Gülce Edebiyat Akımı

Tam Görünüm: Mardin'de yaşayan farklı etnik ve inanışlar (1)
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.
Mardin'de yaşayan farklı etnik ve inanışlar (1)



GİRİŞ :


Güneydoğu Anadolu bölgesinin şirin illerinden biridir.Mardin.Güney illerimizin orta kapısıdır. Dicle bölümünde Diyarbakır, Siirt, Hakkâri, Şanlıurfa illeri arasında bir köprü olduğu gibi Irak ve Suriye arasında da komşuluk ilişkileri ileri derecede yüksek, tarihsel değerlere sahip kültürü ile bilinen,konuksever, yurtsever insanların yer aldığı adı dünyaca bilinen zengin bir ilimizdir.Milli Mücadele tarihimizde de düşmana yüz vermemiş, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de yanında yer almıştır.Halk arasında gecenin altın gerdanlığı ve yiğitlerin,mertlerin diyarıdır Mardin.Taşa şekil veren,taş yapılı eserleriyle ünlenen bir kenttir .[/font][/color]
Mardin tarihi M.Ö.üç bin senelik öncelere kadar gider.Bu şehirde, Hititler, Romalılar, Persler, Asurlular, Selçuklular ve Artukoğulları hüküm sürmüşlerdir. Dicle ile Fırat’ın suladığı verimli, alüvyonlu Mezopotamya toprakları içinde yer alır..
Mardin kenti ve civarı farklı dinlerin bir araya gelip kardeşçe yaşandığı bir yerdir.Süryani Cemaati Mardin Metropoliti Saliba Özmen, Mardin’de farklı dinler arasında yaşanan kardeşliğin tüm dünyaya örnek olması gerektiğini söyler.Hıristiyanlar, Müslümanlar, ve Yezidilerin Mardin’de ve yöresinde asırlar boyu beraber yaşadıklarını hatırlatır.
Özmen; 2004 yılında Mardin’de  düzenlenen bir  diyalog platformunda Hz. İbrahim’ in aydınlığında :” Bizler din adamları olarak bölgemizde ve Türkiye genelinde barışın ve huzurun sağlanması için diğer Müslüman kardeşlerimiz olan din adamları ile birlikte dua ettik.Bence insanlar ne kadar çok birlikte dua ederlerse ortak değerleri ne kadar çok paylaşırlarsa dünyamız o derece daha da güzelleşir, huzur bulur.”  diye ifade eder.
Her toplumun kendine özgü birlikte yaşadığı kültür değerleri vardır. İnsan bu değer ölçüleri ile toplum içinde yer alır. Atalarımızın bizlere bıraktığı kültür değerleri vardır.Bu değerlerimizi kuşaktan kuşağa,yaşatmalıyız.Korumalıyız. Kültür değerlerine sahip çıkmayan uluslar tarihin haşin realitesi içinde silinip gitmişlerdir. Ulusların çağdaş uygarlık düzeyinde yerleri almaları için her şeyden önce kendi öz değerlerine önem vermeleri gerekir. İşte bu gün, bir araya geldiğimiz MARDİN’İ tanıtmaya çalışan Uluslararası “Mardin Haftası Etkinliği”  MAREV VAKFI’NIN amaçları doğrultusunda bu programı hazırlamışlardır.
Böylesine güzide ve değerli bir uluslararası bir bilgi şöleninde hepsinden söz etmek olası değildir. Ben bir Mardinli olarak 1970’lerden bu yana Yakından ve uzaktan Mardin Folkloru bağlamında gelenekleri, göreneklerini araştırdım ve yazdım.“Mardin Folkloru Gelenekler ve Görenekler “ adını taşıyan kitabımı Ankara ‘da Marev Vakfı yardımları ile ( 224 sayfalık )  bir kitapta topladım; kitabımı Marev vakfına bağışladım.( 1998.).
MARDİN FOLKLORUNU İNCELERKEN
 MARDİN ve yöresinde değişik dil, din, Kültür ortaklığı ve hoşgörü ortamında ulaşa bildiğim folklorik konular adetleri, görenekleri ve gelenekleri şu başlıklar altında toplayabiliriz:
Dini inanışlar ve batıl itikatlar, çocuklarda 40.gün, ölüm ve yas günlerinde adetler, bayramlarda gelenekler, görenekler, Mardin yöresinde sünnet olayı, kirvelik,yılbaşı eğlenceleri,mevlit okuma gelenekleri, yeni doğan çocuklarda kulağa ezan okuma,çocuklarda köstek bağlama, Kızıltepe İlçesi ,Esenli Köyü’nde sağıma başlama adetleri ve törenleri,Mardin yöresinde düğünler, kız isteme kız kaçırma, başlık konusu,gelin getirme gelenekleri,kına gecesi,düğünlerde Şabaş olayı,düğünlerde bekâr oğlağı,Mardin ve yöresinde sofrada kelle geleneği,
[/size]


ACI KAHVE


( Mırra ) ikramı,Mardin yemekleri,Mardin Türküleri,Mardin Halk oyunları,Mardin’de  söylenen Atasözleri, bilmeceler ve Mâniler ,“Yola Çıktım Mardin’e” türküsünün öyküsü, Mardin’e has bazı ev eşyaları,Mardin’de kuyumculuk ve gümüş işleri, telkâri işleri, Mardin’de Daklar ve dövmeler,Tarihi eserler,Turizm, el sanatları, sepet ve sepetçilik, taşçılık,Mardin Bilâli Köyü’nde yapılan geleneksel şenlikler,Tarihi yerler ve yatırlar,Sultan Şeyhmus yatırı,Çelkâniler, kırk çeşmeler efsanesi, Melmetun Kızın Efsanesi, Mardin ve yöresinde tarihi camiiler ve hamamlar, Süryani Kadim Cemaati ve Deyrül Zaferan manastırı, diğer kiliseler,Kurtuluş savaşında Mardin ve Mardin’in Kurtuluşu ( 21 Kasım 1922). Mardin’in yetiştirdiği bilim adamları, şairler, yazarlar, ve müzisyenler. Mardinli hayırseverler ve Mardin’de İz bırakanlar. 
Mahalli Kıyafetler Sad Giysiler) : eski örf ve adetlerine, gelenek ve göreneklerine son derece bağlıdır. Bu gelenek ve göreneklerine göre de yaşayış tarzı,giyim ve kuşam bakımında yöresel özellikler taşır.Erkeklerin giydikleri meşlah ve başlarına sardıkları puşu her geçen gün biraz daha azalmaktadır.Bunun yerini kasket, şapka, ceket ve şalvar almaktadır. Kasaba ve şehirlerde halkın yüzde 70’şi modern tarzda giymektedirler.
Köylü kadın kıyafetleri ise bölgelere göre değişmektedir. Örnek olarak ova ve dağ köyleri arasında bile bu giyim tarzı bazı farklılıklar gösterir Dağ köylerinde denge denilmen bir çeşit fesin üzerinde birkaç eşarp ( eşarpların sayısı fazla olup kırmızı, yeşil, sarı, pembe  ) gibi renklerle üzerine bağlanır.
Ova köylerinde kadınlar ise sadece başlarına renkli bir puşu sarmaktadırlar. Diğer beden ve ayak giysileri ise dağ köylerindeki gibidir. Ancak her iki kesimde de bekâr kızların değişik giyimleri vardır. Bekâr kızların kullandığı başörtülerinin hepsi renklidir. Evlendikten sonra başlarına keten veya şifondan yapılan beyaz renkte başörtüsü bağlarlar. ( 1 )
Şehir ve kasabalardaki kadınların giysileri tamamen medeni ve çağdaş giyimlidir. Halkımız arasında giyim kuşam bağlamında bir söz vardır:”Moda Fransa’dan çıkar, ama ilk önce Mardin’de uygulanır” derler..
1- Abdülkadir GÜLER - Mardin Folkloru- Gelenekler ve Görenekler- Marev  Vakfıc Yayınları
1998- Ankara