Gülce Edebiyat Akımı

Tam Görünüm: “ D Ö V M E ” Şiirine Yorumum
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.
“ D Ö V M E ”
Dövme
Sanki İbrahim (a.s) gibi ateşe atılmışlar!
Peygamber soyu sanıp sakın yüceltip övme!
O güzelim tenleri kötü boyatılmışlar!
Kutsal balıklar gibi her yanlarında dövme...

Bilmem nedir bu şeklin esbâb-ı mûcibesi?
Nemrut' un ateşi mi canlarının çektiği?
Ahvâline bir baksan Allah' ın ucûbesi;
Doğru değil gençliğin harsımıza ektiği...

Bir çoğunun en olmaz yerlerinde dövmeler!
Tenleri tüm islenmiş, tandırdan çıkmış gibi...
Ülkede özgürlük var...Neye yarar sövmeler?
Konuşurken dinlesen bir çağı yıkmış gibi...

Silin yapaylıkları, çıkın bu yanık közden!
İnsanın en saf hâli, yaratılış hâlidir...
Benzedikçe ellere düşüyorsunuz gözden;
Hâlikin ol hilkati en aliyyülâlâ dır...

Sakın hiç özenmeyin olur olmaz her şeye!
Sanki hiç örnek mi yok, ceddinizi izleyin...
Bazı haller vardır ki, keder katar neşeye;
Gelin Frenk icadı lekeyi temizleyin...

Antalya-2012/07

SÖZLÜK:

İbrahim: Hz.İbrahim S.A...Keldani kavmine gönderilen peygamber.
Nemrut: Babil de Keldani lerin kralı.
Ucube: çok acayip, şaşılacak kadar çirkin...
Hars: kültür, yaşam biçimi
Esbab-ı mucibe: gerektiren sebepler...
Aliyyülala: en güzel, mükemmel... Halil Şakir Taşçıoğlu


halilşakir "




Yeryüzünde ve tabii ki ülkemizde bilimin ilerlemesi, mevcut sınırları aşarak bilinmeyenin karanlığına ışık olup sızması çok güzel, çok doğru ve insanlığın gelişmesine yönelik katkıcı çalışmalar. Ancak, nasıl ki din bir takım insan ve/veya sistemlerce istismar edilerek farklı mecralara çekilebiliyorsa, bilim de kötü niyetli insan ve/veya sistemler tarafından farklı alanlarda farklı amaçlarla kullanılabilmekte ve/veya önüne set çekilebilmekte; hatta teknik anlamda önü açılırken, insani anlamda sekteye uğratılabilmektedir.

Bugün Genetik bilimi istismar edilenlerin başında gelmektedir. Öyle bir noktaya getirildi ki; artık kimsecikler önünde duramamakta, yarın bunun ucunun nerelere gidebileceği kestirilememekte!

Doğal hayatın (gerek nebat gerekse canlıların) kalbine müdahale edildi, genleriyle oynandı! Yaşamın doğal akışına müdahale ile yapay bir kurgu yaratıldı.

Yani;

Denetimsiz, kontrolsüz laçka bir başıboşlukla bireye yönelik yaşam anlayışı, bencillik, sevgisizlik, tutarsızlık, sorumsuzluk öne çıktı. Zeminde emeğe dayandırılarak elde edilen üretimle sosyal ve toplumsal üleşim, sevgi, dostluk duyguları olumsuz yönde etkilendi. Çünkü öz deformasyona uğratılmakta değerleriyle birlikte, örselenmekte…


Bu noktadan gelelim dövmeye…

Aslında, çıkış noktası mevcuda, yolunda gitmeyene ya da sistem dışına itilene bir başkaldırı, bir özgürlük duygusu anlamına dayandırılsa da, bana göre DÖVME;

Üretim ve katılım düzleminde siyaset dışı bırakılmış gençliğin içini boşaltan " yerel-ulusal ve küresel" yozlaşı kültürünün,

Derinliksiz yapay, yaldızlı ve medyatik değer anlayışının meydana getirdiği özentiye dayalı estetizm ve İNSAN kavramının,


Salt günü kurtarma, - hayatın kıyısına minicik de olsa tutunabilme- adına susan/susturulmuş, (maddi) güce dayalı, ezberden ve pahalı(!) görkemli diplomalılar yetiştiren;

Kitap yasaklamaktan kitabı okutma ve sevdirmeye fırsat bulamayarak; yapboz misali ikide bir değiştirilerek yamalı bohçaya dönüştürülen içi boşaltılmış eğitim ve öğretimle birlikte bütün bir sistemin,

Kolay ve emeksiz kazançla popülerlik anlayışının boşluğa ittiği ve özünde oluşan gizli hoşnutsuzluğa başkaldırı olarak tanımlayacağımız İNSAN/lık kavram ve yaklaşımlarının ortaya çıkardığı bir görüntü ya da fotoğraf diyelim buna!

Her ne kadar "yapana saygım vardır, kendi tasarrufudur" desem de; özümde tasvip etmediğim ve hiç bir zaman da edemeyeceğim, özümdeki estetik anlayışımla ilişkilendiremeyeceğim bir kendini tanımlama ya da ifade şeklidir.

Anlamlı, günümüzde yaşamın merkezine (eğreti de olsa) gelip oturmuş(!) bir konuya vurgu yapmışsınız değerli ustam...

Güne düşen dizelerin güçlü kalemine saygı ve dostlukla...