• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Ağaç, dalı ile gürler
Dışarıda Ahmet Özdemir
Yetkili Şair
****
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesaj Sayısı: 593
Konu Sayısı: 593
 
#1
15/06/2015, 11:44
Ağaç, dalı ile gürler

Ahmet ÖZDEMİR





Toprağımızın en göze çarpan varlığı ağaçlar, halkımızın vicdanına öylesine işlemiş... Oradan yeni bir ruh abidesi gibi sanat ve edebiyat dünyasına doğuvermiş. Ağaçla insan hayatının ve duygularının arasında sıkı bir bağ var.

Halkın duygularının basit anlatım ürünlerinden birisi de maniler. Nasıl mı?

"Şu dağın ardı meşe

Meşeyi yere döşe

Aramızı bozanın

Evine ateş düşe ... "

Orman (meşe) yalnız güzellik kaynağı değil. Cehennemi andıran yangınlar da ormanda görülmekte. Bu ateşlerin yurdu viran ettiğini manici bilmekte...

"Şu dağın ardı meşe" demekle dağın önünün bir yangında böyle cıs cavlak kaldığını, ormanın dağın öbür yüzüne sindiğini iki sözle resmediveriyor. Bu yangını göz önünde bulundurarak da "Aramızı bozanın evine ateş düşe." bedduasını vermekten geri kalmıyor.

Halk kültürümüzün bir parçası olan hak takviminden bir kaç örnek vermemiz mümkün:

"Ayva bol olursa kış erken gelir.

Kavak yaprağını tepeden dökerse kış çok olur. Karadut yaprağını açtı yaz, döktü kış.

Dut yaprağını açtı soyun, döktü giyin. .. "

Ormanın, ağacın ve ağaç türlerinin yer aldığı yüzlerce atasözünü sıralamak mümkün. Hemen hemen her tür ağacın özelliklerini de bu atasözü ve deyimlerimizde bulabiliriz. İşte bir kaç örnek:

Çam ağacı gibi upuzun.

Çam ağacından ağıt olmaz, el oğlundan oğul olmaz.

Çamın hacetini ayıdan sormalı,

Çamın kökü, yalancının sözü bitmez ..

Söğüde tazelik, kayın  ağacına kartlık yakışır.

Söğüt ağacı gibi gölgesiz ..

Kavak ağacı gibi büyümüş gitmiş.

Kavak ağacından  odun, halayıktan kadın olmaz.

Kavak yelleri esmek ..

Orman yağmurun yularıdır.

Ormana bir balta girmiş, sapı bendendir demiş.

Ağaç ağaç içinde büyür.

Ağaç bar verdikçe başını aşağı eğer.

Ağaç dalı ile gürler.

Ağaç yaş iken eğilir.

Ağaçtan maşa, abdaldan paşa olmaz.

Ağaca dayanma kurur. İnsana dayanma ölür.

Pir Sultan'dan dört yüz yıl sonra Âşık Veysel de şöyle söylemiş:

 

Tarlam sana üç yüz fidan aşlasam

Tarla coşar fidan coşar el coşar

Gücüm yetse hemen işe başlasam

Kazma coşar kürek coşar bel coşar

 

Muhitime örnek olsun maksadım

Sevinir evladım söylenir adım

Hız ile yürürdüm olsa kanadım

Yolcu coşar ayak coşar yol coşar

 

Çalışırsan toprak verir cömerttir

Emeksiz istemek dermansız derttir

Çalışmak insana büyük servettir

Kese coşar gönül coşar el coşar

 

Yılda bir kez çiçek açan ağaçlar

Hayatta insana ömür bağışlar

Her taraftan cıvıldaşır o kuşlar

Seher coşar bülbül coşar gül coşar

 

Güzelim zülüfü küpeyi saklar

Ağacın yaprağı meyvayı koklar

Mehtap ile birleşince yapraklar

Gölge coşar mehtap coşar dal coşar

 

Yel değdikçe sor ki dallar ne çeker

Irgalanır durmaz coşar hu çeker

Demişler ki bu dertleri bu çeker

Saz iniler Veysel ağlar tel coşar

 

 

İnsanlar bir hastalıktan, sıkıntıdan, felâketten kurtulmak için ya da Tanrı'dan dilediği bir isteğinin yerine gelmesi için, Tanrı'ya kadar ulaştığına inandığı bir ağacı aracı olarak kullanır.

Türk devlet geleneğinde hakanı, dolayısıyla da Tanrı kutunu temsil eden tuğ ve törenlerde kullanılan bayrağın kutsal ağaç sembolleri oluşu ile ilgili gelenekler bulunmakta. Bazı ağaçlar kutsal kabul edilmiş ve her birine bir sembol yüklenilmiş. Örneğin; Tanrının Tekliğini, Vahdaniyetini Temsil Eden Yalnız Ağaç, Bayterek, Sığınılan Tanrı'yı Temsil Eden Gölgeli Ağaç, Büyük / Azametli Ağaç (Kaba Ağaç), Tanrı'nın Doğmaması ve Doğurmamasının Sembolü Meyvesiz Ağaç, Tanrı'nın Edebîliğini Temsil Eden Yapraklarını Dökmeyen Ağaç, Ruhları Cennete ve Cehenneme Götüren Ağaç ( Tanrının Mükâfatlandıran ve Cezalandıran Vasıflarını Temsil Eden Ağaç).

Türklerin Tanrı kutunun gittiği durumlarda Tanrı kutunu geri getirtmek ya da kötülüklerden kurtulmak, Tanrıya olan şükran borcunu ödemek için kutsal saydığı ağaca bez bağlaya gelmişler. 

Eski Türkler Tanrı ile Hayat Ağacı arasında bir bağ kurmuşlar. Tanrı kâinatta var değildir, kâinatı yaratandır, tek hâkimdir, hiçbir şeye benzemez, canı veren de O'dur, alan da. Bununla birlikte Hayat Ağacı da tektir, canlıların hayat kaynağıdır, daima canlı ve diridir.
Türklerde ağaç kültüne dayalı olarak kayın, çam, kavak ağacı, ardıç, çınar, dağ servisi-sedir, servi-selvi, meşe-imen-emen, dut, söğüt, elma gibi bazı ağaçların özellikleri, kutsal sayılma sebepleri ve bu ağaçlarla ilgili inanışlar bulunmakta.
( c) Bu şiirin (yazının) her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  İnsanla Ağaç Arasındaki Bağ Ahmet Özdemir 0 1,210 19/07/2013, 11:16
Son Mesaj: Ahmet Özdemir

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder