Gülce Edebiyat Akımı

Tam Görünüm: Mutlu, kutlu, umutlu olmak
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.
Mutlu, kutlu, umutlu olmak

Ahmet ÖZDEMİR
*************


Ne kadar mutluyuz? Çevremde mutlu insan görmekte zorlanıyorum. Oysa mutsuz olmak için mevcut nedenlerden çok mutlu olmamız için nedenler var. Hayatta olmaktan büyük mutluluk var mı? Nefes alıp verebilmek... Atatürk'ün söylemek istediği anlamda "Türk"üm diyebilmek. , demişler. Önemli olan mutlu olabilmek için kişinin kendini tanıması ve kendisiyle uyum içinde olması... Bize mutluluk veren şeyler üzerinde yoğunlaşmayız, Pascal'a göre her insan mutluluğu arar. Bunun istisnası yoktur. Ne kadar farklı yöntemler uygulasalar da tek istedikleri mutluluktur ve çocukları için hayattan en çok ne bekledikleri sorulduğunda, tüm dünyadaki insanların buna yanıtı yine çocuklarının mutlu olmaları...
Geliniz Özdemir Asaf'tan bir şiir okuyalım. İşte şairin mutluluğu:

BİR GECE

gecede bir uyku,
uykunun içinde ben...
uyuyorum,
uykudayım,
yanımda sen

uykunun içinde bir rüya,
rüyamda bir gece,
gecede ben...
bir yere gidiyorum,
delicesine...
aklımda sen.

ben seni seviyorum,
gizlice......
el pençe duruyorum,
yüzüne bakıyorum,
söylemeden tek hece.

seni yitiriyorum,
çok karanlık bir anda...
birden uyanıyorum,
bakıyorum aydınlık;
uyuyorsun yanımda,
güzelce....


Gerçek mutluluk yalnız madde mi? "Bir İngiliz gazetesinin açmış olduğu yarışmada okuyuculara şu soru soruldu: 'Yeryüzündeki en mutlu insan kimdir?' Gelen cevaplardan şu dört tanesi ödül aldı:
- İyi yapılmış bir işten sonra ıslık çalan bir sanatkâr.
- Kumda şatolar yapan küçük bir çocuk.
- Yoğun bir iş gününden sonra bebeğine banyo yaptıran bir anne.
- Güç ve tehlikeli bir ameliyattan sonra bir insan hayatı kurtaran doktor.
Ödül alan cevaplar arasında ne mevki, ne para, ne de mal-mülk bulunuyordu (küçük çocuğun yaptığı kum şato hariç!). Bu cevaplar aslında mutluluğun yanı başımızda ve herkes için geçerli olduğunu anlatıyordu" (Robin S. Sharma, Ferrarisi'ni Satan Bilge).



PEKİ, MUTLULUK TAM ANLAMIYLA NEDİR?

"'Mutlu' sözcüğünün birçok yerde gelişi güzel kullanıldığını duyuyoruz. Bu yüzden bu sözcüğün anlamını tam olarak kavramak için önce yüzeysel ya da geçici bir sevinçten daha öte bir şeyin sözünü ettiğimizi anlamalıyız. Gerçek mutluluk bir partide atılan kahkahalar ve eğlence adını verdiğimiz geçici zevkler taşıyan faaliyetlerden daha öte bir şeydir. Sporda kazanılan başarının verdiği heyecan ya da yeni evlilerin heyecanından çok daha öte bir şeydir. Maaşınıza zam geldiğinde içinizdeki uçuyormuşçasına bir duygudan ya da rahat bir evde yaşamanın verdiği huzurdan çok daha öte bir şeydir.

Mutluluğun neler olabileceğine bir bakın! Mutluluk, kendi düşüncelerimizin sessizliğinde yapayalnızken, orada biz ve Tanrı'dan başka kimse yokken, O'nun bizden hoşnut olduğunu hissettiğimizde duyduğumuz o anlatılmaz esenliktir.

Mutluluk arabaları, evleri, tekneleri, eğlence ya da banka hesaplarını düşünmeden yaşamı değerlendirebilme özgürlüğü olabilir. Mutluluk, yaşamın sorunlar, hastalık, bozuk ilişkiler ve trajedilerden ibaret olmadığını görmenin verdiği rahatlık olabilir. Mutluluk, şartların ötesine bakıp size huzur vermesi için Tanrı'ya yakarmak olabilir. Mutluluk, en iyi anlamda, Tanrı'yla içten ve kişisel bir ilişki içinde oldukları için Tanrı'nın kendilerine 'aferin' diyerek tebrik edilme durumunda olduklarının güvencesine ve bu güvencin zevkine sahip olanlar tarafından bulunur."

Tamam, mutluluğun sırrı basit: Yapmayı gerçekten sevdiğin şeyin ne olduğunu bul ve tüm enerjini bunu yapmaya yönlendir. Dünyadaki en mutlu, en sağlıklı ve hoşnut insanların kimler olduğunu araştırsan, her birinin, yaşamdaki tutkularını keşfetmiş ve günlerini bununla uğraşarak geçiren kişiler olduğunu göreceksin. Bu mesaj neredeyse her zaman bir şekilde insanların işine yarar. Zihin gücünü ve enerjini sevdiğin bir uğraş üzerinde yoğunlaştırdığında, yaşamına zenginlik dolar, tüm arzuların kolay ve incelikli bir biçimde yerine gelir

MUTSUZLUK

"Her birimiz tüm yaşam deneyimlerimizden yüzde yüz sorumluyuz. Aklımızda dolaşan her düşünce geleceğimizi yaratmaktadır. Güç merkezi daima yaşadığımız anın içindedir. Herkes kendinden nefret etme ve suçluluk duygusu yüzünden acı çeker. Herkes için en büyük mutsuzluk, "yeterince iyi değilim" şeklinde düşünmektir.

Bu sadece bir düşüncedir. Ancak her düşünce değişime tabidir. Dargınlık, gücenme, darılma gibi yıpratıcı duygularımızın üstesinden gelebilmek, kanseri bile yok edici bir düşünce gücüdür. Kendimizi gerçekten sevdiğimiz zaman, hayatımız her yönüyle düzene girer. Geçmişimizden kurtulmalı ve herkesi bağışlamalıyız. Kendimizi sevmeyi öğrenmeye istekli olmalıyız. Olumlu değişimlerin anahtarı şimdi ve burada kendimizi onaylamak ve kabul etmektir. Bedenimizde 'hastalık' denen şeyin yaratıcısı biziz.