Gülce Edebiyat Akımı

Tam Görünüm: Dede Korkut'tan pay çıkar mı ?
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.
Dede Korkut'tan pay çıkar mı ?

8 Temmuz 2015 
Ahmet ÖZDEMİR


Dede Korkut hakkında o kadar çok rivayet var ki. İşte bir kaçı:  570-632 yılları arasında, Peygamberimizin hayatta olduğu dönemde yaşadığı, bir başka anlatıma göre 250 yıl hayat sürdüğü, gelecekten haberler verdiği benzeri bilgiler birer söylenti, bir başka anlatımla rivayettir. Yine, Oğuzların Kayı veya Bayat boylarından  Kara Hocanın oğlu olduğu, İsak peygamberin soyundan geldiği, "kerem sahibi bir evliya" sayıldığı, Peygamberimizin hayır duasını aldığı ve Oğuzlara İslâm dinini öğrettiği de günümüze kadar ulaşan söylenti nitelikli bilgilerdir..
"Ozanların Piri" veya "Ozanların Başı" olarak da nitelenen Dede Korkut'la ilgili gerçek; nerede Türk varsa, orada Dede Korkut'un olduğudur. Türklüğün ve Türk Kültürünün sevdalısı Namık Kemal Zeybek'in söylediği gibi, Korkut Ata'nın, Oğuz ve Kıpçakların bir arada bulunduğu dönemde yaşadığı, Bayburt çevresinin O'nun yaşadığı veya "yeniden yaşadığı" bir bölge olduğudur. Yine gerçek o ki, Dede Korkut, hayattayken Bayburt'ta yaşamasa bile,  yüzyıllardan beri Bayburt'un maneviyat bahçesinde vardır.
Yunus Emre'nin, Sarı Saltuğun, Nasrettin Hoca'nın, Karacaoğlan'ın bir çok yerde mezarının olduğu gibi, Dede Korkut'un da, mezarı, hem Kazakistan'da, hem Bayburt'un Masat köyündedir.
Çünkü atalar atası Korkut Ata, bütünüyle Türk atlasında doğmuş, Türklerin gönüllerinde yaşamış ve orada yatmaktadır.
Bayburt, Türklerin Anadolu'da en eski yerleşim bölgesidir. Selçuklular ve Osmanlılar döneminde önemli bir kültür merkezidir. Bir çok bilim ve sanat adamı yetiştirmiştir.  Bayburtlu, bunların arasında Dede Korkut'u da saymaktadır. 
Bugün için, yazıya geçirilirken konulan adıyla, Dede Korkut ala Lisan-i Taife-i Oğuz han, yani Oğuzların Diliyle Dede Korkut Kitabı'nda yer alan on iki destan özellikli öyküde anlatılan olayların birer söylenti olduğunu öne sürebilirler. Ancak, bu öykülerde, İslâm öncesi ve sonrasında Türklerin yaşayışından, dilinden, tarihinden, edebiyatından ve kültüründen yansımaların getirildiği, günümüze ayna tutulduğu gerçektir. Bir başka gerçek, Dede Korkut öykülerinin, herkesin anlayabileceği arılıkta, durulukta ve akıcılıkta bir Türkçe ile söylenmiş olmasıdır.
Dede Korkut'un Türk dünyasının bilge atası olduğuna söylenti diyebilirsiniz ama, onun Türk toplumunun aile düzenini, eğitim yapısını, davranış biçimlerini, niteliklerini, huylarını hasılı üstün ahlâk ve karakter sağlamlığını anlattığı gerçektir.
Ulusumuzla özdeşleşmiş olan doğruluk, sözünde durmak, başta namus olmak üzere kutsal bildiği değerler uğruna ölmek öykülerin ana temalarındandır. Bu öykülerin verdiği mesajlar arasında, gençlerin ailesine, milletine ve devletine bağlı, cesur,  çalışkan, saygılı, sevgili, hoşgörülü ve mert olmaları yönündedir.
Dede Korkut'un şahsına yönelik yazılanlar ve söylenenler, elimizdeki verilere göre birer söylentidir. Ancak, her hikayede ortaya çıkan ve on iki hikâyeyi birbirine bağlayan, öğüt veren, eğiten, tenkit eden, sorunları çözen, hanlardan çobanlara kadar herkesin saydığı, güvendiği, inandığı, bilge kişi olduğu gerçektir.
Hikâyelerde destanlaşmış tarihi olaylar anlatılmıştır. Halkın ekonomik durumuna, hayvancılıkla geçindiğine ilişkin bilgiler vardır. Kadından ve kadın haklarından söz edilir.  Kadın da hanlık edebilmekte, evlenirken güçlü ve yiğit birini aramaktadır. Anlatılan olaylardan çıkarılacak paylar vardır. Bunlara göre, Oğuzlar'da üstülük yiğitlikle olur. Gençlerin ad alabilmesi için yiğitlik göstermesi gerekir. Yiğitlik gösteren delikanlıya Dede Korkut, "Boğaç" da olduğu gibi,  ad verir. Oğuzlar işlerini kendileri yapamazsa küçük düşerler. Üstülüklerini kaybetmemek için yardım kabul etmezler. Bir örneği, Kazan Han'ın kendisine yardımını engellemek için, çobanı ağaca bağlamasında görebiliriz.
Çıkarılacak paylar söylenti değil,  her dönem geçerli olan gerçeğin anlatımıdır. Yarınlar için de geçerlidir:  Nedir bunlar? Ülkeye sahip çıkmanın, Ekonomik gücün, eli açık olmanın, aç doyurmanın, yoksul donatmanın, dürüst olmanın, konukseverliğin, iyi eş olmanın, iyi evlât yetiştirmenin, hüner ve erdemin gereğidir. Dede Korkut destanlarının kahramanları, iyiliği ve doğruluğu öğütler. Güçsüzlerin, çaresizlerin, her zaman yanındadır. Hile-hurda bilmezler, tok sözlü, sözlerinin eridirler. Türk milletinin birlik ve beraberliğini, millî dayanışmayı, el ele tutuşmayı telkin ederler.