22/03/2015, 23:51
Veysel Güzellemeleri
Ahmet ÖZDEMİR
Güzellemelerin bir karadı aşk, diğer kanadı doğadır. Aşık Veysel'de hayat, ve tabiat hayale sığmayan güzelliklerle doludur. Kimi zaman Veysel bir avcı. sevgilisi ceylandır. Bahar yeli eser, dağlar kar çiçekleri ile donanır. Veysel'in bir ahdi vardır:
Esti bahar yeli karlar eridi
Kubarmış dağlarda kar çiçekleri
Kavlettim yâr ile ahdim var idi
Birlikte dermeye mor çiçekleri
Baharda coşarsa bu ulu toprak
Vücuda getirir her türlü yaprak
Al yeşil giyinmiş dağlara bir bak
Besleyip büyüten yer çiçekleri.
Yürümüş güzeller helke kolunda
Sivralan köyünde yaylâ yolunda
Devşirmiş bağlamış top top elinde
Kokular koynuna kor çiçekleri.
Ulu Tanrı özenir bezenir yaratır. Sağı solu türlü çiçeklerle donatır. Elvan elvan, burcu burcu kokan bu çiçekler arasında bir çift göz düşününüz, bir çift söz işitiniz. Yanmamanız mümkün değildir:
Bir kökte uzanmış sarmaşık gibi
Dökülmüş gerdana saçların güzel
Gözlerin ufukta bir ışık gibi
Kara bulut gibi kaşların güzel.
Koynundaki turunç mudur nar mıdır
Adın Huri midir, Gülizâr mıdır
Gözlerinden akan yağmurlar mıdır
Onbeş onaltı mı yaşların güzel.
Afat-ı devran mı bilmem ki nesin
Bülbülün avazın andırır sesin
Seher yeli gibi gelir nefesin
Aşıka bahardır kışların güzel
Bu güzelin koynundaki turunç mudur nar mıdır, adı Huri'mi, Gülüzar mı bilmeyiz ama, Veysel için bir afet-ı devran olduğundan kuşkumuz yok.
Aşık Veysel bize yalnız doğanın güzelliklerini anlatmakla kalmaz. Onun elinde bir sihirli fırça vardır. Şiirleri sesli bir tablodur. Bu tabloda tabiat tüm canlılığıyla yaşamaktadır.
Veysel'in şiirlerinde sevgili selviye benzer dallar içinde. Güle benzer allar içinde. Kimi süt beyaz tenli, kimi çifte benli, kimi ahu bakışlı, kimi kor yakışlıdır.
Doğa güzeldir. Tatlı bir nağme, renk renk çiçekler, burcu burcu kokular, cıvıl cıvıl kuşlar, bülbüller, kanaryalar, turnalar.. Aşık Veysel bu güzellikleri birleştirirken, bir başkasının üzerine imzasını atar. Bu da çalışma güzelliğidir:
Tarlam sana üç yüz fidan aşlasam
Tarla coşar fidan çoşar el çoşar
Gücüm yetse hemen işe başlasam
Kazma coşar kürek çoşar bel coşar.
Muhitime örnek olsun maksadım
Sevinir evladım söylenir adım
Hız ile yürürdüm olsa kanadım
Yolcu coşar ayak coşar yol coşar.
Çalışırsan toprak verir cömerttir
Emeksiz istemek dermansız derttir
Çalışmak insana büyük servettir
Kese coşar gönül çoşar el coşar.
Yılda bir kez çiçek açan ağaçlar
Hayatta insana ömür bağışlar
Her taraftan cıvıldaşır o kuşlar
Seher coşar bülbül coşar gül coşar
Güzelin zülfü küpeyi saklar
Ağacın yaprağı meyvayı koklar
Mehtap ile birleşince yapraklar
Gölge çoşar mehtap çoşar dal coşar
Yel değdikçe sor ki dallar ne çeker
Irgalanır durmaz çoşar hû çeker
Demişler ki bu dertleri bu çeker
Saz inler Veysel ağlar tel çoşar.
Görüylüyor ki, Aşık Veysel'e göre doğanın güzelliğinden bir tad alabilmek için de bir emek sarf edilmelidir..
Yiğitlik, erlik, mertlik duyguları Türk halk şiirinde bol bol işlenmiştir ki, Aşık Veysel'i de bu halkanın dışında tutamayız. Vatan sevgisini işleyen şiirlerinden daha önce söz ettik.
Aşık Veysel'de ağıt örnekleri de vardır ki, bunlardan biri bildiğiniz gibi Atatürk'ün ölümünün ardından söylemiş.
"Ağlayalım Atatürk'e / Bütün dünya kan ağladı" diye başlayan bu ağıt "Uzatma Veysel bu sözü / Dayanmaz herkesin özü / Koruyalım yurdumuzu / Dost değil, düşman ağladı." kıtası ile sona ermekte.
Biraz da Veysel'in hicviyelerinden taşlamalarından söz edelim. Bozuk düzeni, cahilliği, namertliği hicvetmiş Aşık Veysel. Taşlamalarında mizahi unsurları katmış.
Memlekete destan oldum
Karım beni beğenmedi
Eşten oldum dosttan oldum
Yarim beni beğenmedi
Ne söylesem "deli" dedi
"Meyva vermez çalı" dedi
"Acma bana kolu" dedi
Sarım beni beğenmedi
Aşık Veysel, geleneketen ayrı kalmış, çıkarı uğruna her bataklığa girmiş aşıkları da hicvetmekten çekinmemiş:
Karadeniz gibi kükrer çoşarsa/ Dalgası gelince yaman aşıklar" demiştir
SONRAKİ YAZIMIZ:ÂŞIK VEYSEL VE TASAVVUF
Ahmet ÖZDEMİR
Güzellemelerin bir karadı aşk, diğer kanadı doğadır. Aşık Veysel'de hayat, ve tabiat hayale sığmayan güzelliklerle doludur. Kimi zaman Veysel bir avcı. sevgilisi ceylandır. Bahar yeli eser, dağlar kar çiçekleri ile donanır. Veysel'in bir ahdi vardır:
Esti bahar yeli karlar eridi
Kubarmış dağlarda kar çiçekleri
Kavlettim yâr ile ahdim var idi
Birlikte dermeye mor çiçekleri
Baharda coşarsa bu ulu toprak
Vücuda getirir her türlü yaprak
Al yeşil giyinmiş dağlara bir bak
Besleyip büyüten yer çiçekleri.
Yürümüş güzeller helke kolunda
Sivralan köyünde yaylâ yolunda
Devşirmiş bağlamış top top elinde
Kokular koynuna kor çiçekleri.
Ulu Tanrı özenir bezenir yaratır. Sağı solu türlü çiçeklerle donatır. Elvan elvan, burcu burcu kokan bu çiçekler arasında bir çift göz düşününüz, bir çift söz işitiniz. Yanmamanız mümkün değildir:
Bir kökte uzanmış sarmaşık gibi
Dökülmüş gerdana saçların güzel
Gözlerin ufukta bir ışık gibi
Kara bulut gibi kaşların güzel.
Koynundaki turunç mudur nar mıdır
Adın Huri midir, Gülizâr mıdır
Gözlerinden akan yağmurlar mıdır
Onbeş onaltı mı yaşların güzel.
Afat-ı devran mı bilmem ki nesin
Bülbülün avazın andırır sesin
Seher yeli gibi gelir nefesin
Aşıka bahardır kışların güzel
Bu güzelin koynundaki turunç mudur nar mıdır, adı Huri'mi, Gülüzar mı bilmeyiz ama, Veysel için bir afet-ı devran olduğundan kuşkumuz yok.
Aşık Veysel bize yalnız doğanın güzelliklerini anlatmakla kalmaz. Onun elinde bir sihirli fırça vardır. Şiirleri sesli bir tablodur. Bu tabloda tabiat tüm canlılığıyla yaşamaktadır.
Veysel'in şiirlerinde sevgili selviye benzer dallar içinde. Güle benzer allar içinde. Kimi süt beyaz tenli, kimi çifte benli, kimi ahu bakışlı, kimi kor yakışlıdır.
Doğa güzeldir. Tatlı bir nağme, renk renk çiçekler, burcu burcu kokular, cıvıl cıvıl kuşlar, bülbüller, kanaryalar, turnalar.. Aşık Veysel bu güzellikleri birleştirirken, bir başkasının üzerine imzasını atar. Bu da çalışma güzelliğidir:
Tarlam sana üç yüz fidan aşlasam
Tarla coşar fidan çoşar el çoşar
Gücüm yetse hemen işe başlasam
Kazma coşar kürek çoşar bel coşar.
Muhitime örnek olsun maksadım
Sevinir evladım söylenir adım
Hız ile yürürdüm olsa kanadım
Yolcu coşar ayak coşar yol coşar.
Çalışırsan toprak verir cömerttir
Emeksiz istemek dermansız derttir
Çalışmak insana büyük servettir
Kese coşar gönül çoşar el coşar.
Yılda bir kez çiçek açan ağaçlar
Hayatta insana ömür bağışlar
Her taraftan cıvıldaşır o kuşlar
Seher coşar bülbül coşar gül coşar
Güzelin zülfü küpeyi saklar
Ağacın yaprağı meyvayı koklar
Mehtap ile birleşince yapraklar
Gölge çoşar mehtap çoşar dal coşar
Yel değdikçe sor ki dallar ne çeker
Irgalanır durmaz çoşar hû çeker
Demişler ki bu dertleri bu çeker
Saz inler Veysel ağlar tel çoşar.
Görüylüyor ki, Aşık Veysel'e göre doğanın güzelliğinden bir tad alabilmek için de bir emek sarf edilmelidir..
Yiğitlik, erlik, mertlik duyguları Türk halk şiirinde bol bol işlenmiştir ki, Aşık Veysel'i de bu halkanın dışında tutamayız. Vatan sevgisini işleyen şiirlerinden daha önce söz ettik.
Aşık Veysel'de ağıt örnekleri de vardır ki, bunlardan biri bildiğiniz gibi Atatürk'ün ölümünün ardından söylemiş.
"Ağlayalım Atatürk'e / Bütün dünya kan ağladı" diye başlayan bu ağıt "Uzatma Veysel bu sözü / Dayanmaz herkesin özü / Koruyalım yurdumuzu / Dost değil, düşman ağladı." kıtası ile sona ermekte.
Biraz da Veysel'in hicviyelerinden taşlamalarından söz edelim. Bozuk düzeni, cahilliği, namertliği hicvetmiş Aşık Veysel. Taşlamalarında mizahi unsurları katmış.
Memlekete destan oldum
Karım beni beğenmedi
Eşten oldum dosttan oldum
Yarim beni beğenmedi
Ne söylesem "deli" dedi
"Meyva vermez çalı" dedi
"Acma bana kolu" dedi
Sarım beni beğenmedi
Aşık Veysel, geleneketen ayrı kalmış, çıkarı uğruna her bataklığa girmiş aşıkları da hicvetmekten çekinmemiş:
Karadeniz gibi kükrer çoşarsa/ Dalgası gelince yaman aşıklar" demiştir
SONRAKİ YAZIMIZ:ÂŞIK VEYSEL VE TASAVVUF