Gülce Edebiyat Akımı

Tam Görünüm: SETENAY ÇİÇEĞİ ; Yorumum
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.


" SETENAY ÇİÇEĞİ

Psij’in kıyısı geceden sessiz
Işıklar oynaşır bu ne ihtişam
Çağıldayan suyun girdabında giz
Su kuşları seker yorulur akşam

Kadınca eğilir söğüt
Dalları yemiş doğurur
Hayal çoğaltır parmaklarından
Bakışı düşlere akar
Yıldızlar ki gözleri şua
Ateşsiz kandiller yakar

Baharın nefesi
Isıtır teni
Genleşir rüya
Güneşe veda yakındır
Ay doğar daha erken
Belinden kırılan çiçek
Soyunur diriliğinden

Rahimsiz kadındır ırmak
Gülü okşar ayaz
Burada her vakit zambak
Ölümlü beyaz

Setenay bağlar yüreğine
Issız akan ırmağı
Yaşar üçüncü doğumda çiçek

Ak saçlı bilge der “su can gibidir”
Ölümler yeşertir düş yaprağında
Hayata tutunur aktıkça nehir
Setenay çiçeği nart toprağında

Mehmet ÖZDEMİR


Gülce- Buluşma







(Bir gün Nart kadını Setenay Guaşe Psıj’in kıyısına gitti. Orada yeşil dalları ırmağın üzerine eğilmiş uzun söğüt ağacının yanında olağanüstü güzellikte bir çiçek gördü. Işıl ışıl öyle parlıyordu ki Setenay Guaşe gözlerini alamıyordu. Sanki beyaz yaprakları sabah güneşinin parlak ışıklarında yıkanıyordu.

Setenay Guaşe çiçeği alıp götürdü ve evinin önüne dikti.

Ertesi sabah hemen çiçeğin yanına giden Setenay Guaşe onu tanıyamadı; dermansız düşmüş yaprakları buruşmuştu.

Çok üzüldü Setenay Guaşe.



Tekrar Psıj’in kıyısına gitti ve yine aynı çiçeği buldu getirip evinin önüne dikti.

Fakat o da soldu!

Nart kadını bu harika çiçekler onun yüzünden öldüğü için üzülüyordu.

Setenay Guaşe üçüncü kez ırmağa gitti. Bütün gün aynı çiçeği aradı. Sonunda akşama doğru onu buldu yine evinin önüne dikti ve yatmaya gitti.

O akşam rüzgâr gökyüzünde bulutları hareketlendirdi. Şimşek çaktı gök gürledi ve ılık bir yağmur yağmaya başladı. Setenay Guaşe’nin kalbi sıkıştı: "zavallı çiçek yağmur seni öldürecek!"

Sabaha doğru hava sakinleşti. İnsanın tenini okşayan bir güneş çıktı. Setenay Guaşe gözlerine inanamadı: Çiçek ışıldıyordu!

-Su çiçeğin canını kurtardı diye bağırdı. -Su can gibidir.

Derler ki insan ilk kez o zaman anladı suyun yaşam gücünü. Bu çiçek şimdi de Nart toprağında yetişiyor ve güzelliğiyle göz alıyor. Ona "Setenay çiçeği" diyorlar...) Alıntı.

Mehmet Özdemir (mehmet özdemir) "




Tarihte birçok ulusun diline, kültürüne anaçlık etmiş olan Adigeler, tüm Çerkez boylarının genel Adıdır.
Nart: yürekli, yiğit... Demek.
Kuzey Kafkasya halklarının ortak kültür ürünlerinden biri olan Nart destanları; tarih öncesi tanrı, yarı tanrı ve insanüstü kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları anlatan, uzun soluklu, geniş oylumlu öyküleme (epope) şiirlerdir. Bir kısmı zamanla şiir biçimini kaybederek düzyazıya dönüşmüş olan “Nart destanları” nın dokusunda gerçek ile düş gücü iç içe.

Nartların met efsanevi kadın kahramanı “Setenay”, çiçeklerin en güzeli olan gülle eş anlamlı tutulmuştur. Setenay, ayrıca bir güzellik simgesidir de.

Çerkez dilinde bir anlamı ''gözümün nuru'', diğer anlamı ''yaban dağ gülü'' dür.

Bu Nart kadın adı parçalara ayrıldığında:

Se-ten-ay

“Se” (kılıç) ya da “bıçak, satır” anlamlarını verir. Bir başka anlamı da “silah”.

“Ten” (vermek – veririz) gibi bir anlam içerir.

“Ay”, aidiyet belirten ve belirli bir adın sonuna eklenen bir sonektir.

Böylece “Setenay” adı (kılıç sunan) ya da (kılıç veren) anlamı içerir. Başka bir anlatımla (silah veren) anlamındadır ve özellikle savaşçı biri için aranır bir eş adıdır.

Adigeler bu kadın adını daha çok saygı ifade eden (hanımefendi) sözcüğünü ekleyerek kullanırlar.

“Setenay” adının Adigece olması, çok eski dönem insanları arasında (kılıç) egemenliği temsil ettiğini, yani “kılıç dönemini yansıtmaktadır. Dolayısıyla “silah sahibinin daha güçlü olması” ve silah sahibinin üstünlük sağlaması çok normaldir. Bu nedenle (Hediye-hediyedir, ama kılıç hediyelerin en eskisidir!) deyimi eski bir Adige Nart vecizesi olmuştur. Kılıç vermek, insan katında büyük bir değer taşıyordu.

Düşünce-ide yönünden “Setenay” sözcüğü, destanın içinde farklı bir anlam da içeriyordu: Setenay, düşünce (mecaz) anlamında, savaşçılara karşılık ve silah veren biri olduğu gibi, Nart kahramanlarına yol gösteren, akıl veren ve çözümler getiren biriydi ayrıca.

Böylesine bir uyum ve birliktelik, Setenay sözcüğünün içerdiği anlam ile Setenay’ın kendi statüsü arasında da görülmektedir.

Setenay, ayrıca bir güzellik simgesidir de. Adigeler bir güzel kız gördüklerinde:“Onu Nartların Setenay-guaşe’si yerine koysan olur! ” derlerdi. Bu nedenle, Setenay sözcüğü, Adige Nart destanında simgesel (mecazi) anlamda, sık sık “güzel kız” karşılığı olarak da kullanılmaktadır. Bunu destekleyen bir deyiş de vardır: Setenay’ın Nart destanında bulunuş biçiminde olduğu gibi, Çerkez adının Kafkasya’daki halkların dillerinde, yani her birinin dilinde (Çerkez güzellik simgesi) biçiminde yer almış olmasıdır.

Adigelerin bu adı daha sonraları güzel bir kır çiçeğinin adı olarak da kullandıklarını görürüz. Bu çiçek, hala günümüz yaşlıları tarafından bilinmektedir.

“Setenay” adlı çalı cinsinden bir ağaççık vardır, diyor ünlü Bjeduğ öykü anlatıcısı Ahmed Lıbzıv. Ona “hırko dikeni” de diyorlar. Çayırlık alanlarda öbekler halinde bulunur. Ve her biri çok sayıda çiçek açar

Tanınmış öykü anlatıcısı İsmail K’uay, (Adigelerin “Setenay”) adını verdikleri çiçeği iyi bilmektedir:“Haç görünümlü küçük bir çalıdır, dibinde çok sayıda sürgün bulunur, çiçekleri savrulmuş görünümlüdür, yani açılmış süpürge otuna benzer; “Setenay”, bu çalının ve çiçeğinin adıdır.)

Adige köylüleri “Setenay” adlı çiçeği tanır, onu çift sürme mevsiminde bir takvim yerine de kullanırlardı. Bu ad Adige deyişlerine de girmişti:
“Setenay” başak bağladıktan sonra, artık geç kaldın, ilkbahar çift işlerinde fırsatı kaçırdın, demektir.

Adige arı yetiştiricilerinin eski bir deyişleri de vardır: “Setenay başak bağladıktan sonra, kovana üstlük koyma”, yani arı artık bal yapmaz, demek isterlerdi.

Bunca açıklamanın ardından gelelim “Setenay Çiçeği” adlı şiire:

Bütün bu anlatılanları özünde birleştiren güzel bir örnek,”Setenay”. Şair; güzelliği, soyluluğu, direnci, çoğalmayı, zamanı, bereketi, çileyi, özlemi, çağlayışı ve hayalle düş’ ü bir çiçeğe yüklerken; kadın ve doğa, soyut ve somut kavramları da şiir içinde harmanlanarak; ruhuma sinen melodik yapısıyla son derece etkileyici bir eser ortaya çıkarmış.

Mehmet Özdemir Hoca’ mız, derinlik ve bilgelik dolu içsel zenginliğiyle birlikte, mesleğinin (edebiyat öğretmeni) bütün nimetlerini (zengin / vurgulu imge, sözcük ve söylemlerle) ölçüsünce boca etmiş şiire.

“ Kadınca eğilir söğüt
Dalları yemiş doğurur
Hayal çoğaltır parmaklarından
Bakışı düşlere akar
Yıldızlar ki gözleri şua
Ateşsiz kandiller yakar “

“Baharın nefesi
Isıtır teni
Genleşir rüya
Güneşe veda yakındır
Ay doğar daha erken
Belinden kırılan çiçek
Soyunur diriliğinden “

“Rahimsiz kadındır ırmak “

“Ak saçlı bilge der “su can gibidir”
Ölümler yeşertir düş yaprağında
Hayata tutunur aktıkça nehir
Setenay çiçeği nart toprağında “


Bu muhteşem güzelliğin güçlü, saygıdeğer kalemine içtenlikli dostluk selâm ve saygılarımla...

Kaynak: 1.) http://www.adigelerburada.com/adigeler/index.php/adigeler
2.) CBig Grinocuments and Settings
efikaDesktopkuzey kafkasya.mht
3.) http://www.cerkes.net/bilgi-deposu/setenay-sozcugunun-anlami-t19199.html