07/03/2015, 23:35
Şiir, benim için eşyada gizlenmiş hakikati sezmek, görmek için; hakikatin bilgisini elde edebilmek için yaşam biçimi edindiğim, bilgiye erişmenin tek yolu. Genel olarak sanatı, özel olarak da şiiri böyle görüyorum, böyle biliyorum.
Akıl yoluyla sadece nesnenin bilgisine erişebileceğimizi yani nesneyi, dünyada yaşamamızı sürdürebilmek için en rasyonel nasıl kullanabileceğimizi öğrenebiliriz. Bilimin sınırları da aklın sınırlarıyla sınırlıdır. Eşyanın hakikatine erişebilmek için bilimi bir adım ileri taşımak ve sezginin gücüyle yönelmek gerekir. Bunun da ancak sanatla ve uğraşım olan şiirle olabileceğine inanıyorum.
Bilimin bir adım ötesi dememin nedeni bilimi küçümsemek anlamında değil, sınırları ve yöntemini belirlemek açısındandır. Bilim nesnenin bilgisini verir ve somut deliller olmadan kurallar koymaz. Bu nedenle nesneye yaklaşımı sınırlıdır. İşte bu noktada şair olarak bilimin bütün verilerini de içselleştirmiş olmak koşuluyla nesneye girip ondaki gizlenmiş hakikati öğrenmeye çalışırım. Şairi böyle görürüm böyle olmasını isterim.
Ontolojik ve fenemonolojik bir yaklaşımla görünenin ardındaki görünmeyeni görmeyi isterim. Bunun için de şairin hep “üçüncü bir gözü” olmasını yazılarımda dile getirmişimdir. Üçüncü göz bir anlamda aklın sınırlarının bittiği yerde nesneye gönül gözüyle bakmak demektir. Üçüncü göz yani gönül gözü de öyle kolay edinilecek bir göz değil. Yaşamdaki duruşun belirliyor bu gözü edinmende. Çıkarsız, samimi, dürüst, bencil olmayan, herkesi düşünen, aynayı kendi yüzüne değil hakikate tutan erdemli insanlar edinebilir ancak. Bu nedenle “şairin şiiridir önemli olan kendi yaşamı değildir” safsatasına hiç inanmam. Hakikati görebilmek için nerede nasıl durduğun çok önemlidir. Yoksa antenler görüntüyü çekmez.
Şimdi arkadaşlar durmadan şiirlerini gönderiyorlar. “ Nasıl yazmışım?” diye soruyorlar. Ben de yorum yapamıyorum elbet. Çünkü şairden beklediklerim naçizane bunlar. Bu özelliklerin kırıntısını gördüğüm şaire de dört elle sarılıyorum. Ama ne kadar da az böyle şairler. Ne kadar az hem de çok az! Üstelik o kadar çok dergi sahibi de var ki, gazetelerde boy boy isimleri çıksa da kelli felli adamlardan ödüller de alsalar şiir boyutuna ulaşamamış, üçüncü gözünü bıraktım iki gözü de görmeyen sözüm ona şairler.
Selam olsun gönül gözünü açmış hakikati gören şairlere ve sanatçılara!