Gülce Edebiyat Akımı

Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.
TR>

 

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Can Kardeşim Osman;

 

Göndermiş olduğun mektubu aldım. Mektubunda, vatandaş Osman olarak bana, <B style="mso-bidi-font-weight: normal">“memlekette ne var, ne yok?” dedikten sonra bize çok soru sormuşsun. Sorularının bir kısmına bu mektupda cevap vereceğim. Hani Halk Şiirinde “ters öğüt destanları” vardı, bir kişiyi övermiş gibi yaparak yeren destanlar; tıpkı onlar gibi cevap vermek isterdim ama, sen kadar “taşlamacı” olmadığım için, kusura bakma, kendi usülümle cevaplayacağım.

 

Memleketin halini soruyordun değil mi?

A be can kardeşim Vatandaş Osman, akvaryum içindeki balık bilmez ki akvaryumun halini, sen Almanyalar’ dan nasıl görüyorsan halimiz öyle işte. Küçülen dünyada gizli saklı bir şey mi kaldı da, bana sorarsın.

 

Gene de azcık manzaradan kesitler sunayım, olur mu?

 

Bizim burada, seçim sandığını bekler oldu millet işte.

 

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Ancak Osman’ım, demokraside ülkenin doğusundaki-batısındaki; her yerdeki vatandaşının oyu eşit olması gerekmez mi? Profesörün de, paşanın da, çöpçünün de, gece bekçisinin de, Veli efendinin de, Hacer ninenin de oyu eşit olması gerekmez mi? “Evet, öyledir; öyle değil mi? Herkes, her vatandaş sandıkta bir oy sahibi” dediğini duyar gibi oluyorum. Osman’ım, vatandaşım benim; <B style="mso-bidi-font-weight: normal">“ben vatandaş Osman” deyişini özledim. Doğru  dersin ama, ben de derim ki, işin görünen yanı o Osman’ım.

 

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Görünen gerçek yanı ise şu :<B style="mso-bidi-font-weight: normal">

 

İstanbul- Ankara-İzmir-Antalya gibi büyük illerde yaşayan sen gibi ben gibi tam 120-130 bin vatandaş bir araya gelerek, sandığa oy atarak bir milletvekili seçip meclise gönderiyor, gönderecek. Tunceli, Bayburt, Artvin vb bazı illerde ise bu iş böyle değil. Bu illerde, en fazla 30-40 bin vatandaş bir araya gelerek, sandığa oy atarak bir milletvekili seçip meclise gönderecek. Ve meclise gidecek her iki milletvekilinin sadece birer oyu olacak…

 

Şaşırdın mı Osman?

Hiç şaşırma!

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Bizim memlekette uygulanan seçim sistemi bu.

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Hani eşitti vatandaşın oyu? Eşitlik neresinde bunun Osman?

Bak Osman’ım, Can kardeşim; biraz daha ve bir kere daha izah edeyim.

 

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Nüfus sayımı bitmedi diye; illerin çıkaracağı milletvekili sayısı (ve partilerin alacağı hazine yardımı dahil) bir “önceki seçime göre” kararlaştırıldı, biliyor musun? Bütün Türkiye’ de 150 bin vatandaş Osman’ın oyu bir milletvekili ediyor.<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> <B style="mso-bidi-font-weight: normal">İstanbul’da 157 bin Osman, Ankara’ da 153 bin Osman, İzmir’ de 157 bin Osman’ın oyuyla bir milletvekili çıkıyor. Tunceli’ de 36 bin, Bayburt’ta 41 bin, Kilis’ te 47 bin Osman’ın oyu ile bir milletvekili meclise gidiyor. Bizim buralarda buna “temsilde adalet” diyorlar Osman. Sizin oralarda ne derler bilmem. Sizin oralarda da böyle mi? Almanya’nın seçim sisteminde <B style="mso-bidi-font-weight: normal">temsilde adalet var mı deyiver, yazıver bana.<B style="mso-bidi-font-weight: normal">

 

Hem sonra, bizim meclisin çoğunluğunun, her zaman ve daima, siyasi parti aday listelerindeki Doğu, Güneydoğu kökenlilerin çok olmasına <B style="mso-bidi-font-weight: normal">ne dersin? Adam, Antalya listesinin başına Genel Başkanın iki dudağı arasından çıkan kararla, <B style="mso-bidi-font-weight: normal">“paraşütle-ithal aday” olarak yerleşiyor, sonra bir bakıyorsun; seçildikten sonra Antalya’ yı unutmuş bile…

Peki Osman, sizin orada nasıl bu manzara? Nasıl; anlat hele, olmaz mı?

 

Osman’ım, Can kardeşım;

Gayet iyi bilirsin ki, memleketimizi kutsal biliriz. Doğusu-batısıyla bütünlüğünü-birliğini de savunmuşuzdur hep ve ömrümüzün sonuna kadar da öyle gideceğiz. Benim burada söylemek istediğimi sakın yanlış anlama. O tarafa çekme, tamam mı? Sistem bunu böyle getiriyor işte.

 

Hem sonra, bizim milletvekillerinin çoğunluğunun avukat-hukukçu ya da işadamı-müteahhit olmasına ne dersin? Meclisimiz, bizim halkımızı tam anlamıyla yansıtan bir sistemle-seçim sistemiyle seçilerek oluşsa, bu <B style="mso-bidi-font-weight: normal">mecliste halkın tüm kesimlerinden-mesleklerinden de temsilci olmaz mıydı?

 

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Gurbette, sizin oralarda zengin-parası olan mı seçiliyor sahi? Bak, Osman’ım bak; bizde vatandaş 2 milyon Ytl si olsa( o da sadece müracaat için istenen) banka kredi kartı borcunu öder; seçim afişleri, yemekler, arabalar, konvoylar, seçim büroları vs’ ye para ayıracak ki, bu nerdeyse 200-300 milyarı bulacak; bu kadar parası olsa; valla bir okul yaptırır, bir sağlık ocağı, bir de çeşme köyüne… Burada manzara bu Osman? Orada da “para” bir numara mı?

 

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Bizim burada, aday olmak için istifa eden memur-kamu görevlisini milletvekili yapamazlarsa, bir önceki görevinden daha üst makama getirirler<B style="mso-bidi-font-weight: normal">. “Bizim için - bizim partimiz için istifa etmiştir” derler. Müşavir olur, “bankamatik memuru” olur. Genel Müdür olur, milletvekili olamayan. Ancak bir şartla; tabanla-halkla-parti örgütüyle bütünleşmiş, tabandan gelenin işi kötü. Onu kendi seçim bölgesinin çok uzağında bir yere görevlendirirler ki, mevcut –o yöreden seçilmiş milletvekilleri rahatsız olmasın diye Osman’ım.

 

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Bizde, barajlar var. Barajı aşabilmek ve meclise girebilmek için her şey “araç” olarak kullanılır. Amaç meclis kürsüsü, gerisi-aklına ne geliyorsa sadece araçtır Osman…

 

Biz de <B style="mso-bidi-font-weight: normal">anketler yapay ve taraflı. Yönlendiricidir hep. Basın, medya, köşe yazarları, sendikaların-odaların vb <B style="mso-bidi-font-weight: normal">kuruluşların yönetim kademeleri bir şekilde işin içine girmişlerdir. Orada nasıl, bilmiyorum Osman. Hele sen anlat da bir öğrenelim.

 

Osman’ım; her şey bir numara içinde burada. Hani standartlar çıktı ya, ondan galiba.

Sakın ola ayakkabı numarası, kapı numarası, vatandaşlık numarası, vergi sicil numarası, bağkur numarası, sokak numarası sanma. Seni bilirim, bazen ters tutarsın tutacağını, tersini anlarsın anlatılanın.

 

Ama, bugünlerde <B style="mso-bidi-font-weight: normal">numaracı başı olup çıktı bazıları. <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Birleşmeler, ayrılmalar, istifalar; hasılı bir sürü numara. Geçen oturduk Vedat’la <B style="mso-bidi-font-weight: normal">siyaset numaraları analizi yaptık.

 

Şu işe bak Osman, numaracı başı derken partisinden milletvekili olamayacağını –olsaydı bakan olurdu-kesin-yada olmak isterdi-Kumbaracıbaşı’nın dediğine bak. Haber aynen şöyle:

 

“Hikmet Çetin, Mehmet Moğultay, Mustafa Sarıgül, Celal Doğan gibi partiler dışında kalan solun önemli isimleriyle bir "Danışma Kurulu" oluşturan, Eski Bayındırlık Bakanı Onur Kumbaracıbaşı solun birleşmesiyle ilgili ağır bir analiz yaptı.

İşte CNN Türk'te canlı yayına katılan Kumbaracıbaşı'nın sözleri:

Ben buna 'Kanla beslenme siyaseti' diyorum. CHP önce SHP'nin kanıyla beslendi. Sonra Kemal Derviş'in kanıyla beslendi, şimdi DSP'nin kanıyla beslenecek. Deniz Bey'le bu işi götürmek mümkün değil. Bunu sosyal demokratlar da söylüyor. Önemli olan vatandaşı heyecanlandıracak bir yenileşme görüntüsü ortaya koymak...”

Yaa gördün mü? Burada Leyla Zana ve arkadaşlarını unutmuş Kumbaracıbaşı, öyle değil mi? Bakanken İller Bankası payını nasıl kendi seçim bölgesine aktarıverdiğini hatırlar mı acaba?

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Kumbara kaynıyor Osman..Kaynıyor da kaynıyor…

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Ocağa odun görmesinler bizi.

Kendine iyi bak can Kardeşim. Özledim seni.

Daha çok yazacaktım ama şimdilik bu kadar yeter, olur mu? Gözlerinden hasretle öpüyorum. Yeğenlere çokça selam…

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Kardeşin Mustafa

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">(imza)