30/03/2015, 17:14
Mendili oyaladım
30 Mart 2015 Pazartesi
Ahmet ÖZDEMİR
Söyler misiniz "Al eline, koy cebine" nedir?
Sizi yormadan yanıtını vereyim: "Mendil"... Bir bilmece daha: "Çarşıdan alınmaz / Mendile konulmaz / Tadına doyulmaz" Onun da yanıtı: "uyku"
Size sunacağım mendilin de içinde uyku yok. Ne yordu Balıkesir türküsünde:
"Mendili oyaladım
Dürmeye kıyamadım"
Sözlükler mendili burun ve ter silmekte, el ve yüz kurulamakta kullanılan küçük, kare biçiminde dokuma ya da içine bazı şeyler konulan dokuma, yağlık, diye tanımlıyorlar. Madde olarak mendilin tanımı doğru... O işlevi şimdi ince kâğıt da yapıyor. Ama mendilin manevi yönü, gelenek görenekler içindeki yeri maddi unsurundan çok büyük.
Cep telefonunun adının bile zihinlerde yer etmediği yıllarda, önemli bir iletişim aracıymış mendil.
Gezintiye çıkan genç kızlar, mendillerini kasten düşürürlermiş. Delikanlılar, mendili yavaşça yerden alır, zarif bir edayla salınarak yürüyen genç kızın arkasından yetişerek, sahibine uzatırlarmış da, bu uzatış aşkı başlatırmış çoğu zaman. Yalnızca mendil düşürmek mi anlatırmış yüreğin tınılarını? Mendilin rengi de duyguları yansıtırmış.
Kırmızı mendil: Seni bütün varlığımla seviyorum;
Mavi mendil: Kederlerdeyim, çok vefâsızsın, sensiz mesut olamam;
Kenarları sarı mendil: Birkaç gündür rahatsızım, çıkamadığımın sebebi budur;
Eflâtun mendil: Yarın penceremin önünden geçiniz, mektup vereceğim;
Beyaz mendil: Seni delice seviyorum;
Pembe mendil: Bütün ümidim sende; anlamını taşırmış.
Kenarları pembe mendil: Sensiz yaşayamam;
Mor mendil: Hayatım senindir;
Kenarları mor mendil: Çapkın! Pek hoşuma gidiyorsun;
Fıstıkî mendil: Dikkat et komşular görecek;
Kenarları yeşil mendil: Sana daima sadık kalacağıma söz veririm,
Yeşil mendil: Gönderdiğin mektubun cevabını bekliyorum, ne zaman göndereceksin? Anlamına gelirmiş. Yeşil mendil deyence, aklıma yıllar yıllar önce Hacer Buluş'un okuduğu bir türkünün sözleri geldi:
"Mendilimin yeşili
Ben kaybettim eşimi"
Mendil tutma ve sallama şekillerinin de anlamı varmış. Mendil gösterilirken ortasından tutulmuşsa, "Bu akşam yahut bu gece seni bekliyorum" anlamına gelirmiş. Karşılığında da mendil sallanırsa, "Hay hay, peki" demekmiş. Örneğin şarkıda söz edildiği gibi Üsküdar'a giderken kadının mendilini düşürmesinin anlamı varmış. Eski zamanlarda kimi kadınlar cilve niyetine mendilini erkeğe doğru fırlatırmış. Mendil sallamak vedaların en hüzünlüsünü resmeder. Mendiller acıklı filmlerin duygudaşı, gözyaşlarının diliydi. Sevimlisi halaylarda halay başının elindeki allı pullu mendillerdi. Sevimsizi bir yenilgiden sonra teslim anlamında sallanan beyaz mendillerdi.
Mendil manilerimizde yer almış. Bir kaçı şöyle:
"Mendilim sende kalsın / Sakla koynunda kalsın / Ben murad almadım / Mendilim murad alsın"
"Mendilim turalıdır / Sevdiğim buralıdır / Geçme kapımın önünden / Yüreğim yaralıdır"
"Mendilim yere yere / Yar gitti gurbet ellere / Yedi mendil çürüttüm / Gözyaşı sile sile"
"Mendilimi uçurdum / Kavak yapraklarına / Ben yârimi düşürdüm / Sevda yataklarına"
"Mendilimi pulladım / Nazlı yâre yolladım / Taa küçüküm be yârim / Niçin dünür yolladın?"
Yarın yazacağım yazıda aynı konuyu sürdüreceğim.
30 Mart 2015 Pazartesi
Ahmet ÖZDEMİR
Söyler misiniz "Al eline, koy cebine" nedir?
Sizi yormadan yanıtını vereyim: "Mendil"... Bir bilmece daha: "Çarşıdan alınmaz / Mendile konulmaz / Tadına doyulmaz" Onun da yanıtı: "uyku"
Size sunacağım mendilin de içinde uyku yok. Ne yordu Balıkesir türküsünde:
"Mendili oyaladım
Dürmeye kıyamadım"
Sözlükler mendili burun ve ter silmekte, el ve yüz kurulamakta kullanılan küçük, kare biçiminde dokuma ya da içine bazı şeyler konulan dokuma, yağlık, diye tanımlıyorlar. Madde olarak mendilin tanımı doğru... O işlevi şimdi ince kâğıt da yapıyor. Ama mendilin manevi yönü, gelenek görenekler içindeki yeri maddi unsurundan çok büyük.
Cep telefonunun adının bile zihinlerde yer etmediği yıllarda, önemli bir iletişim aracıymış mendil.
Gezintiye çıkan genç kızlar, mendillerini kasten düşürürlermiş. Delikanlılar, mendili yavaşça yerden alır, zarif bir edayla salınarak yürüyen genç kızın arkasından yetişerek, sahibine uzatırlarmış da, bu uzatış aşkı başlatırmış çoğu zaman. Yalnızca mendil düşürmek mi anlatırmış yüreğin tınılarını? Mendilin rengi de duyguları yansıtırmış.
Kırmızı mendil: Seni bütün varlığımla seviyorum;
Mavi mendil: Kederlerdeyim, çok vefâsızsın, sensiz mesut olamam;
Kenarları sarı mendil: Birkaç gündür rahatsızım, çıkamadığımın sebebi budur;
Eflâtun mendil: Yarın penceremin önünden geçiniz, mektup vereceğim;
Beyaz mendil: Seni delice seviyorum;
Pembe mendil: Bütün ümidim sende; anlamını taşırmış.
Kenarları pembe mendil: Sensiz yaşayamam;
Mor mendil: Hayatım senindir;
Kenarları mor mendil: Çapkın! Pek hoşuma gidiyorsun;
Fıstıkî mendil: Dikkat et komşular görecek;
Kenarları yeşil mendil: Sana daima sadık kalacağıma söz veririm,
Yeşil mendil: Gönderdiğin mektubun cevabını bekliyorum, ne zaman göndereceksin? Anlamına gelirmiş. Yeşil mendil deyence, aklıma yıllar yıllar önce Hacer Buluş'un okuduğu bir türkünün sözleri geldi:
"Mendilimin yeşili
Ben kaybettim eşimi"
Mendil tutma ve sallama şekillerinin de anlamı varmış. Mendil gösterilirken ortasından tutulmuşsa, "Bu akşam yahut bu gece seni bekliyorum" anlamına gelirmiş. Karşılığında da mendil sallanırsa, "Hay hay, peki" demekmiş. Örneğin şarkıda söz edildiği gibi Üsküdar'a giderken kadının mendilini düşürmesinin anlamı varmış. Eski zamanlarda kimi kadınlar cilve niyetine mendilini erkeğe doğru fırlatırmış. Mendil sallamak vedaların en hüzünlüsünü resmeder. Mendiller acıklı filmlerin duygudaşı, gözyaşlarının diliydi. Sevimlisi halaylarda halay başının elindeki allı pullu mendillerdi. Sevimsizi bir yenilgiden sonra teslim anlamında sallanan beyaz mendillerdi.
Mendil manilerimizde yer almış. Bir kaçı şöyle:
"Mendilim sende kalsın / Sakla koynunda kalsın / Ben murad almadım / Mendilim murad alsın"
"Mendilim turalıdır / Sevdiğim buralıdır / Geçme kapımın önünden / Yüreğim yaralıdır"
"Mendilim yere yere / Yar gitti gurbet ellere / Yedi mendil çürüttüm / Gözyaşı sile sile"
"Mendilimi uçurdum / Kavak yapraklarına / Ben yârimi düşürdüm / Sevda yataklarına"
"Mendilimi pulladım / Nazlı yâre yolladım / Taa küçüküm be yârim / Niçin dünür yolladın?"
Yarın yazacağım yazıda aynı konuyu sürdüreceğim.