“ 28 ŞUBAT'A AZ KALDI ”

Mustafa CEYLAN
*************

Can gülüm.

Biliyorsun bunca yıldan beri beri internet dünyası içindeyim. Hep seni aradım, hep seni sordum. Geceler boyu, zifiri gecelerin içinden gece bulutları, gece kuşları gibi hüzünlü geçişlerim oldu; seherin gün aklığı ışıltısına bir ceren yüreği gibi düşüverdim. Sen de hep beni takip ettin biliyorum. Şiirin efsunkâr kanatları, ruhumu sabaha doğru dağ sancılarını çektiğim dakikalarda sarıp sarmalayıp, mısraların içine gömüyordu hep. Bazen, şiiri doğuramamanın verdiği acıyla hıçkırıklarım yakomoz düşlerimi param parça ediyordu. Az kaldı. Evet, evet 28 Şubat'a az kaldı...

28 Şubat senin doğum günün olacak. Bunu benden daha iyi biliyorsun. şahsen şiir delisi, şiir sevdalısı birisi olarak bu tarihi ben seçtim işte. Geleceksin, beklediğim seherlerin içinden çıkıp geleceksin.

Seninle Dünya şiirine bir gül atacağım, Dedem Korkutlayın, Yunuslayın ve alın terimin ışıltısınca seninle şiiri nefesleyeceğim. O muhteşem, o pırlanta şiir solumalarını resmedeceğim. Yeryüzüne bir şiir ıslığı ve bir şiir serüveni öykülenecek.

*

Sen, evet sen benim şiirim; benim milletimin gönül dili, ses bayrağı şiirim ki sen evet, Dünya şiirine yeniden ışık oldun, yeniden Amerikası, Vietnamı, İskoçaysı, İspanyası, görüyorum, takipteyim; yeniden HECE şiiri yazıyorlar. Senin peşindeler yani. Ve sen KOÇ KÖROĞLUCA, YUNUSCA çıkıyorsun ortaya, çiğdemsi kokunu veriyorsun kelimelerin özüne. Ben sana yangın, ben sana vurgunum bunu biliyorsun. 48 yıldır peşindeyim zaten. Ömrümün son nefesine kadar peşinde olmaya devam edeceğim.

*

Şehrin ortasındaki saat kulesinde bir saat var biliyorsun. Hah işte onun altına bir numaratör koymaları için belediyeye müracaat etmeyi düşündüm. O numaratör 28 Şubat'a ayarlı olsun istiyorum. Her geçen saniye, senin doğumuna geriye sarsın. Azalarak dolansın numaratör ve çelik kanatlı kuşların aşk kokulu, şair kanı ıslaklığındaki gagaları ile en has şiiri, en kalıcı şiiri çığırayım olmaz mı?

Bir milat olsun istiyorum, senin doğum gününü unutulmaz kılmak için, ömür defterimin 62 nci sayfasından özel bir yer ayırıyorum işte. Ve sen geldin diye, herkese benden birer karpuz dilimi dostluk tatlısı. İsterse kırk kamyon karpuz gitsin, hiç önemli değil, feda olsun uğrunda can özüm...

Şunun şurasında ne kaldı ki 28 Şubat'a değil mi?

Duygu yüklü bir yazı. Ama tarihlerde tereddütte kaldım. Kutlarım. Saygı ile.