12/03/2016, 14:13
GÜLE GÜLE BONCUK!
",Ah, kimselerin vakti yok
durup ince şeyleri anlamaya"
Gülten Akın
Bırakın hayvanlara nasıl davranılacağını, Boncuk bize insan olmanın da inceliklerini öğretti. Tüm canlıların sayıdeğer olduğunu, onlara saygı ve sevgiyle yaklaşılmasının insan olmanın gereği olduğunu öğretti bize Boncuk. Bu yazıyı da ona olan saygımın ve vefa borcumun ve de bana öğrettikleri için kendisine minnet duygularımın bir ifadesi olarak yazıyorum.
13 yıllık bir ömrü paylaşmanın ardından Boncuk’u kaybettik. Sonsuzluğa uğurladık. Bu yazıyı yazdığım gün 14’üncü günü Boncuk’un gidişinin. İki gün içinde ellerimiz arasından kayıp gitti güzel kızım benim. Kedi kadar bir köpekti. Köpek diyorsam tanımlamak için diyorum yoksa onu hep ismiyle çağırırdım ve hep kızım derdim. Canım benim!Tek tesellimz evde rahat yatağında son nefesini vermesiydi. Annesi Füsun(eşim) hemen temiz bir çarşaf getirdi. Güzel ve işlemeli, tam kızıma layık güzellikte bir çarşaf. Kefen niyetine sarıp sarmaladık, yüzüne gözüne su sürdü eşim güzel sözler söyleyerek. Abisi Ozan’la(oğlum) güzel bir kutuya koyduk. Komşumuz Serdar Bey-bu iyiliğini hiç unutmayacağım- arabasıyla bizi götürdü ormanlık bişr alana. Güzelce Ozan, Serdar ve ben mezar kazdık, Boncuk’u defnettik ve döndük. Nasıl gerekiyorsa öyle güzel kızıma saygımızı, sevgimizi göstererek!
Bu yazıda sizinle yasımı paylaşacak değilim. Zira içinizde bu üzüntüyü bir hayvan için çok gereksiz görenler olabilir. Onlara malzeme verip de güzel kızımın arkasından boş ve üzücü sözler söyletmek istemem kesinlikle. Burada siznle paylaşmak istediğim, Boncuk’tan yola çıkarak bir köpekle yıllar geçirmenin insana neler öğrettiği ve neler kattığıdır. Hani şair bir şiirinde diyor ya “Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var” diye başlayarak. Onun gibi bir şey benimki de. Boncuk’la yaşadıklarımı ve ondan öğreendiklerimi paylaşmak isterim.
Boncuk evimize gelip aileden biri olduğunda henüz 2 aylıktı. Bebrk yani.Daha yürümesini bile bilmiyordu.Tabii çiş yapmasını da. Evin ortasına bir iki kez yapınca tokat attım yüzüne kızgınlıkla. Ertesi gün kızgınlığım geçince seveyim diye yanına gittin. “Boncuk!” diye seslendiğimde kafasını diğer tarafa çevirdi. Şok olmuştum. Benden küsmüştü.Sevdim okşadım sonunda barıştık ama bir köpeğin de küsebileceğini ondan yaşayarak öğrendim. Ondan sonra tokat mı tövbe, asla!
Sadece küsmek mi! Daha ne duyguları varmış da haberimiz yokmuş. Neleri sevdiğini, neleri sevmediğini öğretti bize. Sevincini, üzüntüsünü. Sevmediği birini yıllar geçse de asla sevmezdi. Hastalandığımızda bir hemşire şefkatiyle yanımızdan ayrılmaz ve şefkatini de belli ederdi. Günde 3 kez gezmeye gider, parka gider haftada 2 defa da deniz kenarına giderdik. Gittiğimiz yoldan değil farklı bir yoldan dönerdik. Keşfetmeleri severdi. En çok sevdiği de, benim götürdüğüm yere değil kendi istediği yerlere götürülmesiydi. Nereye gideceğini belli ederdi. Tam yol kavşaklarında durup da hareket etmeyince anlardım ki başka bir yer var kafasında. Parkta oturup düşünürdük birlikte. Ne düşünüyorsa artık bilmem ama düşünmeyi, oturup sağa sola bakmayı çık severdi. Sabahları mamasından yemez bizim yaptığımız kahvaltıdan ister ve iştahla yerdi.
Hangi yolları bildiğini bana göstermekten çok mutlu olurdu. Ben istesem onu zorla istediğim yöne götürürdüm ama ‘o mutlu olacaksa neden onun istediği yere gitmeyeyim ki ‘ diye düşünür ve bilerek onun peşinden giderdim. Bildiği bir şeyin farkedildiğini görünce çok mutlu olurdu. Köpeği olanlar bunları bilir, diğerlerine hayal gelir bunlar. Kendisine yükses sesle konuşulmasına kızardı. Lafa gelmezdi yani. Hele de hat hüt gibi laf edenlere çok kızardı.
Boncuk’la yaşadıktan sonra , kendilerine hayvan muamelesi yapılmayıp da, adam gibi davranılıp fırsatlar verilmesi halinde ne kadar çok şeyi öğrenebileceklerini öğrendim.Hayvanlar da çok sözcük öğrenir, konuşmaları anlar. Hayvanlar da kızar, küser, acı çeker, ağlar, korkar, sevinir , yağmurdan –şimşekten, karanlıktan korkar ve kendi çaplarında insanı onore eden jestler de yapar ve ona saygı ve sevgilerini belli ederler.Onların da güzel yiyeceklere, barınaklara ve sağlık hizmetlerine ihtiyacı olduklarını öğrendim Boncuk’tan ve bundan sonra yaşadığım müddetçe onun anısına hayvan dostlarıma elimden geldiğince iyi davranmaya özen göstereceğim onların daha rahat bir ömür sürmeleri için.
Boncuk gitti. Onu çok seveceğim ve hep özleyeceğim. Umarım bu sonsuz yolculuğumuzda onunla bir yerlerde yine karşılaşır ve yolculuğa birlikte devam ederiz. Yaşamımıza kattığın güzellikler için teşekkürler Boncuk! Yolun açık olsun güle güle canım kızım!
Ha bu arada unutmadan, sevgili Boncuk senin tembihlediğin gibi, seni sevenlere daha yakınlaşacağım ve senin sevmediklerine karşı daha temkinli davranacağım merak etme!
",Ah, kimselerin vakti yok
durup ince şeyleri anlamaya"
Gülten Akın
Bırakın hayvanlara nasıl davranılacağını, Boncuk bize insan olmanın da inceliklerini öğretti. Tüm canlıların sayıdeğer olduğunu, onlara saygı ve sevgiyle yaklaşılmasının insan olmanın gereği olduğunu öğretti bize Boncuk. Bu yazıyı da ona olan saygımın ve vefa borcumun ve de bana öğrettikleri için kendisine minnet duygularımın bir ifadesi olarak yazıyorum.
13 yıllık bir ömrü paylaşmanın ardından Boncuk’u kaybettik. Sonsuzluğa uğurladık. Bu yazıyı yazdığım gün 14’üncü günü Boncuk’un gidişinin. İki gün içinde ellerimiz arasından kayıp gitti güzel kızım benim. Kedi kadar bir köpekti. Köpek diyorsam tanımlamak için diyorum yoksa onu hep ismiyle çağırırdım ve hep kızım derdim. Canım benim!Tek tesellimz evde rahat yatağında son nefesini vermesiydi. Annesi Füsun(eşim) hemen temiz bir çarşaf getirdi. Güzel ve işlemeli, tam kızıma layık güzellikte bir çarşaf. Kefen niyetine sarıp sarmaladık, yüzüne gözüne su sürdü eşim güzel sözler söyleyerek. Abisi Ozan’la(oğlum) güzel bir kutuya koyduk. Komşumuz Serdar Bey-bu iyiliğini hiç unutmayacağım- arabasıyla bizi götürdü ormanlık bişr alana. Güzelce Ozan, Serdar ve ben mezar kazdık, Boncuk’u defnettik ve döndük. Nasıl gerekiyorsa öyle güzel kızıma saygımızı, sevgimizi göstererek!
Bu yazıda sizinle yasımı paylaşacak değilim. Zira içinizde bu üzüntüyü bir hayvan için çok gereksiz görenler olabilir. Onlara malzeme verip de güzel kızımın arkasından boş ve üzücü sözler söyletmek istemem kesinlikle. Burada siznle paylaşmak istediğim, Boncuk’tan yola çıkarak bir köpekle yıllar geçirmenin insana neler öğrettiği ve neler kattığıdır. Hani şair bir şiirinde diyor ya “Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var” diye başlayarak. Onun gibi bir şey benimki de. Boncuk’la yaşadıklarımı ve ondan öğreendiklerimi paylaşmak isterim.
Boncuk evimize gelip aileden biri olduğunda henüz 2 aylıktı. Bebrk yani.Daha yürümesini bile bilmiyordu.Tabii çiş yapmasını da. Evin ortasına bir iki kez yapınca tokat attım yüzüne kızgınlıkla. Ertesi gün kızgınlığım geçince seveyim diye yanına gittin. “Boncuk!” diye seslendiğimde kafasını diğer tarafa çevirdi. Şok olmuştum. Benden küsmüştü.Sevdim okşadım sonunda barıştık ama bir köpeğin de küsebileceğini ondan yaşayarak öğrendim. Ondan sonra tokat mı tövbe, asla!
Sadece küsmek mi! Daha ne duyguları varmış da haberimiz yokmuş. Neleri sevdiğini, neleri sevmediğini öğretti bize. Sevincini, üzüntüsünü. Sevmediği birini yıllar geçse de asla sevmezdi. Hastalandığımızda bir hemşire şefkatiyle yanımızdan ayrılmaz ve şefkatini de belli ederdi. Günde 3 kez gezmeye gider, parka gider haftada 2 defa da deniz kenarına giderdik. Gittiğimiz yoldan değil farklı bir yoldan dönerdik. Keşfetmeleri severdi. En çok sevdiği de, benim götürdüğüm yere değil kendi istediği yerlere götürülmesiydi. Nereye gideceğini belli ederdi. Tam yol kavşaklarında durup da hareket etmeyince anlardım ki başka bir yer var kafasında. Parkta oturup düşünürdük birlikte. Ne düşünüyorsa artık bilmem ama düşünmeyi, oturup sağa sola bakmayı çık severdi. Sabahları mamasından yemez bizim yaptığımız kahvaltıdan ister ve iştahla yerdi.
Hangi yolları bildiğini bana göstermekten çok mutlu olurdu. Ben istesem onu zorla istediğim yöne götürürdüm ama ‘o mutlu olacaksa neden onun istediği yere gitmeyeyim ki ‘ diye düşünür ve bilerek onun peşinden giderdim. Bildiği bir şeyin farkedildiğini görünce çok mutlu olurdu. Köpeği olanlar bunları bilir, diğerlerine hayal gelir bunlar. Kendisine yükses sesle konuşulmasına kızardı. Lafa gelmezdi yani. Hele de hat hüt gibi laf edenlere çok kızardı.
Boncuk’la yaşadıktan sonra , kendilerine hayvan muamelesi yapılmayıp da, adam gibi davranılıp fırsatlar verilmesi halinde ne kadar çok şeyi öğrenebileceklerini öğrendim.Hayvanlar da çok sözcük öğrenir, konuşmaları anlar. Hayvanlar da kızar, küser, acı çeker, ağlar, korkar, sevinir , yağmurdan –şimşekten, karanlıktan korkar ve kendi çaplarında insanı onore eden jestler de yapar ve ona saygı ve sevgilerini belli ederler.Onların da güzel yiyeceklere, barınaklara ve sağlık hizmetlerine ihtiyacı olduklarını öğrendim Boncuk’tan ve bundan sonra yaşadığım müddetçe onun anısına hayvan dostlarıma elimden geldiğince iyi davranmaya özen göstereceğim onların daha rahat bir ömür sürmeleri için.
Boncuk gitti. Onu çok seveceğim ve hep özleyeceğim. Umarım bu sonsuz yolculuğumuzda onunla bir yerlerde yine karşılaşır ve yolculuğa birlikte devam ederiz. Yaşamımıza kattığın güzellikler için teşekkürler Boncuk! Yolun açık olsun güle güle canım kızım!
Ha bu arada unutmadan, sevgili Boncuk senin tembihlediğin gibi, seni sevenlere daha yakınlaşacağım ve senin sevmediklerine karşı daha temkinli davranacağım merak etme!