• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
ADEM PEYGAMBER (Gülce Bahçe)
Dışarıda ali_gozutok
Yetkili Şair
***
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesaj Sayısı: 248
Konu Sayısı: 222
 
#1
03/10/2011, 16:23
GÜL TUFANI GÜLCELERLE PEYGAMBERLER HALKASI
ADEM PEYGAMBER

GİRİŞ

Orta ve lise öğrenimimi 1957 yılında tamamladım. Aynı yıl A.Ü. İlâhiyat fakültesine kaydımı yaptırdım.
Tabii küçük bir ilden Ankara’ya giden ben, bir taraftan Ankara’nın sis ve duman yüklü havasını teneffüs ediyor, öbür taraftan ufkumu
genişletmeye çalışıyordum.
O yıllarda hece şiirinin ustalarından Ayhan İnal ve taşlama şiirinin usta kalemlerinden Sabahattin Çankaya ile tanışma imkanı buldum.
Lise yıllarında şiir denemelerim olmuştu amma, bunlara ne derecede şiir denirdi bilmiyorum.
Yıllar kovaladı yılları emekli olduktan sonra kader beni
Mustafa Ceylanla tanıştırdı. Ne olduysa ondan sonra oldu. Onun teşviki ile şiir çalışmalarına daha bilinçli olarak devam ettim.Heceye merak sardım.Yazdım hece, okudum hece, Soludum hece, inledim hece,dinledim hece...Yunus, Karaca Oğlan, Necip Fazıl arasında mekik dokudum.
Şiirin kabuktan içe, zardan öze inen tufanını aramakta iken Gülce ile tanıştım. Gülcenin hece ile serbesti bir arada tutan“Buluşma“tarzı ve diğer tarzlarda şiirler yazmaya başladım.
Yazdığım şiirleri:“GÖNÜL IRMAĞINDAN ve SEN MİSİN” adı altında yayınlama imkânı buldum.
Gördüm ki, Gülce havası yüreğimi sarıp sarmalamakta, gül bağına girenlerin gül kokan tenleri gibi dilimden gülceler çağıldamaya başladı. 2010 Yılına geldiğimizde, Gülce EDEBİYAT Akımının mimarlarından Mustafa Ceylan tarafından yeni önerilerle yeni projeler geldi.
Günümüze ve gelecek nesle Kur’an ışığında, gül yağmuru ile gülceleşen “GÜLCE TARZI” mısralarla sunulacak olan, bu proje, Peygamberlerin hayatını içeren bir proje idi.
Sayın Ceylanla Bir araya geldikçe hep bu projeyi konuştuk.
Konuştukça etkilendim. Bu proje “SİYER-İ NEBİ” mahiyetinde bir proje idi. Kur’anda adı geçen Peygamberlerin, Gül Tufanı Gülcelerle yeniden yaşanması yaşatılması idi.
Bu proje tam bana göre idi. Ben de bir İlâhiyatçı idim. Biliyordum ki; Bilen ve bilmeyen her ferdimizle hepimiz bu dünyada, bizzat Allah’ın ferman eylediği gibi, Onu aramaya, bulmaya Onun sırları ve hikmetleri etrafında“Körebe” oynamaya, en mühimi, Ona ibadet etmeye geldik.
Sadece insanlar değil, Cinler bile buna memur idi.”Cinleri ve insanları ancak, ibadet etsinler diye yarattım.” Buyuruyor Yüce Rabbimiz. Onun İçindir ki, marangoz yonttuğu tahtada, politikacı güttüğü Cemiyette, şair de yoğurduğu kelimede Onun hikmet ve Sırları ile çevrilidir.
Şairin diğerlerinden farkı, bu sır ve hikmetin ta merkezine ve doğrudan doğruya İlâhi remze bağlı yaratılmış olmak haysiyetidir. Şair, Allah’ın kendisine bahşettiği nurla, cemiyetinin gerilere ve ilerilere doğru olan manâsını temsil edebildiği nispette yükseliyor.
Yüce Rabbim en mükemmel şekilde tamamladığı, din-i İslâm’ı tebliğ etmiş, tek Allah’a iman etmeye çağırmış, muhabbet ve şefkatle birbirine bağlı, fazilet sahibi İslâm camiası meydana getirmiştir.
Maddi bir keşmekeşlik içinde çalkalanan insanlara doğru yolu göstermiştir. Burada şaibe aramak güneşte leke aramak gibi bir şeydir.
Bu düşüncelerle Peygamberlerin yaşantılarını Gül Tufanı Gülcelerle anlatmaya talip oldum.
Gerçi onların hayatı ile ilgili yüzlerce kitap yazılmıştır amma, değişik tarzda, bir de ben anlatayım istedim.
Herkesin boyuna göre açıldığı bu ufuksuz denizde, Ona yaklaşabilmek değil, Onu yaşayabilmek, Onda boğulmak istedim. 1400 seneyi geçen bir emeğe, yeni bir omuz da ben vereyim istedim.
Bu omuz veriş, bir çoğunun yaptığını tekrarlamak değil, yeni edebiyat nazım şekilleri Gülce ile, Onun hiçbir sırrına erişileme
yeceği bilinci içinde, hudutsuz derin ve girift bir hadisenin, aşk aynasında üst üste aksettirdiği parıltıları toplamaya çalıştım.
En büyük sanatkâr olan Allah, dış görünüş çerçevesinde tekrarlanıyormuş gibi görünen hudutsuz hadiseyi ihya eder. Bir biriyle nispetini bozup yokluğa batırıp, varlığa daldırıp, sonsuz benzerlik ifadeleri içinde ebedi şahsiyetini ilân eder. Bir damlada bir umman çalkalar. Bir zerrenin içinde bin kâinat yüzdürür. Kevser havuzunun sahibi Odur. Bütün bunları eksiksiz, noksansız
anlatabilmek mümkün mü!....
İşte ben, en saygılı bir şekilde, hiçbir dünya menfaati gözetmeden, hiçbir alet özelliği göstermeden, bu halkaya dahil olmak istedim.
Şimdiye kadar yazılmışların dışında yeni bir tarzla, bir sınırı aşmak istedim.
Kur’anda teker teker her ayet, her kelime ve her harfin birbirinin içindeki nispetiyle, bütün lisanı kucaklamaya giden, ulvi bir nüfuz ve muhteşem dikkat isteyen bir işi, acizane becermeye çalıştım. O mübarek insanların, saçlarının her telinden, aziz ayaklarının her adımına kadar her şeyi sayıp derledikten sora hangi sınırı aşmaktan söz edebilirim ki!....
Ben biliyorum ki; O ufuk insanların hayatlarının dış çizgileri, bin bir kişi tarafından, bin bir kere şekillendirilmiş, hiçbir noktası eksik bırakılmamaya çalışılmış bir petektir. Şekillerin en uyumlusu, çizgi bileşimlerinin en mükemmeli bir petek…
İşte ben; Ruhumun olanca şiir cevheriyle, bu cevherdeki olanca aşk ve hassasiyet özünün balını, bu peteğin hücrelerine dökmenin gayretine girdim.
Hücrelerin çerçevelediği esrar deliklerinde eriyip kaybolmak istedim. Mukaddeslerin mukaddesi konusunda, kendi üzüntülerimi bütün üzüntülerin üstüne çıkarmak istedim.

Ben, aşmak istediğim sınırla, huzurunda ne kadar gülünç,
kör benliğin ne kadar sefil, dış mantık ve müşahedenin ne kadar aptal olduğunu görmek istedim.
Bu meydanda, bakalım kim en çok ve en güzel kendi kendinden geçebildi?
İşte sınır,
İşte at,
İşte meydan!....
Ben Onun esiriyim, benim için hürriyetin son kemâl haddi, hakikate esarettir.
İnsan olarak, hürriyetini bulmak isteyen, bu hakikate esir olsun!
Benim için bizzat hakikat O dur!..
Varılmaz olan var’a varmanın,
Görülmez olan Onu görmenin,
Biricik usulü, biricik yolu budur…..

Saygılarımla ALİ GÖZÜTOK
----------------------------------------------
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
Shy Sırrın Sırında…(Gülce Bahçe) RefikaDogan 0 1,632 18/02/2015, 06:43
Son Mesaj: RefikaDogan
  Kırık Kalp Kumbarası (Gülce / Bahçe)-MORİ KIZ Site Yönetimi 0 1,555 02/09/2013, 23:14
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Ah İstanbul! (Gülce Bahçe) RefikaDogan 0 1,694 07/06/2013, 00:37
Son Mesaj: RefikaDogan
  NEDEN? (Gülce Bahçe) aligozutok 1 1,828 12/01/2013, 22:56
Son Mesaj: osman7159
  AYNI TELDEN (Bahçe) Dermani 0 1,359 18/12/2012, 14:28
Son Mesaj: Dermani
  BİR İSTANBUL HATIRASI (Bahçe) Dermani 0 1,452 12/12/2012, 15:46
Son Mesaj: Dermani
  Mustafa CEYLAN-Divanü Lügat-it Türk / Beş Oğuz Efsânesi(GÜLCE-Bahçe) Site Yönetimi 0 1,596 11/04/2012, 00:38
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mustafa CEYLAN-Divanü Lügat-it Türk / Çiğil Efsânesi(GÜLCE-Bahçe) Site Yönetimi 0 1,558 11/04/2012, 00:21
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mustafa CEYLAN-Divanü Lügat-it Türk / Öge-Altun Kan Efsânesi(GÜLCE-Bahçe) Site Yönetimi 0 1,771 11/04/2012, 00:13
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mustafa CEYLAN-Divanü Lügat-it Türk / Türk Takvimi Efsânesi(GÜLCE-Bahçe) Site Yönetimi 0 1,669 10/04/2012, 21:59
Son Mesaj: Site Yönetimi

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder