SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
25. Kare Dehşeti…
Gazanfer Eryüksel
Yetkili Şair
Üyelik tarihi:
Dec 2014
Mesaj Sayısı:
180
Konu Sayısı:
179
#1
25/07/2016, 20:11
(Bu mesajı son düzenleyen: 26/07/2016, 20:50
Gazanfer Eryüksel
.)
25. Kare Dehşeti…
Gazanfer ERYÜKSEL
Televizyon ekranı 25 eşit kareye bölünmüş bir sistem içermektedir. İzlediğimiz görüntüler aslında bu parçaların toplamından gözlerimize yansımaktadır. Biz bu eşit parçalardan 24 tanesi görür ve kolaylıkla algılarız. 25. kareyi ise beynimiz sessiz sedasız bilinçaltına iter. Gözlerimiz bu ayrıntıyı seçemez, ancak bilincimiz algılar ve önemser. Deyim yerindeyse uslu bir çocuk gibi yapılan bu tembihleri uygular. Gözle görülemeyecek kadar kısa sürede patlayan flaşlar şeklinde mesaj, ekranda belirir ve biz anlamadan kaybolur.
Görmediğimizi bu telkini bilincimiz atlamaz ve hemen derinlerde bir yerlere depolar, biriktirir ve maalesef uygular. Bu gizlenmiş görüntüyü çok yavaş sarıldığı takdirde bazı özel yöntemlerle fark edebilmemiz mümkündür.
Sadece görüntü mü? Hayır…
Beynimiz, kulağımıza 20 ile 20 000 hertz arasındaki sesleri iletir. Duyamadığımız titreşim aralıklarında bize dinletilen sesleri beynimiz kulağımıza duyuramaz ve bilincimize depolar.
Alfa dalga boyuna gizlenen seslerle farkında olmadan zehirlenebiliriz. Büyük marketlerde dinlediğimiz müziklerin dibine daha çok almamız gerektiği, ancak harcarsak mutlu olacağımız telkini yerleştirildiğini biliyor muydunuz? Ya da radyolarda dinlenilen müziklerin mp3 tekniğiyle zararlı mesajlarla birlikte dinletildiğini?
Reklâm panolarının, logoların ve benzeri resimlerin içine gizlenen resim, simge, şekil, kelime, rakamlarla yapılanları da vardır (ABD dolarında olduğu gibi). Hatta koku yolu ile bile subliminal mesaj verildiği kayıtlara geçmiştir.
İktisat dersinde hocamız bize müteşebbisi şöyle tanımlardı. “Müteşebbis kâr peşinde koşan adamdır…” Dersin ilerleyen dakikalarında ise eklerdi “İktisat lâ-ahlâki bir bilimdir.” Yani ahlâk dışı… Bütün yolculuğunu “kazan-kazan” olarak özetleyebileceğimiz sistemin uygulamaları hocamızın ifade ettiği anlayışın hayatlarımıza yansıması olarak sürmüş ve sürmektedir.
İnsan bilinci bir ise bilinçaltımız dokuzdur. Deyim yerindeyse buzdağına benzer. Kâr peşinde koşan ve ahlak dışı bir bilim olarak da ifade edilen kapitalizm şu sorunun cevabını aramıştır. “İnsanları nasıl daha derinden etki altına alabiliriz?” Gözlemler ve deneyler ise bilinçaltına verilen uyarıların daha etkili olduğunu doğrulanmıştır.
Reklâmcılık uzmanı James Vicary adındaki Amerikalı, bilinçaltına yönelmeyi ilk kullanan kişi olarak kayıtlara geçmiştir. İlk olarak sinema salonlarında içecek satışlarını arttırması için kullanılmıştır. İlk kullanımı aslında deney niteliğindedir. Sinemada gözlerin seçmeyeceği bu malum kareye buz gibi kola iç yazısı veya resmi yerleştirilmiştir. Film arası verildiğinde bilin bakalım ne olmuştur? Tabii ki kola satışları patlamıştır. Başlarda ticari amaçlar için kullanılması hedeflenmiştir.
Uluslararası ticaret kavramı küresel çetelerin değişmez uğraşıdır. Aynı zamanda bir dünya devleti kurmak amacıyla da uğraşan bu çetelerin dünya siyasetinde de kendi çıkarlarına yön vermek için bu yöntemi kullanmasından daha doğal ne olabilir ki?
Bu yöntem, örneğin Irak’ta 2003 işgalinden önce kullanılmıştır. “Direnmen faydasız!” mesajı radyoda Kuranı Kerim yayının altına gizlenerek verilmiştir. Ve ne kadar keskin sonuçlar alındığını şimdilerde hepimiz üzüntüyle görmekteyiz.
Görüldüğü gibi bu uygulama sadece ürün reklamı yapmakla sınırlı değildir. Nerelerde ve ne amaçla kullanıldığını şu şekilde sıralayabiliriz.
a) Psikolojik yönlendirmeler yapmak (sapkınlaştıran fikirler, ahlaksız saplantılar kazandırmak)
b) İnanç propagandaları veya siyasi görüş baskısı yapmak (karalama kampanyaları ile bazı dinleri olumsuz, sevimsiz veya cani göstermek, terörle benzeştirmek.)
c) Uluslararası ilişkilere istenildiği gibi yön vermek (Örneğin neden bazı ülkelerin dünyada patron veya en büyük güç olduğunu düşünürüz?)
d) Yanıltıcı bilgilendirmeler yapmak (Korku paranoyaları aşılamak gibi düşünürsek televizyonda çocuklarımıza güçsüz, işe yaramaz, etkisiz insanlar oldukları mesajı veriliyorsa sonucu ne fena olacaktır.)
e) Savaş tekniği olarak kullanmak…
Bu uygulamaların sonuçlarının hayatlarımızda çok büyük bir tehlike olduğunu kesin olarak söyleyebiliriz. Vaktiyle en masum çizgi filmlerin içine cinsel içerikli o kadar gizli mesajlar yüklemiştir ki, onları izleyen kuşakların ne bir dava heyecanı ne de vatan ve millet aşkı taşımaları mümkündür. Genç kuşakların ülke ve dünya sorunlarına karşı neden böylesine ilgisiz ve sadece gündelik çıkar, sınırsız tüketim ve zevk peşinde koştuklarının cevabı da burada saklıdır. Küresel çeteler 21. yüzyılın “al-tüket-at” kölelerini medya eliyle kurgulamaktadırlar. Antik çağın köleleri köle olduklarının farkındaydılar. Çağımızın köleleri ise ne yazık ki köle olduklarının farkında değillerdir.
Parklarda, sokaklarda henüz ergen olmamış sevgililerin dolaştığını hayretler içinde görmüyor muyuz? Çocuk denecek yaşta derslerini asarak âşık, maşuk provası yapan gençleri başka nasıl izah edebiliriz ki? Ayrıca bu mesajlar TV dizileri sayesinde direk olarak da verilmektedir. Çocuklarımızın izlediği çizgi filmlerde gizlenmiş tek göz sembolleri, Yahudiliğin simgelerinden üçgen prizma, şeytana tapma ayinlerinde kullanılan ritüeller, satanizm simgeleri gibi gerçekliği kanıtlanmış tespitler vardır. Bunlara internetten ulaşmak mümkündür. Detaylı videolarla gerçekleri belirten çalışmalar vardır.
1900’lü yıllarda kullanmaya başlandığını bilinen bu sistem, yine 1900’lü yılların başlarında bir illüzyonist aynı zamanda psikoloji profesörü olan bir bilim adamı tarafından keşfedilmiştir, insanların gözlerindeki bu yanılgıyı ilk o fark etmiştir. Şimdilerde çığırından çıkan subliminal mesaj fikri böylece ortaya çıkmış ve geliştirilerek 25. kare faciası ve diğerleri kullanılmaya başlanmıştır.
“Bu korkunç ve sinsi tehlike, kabul edilen bir gerçek mi yoksa varsayım mı?” diye sorabilirsiniz. Varsayım denilmesi ne yazık ki mümkün değildir. Çünkü yasalarda bile bu konu ile ilgili düzenlenmiş maddeler vardır.
3984 sayılı yasanın 20. maddesinde tüketicinin haklarının korunması bakımından bilinçaltı reklâmların yasak olduğu belirtilmektedir. Ancak yasada ifade edilen yasak yazık ki uygulanmamaktadır. Türkiye subliminal mesaj “Cenneti”dir.
Bu konuda ülkemiz hariç dünyada büyük bir teyakkuz vardır. Özellikle Rusya bu konuda alarmdadır. 1964’de İngiltere’de, 1974’de ABD’de ve daha 55 ülkede insanlarını bu saldırılardan korumak üzere düzenleme ve yaptırımlar uygulamaya başlanmıştır. Örneğin Rusya Basın Bakanlığı bu tekniği kullanan yayın organlarının lisanslarını iptal etmektedir. Hatta yaygın bir şekilde bu uygulamayı tespit eden detektörler kullanılmaktadır.
Bu mücadele, şüphesiz, o ülkelerin ulusal ve/veya küresel çıkarlarına zarar veren 25. Kareler ile ilgilidir. O ülkenin egemenleri kendi iktidarlarına zarar verecek 25. Karelerle mücadele ederler. Kendi iktidarlarını pekiştirecek 25. Kareleri ise yaparlar veya yaptırırlar. Bu da iktidar olmanın doğası gereğidir.
“Neden bu kadar dolaylı bir yolla mesaj vermeyi tercih ediyorlar?” sorusunu uzmanlar “Böylesi daha etkili...” diye cevaplamaktadırlar. Göremediğimiz ve bilincimiz açıkken algılayamadığımız bir şeyi reddetme şansımız hiç ama hiç yoktur. Bu hakka sahip değiliz. Çünkü haberdar değiliz. Bu yüzden bu yöntemle algılarımız yönlendirilmektedir.
25. karedeki gizli mesajlar bizi 21. yüzyılın köleleri hâline getirmektedir.
24 karede anlatılanlar ile yetinmeyen küresel çeteler ve onların ülke içindeki uzantılar algılarımızı yönetmede işi sağlam kazığa bağlayarak 25. Kareleri de kullanmaktadırlar. Bütün bu kareler, benliğimizi zedelemek, inançlarımızdan uzaklaştırmak, kültürümüzü yozlaştırmak, doğrularımızı şaşırtmak, bizi köleleştirerek uçurumlara sürüklemek için akşamdan sabaha, sabahtan akşama yayın yapmaktadırlar. Küresel çetelerin bu zulmüne karşı medya umutsuz vakadır. Çünkü öyle veya böyle efendilerinin hizmetindedir. Bu noktada iş söz konusu gerçekliği halka anlatacak ve bilinç taşıyacak tırnak içinde olmayan aydınlara düşmektedir. Derin trajedi kendilerine aydın diyenlerin de aynı medyanın denetimi altında olmasıdır. Öyleyse bu gerçekliği geniş kitlelere anlatmak için trajedinin farkında olan azınlığın dernekler kurarak tehlikeyi duyurmaları bir insanlık görevidir. Bu konuyla ilgili internette yeterince bilgi mevcuttur. İşte bir örnek, izleyiniz lütfen…
https://www.youtube.com/watch?v=KnoLDtbXsDc
Meraklısı için ek:
Televizyonda gördüğümüz bir anlık görüntü: 655 satır ve frame/çerçeve denilen 24 küçücük kareden oluşmaktadır. Sinema şeridinde, saat, dakika, saniye olarak bir diziliş vardır.
Her saniyeden sonra bir yabancı kare gelir ve bir saniye 24 karedir. Her 24 kare ise bir ekran büyüklüğündeki kareyi oluşturur. Her 327,5 satırda bir de control-track denilen aralık vardır. İşte bu aralıktaki görüntüler kesilip, aralarına başka görüntüler atılarak 25inci kare oluşturulmaktadır. Ve bu son kare olan 25inci kare anlıktır. Yani görüntü saniyede 1/24 olacakken, bu 1/25'e çıkar. Kareler 25 olunca bir anda bir görüntü gelir ve anında kaybolur. Göz görmez ancak beyin algılar ve bilinçaltına atar.
( c) Bu şiirin (yazının) her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Alıntı
Tweet
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2025
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder