İçinden elyazması kitaplar geçen bir sohbet
Bursa İnebey Yazma Eser Kütüphanesi Müdürü Hüseyin Kutan ile müessesesi özelinde el yazma kitaplar üzerine konuştuk
İbrahim Ethem Gören/ Dünya Bülteni
Bursa İnebey Yazma Eser Kütüphanesi ülkemizin en iyi yazma eser kütüphanelerinden biri... Dokuz bin elyazması eserin bulunduğu kütüphanenin Müdürü Hüseyin Kutan ile müessesesi özelinde el yazma kitaplar üzerine hasbıhal ettik.
İbrahim Ethem Gören: Kitaplarla nasıl hemhal olmaya başladınız?
Hüseyin Kutan: Ben, elinden Kuran-ı Hâkim'i hiçbir zaman bırakmayan bir hafız babanın oğluyum. Babam Kuran-ı Kerim okurken onu takip ederdim. İlk kitabım da dolayısıyla Bir Kuran-ı Kerim olmuştu. Babam Cuma hutbeleri hazırlarken çalıştığı kitapları da okurdum. Ve daha 4 yaşımdayken babam sureleri okuyarak bana tekrar ettirirdi, Yasin-i Şerif dâhil pek çok sureyi bu minval üzere erken yaşlarda öğrenmiştim. Lakin babamın hafızlığı gibi maalesef Kuran'ı hıfzetmek bana nasip olamadı. Kısacası okumaya başladığım ilkokul çağlarında babamın yüzlerce kitapları arasından seçtiğim bana uygun kitaplarla başladı bu dem... Lise yıllarında arkadaşlarımızla okul kütüphanesinden ve İl Halk Kütüphanesi'nden ödünç kitaplar alarak devam etti okuma serencamım. Sonrasında harçlıklar ve yine babamın aldığı kitaplar, kitaplar, kitaplar...
HELE O ELYAZMASI ESERLERİN KOKUSU...
Bir yazma eseri elinize aldığınızda neler düşünüyorsunuz?
Efendim, bu aslında çok zor bir soru. Şöyle ifade edeyim... Yazma bir eseri elinize aldığınızda ilk olarak hangi konuda yazıldığı merak edilir. Kuran-ı Kerîm mi, Tefsir mi, Tıp, Siyer, Hadis, Kelâm, Fizik, Eczacılık kitabı mı? Kısacası aklınıza gelebilecek her konuda kitap olabilir bu... Lakin ben Güzel Sanatlar Fakültesi'nin Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü mezunu olduğum için, bir yazmayı elime aldığımda o eserin cildinden başlayarak yazı karakterini, tezhibini, iç kapakta kullanılan ebruyu, minyatürleri v.s hatta sayfa kenarlarındaki cetvellerine varıncaya kadar inceliyorum. Hele o el yazması eserlerin kokusu... Düşünün, yüzyıllar öncesinden bugüne kadar ulaşmış, bir şekilde korunmuş o eserleri yazan, tezhipleyen, ciltleyen ve de koruyan insanların yerine koyuyorum kendimi. Bu anlatılması o kadar güç bir duygu ki bazen inanın durduramıyorum gözlerimdeki nemi. Düşünün bir kitaba kim bilir kaç ay, kaç yıl zaman ayırmış bu eserleri bize bırakan ecdadımız. Kim bilir hangi derdin içinde, hangi sıkıntının arasında oturmuş kaleme almış. O esere uygun tezhipler yapılmış, ciltler yapılmış. Mesela bir örnek vereyim size. Kütüphane koleksiyonlarımızdan birinde arkadaşlarımızla yirminin üzerinde her sayfaya cetvel çekilmiş olan bir eser gördük. Düşünün şimdi, 600 sayfalık bir eserin her sayfasında 20 cetvel. 12.000 cetvel eder. Bugün oturup 12.000 değil 50 tane cetvel çekmeye kalksanız acaba kaç günde çekersiniz. İşte bu duygularla oturup düşündüğünüzde benim ne hissedeceğimi ancak o zaman anlarsınız. Özetlemek gerekirse ucu bucağı olmayan bir hayal deryası. İster, ağzınızı açarak hayretle bakın, ister ibretle, ister gözyaşı ile...
Kütüphaneniz hakkında bilgi verir misiniz?
Kütüphanemiz 14. yüzyılın özgün bir taş yapısı olan tarihi İnebey Medresesi'nde hizmet vermektedir. Kütüphane binası ters (T) plan şemasında olup 14. yüzyılın karakteristik özelliklerini taşımaktadır.
Binayı yaptıran İnebey Subaşı, Yıldırım Beyazıd çağının devlet adamlarındandır. Kütüphane binamız 17. yüzyıl sonlarında Amcazade Hüseyin Çelebi tarafından esaslı şekilde tamir ettirildiğinden daha sonraki kadı sicillerinde Hüseyin Çelebi Medresesi adı ile de anılmıştır.
Uzun yıllar medrese olarak hizmet veren bu bina daha sonra özel kişilerin eline geçmiştir. Bursa'da pek çok anıtsal eserin onarılarak hizmet görmesine vesile olan "Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumu"nun kurucu başkanı ve Bursa Erkek Lisesi'nin de felsefe öğretmeni olan merhum Kazım BAYKAL da Osmanlı Devleti'nin son döneminde bir medrese öğrencisi olarak burada tahsil görmüştür. olarak hizmet veren bu bina daha sonra özel kişilerin eline geçmiştir. Bursa'da pek çok anıtsal eserin 1969 yılına kadar Orhan Camii eyvanlarında hizmet veren kütüphane dermesinin 7044 Sayılı Kanuna göre adı geçen camiden tahliye edilmesi gerekiyordu. Bunun üzerine gerekli girişimde bulunan "Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumu"nun yönetim kurulu başkanı merhum Kazım BAYKAL ve diğer üyeleri o zamanki Kütüphaneler Genel Müdürü merhum Aziz BERKER'in dahi uygunluk görüşünü alarak tarihi İnebey Medresesi'nin "Yazma ve Eski Basma Kitaplar"ın toplandığı bir kütüphane olması için gerekli girişimlere başlamışlardır.
Kütüphane binamız bu cümleden olmak üzere binanın mal sahibi keresteci Mehmet ÜNLÜER ile 1961 yılında 165.000 TL'ye anlaşılarak bir kısmı Bursa halkından toplanan bağışlar ile Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumu tarafından satın alınmıştır. Binanın mülkiyeti halen vakıflara ait olup, kütüphane olarak kullanılması şartı ile Kütüphaneler Genel Müdürlüğü'ne tahsis edilmiştir.
Müessesemiz 2010 yılı itibariyle 6093 Sayılı Yasa ile kurulan Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığına bağlı olarak İnebey Yazma Eser Kütüphanesi Müdürlüğü olarak hizmetlerine devam etmektedir.
Binlerce nadir el yazmasının bulunduğu tarihi kütüphane binanızın fiziki şartları kütüphane vasfı için uygun mu?
Kütüphane binamızın fiziki şartları 2010 yılına kadar oldukça kötüymüş. "Kötüymüş diyorum" çünkü benim buradaki hizmete başlamam daha yedi ay oldu. Valiliğimiz Özel İdare kaynaklarıyla binamızın restorasyonunu üstlenmiş ve de şimdiki mümtaz haline kavuşturmuştur.
Kütüphanenize İne Beyin isminin kütüphanenize verilme nedeni hakkında bilginiz var mı?
Az önce arz ettiğim gibi Yıldırım Beyazıt dönemi devlet adamlarımızdan İnebey Subaşı tarafından yaptırılmış bu külliye. Dolayısıyla bu emaneti bize bırakan İnebey'in adının yaşatılması vakıa mutabık olan bir keyfiyettir. Başkanlığımız da bu doğrultuda Bursa Yazma eserler Kütüphanemizin adını İNEBEY olarak vefa duygularıyla koymuştur.
BURSA İNEBEY TÜRKİYE'DEKİ EN İYİ YAZMA ESER KÜTÜPHANELERİNDEN BİRİ
Türkiye'deki yazma eserler kütüphanelerinin arasında kurumunuzun yeri hakkında neler söylemek istersiniz?
2010 yılında Türkiye'de ulusal bir gazete Türkiye'nin en iyi yazma eser kütüphanelerinin tesbit edilmesi amacıyla bir komisyon oluşturdu. Bu komisyonda ülkemizin çok kıymetli bilim adamları da vardı. Komisyonun yapmış oldukları araştırmalar neticesinde Türkiye'nin en iyi on kütüphanesi belirlendi. İnebey Yazma Eser Kütüphanesi en iyiler içerisinde sekizinci sırada yer almıştı. Varın, yerimizi siz tayin edin efendim.
Kitap sanatları deyince ne anlamamız gerekiyor?
Efendim kitap sanatları denilince akla sırasıyla, hat, tezhib, ebru, katı, minyatür ve Cilt sanatları gelmeli.
Bursalılara kitap sanatlarını daha yakından tanıtmak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Önce şunu belirteyim, Geleneksel Sanatlar Mezunu bir idareci olarak hep üzerime borç olarak gördüğüm bir husus var... Bu husus kurumsal kimliğimizin de bir borcudur aslında. Söz konusu kitap sanatlarımızın gelecek nesillere aktarılması ve doğru bir şekilde uygulanması için elimizden gelen ne varsa, gece gündüz durmadan çalışmak zorundayız. Ve projeler üretmeliyiz. Daha önce görev yapmış olduğum yerlerde de gelenekli sanatlarımız adına çok kurslar açtım. Binlerce öğrencimiz oldu. Bursa'ya gelince de kurumdaki arkadaşlarımızla yapmış olduğumuz istişareler neticesinde göreve başladığımızın ikinci ayında "Vefa" isimli bir Geleneksel Türk El Sanatları sergisi açtık. 2 ay sonra bu kez "Vuslat" isimli Klasik Cilt ve Ebru sergisi açtık. Ve aynı ay içerisinde Osmanlıca ve Tezhib kurslarını başlattık.
4 Ocak 2013 tarihinde ise ülkemizin yetiştirdiği geleneksel sanatlarda söz sahibi olan hat sanatında Hasan Çelebi; cilt sanatında İslam SEÇEN; ebru sanatında Alparslan Babaoğlu; tezhib sanatında Muhemmed MAĞ; minyatür sanatında Taner ALAKUŞ üstadlarmızla "Kültür Sanat Buluşmaları-Üstadlar Bursa'da" isimli bir söyleşi programı organize ettik. Burada Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığımız bize desteklerini esirgemedi, sağ olsunlar. Bu bahsettiğimiz faaliyetler 7 aylık bir zaman dilimi içerisinde gerçekleşti. İnşallah çok daha güzel ve kalıcı programlarımız var hayata geçireceğimiz. Rabbimden kolaylık diliyorum bizlere inşallah.
Bahsettiğiniz Osmanlıca ve tezhip kursları teveccüh görüyor mu?
Elbette... Biz kurslarımızı afişe ettiğimizin ikinci günü kayıtlarımız tamamen doldu. Bu çok sevindiriciydi bir gelişmeydi bizim için. İlk başta "Ya kimse kayıt yaptırmazsa" diye endişe duymadık değil. Ama ilgi çok büyük oldu. Bizler de ekip olarak bu duruma çok mutlu olduk.
Hüsnü hat, minyatür, ebru ve cilt gibi kurslar açmayı düşünüyor musunuz?
Allah kısmet ederse bahsettiğiniz bütün kursları açmayı planlıyoruz. Dedim ya bu kursları vermek bizim boynumuzun borcu. Mecburuz.
Bursalıların kütüphanenize ilgisi nasıl?
Üniversite camiamızdan çok kıymetli hocalarımız, gerek kendileri gerekse öğrencileri araştırma yapmak üzere kütüphanemizden faydalanıyorlar. Araştırmacı kitlemiz Bursalılarla sınırlı değil. Yurt içinden ve yurt dışından her kesimden okuyucularımız/araştırmacılarımız var...
Kütüphanenizin müdavimlerinin profilleri hakkına neler söylemek istersiniz?
Şöyle söyleyeyim, okuyucularımız gerçekten çok seçkin. Her alanda koleksiyonlarımızdan yararlanan okuyucularımız var. Biz kendi evlerinde nasıl çalışıyorlarsa burada da öyle çalışmaları istiyoruz.
BURSA DOKUZ BİN YAZMA ESERE EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR
Kaç eser var? Bunların arasında nadir eser diyebileceğimiz vasıfta kaç eseriniz var?
Şuan dokuz bine yakın yazma; yirmi bine yakında matbu eser var. İnanın, yazma eserlerin her biri bizim nazarımızda nadir eser konumunda. Çünkü bu yazma eserlerin her biri tek bir nüsha olduğu için nadir eserdir.
Araştırmacılar elyazmalarından nasıl yararlanabiliyor?
Tamamı dijital ortama aktarılmış el yazması eserlerimizi bilgisayar ortamında okuyucularımızın hizmetine sunmuş bulunuyoruz. Okuyucularımız bilgisayarlarımızdan istediği kitaba ulaşabiliyorlar ve de araştırmalarını yapabiliyorlar.
El yazması eserlerin fiziki muhafazası nasıl yapılıyor?
Kütüphanemiz 24 saat boyunca güvenlik sistemleriyle korunmaktadır. Bu yeterli midir, elbette ki hayır. Dolayısıyla kitabın ana düşmanı olan nem ve ateşe karşıda son sistem kurulu bir ekipmanımız mevcuttur. Kitaplarımızı muhafaza ettiğimiz ana depomuzda iklimlendirme ve klima sitemimiz son teknoloji ile oluşturulmuştur ve muhafazamızı bu şekilde yapmaktayız.
Kütüphanenize yeni eserleri nasıl temin ediyorsunuz?
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığımızın oluşturduğu bir satın alma kurulu var. Belirli aralıklarla eser satın alınıyor ve merkezimiz İstanbul Süleymaniye Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü'nde bulunuyor. Vatandaşlarımız ellerinde atalarından kalma yadigâr diye nitelendirdikleri el yazmalarını Kurulumuzun belirlediği ücret mukabilinde müessesemize satma imkânına sahip oluyor. Fakat bağış yoluyla da kitap alabiliyoruz.
Genel olarak Bursalıların kültür ve sanata bakışı hakkında neler söylemek istersiniz?
Bursa halkı sanatın her alanında çok şanslı... Tiyatrodan müziğe; resimden çiniye ve geleneksel sanatlara kadar her türlü sanat etkinliklerini takip edebilecek durumdalar. İzlediğim kadarıyla Bursa halkı da bu kültür ve sanat faaliyetlerinin hakkını veriyorlar sağ olsunlar.
DEDELERİNİN MEZAR TAŞINI OKUYAMAYAN KAÇ MİLLET VARDIR?
Kitap sevdalılarına mesajınız nedir?
Her vatandaşımız muhakkak Osmanlıca başta olmak üzere kitap sanatlarımızdan herhangi biriyle uğraşmalı. Bu sanatlar bizim öz be öz sanatlarımız. İlgi ve alakaya mecburuz... Osmanlıca öğrenmeyen bir tek vatandaş bile kalmasın umudunu taşıyorum. Zira çok sevdiğim bir söz vardır. "Dedelerinin mezar taşını okuyamayan acaba kaç millet vardır." Bizim için çok incitici değil mi.
İlginiz için teşekkür ederim.
Efendim, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Bursa İnebey Yazma Eser Kütüphanesi Müdürlüğü olarak biz size teşekkür ediyoruz. Var olun...
--------------------------
kaynak: http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=244739