Gülce Edebiyat Akımı

Tam Görünüm: Tutsak Ettik Kendimizi
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.
TUTSAK ETTİK KENDİMİZİ

Bir sis,
Bir duman.
Güneş başını çıkarıyor dağlardan.
Işığa pusu kurmuş beyinler.
Maviler bulanık,
Maviler dertli.

Okyanusları bir çekebilsem diyorum kıyıya.
Yıkasam diyorum kirlenmişliğini karaların,
Ama olmuyor ki...
Durgun maviliklerde beyaza dönmüş ölüm.
Martılar sörf yapmıyor rüzgarların kanatlarında
Denizin yükselmiş ateşi
Deniz hasta.
Yok ki yüreğinde bir çiğ tanesi serinliği.

Açıklarda bir gemi sintinesini boşaltmış
Dikmiş gözlerini mat ve kirli
Bir yağ tabakasının üstündeki
Karpuz kabuklarına, teneke kutulara.
Bir adam bakmakta denize
Dalgın ve düşünceli.
Allah kahretsin der gibi iki eli.
Konuşuyor kendi kendine sallayıp başını.
Adam hasta,
Yok aşklarına filiz veren sürgünler.

Rüzgarlar pişman dağ başlarından geldiğine
Şimdi şehir kirliliğinde solukları
Bir başka kokar.
Rüzgârlar hasta,
Bitmiş tükenmiş kıyılarda.

Dalgakıranların başına konmuş martılar
Can çekişmekte çoğu.
Kıvrılıyor bedenlerine düşmüş
İncecik boyunları.
Kuşlar hasta
Sanki ölüm uykularında.

Bir ressamın fırçasından çıkmış yorgun
İşlenmemiş sevaplara kurban doğa.
Şimdi her şey kendine sığıntı,
Şimdi her şey kendi kapanında tutsak.
Ve biz bunu da başardık diyorum,
Boğduk denizi kendi sularında
.