Gülce Edebiyat Akımı

Tam Görünüm: İSTANBUL NOTLARIM
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.
İSTANBUL NOTLARIM
Sabit İNCE
******************


Birkaç günlük İstanbul seyáhatimde çok ilginç olaylar ve uzun zamandır görmediğim dostlarımla buluşma imkanını da buldum. Özellikle 1973 lü yıllarda Bizim Anadolu gazetesinde görev yaptığım yıllarda aynı gazetede yazılar yazan kadim arkadaşım İbrahim Kalkan ile buluşmak ve 40 yıl önceki anıları tazelemek, dostları anmak imkanımız oldu. 

  Yani kısaca çok mutlu günler ve anlar yaşadım.

  İstanbul hakikaten bir devlet büyüklüğünde büyük ve muhteşem bir şehir olduğu kadar aynı zamanda çok kalabalık ve karmaşık bir şehir. Tabii boğaz ve deniz gibi her ilimizde olmayan imkanları da var, tarih kokar her yeri burcu burcu..
  Ayrıca CNR expo fuar alanında yapılan kitap fuarında bazı dost ve arkadaş yazarlarımızla da görüşmek ve sohbet imkanları buldum. Öncelikle sevgili dostum yazar Rıfat Yörük’ün son kitabını cafcaf yayınlarından çıkarmış. İmza gününde onunla olmak ve destek vermek için fuara özellikle gittim ama maalesef Rıfat ile buluşmak imkanım olmadı. İmza işlemini bitirmişti ve söyleşi salonuna gittiğini söylediler, söyleşi salonlarının hepsini dolaştım ama kendisini tebrik etmek ve sohbet imkanını bulamadım. Üzüldüm tabii..

  Bunun yanında M.Niyazi Özdemir hocanın imza gününde hasta halinde okuyucularına kitaplarını imzalamasına şahit olma imkanını buldum. Daha sonra Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve yayımlar Genel müdürlüğü standında şair yazar dostum Osman Baymak ile buluşma ve sohbet etme imkanımız oldu. 

  Daha sonra da Göl yayınları sahibi Mehmet Sabri Kılıç’ın standını ziyaret edip, biraz sohbet ettik. Yayıncılığın sorunları ve kitap fuarlarına olan ilgi ve ilgisizliği konuşma imkanımız oldu. Sonuç olarak yayıncılık ne olduruyor ne de öldürüyordu. Kılıç’ın tarifi böyleydi. 

  Yine Yavuz Bülent Bakiler hoca ile kısa bir sohbet etme imkanımız oldu. Okuyucularına kitaplarını imzalamaktan pek başını kaldıramadığı için kısa bir hoş beş sohbetimiz oldu. Kendisine başarılar ve daha nice güzel eserler vermesini diliyorum. 

  2 Mart günü ise Sevgili kadim arkadaşım İbrahim Kalkan ile 40 yıl sonra biraraya gelme ve görüşme imkanı buldum. Her ikimiz de bu buluşmadan ve birkaç saatlik çaylı sohbetten çok memmun ve mutlu olduk. Kendisi çok farklı ve çok yönlü bir şair, yazar ve sinema oyuncusu idi. İlginç hatıralarını dinledim. Birkaç şiirinin bestelendiğini ve okunduğunu öğrendiğimde kendisi kadar ben de mutlu olmuştum. Hatta bazı bestekarlar kendisinin haberi olmadan şiirlerini bestelemişler ve bir tanesini de yıllar sonra bestekarının vefatından sonra öğrendiğini ilginç bir şekilde anlattı. Merhum bestekar İsmail Demirkıran tarafından bestelenmişti ve kendisi bestesini yıllar sonra bir tesadüf eseri internet ortamında dinleme imkanı bulmuştu.

  İbrahim Kalkan dostumun şu an sayısını hatırlayamadığım tiyatro eserleri, masalları ve şiir kitapları vardı. Hayatını sadece yazarak kazanan bir yazardı. İlerde kendisinin kitaplarından bir iki tanesini sizlere tanıtmaya çalışacağım. 

  Bu yazıyı İstanbul dönüşünde yazdım. 
  Yeni yazılarda buluşmak dileğiyle tüm yazan ve okuyanlara selam olsun...