• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
“ ÜLKER DOĞMADAN ÖNCE ” Şiirine Yorumum
Dışarıda RefikaDogan
RefikaDoğan
******
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesaj Sayısı: 2,701
Konu Sayısı: 1,516
   
#1
10/09/2012, 04:02
“ ÜLKER DOĞMADAN ÖNCE ”

Şimdi her şeyi unut, desem aşmadan haddi
Hadi, aklındakini soyuver kılıfından
Ülker doğmadan önce aşalım şu serhaddı
Bir mana çıkarmadan hiç kimsenin lafından
Kendini koy ortaya hem manevi, hem maddi
Mazlumlar karşısında vazgeçme insafından
Aklın, zorlu bir yolda tepeleri aşıyor
Aklın, neden habire olmazları kaşıyor?


Bahçede kasımpatı açılmış misler gibi
Kokusunu saçarken hissedenler coşuyor
Bir saka kuşu dalda güneşe sesler gibi
Gökte beyaz bulutlar bir hedefe koşuyor
Gözleri duman almış şafakta sisler gibi
Güneş sisi yarmaya epeydir uğraşıyor
Gönlüm, bahara hasret nergis misali naçar
Gönlüm, avcıyı gören keklik mi, sekip kaçar?


Gerçeklere değil de, sihirlere mi sapsam
Yoksa masallardaki devler gibi uyanıp
Dünya savaşlarına denk kargaşa mı yapsam
Kapılara paslanmış toplarımla dayanıp
Patlatmak için bir de iradeye sahipsem
İçimdeki kinimi saymasam asla ayıp
Ve kendimi avutsam eski yıkıntılarda
İzimi bulurlar mı gizli çıkıntılarda


Yapıp, yakıştıranlar yolunu, yolsuzluğun
Gösterip sahtekârca merhamet fasılları
Anlamını bilmeden açlığın, halsizliğin
İçinde kaybolurlar unutup asılları
Atmaya çabalarken susarak dilsizliğin
Gafletini üstümden; niçin ve nasılları
Çözdüğüm o süreçte zordan çok bunalırım
Ruhuma çöken şeyle yapayalnız kalırım


Bir incir çekirdeği kadar da olamadım
Sinemde dert kök saldı hep dallana dallana
Sakin bir yer bularak içine dalamadım
Gelip geçti kervanlar hep sallana sallana
Mekânı buldum lakin içinde kalamadım
Zalimler istiyordu hep üstüme çullana
Kendimi zaman dışı buldum hata yapalı
Evvel zamanda kalan o yolumdan sapalı


Eldeki sermayeyi kediye yükleyerek
Bir bakıma her şeyi bir anda yok etmeden
Ve kendime nedense yeni dert ekleyerek
Geldiğim günden daha çıplak geri gitmeden
Bunların arkasından günbegün tekleyerek
Hırslarıma kapılıp tamamıyla bitmeden
Adım adım geriye giderek yoklamıştım
Belki de biraz deva bir yerde saklamıştım


Deniz üstünde uçan bir martı kanadının
Gümüş renkli tüyleri ışığı taşıyorken
Sokakta boğazlanan zavallı bir kadının
Magazinci, zevk için gizini kaşıyorken
Eski zamanlardaki trajik bir kadı’nın
Verdiği sakat hüküm içimde yaşıyorken
Bunalmak mı, isyan mı çıldırmama yol açtı
Deliliğim, kolaycı yanımı alıp kaçtı


İçimden geçenleri sanma söyleyeceğim
İçimde bir yerlerde yarısını saklayıp
Dertlerin kalanını sansür eyleyeceğim
İstersen el âleme anlatırsın katlayıp
Sana dediğim kısmı eşit paylayacağım
Kendime birçok şeyi almayı yasaklayıp
Ahvalimi, çalarak anlatan âşıklardan
Münzevi olacağım kaçarak ışıklardan


Civeleğin çıkarla birleşen sakat fikri
Sabah akşam içime öfkeler saçıyorken
Beri yanda durmadan içiyor sarhoş Bekri
Küreklere asılıp denizi geçiyorken
Sandalın başı döner duydukça ayyaş zikri
Adam azdıkça azar denizi içiyorken
Dünya şeffaf ip olmuş, benim içimden geçer
Kürekler suya dalar, “Ya Allah,” der, su içer...


.....Elazığ / Kasım 2011...

Güneri YILDIZ"




Ülker… Her iki adını da çok sevdiğim Süreyya Yıldızı… “Ülker Doğmadan Önce”… Ne güzel, ne sıcacık bir temenni… Acelesi var, içi içine sığmıyor, sızılı olduğu kadar sancılı… Sahi, unutsak dünde yaşanılanları, soyuversek kılıfından çırılçıplak aklımızdakileri, bütün samimiyetimizle ve haddimizi aşmadan… Doğmadan Ülker başımızın üstünde bütün ışıltısıyla; biz aydınlatsak karanlıkları; hiçbir ön yargıya, hiçbir fitne fesat düşünceye kurban etmeyerek sözlerimizi… Koyuversek ortaya, madden manen kendimizi; mazlumlardan yana insafımızla, vazgeçmesek sağduyudan… Her ne kadar aklı mantığı zorlasa da yüksek ve aşılmaz görünen tepeler; aşılmayacak dağ, tepe mi var insan aklı, vicdanı, insafı karşısında? Niye illa ki olmayacak şeyleri, olumsuzlukları kaşır durur aklımız? Her şey biz insanların elinde değil mi; yine bizim iyiliğimiz, geleceğimiz adına? Bahçedeki şu Kasımpatı’ na bakınız! Ne de güzel kokuyor ve her nefeste kokusuyla coşturuyor ruhumuzu… Şu Saka Kuşu’ nun güneşe seslenişine, gökte bembeyaz bulutun kımıl kımıl hareketine bakınız! Hedefe koşarcasına… Sisli şafaklara… Güneşin, altın ışıltısıyla sisleri yok etme devinimlerine bakınız! Tabiat bile belli bir hedefe kilitlenmiş, çaba içinde! Gönlüm bahara hasretle açan Nergis gibiyken; neden avcı gören Keklik gibi kaçıyor sekerekten? O da mı muzdarip bu dertten?


Ben ki, gerçeklerden bahseden; sihirden büyüden, olmayacak şeylerden değil! Aklın yolundan sapıp, münkirin yolundan mı, gitmem, istenilen? Onca öfke, onca kin birikmişken patlamada… Ve buna kapılmadan iradeyi zorlamak…
Ve avutsam kendimi kendi yıkıntılarımda; yine de bulurlar mı izimi, sırlanmış o titrek çıkıntılarda? Bulurlar mı, ha?

Sahte merhametlerin kılıfında yuvalı… Yollusu yolsuzuyla haybeden yiyen soysuz…
Onlar ki; gerçek açlık, yoksulluk nedir bilmez! İşte böylesi maskeler ortasında unutuveriyorum; açlıktan bitap düşmüş, kanı çekilmiş gözlerimin, fersiz sarı bakışını! Ve külçe gibi yığılıp yalpalayan bedenimin inim inim sesini… Bu yüzden dilsizliğim, suskunluğum bu yüzden! Böyledir dilsiz dilimin gafletten çıkma çabası…
O dil ki, çözülürse; çok şeyin karmaşık bir çıkmaza gireceğinden, ortalığa dökülecek kirlerin ruhumu daha da bunaltacağından, yapılmak istenilenin hepten zorlaşacağından ve bedenimle ruhumun kardeş adımlarını zayıflatıp büsbütün yalnız bırakacağından korkuyor…
Ah… Bir incir çekirdeğinin çapı kadar olamadım! Bir incir çekirdeği nedir ki… Vaveylalar kopartan bir incir çekirdeği, bilse derinden salmış kökleri dert bağrımda…
Zaman zaman çok istedim; şöyle sakin bir yerde dönüp özümü duymayı… Ama ah şu kervanlar… Paldır küldür sallanır bir o yana bir bu yana; koparır dertlerimden! Mekân bulsam ne fayda; ben kendimde kalamazken… Kalsam ne olurdu ki? Zalimlerin isteği bu…
Bu yüzden zaman içimde, ben zamanın dışında…
Şimdi kendime dönüp düşünmenin sırası… Hırs denen şu deliye daha da kapılmadan; kapılıp daha da çok hataya takılmadan ve bu çözülebilir yumak düğüm olmadan; aklın yolunda derdi, dertlerden kurtarmalı!
Düşünüyorum... Minik cüssesiyle şu martı, deniz üstünde bile, hayata neler taşır; kanadında ışığı… Ve farklı beyni ile farklı yeşertisiyle insan neleri kaşır, ne boş şeyle uğraşır!
Eğitimli eğitimsiz, varoşundan kentlisine… İçi boşaltıldıkça koşar şöhret peşinde…
Ne ar ne hayâ kaldı, ne özel ne tüzeli… Nasıl bunalmaz insan, nasıl çıldırmaz… Aklın yolu dedikçe delilik kolayı seçti…

Ah! Kimseler bilemez; bir kesenin içinde yarısı iç yarı dış, içimden geçenleri! Derin derin düşünüp, dedim: “ bende kalmalı yarının yarı derdi… Kapanmalı içeri, sızmasın dertler beri…
Ama hiç unutur mu; sessizlikte ses olan, sesime bayrak olan, sazıyla ahvalime yol olan yoldaş olan; benden sızanı çalıp yüküme yüklük olan Âşıklar, unutur mu? Netmeli neylemeli… Kaçıp kalabalıktan kuytulara gitmeli…
Ortalık fikri sabit civelekle taşıyor... Sarhoş nefesli Bekri bu işe çok şaşıyor! Birileri durmadan çıkarına kaşıyor…
Ah! İnsanoğlu, ah…
“Dünya şeffaf ip olmuş, benim içimden geçer
Kürekler suya dalar, “Ya Allah,” der, su içer...”


Son kuplenin 7.ci ve 8.ci mısraları muhteşem bir finalle şiirin bütün anlamını yüklenmiş. Hem de ne muhteşem söylemlerle…
Dünyanın şeffaf bir ip olarak şairin içinden geçmesi ve
Küreğin suya dalarak, Ya Allah deyip su içmesi gibi muhteşem söylemler!

Sekiz mısra, dokuz kupleden oluşan ve 7+7=14 hece vezni ile yazılmış dizelerin kafiye yapısı şu şekilde yapılandırılmıştır:
1)-……….a(had/di)
……….b(kılıfından)
……….a(serhad/di)
……….b(lafından)
……….a(maddi)
……….b(insafından)
……….c(aşıyor)
……….c(kaşıyor)

Görüldüğü gibi, sekiz mısralık birinci kuplenin ilk altı mısraı “a/b/a/b/a/b” şeklinde kafiyeleşirken, son iki mısra olan yedinci ve sekizinci mısra kendi arasında “c/c” olarak kafiyeleşmekte. İkinci kuple keza…

2)-……….ç(mis/ler gibi) redif
……….d(coş/uyor)
………..ç(ses/ler gibi)redif
……….d(koş/uyor)
……….ç(sis/ler gibi)redif
……….d(uğraşıyor)
……….e(naçar)
……….e(kaçar)

3)-….
….
Diğer kuplelerde buna benzer şekilde devam etmekte.
Şiirin geneline baktığımızda, kafiye yapısının kökten oluşu dikkatimizi çekiyor. Bazılarında rediflerle birlikte ses uyumları kendi içinde ahenkle sağlanmış. Kaldı ki, 7+7 gibi uzun ve üstelik sekizli kupleler halinde yazılmış bir şiirin gerek teknik gerek içerik olarak, anlam ve akıcılığını dağıtmadan ve bütün olarak finale değin ayakta tutmak hiç mi hiç kolay değil. Belli ki şairimiz, böyle bir şiiri yazacak raddeye gelmiş; testi dolup taşmış, şiir kendini yazdırmış usta kalemin derinliğinde rahatça.
Kupleler arasında bağlantı kopukluklarının olmaması ve anlatılmak istenen düşüncenin taşıdığı duygu renklerinin bütün kuplelerde dipdiri hissedilmesi şairin bu şiire ne kadar samimi yaklaştığının, teknik bilgisi kadar yürek gücüyle de donanarak kendisini vakfettiğinin göstergesidir. Gerçekten zoru çokça rahat aşmış, şiiri biçimlendirmiş bir kalemin dinginliği gözlenmekte…
Şair kendi kendisiyle konuşurken, o kadar içten, o kadar bilge ve o kadar doğal ki… Kendisini ve genel tabloyu sorgularken, irdelerken ve çözüm için çareler ararken duyduğu o derin iç geçirişlerini, ıstıraplarını hissetmemek olanaksızdı!
Çok samimi söylüyorum; bu duyguları birebir yaşattı bana, bu derin ve içli kalem! Hayatın bir parçası, bir halkası olduğunun(hayatı bir zincir olarak düşünürsek) bilincinde, duyarlı ve sorumlu bir öz var mısraların arasında; doğrulardan güç alıp kafa tutarken yanlışlara; onursuz hayatların karanlığına ışık huzmesi olup sızmayı amaçlamış bir kahraman, başı dik...
Ve dil… Dil arı duru bir dil, yalın ve anlaşılır…
Sitem kadar öğüt var, sevgi var, içinde bulunulan hale dair ürkü… Kararlılık var, diklenme ve tabii irdelerken gelir geçer kuralları sorgulamakta hatta yargılamakta…
Farklı söz sanatlarından nakışlar olsa da, şiir genel olarak DİDAKTİK özellikler taşımakta.
Değerli kaleme saygı ve dostlukla...


not: Biraz geç girdim net.e Şiirin güne düşmesi, sanki kalp sesimin önceden duyulması gibi olmuş! Çok hakkaniyetli bir seçimdi doğrusu. Bir teşekkürüm de değerli Seçki Kurulu' na!

Her nefeste Gülce...
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  " Bir Yanı Yangın, Bir Yanı İmtihandır; Aşkın! " Şiirine Yorumum RefikaDogan 3 2,372 30/07/2013, 06:55
Son Mesaj: elnurə
  "YÜREĞiNDE DAĞILIYORUM! .." - Hikmet Çiftçi 2 Şiirine Yorumum RefikaDogan 1 1,809 10/12/2012, 23:10
Son Mesaj: osman7159
  - Ay Işığı Sonatı " Rengin ALACAATLI Şiirine Yorumum RefikaDogan 1 1,754 10/12/2012, 22:52
Son Mesaj: osman7159
  “ EL DEYİŞTİRDİ ” Şiirine Yorumum RefikaDogan 0 1,274 11/09/2012, 00:13
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ DİLİNİZE SAHİP OLUN ” Şiirine Yorumum RefikaDogan 0 1,142 11/09/2012, 00:11
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ Pandora'nın Kutusu ” Şiirine Yorumum RefikaDogan 0 1,222 10/09/2012, 17:11
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ Aşk-ı Bahar ” Şiirine Yorumum RefikaDogan 0 1,316 10/09/2012, 17:08
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ SABÂH DUÂSI ” Şiirine Yorumum RefikaDogan 0 1,614 10/09/2012, 16:59
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ Çınar İzleri ” Şiirine Yorumum RefikaDogan 0 1,305 10/09/2012, 16:42
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ DERE SUYUN NEREDE? ” Yazısına Yorumum RefikaDogan 0 1,272 10/09/2012, 16:33
Son Mesaj: RefikaDogan

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2021 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder