaşlı kiraz ağacı
Gölgesinde yazın oturduğumuz
Şu çayırlar işte rüzgar esince
Üstünde uçurtma uçurduğumuz.
Kapının önünde bir süre kalsam
Kalbimde heyecan, köpüklü taşkın
Uzanıp kapının zilini çalsam
Atılsa boynuma kardeşim şaşkın.
Hasretle divandan doğrulsa babam,
Uzansa saçıma doğru elleri
Toplansa o akşam hısım akrabam
Yadetsek birlikte geçen günleri.
Aydınlık yüzünde şafaklar gülen
O kız yine çiçeklere su verse
Penceremden penceresi görülen
Gülümseyip bana selam gönderse.
Bir mucize olsa bir gün aniden
Kaybolsa saçımı dolduran aklar
Kırk yıl öncesine dönsem yeniden
O şehir, o gençlik ve o sokaklar...
Rıza AKDEMİR