Gülce Edebiyat Akımı

Tam Görünüm: ÇERÇİCİ ŞİİRCİLER!
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.
ÇERÇİCİ ŞİİRCİLER!


Coşkun KARABULUT


Neredeyse 30 yıl olmuş. Her gün biraz daha kendimi aşabilir miyim, daha iyi şiir yazabilir miyim uğraşındayımdır hep. Daha iyi şiir yazdığım zaman en çok sevinen de kendim oluyorum. Sanki çok candan sevdiğim bir arkadaşım yazmış gibi sevinirim.Bir de şiirimi okuyanlar yazdığım şiirden mutlu oluyorsa, başka biri şey istemem.Daha ne isteyeyim ki?

Şiir yazmak para kazandırmıyor, o kesin. Acaba itibar kazandırıyor mu toplum içinde? Çünkü şairliğini toplum içinde kartvizit olarak kullanan çok insan var. Hatta bunu en çok da, şiir yazamadığı halde, şairim diye ortada dolananlar yapıyor. Ben utanırım, sıkılırım, ortalarda bağıra bağıra “Şairim!” diye dolanmaya.. Zaten şiire gerçekten emek vermiş, samimiyetle uğraşan şairlerin, yani harbi şairlerin kendilerini hep geri çektiklerini, ortalarda fazla görünmediklerini gördüm. Gerekli gereksiz kendini ortaya atmaz gerçek şair. Haddini de bilir, yerini zamanını da.

Şiir bir yetenek işi olduğundan, bir Allah vergisi olduğundan, zaten gerçek şaire bu itibarı Allah vermiştir. Ayrıca toplum içinde dolanıp itibar arayışına girmezler. Gerek yoktur çünkü.

Bu yazıyı gerçek şairlere saygımdan dolayı , ortada şairim diye dolanan sahtekarlar, şarlatanlar ve soytarılar için yazıyorum. Hadlerini bilsinler diye. Yazmayayım diyorum ama birilerinin de bu kendini bilmez soytarılara hadlerini bildirmesi lazım.

Adamda yetenek yok, okuma yok , bilgi yok. Ama hemen kaleme sarılıp şiir yazmaya başlıyor .Hadi yazsın sorun değil. Ülkenin yüzde doksanı öyle yapıyor. Zaten kimsenin bir şey dediği de yok, demeye hakkı da yok. Herkes istediğini yazabilir. Parasını verip matbaadan kitabını da çıkarabilir. Kapı kapı gezip gerçek şairden çok bile satabilir. Çünkü böyle işportacı şiircileri de çok görüyoruz. Bunlara kitap fuarlarında bile rastladığımız oluyor. Herkes bunları tanır ve “Çerçici şiirciler” derler. Allah hiçbir şairi bu duruma düşürmesin.

Neyse konuyu dağıtmayalım. Bu yeteneksiz muhterisler her yerde olabilir. Bunlar kuvve halindeyken, potansiyel haldeyken yani kendi hallerinde ve kimseye karışmadıkları müddetçe sesimizi çıkarmayız. Ama yıllarını bu kutsal şiir uğraşına vermiş, edebiyat dünyasında hakkıyla isim yapmış ve bütün işi gücü kimselere karışmadan kendisiyle yarışmak ve insanlığa bir katkı sunmaya çalışan, ışık olmaya çalışan şiirin emektarlarının elini öpmek yerine, salyalarını akıta akıta bir de saldırmaya kalkarlarsa, o zaman hadlerini bildiririz. Be Allah’ın sersemi haydi yeteneğin yok, okuman, ders alman yok. Saçma sapan , çocukların bile güldüğü aptalca satırları altalta getirerek şiir yazdığını zannedip şair diye ortada soytarılık yapmaya utanmıyorsun, bari bulaşma. Otur oturduğun yerde.

Dedim ya ülkenin yüzde doksanı şiir diye bir şeyler yazıyor. Olsun. Onlara kimsenin bir şey dediği yok. Ama bu memleketin gerçek değerlerine, şiir emekçilerine saldırarak, hele bir de eskaza köşe kapmışlarsa, köşelerinde sövüp sayan şiir şarlatanlarına hadlerini bildirmek gerekir. Bu yeteneksizler şiir yazamayınca, zannediyorlar ki gerçek şairlere saldırırsam beni adam yerine koyarlar.

Şiir zekâ ister, yetenek ister, okuyup bilmek ister, emeğe saygı ister. Her şeyden önce de insanlık ister. Önce insan olacaksın sonra şair. Ötesi yok.
Çerçi deyince birden köyümü ve köye gelen çerçicileri anımsadım. İğneden ipliğe, bir çok şeyi bir arada satan çerçiciler...

İyi gözlemlenmiş bir alanın objektif fotoğrafıydı yazınız üstat. Satır aralarındaki sitayişle yergili  dili algılamamak ve verilmek istenen mesajı almamak  mümkün mü?

Teşekkürler üstat...

Şahsen ben üstüme düşen sorumlulukla almam gerekeni aldım! Umarım ve de dilerim ki; nitelikli şiir ve şairleriyle ülkem, sınırları aşarak çıtayı yükseltsin yazın dünyasında!

Saygı ve dostlukla...