Gülce Edebiyat Akımı

Tam Görünüm: DİNİME DAHLEDEN BARİ MÜSELMAN OLSA
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.
[Resim: 46.jpg]
SABİT İNCE
sabitince1@hotmail.com


"DİNİME DAHLEDEN BARİ MÜSELMAN OLSA.."



10 Kasım 2014 Pazartesi 



Günlerdir ihanet çetesi ve onların ortak olduğu malum medyada yeni bir algı operasyonu tüm hızıyla sürdürülüyor. Yok efendim bu saray ne imiş de, bilmem kaç milyara malolmuş da..
  Birkaç gündür birşeyler yazayım istiyordum. Dün Selim Çoraklı'nın harika bir derleme yazısı gözüme ilişti. Baktım okudum benim ekleyeceğim pek fazla birşey bırakmamış. işte Çoraklı'nın yazısı ve benim de altına imza attığım hususlar:
“Sizin için 1.3 milyar mı fazla yoksa 150 milyar dolar mı?”
Şimdi ne bu 150 milyar dolar deyip de salağa yatmayın. Bu 150 milyar dolar sizin 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinin sonrasında ülkenin ettiği zararın toplamı.. Yani siz bu ülkeye ihanet etmek için ABD’li Neoconlar ve İsrail lobisiyle işbirliği yapıp darbe tezgâhlamasaydınız bu 150 milyar dolar ülkenin cebinde kalacaktı.
Şimdi gelin aklınız hala çalışıyorsa bu iki meseleyi kıyaslayın. 1.3 milyar mı israf, yoksa 150 milyar dolar mı?
Gelin isterseniz paralel örgütün yıllarca milletten topladıkları, zekât, fitre, sadaka, burs, kurban parası ve himmetlerle ne yaptıkları ve nasıl bir lüks içinde yaşadıklarını hatırladığımız kadarıyla madde madde yazalım:
– Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı “Köpekler Adası” isimli bir filme 1.5 milyon dolar harcadı.
– Yıllarca zekât ve fitre paraları lüks otellerdeki programlarda kullanıldı.
– Hizmet adına yapıldığı iddia edilen kurumlarda lüks ve israf had safhada. Okullar, yurtlar, TV ve Gazete binaları Firavun saraylarını aratmayacak kadar lüks yapıldı.
– Toplanan zekât ve himmetler Hıristiyan kiliselerinin tamiri için kullanıldı.
– Zekât paraları Hıristiyan enstitülerinin kurulması için harcandı.
– Toplanan kurban paraları toplama maksadına uygun yerlere harcanmadı. Mesela yurt dışında kesilecek bir kurban için 400 TL toplanıyor. Bu kurbanlar yurt dışından ortalama 100-150 TL’ye temin ediliyor. Paranın kalanının nereye harcandığı bilinmiyor. Çünkü bu paraların hiçbir kaydı yok.
– Milletin öğrencilerin ihtiyaçları için verdiği zekat ve burs paralarıyla yüzlerce gazeteci, general, sanatçı vs. yurt dışına taşınarak cemaat propagandasında kullanıldı.
– Milletten toplanan himmetlerle ağabeyler ve ablalar lüks bir hayat sürmeye başladı. Öyle ki ağabeylerin çocukları ve hanımlarına bile hizmete ait araçlar tahsis edildi.
– Zekât, sadaka, fitre, kurban ve burs paraları TV ve gazete çıkarmak için kullanıldı.
– Polislerden toplanan himmet paralarıyla polis imamları kendilerine adeta bir saltanat kurdu. Bu durum Gülen’e defalarca söylenmesine rağmen tedbir alınmadı.
– Gülen’in propagandasını yapmak için büyük reklam kampanyaları düzenlendi. Bilbortlar kiralanarak reklamlar yapıldı.
– Zekât, sadaka, fitre, kurban ve burs paralarıyla uluslar arası gazetelere lüzumsuz reklamlar verildi.
– Zekât, sadaka, fitre, kurban ve burs paralarıyla Gülen için İngiltere’de, Almanya’da ve dünyanın değişik yerlerinde tanıtım ve propaganda programları yapıldı.
– Zekât, sadaka, fitre, kurban ve burs için toplanan milyonlarca dolar Türkçe olimpiyatları adı altında sırf propagandaya yönelik olmak üzere israf edildi.
– Milletten toplanan himmet paralarıyla banka ve sigorta şirketi kuruldu. Bu şirketlerin hisseleri cemaatten ileri gelenlerin şahsi servetlerine aktarıldı.
– Zekât, sadaka, fitre, kurban ve burs paraları bazı siyasi partilerin siyasi propagandaları için hibe edildi.
– Zekât, sadaka, fitre, kurban ve burs paraları özellikle Alevilerin, gezicilerin ve bazı örgütlerin hükümete karşı örgütlenmeleri için harcandı.
– Zekât, sadaka, fitre, kurban ve burs paraları siyasilere hediye vermede kullanıldı. Mesela bir zamanlar Gülen Hüsamettin Cindoruk’a altın saat hediye etti. Buna benzer binlerce lüks hediye rüşvet olarak dağıtıldı.
– Anadolu insanını verdiği zekât, sadaka, fitre, kurban ve burs paraları Gülen’in yanındaki Mollaların saltanatlarının sürmesine harcandı. Pensilvanya gibi yerlerde çiftlikler satın alınarak adeta bir saltanat düzeni kuruldu.
İslam adına yola çıkarak geldiği noktada adeta bir “Paralel İhanet Çetesi”ne dönüşen bu yapının zekât, sadaka, fitre, kurban ve burs paralarını maksatlarının dışındaki yerlere harcadıkları üstü örtülemez bir gerçek olarak ortada durmaktadır.
Uzun yıllar kendini “Cemaat” olarak adlandıran, daha sonra “Camia”ya dönüşen ve özelikle son yıllarda “Paralel Örgüt”e dönüşen bu yapının gelirinin 100-150 milyar dolar olduğu iddia edilmektedir. Niçin iddia diyorum? Çünkü Anadolu insanından değişik isimler altında toplanan bu paraların hiçbir kaydı tutulmamaktadır. Toplanan bu milyarlarca doların nerelere harcandığı da meçhul.
Kendilerine ait kurum, vakıf vb. yerlerin gelir, veraset, intikal, emlak, gümrük vergileri ve harçlardan muaf tutulduğu da bir gerçek. Madem milletin hakkını hukukunu savunuyorsanız önce size tanınan bu imtiyazlı hallerden sıyrılın demezler mi?
Şimdi kendileri böyle kirli olan bir topluluğun çıkıp başkalarına “hırsızsınız, yolsuzluk yapıyorsunuz vs.” demesi gerçekten gülünç oluyor. Tam bu noktada insanın aklına ister istemez şu deyim geliyor:
“Bari dinime dahleden müselman olsa.!
Selim Çoraklı"