“ Ali’m ”


İftara beş kala geldi haberin
Soluk boğazıma takıldı Ali’m
Tarifi imkânsız böyle kederin
Gözlerden kanlı yaş döküldü Ali’m
Dünyalar başıma yıkıldı Ali’m

İmanım olmasa isyan ederdim
Gidin bulun bana Ali’mi derdim
Sinemi kabını yırtıyor derdim
Hepimizin boynu büküldü Ali’m
Göğsümde kor ateş yakıldı Ali’m

Acını taşımak meğer ne zormuş
Eşine söylemek ateşten kormuş
Sebepler pusuyu yoluna kurmuş
Yokluğun koynuma sokuldu Ali’m
Beynime bir kurşun sıkıldı Ali’m

Kırk bir yaşın sonu ecelmiş neden
Sarıldı kefene incecik beden
Artık ağustosu sevmiyorum ben
Damarımdan kanım çekildi Ali’m
Tırnağım etimden söküldü Ali’m

Uzanmış tabuta boylu boyunca
Öptürmediler can seni doyunca
Dualar içinde Kabre koyunca
Mezarın başında çöküldü Ali’m
Ruhum dar kafese tıkıldı Ali’m

Biri şaka dese yalanmış dese
Çıkıp şu sokaktan biranda gelse
Dört yetim bir dulun yüzleri gülse
Uzaktan uzaktan bakıldı Ali’m
Hasretin ok gibi çakıldı Ali’m

Seni tek başına koyduk ya Ali’m
O gün bugün sanki kırıldı belim
Toprağını sevdi düzeltti elim
Bedenin ukbaya ekildi Ali’m
Üstüne çiçekler dikildi Ali’m


mustafa dogan "





Öncelikle başınız sağ olsun Mustafa Bey! Allah sabır ve metanet versin ailenize! Merhuma Allah' tan rahmet dileyerek acınızı paylaşıyorum dostça...

Ölüm...

Her ne kadar ölüm bir gerçek, acı bir gerçek olsa da ve hatta sözcük olarak bile buz gibi hissedilse varlığı; vakitsiz ve genç ölümler daha da acı! En çok bu ölümler büker belimizi, yıkar yürek kalemizi, silip süpürür bendimizi, taşırır...

Ancak ne var ki "yazgı, mukadderat " der, dayanırız yine de; ağıtlarla, gözyaşlarıyla, hüzünlerle, çilelerle!

Sn. Ceylan hocanın da anımsattığı gibi, şiiriniz içeriğindeki yanık söylemler ve hece ölçüsündeki melodik akışıyla AĞIT niteliklerine sahip bir şiir! Normalde okurken de ağıt tınıları kendiliğinden oluştu iç dünyamda ve alıp götürdü o yakıp kavuran ateşin ortasına!

Başlığın "ALİ' M" olması, şiiri daha içten, daha gerçek, daha çoğul kılmış ki; zaten şiire konu olan acı da bir gerçek! En azından yaşanması muhtemel bir gerçek! Onlarca Ali' nin gerçeği, onlarca Ali yakınının... Şiiri bu derece etkili kılan bu gerçekle birlikte elbette duygu yönü, içerik ve kurgusundaki ustalık.

“İftara beş kala geldi haberin
Soluk boğazıma takıldı Ali’m
Tarifi imkânsız böyle kederin
Gözlerden kanlı yaş döküldü Ali’m
Dünyalar başıma yıkıldı Ali’m”

6+5= 11 hece ölçüsüyle yazılmış ve son mısraya bağlı olarak beşinci bir mısra ile ( yıkıldı, yakıldı, sıkıldı, söküldü, tıkıldı…) gibi ayak kafiyeleriyle adeta bir nakarat oluşturulmuş; mısra sonlarındaki "Ali' m" nidalarıyla da ayrıca güçlü ve sesli bir vurgu yapılarak ağıt tınıları oluşturulmuş kendiliğinden. Bu şematik yapı boyunca aynı melodik sesiyle şiir, oldukça etkileyici!
Yaşamın içinden gerçek bir kesiti mısralara yalın ve samimiyetle aktaran kaleminize saygıyla birlikte, bir kez daha başsağlığı dileklerimle...