06 Ağustos 2008 Çarşamba

Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı

Prof. Dr. İSA KAYACAN

Teknik alanda, bilgi, deneyim isteyen çalışmalar vardır.
Bunların yerine getirilişi, bir anlamda ifade edilişi, gerçeklere dayanmalı, doğruluk konusunda tereddüt sergileyen görüntülerle karşılaşılmamalıdır.

AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ

Bu başlığımızdaki ifadeler, anlatım için bilgi ve tecrübe gerektiriyor.
Üç dönem Orman Bakanlığında Basın Danışmanlığı yapan bir gazeteci olarak biliyorum ki, ağaçlandırma işi, erozyon kontroluyla ilgili çalışmalar masa başından idare edilecek, yorumlanacak işler değildir.

İSMAİL ÖZKAHRAMAN

Bu isim ve imzayı, 1960’lı yılların sonundaki siyah-beyaz TV’de yapılan bilgi yarışmalarında tanıdım. Başarılı cevaplar veren bir isimdi İsmail Özkahraman. Sonraki yıllarda 1969 yılında İ.Ü. Orman Fakültesinden birincilikle mezun olduğunu öğrendim. Yıllar sonrada, O’nun Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürü olarak çalıştığı dönemlerde ve Orman Bakanlığında Basın Danışmanlığı yaptığım günlerde, Özkahraman’ı daha detaylı tanıdım. Konusunun uzmanı, inandığını bilgi birikimiyle şekillendirir, uygulardı İsmail Özkahraman.

AĞAÇLANDIRMADA DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ

Geçenlerde İsmail Özkahraman’la karşılaştım. Hemen, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun aylar önceki, (16 Aralık 2007-Hürriyet) “Ağaçlandırmada dünya birincisi olmak istiyoruz. Bu yıl üçüncüsü olduk. 2012 yılına kadar 2 milyon 300 bin hektarlık alanı ağaçlandıracağız” şeklindeki açıklamasından hareketle, “ağaçlandırma konusunda büyük mesafeler alınıyor”. Baksana, sayın Bakanın açıklamaları bunu doğruluyor, dedim.

Sayın Özkahraman güldü ve çantasından bir dosya çıkarıp verdi. “Burada ne kadar mesafe aldığımız, nasıl mesafe aldığımız yazıyor” dedi. Eve gidip dosyayı inceledim..
Bakanlık açıklamalarıyla, İsmail Özkahraman’ın görüşleri arasında farklılıklar vardı.

21 Ocak 2008 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Murat Kışlalı, 21 Mart 2008 tarihli Hürriyet gazetesinde Gila Benmayor imzalı yazılar ve İsmail Özkahraman’ın hazırladığı 7 sayfalık karşı görüş raporu, ayrıca Orman ve Av Dergisinin Şubat 2008 tarihli sayısında yazılanlar, Çevre ve Orman Bakanlığının 2008-2012 yıllarını kapsayan “Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı”nın çelişkilerle dolu olduğunu gözler önüne seriyordu.

Üstelik TEMA’nın Çalıştayına katılmış olan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi profesörlerinden Hüseyin Dirlik’in, “2-B yasasına karşı iktidarın yumuşak bir iklim yaratma çabasında olduğunu düşünüyor olması” dikkat çekiciydi.

İsmail Özkahraman; Ağaçlandırma ve rehabilitasyon kelimelerinin karıştırıldığını, ağaçlandırma teşkilatının uygulama birimlerinin kuşa çevrildiğini, ağaçlandırmaların Valilik emrindeki İl Çevre ve Orman Müdürlüklerinin insafına terkedildiğini, planın ekonomik analizinin tutarlı olmadığını, 150 milyon fidanla kaç hektar ağaçlandırma yapılabildiğinin iyi bilinmesi gerektiğini hatırlatıyor, buradan çıkacak sonuçların 2002 öncesinden farkının nerede saklı olduğunun cevabının verilmesini, beklediğini sıralıyor.

Ayrıca, 2002 öncesi 178 olan fidanlıklada 1 milyar fidan üretilirken, bugün sayıları 111’e indirilen fidanlıklarda 460 milyon fidan üretildiği gerçeği de, ağaçlandırma çalışmalarının belirtildiği ölçülere yükselemeyeceğini göstermektedir.
ELEŞTİRİYE AÇIK OLMAK
Hangi konuda olursa olsun, eleştiriye açık olunmalıdır..Söylenenlerin doğru olduğuna inanılıyorsa, karşı karşıya gelip, medeni ölçülerde konuşmak, tartışmak, inanmak, inandırmak gerekir. Yoksa “ben yaptım oldu” larla hiçbir zaman, hiçbir yere varılamaz. Unutmamalı, unutturtmamalıyız.

GÜNÜN YORUMLARI.
1. İsa Kayacan, gerçekten bir benzerine rastlanamayacak kadar renkli bir sima, iyi bir araştırmacı, iyi bir yazardır. O, bütün özelliklerinin yanı sıra, mükemmel bir insan, çok iyi bir dosttur. Dostluğu çıkar esasına dayanmaz.
İsa Kayacan, Türk basınında hakkında en çok yazı yayınlanan kişidir. Yüzler ve binlerle ifade edilebilecek yazılarda Kayacan hep övülmüştür. (Prof. Dr. İrfan Ünver Nasrattınoğlu, Size Dergisi, İstanbul. Sayı: 342-2002)
2. İsa Kayacan, Anadolu basınında güçlü bir kalemdir. Böyle güçlü bir kalemin Türkiye de olmasından, Türkiye’nin Burdur vilâyetinden olmasından, Burdur’un Tefenni ilçesinden olmasından, yani, hemşehrim olmasından, başım göklere değecek kadar gurur duyuyor ve mutlu oluyorum.
İsa Kayacan’ın kaleminin mürekkebi bitmesin diye Allah’a dua ediyorum.
O’nun yazdığı 720 sayfalık “İşte Hayatım” kitabında bir eksik tespit ettim. O da şu: İsa Kayacan böyle kitaplara sığmaz. Yine mütevazılığını esirgememiş. (İsmail Aşçı, Burdur, Tefenni-Beyköy Belediye Başkanı. 24.12.2004)