Gülce Edebiyat Akımı

Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Sayfayı normal görüntülemek için, buraya tıklayın.
Hayal Merdivenleri
24.01.2008 13:46:18


Mustafa Ceylan


Hayal üstüne kurulan binalar tez göçer. Düşlerimiz, özlemlerimizle oluşturduğumuz bütçeler tepe takla oldukça, ayaklarımızın altında sandığımız merdivenlerin sanal merdivenler olduğunu gördükçe feryad ve figanlarımız evreni kaplamakta.



Senelerce kamu yönetiminin çeşitli kademelerinde bütçe hazırlama ünitelerinin şurasında-burasında görev yapmış birisi olarak, gördüm ki, çoğu idaremizin gelir bütçeleri bir türlü kapatılamayan kara deliklerle dolu. Bu kara delikleri mevzuat hazretleri çıkmadığı için kapatamayan idareler, bütçelerine hayal de olsa ödenekler koymak durumundalar. Gelir bütçesine konan bu yığılmış-birikmiş rakamlarla da gider bütçe kalemlerine nefes alanları yaratılır ve bütçeyi yönetenlere yıl içinde fasıllar arasında aktarma imkanı tanınır.



Gelir bütçesindeki kara delik rakamının büyüklüğüne aldanan idareci popülist ve siyasette kısa gün kazancı orijinli düşünceye sahipse, gerçekleşemeyecek yatırımlara ödenekler yağdırır, böylece de vaad eden, yapamayan, yalancı lider portreleri doğar…



**

Ülke bütçemizdeki açıklar ve kara delikler değişmeyen dertlerimizin başında gelir. Bu değişmezlik fakirin, dar gelirlinin,memurun, işçinin sırtına zamlar, fiyat artışları diye bir değişmez yükü yükler hep…



**

İşte bir kara delik : Şirketler çöplüğü…



Türk Ticaret Kanunu değişikliğini öngören kanun tasarısı TBMM’nin gündeminde. Adalet Komisyonu tasarıyı alt komisyona havale etti. Önümüzdeki günler içinde komisyona gelecek ve son şekli verildikten sonra Meclis gündeminde ele alınacak.



Tasarının hazırlanmasında görev yapan Prof. Dr. Ünal Tekinalp’in söylemlerine bakacak olursanız, müteşebbis ruhumuzun atıl bir vaziyette nasıl uyumakta olduğunu görürsünüz.



Hani bir söz vardır. “Türk gibi başla, Alman gibi bitir” diyen. Evet, biz müteşebbis ruhumuzla, her şeye iyi ve halisane duygularla başlayan, ancak kısa zamanda önümüze çıkan engellerle o duygulardan vazgeçip attığımız adımları bırakan bir toplumuz. Başlangıçlarımız, beklenen ve özlenen hedeflere ulaşamadı, ulaşamıyor da…



Meclisteki tasarının hazırlanma gerekçesine bakarsak, ülkemizin çalışmayan, aktif olamayan, adresi dahi bulunamayan bir şirketler mezarlığı olduğunu göreceğiz.



Çünkü, 700 bin limited şirket kurmuşuz ve bunların 500 bini ortada yok…

Ortada olmayan şirketlerin kamuya olan vergi, SSK prim borçları işin cabası…

Elbette ki, bu şirketleri kaydedip üyelerinin sayısı ile övünen meslek odaları da çaresizler.



Yeni tasarı zaman aşımı, deniz ticaret hukuku, banka kredi faizleri, cari hesap sözleşmeleri vb bir çok konularda yeni hükümler getireceğe benziyor.



Yeni Ticaret Yasa tasarısı kanunlaşır ve uygulamaya geçerse 1957 li yıllardan beri yaşanan bir kaos ve bunun getirdiği yığılmalar önlenmiş olacak.



Sermayelerini, süresi içinde kanunda belirlenen asgari tutara yükseltmedikleri için münfesih sayılanlar ile herhangi bir nedenle sona ermiş olmalarına rağmen tasfiyeleri yapılmamış veya durmuş bulunan ya da faaliyet göstermedikleri herhangi bir şekilde belirlenen anonim ve
limited şirketler, tasfiye edilecek ve ticaret sicilinden silinecek.



Bu şirketlerin nasıl belirlenebileceğine ilişkin usul ve esaslar, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca yayımlanacak bir tebliğ ile düzenlenecek.



Ticaret sicilinden silinen anonim ve limited şirketlerin sonradan belirlenen varlıkları kendiliğinden Hazine'ye intikal edecek.



**

Kamunun mevzuat hazretlerinden başlanarak reform niteliği taşıyan yasalarla yeniden dizaynı çok çok önemli bir husus. Her siyasi parti seçim beyannamesinin ilk maddelerinde bu reformu anlatmış, buradan hareketle, pembe – mutlu tablolar çizmiştir.



Ayaklarımızın altına konan merdivenlerde yükselemeyişimiz, hatta geriye gidişimizin sebebi bu ve bunun gibi örnekler değil midir? Siz ne dersiniz?