03/12/2014, 13:46
SÖZCÜKLER-ÜSLUP VE BİZ
İletişim, hayatımızın her alanında, her zaman diliminde olduğu gibi bizim gibi hizmet sektöründe Çalışanların da en etkili ve en iyi biçimde kullanmak durumunda olduğu kavramlardan bir tanesidir üslup.
İletişimde dikkat etmemiz gereken en önemli unsurların başında kullandığımız sözcükler ve üslup gelmektedir. Hem muhatabımıza bir konuyla ilgili meramımızı anlatabilmek hem de karşı tarafın meramını iyi bir şekilde anlayıp çözebilmek, işimizi en iyi şekilde yapabilmek için sözcükleri ve üslubumuzu iyi belirlemek zorundayız.
Bu iki kavramı öncelikle kendimize olan saygımız bakımından önemser isek hem kendimize olan saygımızı hem karşı tarafın bize ve çalıştığımız kuruma olan saygısını, güvenini bize neler kazandırdığını ve kaybettirdiğini daha iyi analiz edebiliriz.
Büyük düşünür gönül insanı Yunus Emre şöyle der:
Sözü bilen kişinin
İşini sağ ede bir söz
Sözü pişirip diyenin
Yüzünü ağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz.
Bir kişiye olumsuz bir cevap vermek durumunda kaldığımızda bile bunu uygun bir dille söylemek ve karşı tarafın yerinde kendimizi kendimizi düşünerek söylediğimizde yani duygudaşlık kurarak; bize nasıl bir
Üslupla cevap verilmesini bekliyor isek biz de o şekilde kullandığımız sözcükleri karşı tarafı incitmeyecek şekilde dile getirir ve ne istendiğini tam olarak öğrenir ve aynı şekilde anlatabilir isek çözümlenmeyecek bir mesele yoktur.
Çağımız hastalığı iletişimsizliğin en önemli meselelerinden birisidir. Üslûp sorunu ve sözcüklerin gelişi güzel seçilmesi.
Muhatabımız köylü Mehmet Efendi de olsa, İşveren Ahmet Bey de olsa; nezaket üslubumuz, kuşandığımız güzel sözcükler düsturumuz olsun. Bizi biz yapsın iz yapsın.
Üslup aynanız olsun.
Saygıyla kalın…
Nazende GÜLİSTAN(Deniz Garipcan)
İletişim, hayatımızın her alanında, her zaman diliminde olduğu gibi bizim gibi hizmet sektöründe Çalışanların da en etkili ve en iyi biçimde kullanmak durumunda olduğu kavramlardan bir tanesidir üslup.
İletişimde dikkat etmemiz gereken en önemli unsurların başında kullandığımız sözcükler ve üslup gelmektedir. Hem muhatabımıza bir konuyla ilgili meramımızı anlatabilmek hem de karşı tarafın meramını iyi bir şekilde anlayıp çözebilmek, işimizi en iyi şekilde yapabilmek için sözcükleri ve üslubumuzu iyi belirlemek zorundayız.
Bu iki kavramı öncelikle kendimize olan saygımız bakımından önemser isek hem kendimize olan saygımızı hem karşı tarafın bize ve çalıştığımız kuruma olan saygısını, güvenini bize neler kazandırdığını ve kaybettirdiğini daha iyi analiz edebiliriz.
Büyük düşünür gönül insanı Yunus Emre şöyle der:
Sözü bilen kişinin
İşini sağ ede bir söz
Sözü pişirip diyenin
Yüzünü ağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz.
Bir kişiye olumsuz bir cevap vermek durumunda kaldığımızda bile bunu uygun bir dille söylemek ve karşı tarafın yerinde kendimizi kendimizi düşünerek söylediğimizde yani duygudaşlık kurarak; bize nasıl bir
Üslupla cevap verilmesini bekliyor isek biz de o şekilde kullandığımız sözcükleri karşı tarafı incitmeyecek şekilde dile getirir ve ne istendiğini tam olarak öğrenir ve aynı şekilde anlatabilir isek çözümlenmeyecek bir mesele yoktur.
Çağımız hastalığı iletişimsizliğin en önemli meselelerinden birisidir. Üslûp sorunu ve sözcüklerin gelişi güzel seçilmesi.
Muhatabımız köylü Mehmet Efendi de olsa, İşveren Ahmet Bey de olsa; nezaket üslubumuz, kuşandığımız güzel sözcükler düsturumuz olsun. Bizi biz yapsın iz yapsın.
Üslup aynanız olsun.
Saygıyla kalın…
Nazende GÜLİSTAN(Deniz Garipcan)