Gülce Edebiyat Akımı

Tam Görünüm: GÜLCE DOSYA(10)
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.
GÜLCE'DE 22. GÜN (05.10.2008)
Kayıt Tarihi: 07.10.2008 ; Ekleyen: TekilDüny@lı/YusufBoz@n
05.10.2008
YENİ EDEBİ AKIMIMIZ GÜLCE'nin BİR ŞİİR ATÖLYESİ-FİKİR MEYDANI olarak görev yapmasını dilediğimiz antoloji com da oluşturulan GRUP'ta 22. gün gerçekleştirilen mesajlaşmalar aşağıdadır:
************************************************************************************************************************************************
05.10.2008
YENİ EDEBİ AKIMIMIZ GÜLCE'nin BİR ŞİİR ATÖLYESİ-FİKİR MEYDANI olarak görev yapmasını dilediğimiz antoloji com da oluşturulan GRUP'ta 22. gün gerçekleştirilen mesajlaşmalar aşağıdadır:
************************************************************************************************************************************************
Kimden: osman7159 osman öcal (Bay, 49)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 5.10.2008 14:07 (GMT +2:00)
Konu: Yn: [yeni-edebi-akim..] GÜLİSTAN (Gülce Aruz-Gazel) -YENİ NAZIM ÖNERİSİ
DEĞERLİ ÜSTAD SAYIN MUSTAFA CEYLAN BEY
, ÖNCE ÇALIŞMANIZI TEBRİK EDİYORUM. ŞİİR BİR HARİKULADE.BEN ARUZ VEZNİNİ YENİ ÖĞRENMEYE ÇALIŞIYORUM VE İLERDE İNŞALLAH BU ÖNERİYE KATKIDA BULUNMAYA ÇALIŞACAĞIM. ŞİİRİNİZDE BENİM ŞİİRİMİ KULLANMANIZ BENİ ZİYADESİYLE MEMNUN ETTİ.

YENİ ÖNERİ BEN CE UYGULANABİLİR BİR ÖNERİ.HAN DUVARLARINI GEÇEN GÜN OKUMUŞ VE ORADAN BİR YENİ ÖNERİ ÇIKARABİLİRMİYİM DİYE İNCELEMİŞTİM. SİZ BENDEN ÖNCE DAVRANMIŞSINIZ TEBRİK EDİYORUM.

ŞİİRİN HİKAYE KISMI BİLGİ DEPOSU.BAZI YERLERİNİ DEFALARCA OKUDUM ANLAYIM DİYE. AYRICA -İ.Alaettin GÖVSA ÜSTAD'IN METODUNU İNCELEDİM. VE KENDİ YAZDIĞIM ARUZ- HECE BULUŞMASI ŞİİRİMİN ALTINA ÖLÇÜYÜ YAPIŞTIRDIM.UMARIM DOĞRU ÇIKAR. BEN ŞİİRİ PAYLAŞIMA AÇACAĞIM.VE SİZİN DEĞERLİ GÖRÜŞÜNÜZÜ DE YORUMA ALACAĞIM. KALEMİNİZE ZEVAL GELMESİN DİLEĞİMLE SELAM VE DUA.
************************************************************************
Kimden: osman7159 osman öcal (Bay, 49)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 5.10.2008 14:18 (GMT +2:00)
Konu: Yn: Yn: MUSTAFA CEYLAN [yeni-edebi-akim..] GÜLİSTAN (Gülce Aruz-Gazel) -YENİ NAZIM ÖNERİSİ
DEĞERLİ BİR İRDELEME OLMUŞ,TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM ÜSTAD.SELAM VE DUA İLE.
************************************************************************
Kimden: osman7159 osman öcal (Bay, 49)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 5.10.2008 14:22 (GMT +2:00)
Konu: Yn: [yeni-edebi-akim..] Selamlar, bu günkü çalışmam yorumlarınıza sunuyorum.
TEBRİKLERİMİ SUNUYOR,YENİ AKIMA VERDİĞİNİZ DESTEK İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM.SELAM VE DUA İLE.
************************************************************************
Kimden: osman7159 osman öcal (Bay, 49)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 5.10.2008 16:28 (GMT +2:00)
Konu: SADECE YA SABIR DEMEK Mİ GEREK?
SAYFAMDA DEĞİL

Sadece Ya Sabır Demek mi Gerek?

Çakal eğlenirken aslan yerinde
Bir ekim ayında bayram gününde
Yatıyor kuzusu tabut önünde
…Kendi kulvarında ağlıyor yürek
…Sadece ya sabır demek mi gerek?

Kim kazanmış bile bile ladesten
Pişmanım diyenler çıkar kodesten
Boğulur bu millet yarım nefesten
…Kendi kulvarında ağlıyor yürek
…Sadece ya sabır demek mi gerek?

Sırtından beslenir gözünü oyan
Uyan Türk milleti uyuma uyan
İnsan sayılır mı Mehmet’e kıyan
…Kendi kulvarında ağlıyor yürek
…Sadece ya sabır demek mi gerek?

Suçun nedir senin söyle Aktütün
Hışmına uğrarsın it oğlu itin
Diyorlar sadece metin ol metin
…Kendi kulvarında ağlıyor yürek
…Sadece ya sabır demek mi gerek?

Sen terör faresi; belli mizacın
İsyandayım bugün devrilsin tacın
Karalar bağlasın ananla bacın
…Kendi kulvarında ağlıyor yürek
…Sadece ya sabır demek mi gerek?

Vuslatî ne desin Hasan Aygör’e
Öcün alınacak yazdım deftere
Mevla’m nur yağdırsın yattığın yere
…Kendi kulvarında ağlıyor yürek
…Sadece ya sabır demek mi gerek?

05.10.2008
Osman Öcal

ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ AYGÖR TOPRAĞA VERİLDİ


Hakkari'nin Şemdinli İlçesindeki Aktütün Jandarma Sınır Karakolu'na Terör Örgütünce Düzenlenen Saldırıda Şehit Olan Jandarma Uzman Çavuş Hasan Aygör'ün Cenazesi, Kırıkkale'nin Keskin İlçesi Armutlu Köyünde Toprağa Verildi.
************************************************************************
Kimden: Şemsettin DERVİŞOĞLU (Bay, 50)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 5.10.2008 16:36 (GMT +2:00)
Konu: Yn: [yeni-edebi-akim..] SADECE YA SABIR DEMEK Mİ GEREK?
Feryat figan od'un düştüğü yerde
Bu acıyla akıl kalır mı serde
Görmüyor gözlerim inmede perde
…Kendi kulvarında ağlıyor yürek
…Sadece ya sabır demek mi gerek?

RABBİM SABIRLAR VERSİN ATEŞİN DÜŞTÜĞÜ OCAKLARA VE YÜCE MİLLETİME.
************************************************************************
Kimden: osman7159 osman öcal (Bay, 49)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 5.10.2008 16:43 (GMT +2:00)
Konu: Yn: Yn: [yeni-edebi-akim..] SADECE YA SABIR DEMEK Mİ GEREK?
AMİN AMİN DİYELİM ÜSDAT.
************************************************************************
Kimden: osman7159 osman öcal (Bay, 49)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 5.10.2008 17:42 (GMT +2:00)
Konu: Gülün Düşümdür (ARUZ VE HECE BULUŞMASI)
YORUM VE ELEŞTİRİYE AÇIK.

Gülün Düşümdür (ARUZ VE HECE BULUŞMASI)

Efil efil esen şafak yelinde,
Tozar zülüflerin telin düşümdür.
Yakar siyah saçın belik belinde,
Yanakta bal kiraz alın düşümdür.

Kesildi dermanın kalınca atsız,
Yorulsa sevdalar uçar kanatsız,
Yürek ayazlamış kanar sanatsız,
Akıp durulmayan selin düşümdür.

Vuruldu gönlümüz celal yapından,
Bazen bakıp bakıp geçer kapından,
Kar etse kullanır ölüm hapından,
Şarapla sunduğun balın düşümdür.

Sarılmadan kalan derin yaramsın,
Buram buram tüten elik karamsın,
Ya Vuslatî sorar neden haramsın?
Öper dikenlerin gülün düşümdür.

01.10.2008
Osman Öcal



6+5=11 HECE VEZNİ

Mefâ’ilün Mefâ’ilün fe’ûlün= ARUZ VEZNİ
Sever misin Sever misin Severdim= SEVMEK-SEVİLMEK ÖLÇÜSÜ-TÜRKÇE ARUZ VEZNİ (İ.Alaettin GÖVSA METODU)
Kaynak: Yeni Edebi Akim =Gülce

GÜLCE'DE 23. GÜN (06.10.2008)
Kayıt Tarihi: 07.10.2008 ; Ekleyen: TekilDüny@lı/YusufBoz@n
06.10.2008
YENİ EDEBİ AKIMIMIZ GÜLCE'nin BİR ŞİİR ATÖLYESİ-FİKİR MEYDANI olarak görev yapmasını dilediğimiz antoloji com da oluşturulan GRUP'ta 23. gün gerçekleştirilen mesajlaşmalar aşağıdadır:
************************************************************************************************************************************************
06.10.2008
YENİ EDEBİ AKIMIMIZ GÜLCE'nin BİR ŞİİR ATÖLYESİ-FİKİR MEYDANI olarak görev yapmasını dilediğimiz antoloji com da oluşturulan GRUP'ta 23. gün gerçekleştirilen mesajlaşmalar aşağıdadır:
************************************************************************************************************************************************
Kimden: Refika Doğan/Yeni Edebi Akım-Gülce/ (Bayan, 50)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 6.10.2008 04:01 (GMT +2:00)
Konu: Yn: Selamlar, bu günkü çalışmam yorumlarınıza sunuyorum.
Merhaba...Hoş geldiniz sevgili Gülten hanım! Gelişinize çok sevindim, teşekkür ederim..Katılımınızla daha da güçlenirken, gerek bireysel gerekse kollektif çalışmalarımızla Yeni Edebi Akım= Gülce' mize yepyeni katkılar, anlamlar yükleneceğini biliyor, inanıyorum o taze soluklu denemelerinizin yaratacağı ışığın gücüne. Başarılı, dostça paylaşımlarla dolu günlere..RefikaDoğan
************************************************************************
Kimden: Refika Doğan/Yeni Edebi Akım-Gülce/ (Bayan, 50)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 6.10.2008 04:01 (GMT +2:00)
Konu: Yn: 5.ANTALYA ŞAİRLER BULUŞMASI-Duyuru=1
Merhaba Grubum, Dostlarım, Can'larım., Şiiri ve ona emek veren şairi ciddiye alan...Şiirle şairi, şairle şairi buluşturan...Özgür ve özgün bir ortamda şiirin dününü, bugününü ve yarınını konuşan bir anlayışın buluşma günüdür bu gün. Antalya Şairler Buluşmasının 5.cisi bu yıl yine aynı anlayış ve coşkuyla değerli şairleri ve onların yürek sesleri olan şiirleri buluşturacak, Antalya' nın doğa harikası bir beldesinde. Bu etkinlikle, başladığı ilk günden bu güne değin -sorumlu, duyarlı, tutarlı, üretken, ayrımsız özenli seçiciliğinden ve estetik anlayışından hiç bir şey yitirmeksizin daha da değerlenerek, güçlenerek ve taşıdığı misyonun farkındalığıyla onurlanarak- yine siz değerli dostlarına, şiire; en iyi, en güzel verilmeye çalışılmaktadır. Gelenekselleşen bu anlamlı etkinliğe emek verenlerin başında olan saygıdeğer Mustafa CEYLAN hocamız ve şahsında tüm değerli dostlarımızı içtenlikle kutluyor, teşekkür ediyorum. Daha nice başarılı yıllar içinde şiirin,şairin değer ve saygınlık kazanmasını diliyorum. İnanıyorum ki, değerli şairlerimiz, dostlarımız her yıl olduğu gibi bu yıl da şiire ve ona emek verenlere sahip çıkacaklardır katılımlarıyla. Dostça...Refika Doğan
************************************************************************
Kimden: Refika Doğan/Yeni Edebi Akım-Gülce/ (Bayan, 50)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 6.10.2008 04:15 (GMT +2:00)
Konu: Yn: SADECE YA SABIR DEMEK Mİ GEREK?
Elbette ki salt ' Ya Sabır..' demek yeterli ve doyurucu değildir. Giden can.. Fidan gibi gençlerimiz ve O'nları o güne getiren ailelerin acısı... İnanıyorum ki en kapsamlı ve caydırıcı şekliyle gereken dik ve kararlı duruş gösterilecektir, gereken yerlere! Şiiriniz gerek duygu olarak gerekse yeni akıma uygun şemasıyla çok anlamlı bir çalışma değerli arkadaşım..Ulusal acının gölgesinde filizlenen yüreğinize ve değerli kaleminize saygıyla, dostça...RefikaDoğan
************************************************************************
Kimden: MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 56)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 6.10.2008 07:47 (GMT +2:00)
Konu: Yn: [yeni-edebi-akim..] Gülün Düşümdür (ARUZ VE HECE BULUŞMASI)
OSMAN ÖCAL'IN 'GÜLÜN DÜŞÜMDÜR' BAŞLIKLI ŞİİRİNİN
ŞİİR TEKNİĞİ BAKIMINDAN ANALİZİ


Mustafa CEYLAN


GÜLCE EDEBİYAT AKIMIMIZIN ÖNCÜLERİNDEN Osman ÖCAL'ın (Yeni Edebi Akım =GÜLCE) Grubumuzda yayınlanan, 'Gülün Düşümdür' başlıklı şiiri HECE-ARUZ vezinlerimiz ve şiir tarihimizdeki NAZIM TÜRLERİ bakımından incelenmesinin bir zaruret olduğu kanaatindeyim.

1-ARUZ VEZNİ BAKIMINDAN ANALİZ

-'Gülün Düşümdür' başlıklı şiir, aruz veznimizin (Mefâ’ilün Mefâ’ilün fe’ûlün) kalıbı ile yazılmıştır. Şiirde herhangi bir 'aruz kusuru' bulunmamaktadır.

-Şiirin kafiye yapısı:

-a
-b
-a
-b
*
-c
-c
-c
-b
dizilişindedir.

-Şiir 4 adet 4'lükten (Kıta) dan meydana gelmiştir.
-Şair 'Vuslatî' mahlasını şiirin son kıtasının 3. dizesinde tapşırmıştır.
-Şiir GÜLCE ARUZ diye isimlendirdiğimiz rahmetli İbrahim Alâettin GÖVSA'nın 'SEVMEK-SEVİLMEK' ölçüsü adını verdiği, Türk diliyle kolayca aruz vezinli şiir yazma tekniği ile yazılmıştır.

Şimdi; gelelim, bizim DİVAN EDEBİYATIMIZda-Aruz dünyamızda bu YAPI' da bulunan şiir türlerini kısa olarak sunmaya.

-DİVAN EDEBİYATI'mızda DÖRTLÜKLERLE OLUŞAN NAZIM BİÇİMLERİ

A-TEK DÖRTLÜKLER

1-RÜBAİ
Ele aldığımız şiir TEK DÖRTLÜK'ten oluşmadığından inceleme dışında tutulmuştur.

2-TUYUĞ
TUYUĞ'DA tek dörtlük'le yazıldığından inceleme dışında tutulmuştur.

B-MUSAMMATLAR

1-MURABBA
'Murabba bent adı verilen 4 dizelik kıta(dörtlükler) lardan oluşur. Genellikle uyak düzeni şöyledir.

a-a-a-a /b-b-b-a/c-c-c-a/d-d-d-a....

ilk bendin, ilk 3 dizesi kendi aralarında uyaklı olabilir. Bu durumda uyak düzeni şöyle olur:
b-b-b-a/c-c-ca/d-d-d-a/e-e-e-a....
Yalnız dördüncü dizenin öteki bentlerin dördüncü dizesiyle UYAKLI OLMASI gerekir. Kimi zaman birinci bendin dördüncü dizesi öteki bentlerin dördüncü dizesi olarak yinelenir ve böylece bir NAKARAT meydana getirilir. Böyle murabbalara 'murabba't mütekerrir' denir. Uyak düzeni şöyle olur:
a-a-a-(a) / b-b-b-(a) /c-c-c-(a) /d-d-d-(a) ....

Kimi zaman da birbiriyle UYAKLI olan DÖRDÜNCÜ DİZELERİN sözleri HER BENTTE BAŞKA OLUR. Buna da 'murabba'-t müzdeviç' denir. Şairin mahlası son bendin herhangi bir dizesinde bulunur.

Murabba'nın bent sayısı 3-7 arasında değişir.

2-ŞARKI(Değildir)

3-TERBİ(Değildir)

BU DURUMDA, Osman ÖCAL'ın bu şiiri ARUZ BAKIMINDAN bir MURABBA' T MÜZDEVİÇ'tir.


TÜRK HALK EDEBİYATI' NDAKİ NAZIM TÜR ve BİÇİMLERİ BAKIMINDAN ANALİZ

1-MANİ (Değildir)
2-TÜRKÜ(Değildir)
3-KOŞMA
Halk edebiyatı nazım
biçimleri arasında en çok sevilen KOŞMA, 6+5=11 veya 4+4+3=11duraklı kalıbıyla yazılır.
BU BAKIMDAN, analiz ettiğimiz bu şiir 6+5=11 duraklı KALIBA UYGUNDUR.

4-Bu kalıpların karışık olarak kullanıldığı KOŞMA'lar da vardır. 4 dizeli bentlerden oluşur.Dörtlük sayısı en az üçtür. Genellikle 3 ile 5 arasında değişir. Dörtlük sayısı beşten fazla olan koşmalara da rastlanır. Uyak düzeni BİRİNCİ DÖRTLÜĞÜN DIŞINDA BÜTÜN DÖRTLÜKLERDE AYNIDIR. Uyak düzeni genellikle şöyledir:
b-a-b-a /c-c-c-a / d-d-d-a /....

İlk dörtlüğün uyak düzeni x-a-x-a / ya da b-b-b-a biçiminde de olabilir.
Şair koşmanın son rörtlüğünde mahlasını söyler.

Bu bakımdan da bu şiir bir KOŞMA türüdür.

-(4+3) yedili ve (4+4) sekizli kalıpla yazılmış koşmalar da vardır. Bunların koşma olarak gösterilmeleri ezgilerinden dolayıdır. Zaten, halk arasında özel bir ezgiyle okunan her hangi bir şiire de KOŞMA adı verilmektedir.

-Koşmalar genellikle LİRİK konularda yazılırlar. Aşk duyguları, üzüntüleri, acıları, sevgiliye kavuşma isteği, ayrılıktan yakınma, tabiatla ilgili türlü duydu ve düşünceler hep KOŞMA ile anlatılmıştır. Atasözleriyle işlenmiş, öğüt veren, talihten, kaderden yakınan konularda yazılmış koşmalar da vardır.

Bu bakımdan da analiz ettiğimiz şiir bir KOŞMA'dır.

-Karşılıklı konuışma biçiminde yazılmış koşmalar da vardır. DEDM-DEDİ biçiminde yazılan şiirlere 'Mürâcaa' denilmektedir. Divan şiirinde devardır. Bunlar genellikle sorulu cevaplı olarak düzenlenir.

-BÜTÜN BUNLARA İLAVETEN;
GENEL TİPTEKİ BU KOŞMA İLE BİÇİM YÖNÜNDEN aralarında özellikler bulunan KOŞMA ÇEŞİTLERİ de vardır. Ki bunlar şöyledir:

1-KOŞMA-ŞARKI
İlk dörtlüğün ikinci ve dördüncü dizesi öteki dörtlüklerde NAKARAT olarak yinelenen koşmalardır.
İncelediğimiz şiir, böyle bir ŞİİR DEĞİLDİR.

-TECNİS
Bütün uyakları CİNASLI olan koşmalara denir.
İncelediğimiz şiir, böyle bir ŞİİR DEĞİLDİR.

-MUSAMMAT KOŞMA
Dizelerinde İÇ UYAK bulunan koşmalara denir. Her dizenin sonundaki uyak, dize içinde belirli duraklarla yinelenir. DİVAN ŞİİRİNDE MUSAMMATlar EŞİT İKİ PARÇAYA AYRILABİLEN KALIPLARLA YAZILIR.

Musammat Gazel:

........................... /////.................................a (Matlâ)
............................/////...................................a

..........................b /////...................................b
..........................b /////...................................a

..........................c /////...................................c
..........................c /////...................................a

Bu durumda matlâ' dan sonra gelen beyitler, şu tarzda kafiyelenen birer dörtlük gibi ele alınabilir.
...................................b
...................................b
...................................b
...................................a
*
...................................c
...................................c
...................................c
...................................a

Musammat şiirlerin ayrıca, eşdeğerli vezinlerle yazılması şarttır ve musammat gazeller gibi musammat kasideler dahi vardır.

MUSAMMAT GAZEL ÖRNEĞİ

Beni candan usandırdı /cefâdan yâr usanmaz mı?
Felekler yandı âhımdan/ murâdım şem'i yanmaz mı?

Kamu bîmarına cânân/devâ-yı derd eder ihsân
Niçin kılmaz bana dermân/beni bîmâr sanmaz mı?

Şeb-i hicrân yanar cânım/ döker kan çeşm-i giryânım
Uyarur halkı efgaanım/kara bahtım uyanmaz mı?

Gül-i ruhsârına karşu/gözümden kanlu akar su
Habîbim fasl-ı güldür bu/akar sular bulanmaz mı?

....................................................................
....................................................................

Fuzulî rind-ü şeydâdır /hemîşe halka rüzvâdır
Sorun kim, bu ne sevdâdır / bu sevdâdan usanmaz mı?
(Fuzulî)

EVET,
İncelediğimiz Osman Öcal şiirini bu şiire benzer hale getirelim bakalım
olacak mı?

Efil efil esen şafak yelinde,/Tozar zülüflerin telin düşümdür.
Yakar siyah saçın belik belinde,/Yanakta bal kiraz alın düşümdür.

Kesildi dermanın kalınca atsız,/Yorulsa sevdalar uçar kanatsız,
Yürek ayazlamış kanar sanatsız,/Akıp durulmayan selin düşümdür.

Vuruldu gönlümüz celal yapından,/Bazen bakıp bakıp geçer kapından,
Kar etse kullanır ölüm hapından,/Şarapla sunduğun balın düşümdür.

Sarılmadan kalan derin yaramsın,/Buram buram tüten elik karamsın,
Ya Vuslatî sorar neden haramsın? /Öper dikenlerin gülün düşümdür.

ŞU HALDE incelediğimiz şiir BEYİT TARZINDA yazılmadığından bir musammat gazeL de değildir.

-Peki MUSAMMAT KOŞMA MI ACABA BU ŞİİR?

6+5=11 HECE ÖLÇÜSÜYLE YAZILMIŞTIR.
Kafiye dizilişi şöyledir:
b-a-b-a /c-c-c-a / d-d-d-a /....
Son dörtlükte mahlasını söylemnişmidir? Evet söylemiştir.
Divan şiirindeki musammatlar gibi EŞİT İKİPARÇAYA AYRILMAMIŞ, ama, halk şiirindeki 6+5 duraklı, dörtlükle yazılmıştır.
O zaman HALK ŞİİRİMİZ BAKIMINDAN bu şiir MUSAMMAT KOŞMA'mıdır?
Sorumuzun cevbını bulmak için;
Musammat Koşma'ya edebiyat tarihimizden örnek verelim:

'Bir kâmet-i dirâz serv-i mümtâz
Özge işve-bâz pek elvanlıca
Dîdeleri şeh-bâz bir sâhib-i nâz
Gerdânı sîm-beyâz delikanlıca

..........................................

Bülbül gül-istansız durmaz efgansız
Gedâyî cânansız olamaz ansız
Yâr sevdim akransız ahde îmansız
Ne de pek îmansız ne îmanlıca
(Gedayî)

Dikkat edilirse Gedayî'nin örneğinde İÇ UYAK'LAR VARDIR. (Dirâz-mümtâz-işve-bâz /// vb)
O zaman Osman ÖCAL'ın bu şiiri MUSAMMAT KOŞMA da DEĞİLDİR.

4-AYAKLI KOŞMA
Koşmanın ilk dörtlüğünün ikinci ve dördücü, öteki dörtlüklerinin de yalnız dördüncü dizelerine ZİYADE eklemekle oluşan koşmaya denir. Ve ziyadeler 5 heceli olur.
emek ki AYAKLI KOŞMA da değil bu şiir.

5-ZİNCİRLEME(ZİNCİR-BEND)
ZNCİRLEME OLMADIĞINDAN İNCELEME DIŞINDA TUTULMUŞTUR.

.......................DEVAM EDECEK......................
************************************************************************
Kimden: MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 56)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 6.10.2008 09:12 (GMT +2:00)
Konu: Yn: Yn: [yeni-edebi-akim..] Gülün Düşümdür (ARUZ VE HECE BULUŞMASI) -2
...........DEVAM EDECEK OLURSAK..........(2)

6-DESTAN(Değildir)

7-SEMAİ(Değidir)

8-VARSAĞI(Değildir)


ŞİMDİGELELİM ARUZ ÖLÇÜSÜYLE YAZILAN HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ BAKAIMINDAN İNCELEMEYE

GÜLCE EDEBİYAT AKIMI olarak, Aruz' da, Serbest de, Hece' de bizim diye yola çıkışımızın temel nedenlerinden birisiişte bu noktadır.

Bence ŞİİR güzel ve kalıcı kelâm ile insanoğlunu ETKİLEME SANATLARI'ndan en önemlisidir.
Şair, yazdığı dizelerle, başta kendi içindeki 'ben' e enerji yükler, yani önce kendi kendini etkiler, sonra okuyan herkesin etkilenmesini ister. Aşk şiirleri, kahramanlık şiirleri, tasavvufi şiirler vb... hep bu etkilenmeden kaynaklanmıştır.

Peki ŞAİR ŞAİRDEN veya ŞİİR ŞİİRDEN ETKİLENİR Mİ?
ELBETTE ETKİLENİR...
Zira kelimelerle yüzyıllarca ayakta kalabilecek bir GÖKDELEN inşaa etme sanatı olan şiir, milletin ortak hafızasının, ortak kelime hazinesinin amasız işçisidir. O hafızadan, o hazineden inci tanelerini çıkarır çıkarır gönül diliyle ışıl ışıl yapar ve şiirinin mimari yapısına monte eder. Kelime madem ki, milletin ortak değeridir, şüphesiz, bu ortak değeri, her şair kabiliyet ve kapasitesi oranında kullanacaktır. Kelimeler de insanlar gibidir. Zamana karşı dayanan, galip gelen kelimeler ve zamana yenik düşen kelimeler diye de ikiye ayırabiliriz de... Önemli olan GÜLCE'mizde ANLAŞILIR olmaktır.

Ancak, ETKİLENME dediğimizde, bir husus daha zikretmeden geçemiyeceğim.Günümüzde İNTİHAL-HIRSIZLIK olayları o kadar fazlalaşmıştır ki, internetle bunun kontrolü dahi yapılamaz, frenlenemez duruma geldiğini de görüyor ve üzülüyoruz da.

Şair şairden etkilenecektir.
Aynen öyle de, HALK EDEBİYATI ŞAİRLERİMİZ-AŞIKLARIMIZ DİVAN ŞİİRİNDEN, DİVAN EDEBİYATI ŞAİRLERİMİZ DE HALK ŞİİRİNDEN ETKİLENMİŞLERDİR.

Şu kadarla ki, temel de DİVAN EDEBİYATININ nazım birimi BEYİT ve Halk Edebiyatımızın nazım birimi DÖRTLÜK, kendilerini mükemmel ve muhteşem zirvede hep tuta gelmişlerdir. GÜLCE EDEBİ AKIMI olarak, biz hem BEYİT ve hem de KITA(DÖRTLÜK) lerimize, asla sırt dönmeden, onları bozmadan, deforme etmeden, zirveden daha yukarılara çıkarıp, dünya şiiriyle buluşmaya talip bir hareketiz. Hem kendi şiirimize yeni heyecan,yeni ruh ve yeni yükseliş gövdeleri ve enerjileri getireceğiz ve hem de onu Dünya şiirinin ortasına bir GÜL YAĞMURU olarak yağdıracağız. Sevdamız bu...

O sebeple diyoruz ki, bu,BİZİM OLAN DEĞERLERİMİZDEN, BEYİT-ARUZ'umuzdan, KITA-Hecemizden veya SERBEST'imizden ÖZ' LERİNİ MUHAFAZA EDEREK,yeni terkipler ortaya atacak ve yeni nefes alanları çıkaracağız. Kıskaçlardan kurtaracağız şiirimizi ve özgür ufuklarda yükselmesini sağlayacağız diyoruz...

Evet, ETKİLENME dedik.

Halk şiirleri, divan şiirlertinden etkilenerek, bellirli bir kaç BİÇİM ve KALIP' la ŞİİRLER de yazmışlardır. Bu durumun ortaya çıkmasında hep HECE-ARUZ KAVGASI yatmaktadır. Kendilerini bir çeşit ARİSTOKRAT-SARAYLI kabuleden Divan Şairleri, Lale Devri bakışından kurtulamamışlar, Halk Şairlerini yaylada kalmış, cahil ve güçsüz şairler olarak ele almışlardır. Hani günümüzde bazılarının SERBEST ŞİİRE ŞİİR deyip de HECE ŞİİRİ'ne 23 NİSAN ŞİİRİ demesinden bir farkı yok. İşte bu sebeple, Halk şairleri, birkaç kalıp ve biçim almakla kalmayıp divan edebiyatı mazmunlarını da kullanmışlar, hattâ daha ileri giderek bu mazmunları HECE ÖLÇÜSÜYLE YAZDIKLARI şiirlere de sokmuşlardır.

Halk şiirindeki bu aruzlu biçimler sayıca azdır. Kalıplar da HER BİÇİMİN BİR TEK KALIBI olmak üzere 6'yı geçmez. Hattâ, halk ozanlarımızın kullandıkları aruzlarda bir çok hata ve ihmallere de rastlanabilmektedir. Ve tabiiki dil yanlışlıkları da ortaya çıkmıştır. Bu biçimler yalnız ÖLÇÜLERİNE GÖRE DEĞİL, EZGİLERİ de dikkate alınarak adlandırılır.

1-DİVAN
İncelediğimiz şiir DİVAN değildir. Zira divan ARUZUN (fâ'ilâtün /fâ'ilâtün /fâ'ilâtün /fâ'ilün) kalıbıyla yazılır. Saz şairlerimizce özel bir ezgi ile de okunur. Musammat olanları da vardır. Divana sazşairlerimiz DİVANİ de derler.

Gazel biçimindeki divanların uyak düzeni şöyledir:
a-a/x-a/x-a/x-a/...

Murabba biçimindeki divanların uyak düzeni genellikle şöyledir:
a-a-b-a/c-c-c-a/d-d-d-a/e-e-e-a....
İlk dörtlüğün uyak düzeni a-a-a-a, b-a-b-a, b-b-b-a biçimlerinde de olabilir.

Ayaklı Divan'da ise gene ZİYADE'ler vardır.

2-SEMAİ

Aruzun (mefâ'îlün /mefâ'îlün /mefâ'îlün /mefâ'îlün) kalıbıyla yazılan gazel, murabba, muhammes, müseddes biçimindeki şiirlere denir. Ayrı bir ezgiyle okunur. Uyak düzeni divanda olduğu gibidir.

Şu halde incelediğimiz şiir bir SEMAİ değildir.

3-KALENDERİ
Aruzun (mef''ûlü /mefâ'îlü/mefâ'îlü/fa'ûlün) kalıbıyla gazel, murabba, muhammes, müseddes biçiminde yazılan şiirlerdir. Özel bir ezgiyleokunurlar. Uyak düzeni divan ve semainin aynısıdır.

Şu halde incelediğimiz şiir bir KALENDERİ değildir.

4-SELİS
Aruzun (fe'ilâtün/fe'ilâtün/fe'ilâtün/fe'ilün) kalıbıyla yazılan gazellere denir. Murabba, muhammes, müseddes biçimiyle yazılmış selisler de cardır. Uyak düzeni, semai ve kalenderi'de olduğu gibidir.
Şu ahlde incelediğimzişiir SELİS değildir.

5-SATRANÇ
Aruzun(müfte'ilün /müfte'ilün/müfte'ilün/müfte'ilün) kalıbıyla musammat gazel biçiminde yazılan şiirlere denir.

şu halde incelediğimzi şiir SATRANÇ da değildir.Satranç' dakişekil de zaten yoktur.

6-VEZN-İ AHAR
Aruzun (müstef'ilâtün/müstef'ilâtün/müstef'ilâtün/müstef'ilâtün) kalıbıyla murabba biçimiyle yazılır. Uyak düzeni de murabbaya benzer. her dizesi bir müstef'ilâtün parçasına uyan 4 söz öbeğine bölünmüştür. Birinci dizenin parçalarını dolduran sözler, sırasıyla ikinci, üçüncü ve dördüncü dizelerin ilk parçaları olarak yinelenir.Bu düzene göre birinci dize ile 4 dizenin birinci parçalarını dolduran sözler, yukarıdan aşağıya okunduğunda aynı olur. Bunun gibi, ikinci parçalar ikinci dize ile, üçüncü parçalar üçüncü dize ile, dördüncü parçalar dördüncü dize ile yukarıdan aşağıya okunduğunda aynıdır. Vezn- ahar'ın zincirleme biçiminde yazılanları da vardır. Hattâ, bentleri üç dize olan vezn-i âharlara da rastlanmıştır.


.........................DEVAM EDECEK......................
************************************************************************
Kimden: MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 56)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 6.10.2008 09:50 (GMT +2:00)
Konu: Yn: Yn: Yn: [yeni-edebi-akim..] Gülün Düşümdür (ARUZ VE HECE BULUŞMASI) -2
SONUÇ:

Yukarıdan beri ele aldığımız konular ışığında Osman ÖCAL kardeşimizin bu şiiri Aruz-Divan Edebiyatı bakımından Murabba't-Müzdeviç, Halk Edebiyatımız bakımından da bir koşma'dır.

PEKİ;
BU BİR ARUZ HECE BULUŞMASI MIDIR?

GÜLCE EDEBİ AKIMIMIZDA-Buluşma'dan maksat, şiir temelleri üzerinde yeni gövdeler, tarzlar, sesler, söylemlerle yükselmek için BİZİM OLAN DEĞERLERİ, onları bozmadan, gerektiğinde bir arada tutarak, onlardan hız ve ilham almak, yeniden yeni çıkarmaktır.

Nitekim buluşma ADINI VERDİĞİMİZ yeni nazım türü'nde, HECE ve SERBEST'İ BİR ARAYA GETİRDK, GÖRDÜK Kİ GÜZEL DE OLDU.Nasıl HALK OZANLARIMIZ, hani söyler, çalar, çalar da, araya bir öykü, bir dinlenme faslı atar; KÖROĞLU KOLLARI anlatımları örnektir- aynen öyle de bizim önerdiğimiz BULUŞMA' da HECE ile çağlayarak, gürül gürül gelen kelime ırmağını serbestts deltalara, düz ve serbest arziye almakta, adeta şiiri- mısraları dinlendirmekte, düz ovada şırıltılı akışına devam etmesini istemekteyiz.

Aynen bunun gibi HECE-SERBEST BULUŞMASI'na nasıl BULUŞMA adı verdi isek;
HAN DUVARLARI şiirinden ilhamla, Aruz-Gazel' e de yeni bir şekille(HECE-ARUZ/GAZEL) bir araya getirerek ve yeni bir nefes alanı oluşturduk ve adına GÜLİSTAN dedik.

İncelemekte olduğumuz Osman ÖCAL Kardeşime ait şiir;
11'lük hece vezniyle yazılmış bir koşmadır ve şairimiz şiirde seslerle dans ederek, hecelerin açık kapalılıklarına da dikkat ederek murabbat' müzdeviç yapmıştır.
GÜLCE' de ileri sürdüğümüz BULUŞMA' nın asıl maksadı bu değildir.
Buluşma, Ali ile Kemal'in biraraya gelerek, tokalaşması, aynı kervanda yürüyüşe katılmalarıdır. Veya bir başka deyimle; ülkemizde yaşayan herkesin-kökeni ne olursa olsun KARDEŞ olması, ÜLKE, BAYRAK ve MİLLİ DEĞERLERDE bir olması gibidir.Hiç bir zaman Çerkez bir vatandaşımızı Boşnak veya Zaza yapmaya zorlamadan, onu, kendi öz değerleri, felsefesi, yapısı içinde muhafaza ederek, el ele-gönül gönüle ülke için çaba sarfetmelerini sağlamak olarak düşünebiliriz. Buluşmadan maksadımız budur.

Bazen, çok başarılı HECE ŞİİRİ yazan şairlerin şiirlerini ele aldığımda gördüm ki, ses ve ritm-müzikalite, iç hanek o kadar mükemmel ki, aruz kalıplarıyla mukayese yaptığımda, o şahane hece şiirinin aynen aruzun bir kalıbına da uyumlu olduğunu gördüm. Osman Öcal kardeşimde HECE de süper bir kelime kuyumcusu. O halde KOŞMA olarak kaleme aldığı bu şiirin murabbat^' müzdeviç olması da gayet normaldir. Ama, yukarıda açıkladığımız gibi BULUŞMA değil, HECENİN SESTEKİ BAŞARISIDIR.

Türkülerimizdeki o iç ahenk, bizi yakalayıp götüren tınılar, sazın tezenesinden çıkan nağmeler, bunları düşünelim. Bir ağı şiirini, oyun havası tarzında çalıp söyleyemezsiniz. İllâ ki, ona uygun olacaktır müzik yapısı da.

Kalıp, vezin, şekil şiirde sade bir vasıtadır.
Esas amaç için kullanılan bir araçtır.
Araçları amaç haline getirmeden, araçlarda restorasyon çalışmaları yaparak; şiir yolculuğumuzu sonsuzlara, gelecek zamanlara uzatacağız. Kalıcı şiir deyişimiz de bundan...

Unutmayalım ki;
Başarılı her hece şiirinde kesin bir MÜZİKALİTE-mükemmel SES UYUMU VARDIR. Ve her zaman da bir aruz kalıbına uyabilir veya uymayabilir de.

Üç çocuğun var diyelim, şiir, şairin evlâdıdır, o üç çocukun üçünün de bakkal olacağını kestiremezsin. Biraz kadere, genlere, yetişme tarzı ve çevresel etkilere ve ailenin ufkuna, kültür değerlerine, eğitime vb de bakmak gerek ki, bazen ikinci çocuk profesör olur, üçüncüsü de hamal olabilir. Hayat nasılsa, şiirsel hayat da öyledir.

Dilerim, Osman Öcal kardeşim gibi ses ve kelime raksında başarılı olacak şiirler kaleme alırız.
Gökkubbede hoş sada bırakmak da kelimelerin sırrını çözmekle mümkün olacaktır.

Cümlenize selam ve saygılarımı sunuyorum.

Mustafa CEYLAN
************************************************************************
Kimden: MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 56)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 6.10.2008 10:03 (GMT +2:00)
Konu: Yn: Yn: Yn: Yn: [yeni-edebi-akim..] SON TEK CÜMLE-Gülün Düşümdür (ARUZ VE HECE BULUŞMASI) -2
SON TEK CÜMLE:
Osman Öcal Kardeşimin bu şiiri, HECE de ARZU da öldü, TÜRK DİLİYLE ARUZ VEZİNLİ ŞİİR YAZILAMAZ diyenlere, ÖLMEDİĞİNİ ve ANA DİLİMİZ TÜRKÇE ile de şahene hem de ARI-DURU-NEFİS aruz şiiri yazılabileceğini kanıtlayan bir şiirdir.

Teşekkürler, selamlar...
************************************************************************
Kimden: osman7159 osman öcal (Bay, 49)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 6.10.2008 10:57 (GMT +2:00)
Konu: Yn: Yn: Yn: Yn: [yeni-edebi-akim..] Gülün Düşümdür (ARUZ VE HECE BULUŞMASI) -2
BİR ŞİİR YAZDIK NELER ÖĞRENDİK NELER.SİZİ DE EPEY ZAHMETE KOYDUK ÜSDAT. HEMEN ŞUNU BELİRTEYİM BU ŞİİRİ YAZARKEN YENİ NAZIM TÜRÜ OLSUN DİYE YOLA ÇIKMADIM. İNSAN AYNI TÜRDEN ŞİİRLER YAZINCA BİRAZ DA FARKLI BİŞEYLER ARIYOR VE BENDE YAZDIĞIM BİR HECE ŞİİRİNİ ARUZ VEZNİNE UYDURABİLİRMİYİM DİYE YOLA ÇIKTIM. ZATEN BU TÜR ŞİİRLER MUTLAKA YAZILMIŞTIR, HATTA M,NURİ PARMAKSIZ HOCANIN BİR DENEMESİNİ GÖRDÜM, O DA BENİM ŞİİRE BENZİYORDU. AMA BEN ARUZ ŞİİRİ HİÇ YAZMADIM VE YAZABİLİR MİYİM DİYE KARALAMAYA ÇALIŞTIM VE YAZDIM. AMAÇ SADECE ARUZ VE HECEYİ AYNI YERDE KULLANABİLMEKTİ. BEN ŞAHSEN FAYDASINI GÖRDÜM, BU ŞİİRİ YAZARKEN ARUZU ÖĞRENDİM BİRAZ DA OLSA. ŞİİR HİÇ BİR KATOGORİYE GİRMEYEBİLİRDE, SADECE BİR KENDİMİ DENEMEDİR O KADAR. YENİ BİR TEKNİĞİ BEN HAN DUVARLARINDA DENEMEYİ DÜŞÜNMÜŞTÜM AMA SİZ BENDEN ÖNCE YAPMIŞSINIZ.TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM. BU ŞİİR İÇİN VERDİĞİM ZAHMET İÇİN KUSURA BAKMAYIN, İRDELEMENİZ FAYDALI OLDU, YENİ BİLGİLER DÜŞTÜ MASAYA. SELAM VE DUA İLE SAYGILAR ÜSDAT.


----------------------DEVAM EDECEK-----------------------