Yayin Tarihi 12 Mayıs, 2008 Kategori KAHRAMANLAR
AHMET ESAT TOMRUK
(İNGİLİZ KEMAL)
İngiliz Kemal lâkabıyla tanınan Ahmet Esat Tomruk, millî mücadele kahramanlarından sayılan bir casustur.
1892’de, Cerrahpaşa’nın Altımermer semtinde doğdu. Babası Evkaf Nezareti Varidat Kalemi Müdürü Mehmet Reşit Beydir. Annesi ise, Sıdıka Hanımdır. Cüretkâr, gözüpek ve kuvvetli bir çocuktur. Galatasaray Sultanisinde okur. Okulda okurken, hobi olarak kartpostallara ilgi duyar. Bu sebeple postaneye gider- gelir durmadan. Hafiyeler, 16 yaşındaki Esat’ı yakalar. Jöntürkler’in örgütünden diye işkence ederler. Dayısı, Esat’ı ülkeden kaçırtmak için bir Yahudiyle anlaşır. Ona para verir. Yahudi, küçük Esat’ı gizlice bir İngiliz gemiye bindirir. Ancak kaptan, Esat’ı yakalar. Parası yoktur. Esat kaçaktır. Kaptan, Esat’ı bir baba şefkatiyle korur. Sonra da evlat edinir. Esat, İngiliz gibi büyür. Navy College’de okur ve mezun olur. Salon adabını da öğrenir. Okul yıllarında profesyonel olarak boks yapar. Birçok birincilikler kazanır.Birinci Dünya Savaşı başlayınca İstanbul’a döner. Topçu teğmeni olarak askere alınır. İttihatçıların istihbarat kuruluşu Teşkilatı Mahsusa’ya da girer. Çanakkale cephesinde, ünlü İngiliz casusu Lawrens’i izler. Kutulammare’de tutsak edilen İngiliz General Towshend’in yanına hapsedilir. Böylece ondan bilgi almak için çalışır. İşgal İstanbul’unda zamanını Beyoğlu’ndaki boks kulübünde geçirir. Burası Kemal Begof’a aittir. İşgal yıllarında, İstanbul’da işgal kuvvetlerinin boks şampiyonunu yenerek büyük ün kazanır.
Ahmet Esat tutuklu İttihatçılar’ı kurtarmak için çabalamış, ancak bu yüzden İngiliz istihbaratı tarafından tutuklanarak Beyoğlu’ndaki İngiliz hapishanesine atılmıştı. Pek çok işkenceye maruz kalan Ahmet Esat Bey; bir ara firar teşebbüsünde bulunmuş; yabancı bir gemiyle yurtdışına kaçarken Çanakkale Boğazı’nda yakalanmış ve tekrar İstanbul’da hapse atılmıştı Hapishanede Koçaki adlı Rum’u tanır. Koçaki ünlü bir yankesicidir. Koçaki’den yankesicilik sanatını öğrenir. Bu sanat casusluk yaşamında hayatını bile kurtarır. Bir süre sonra Çanakkale’deki sahra hapishanesine gönderilmişti. Orada Hintli Müslüman askerlerle yakın ilişkiye girmiş; onların sempatisini kazanmış; bir müddet sonra da buradan kaçmayı başarmıştı.
Daha sonra Anadolu’ya kaçar. Önceleri Kuvay-i Milliye emrinde, düşman arasında faaliyet gösterir. “İngiliz Kemal” kod adının, ”Balıkesir Reddi İlhak ve Kuvay-i Milliye Cemiyeti İdare Heyeti” tarafından verildiği söylenir. Büyük Meclis açılınca, Ankara’ya gider. Mustafa Kemal, Fevzi ve İsmet Paşalarla görüşür.
Kuran, bayrak ve tabancaya el basarak sadakat yemini etti
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın emri ile İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve Rumca bildiği için, Genelkurmaya bağlı olarak İstihbarat Şubesinde çalışmaya başlar. Görevli olarak İzmir’e gönderilir.
Görevi Yunan ordusu karargahına girip gerekli bilgileri toplamaktı. Antalya’dan Rodos’a geçti. Burada kendini Amerikalı gazeteci olarak tanıttı. Kumardan hileyle kazandığı 45 bin frank ile kendi deyimiyle İzmir’deki vatan görevine başlar.
Ahmet Esat Bey’in İzmir’deki hayatı bonkör bir Amerikalı gibi geçmiş; kısa sürede gece hayatının aranan siması olan Ahmet Esat Bey, üst düzey Yunan subaylarıyla da samimiyetini arttırmış; Yunan Ordusu Başkomutanı Papulas’tan mülakat bile alır. Hatta onların en gizli toplantılarına dahi katılmış, aldığı bilgileri İzmir’deki kendisi gibi görevli bulunan Uşaklı Alaattin (Tiritoğlu) vasıtasıyla Antalya mutasarrıfı Aşir Bey’e aktarmıştı.
Ancak bir süre sonra ihbar sonucu yakalanmıştı. Fakat o bu tutukluluk dönemi sırasında hiçbir şekilde Türkçe konuşmayarak kimliğinin meçhul kalmasını sağlamıştı. Hatta Yunanlı hakimler bile onun Amerikalı olduğuna kanaat getirmişlerdi.
Bilahare Yunanistan’a nakledilmişti. Ama o Atina’daki hapishaneden de kaçmayı başarmış ve el becerileri konusunda mahir biri olduğundan caddede avare avare dolaşan birisinden çarptığı parayla bir Fransız şilebine kaçak olarak binip İzmir’e gelmişti.
Ankara, onu bu kez de Batı Trakya’ya yollar. O sırada Yunan ordusunun emrinde olan Ermeni General Antranik’in karargâhına girer. Ulusal Kurtuluş Savaşındaki istihbarat görevleri sırasında, İtalyan vatandaşı Celep, Trablusgarplı Abdullah Paşazade Mahmut Sait ve Amerikalı yazar Harry Willy kimliklerini kullandığı söylenir.Ahmet Esat Tomruk, 1932 yılına kadar, hafif sıklet boks şampiyonudur. Sert yumrukları sebebiyle “Tomruk” soyadını aldı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Balkan ve Avrupa ülkelerinde casusluk yapması için tekrar göreve çağrılır. 1919’da Arap çöllerinde başlayan kariyerini 1950′lerin sonlarında yaşanan Kıbrıs sorununa kadar sürdürür. “Soğuk Savaş” yılları, Ahmet Esat Tomruk gibi kahramanlara ihtiyaç duymaz. Kumarhanelerde kazandığı paraları da mücadele için harcar. Devletten para ve mevki talep etmez. Bazen dansör, bazen boksör, bazen şoför, bazen de krupiye olarak çalışır. Dünyanın dört bucağını dolaşır. Bin bir surat Ahmet Esat Tomruk, son yıllarında sahipsizdir. Beş parasız kalır. Yolsuzluk içindedir. Yıllar sonra, 26 Haziran 1964’te, 487 sayılı kanunla TBMM tarafından vatani hizmet tertibinden 500 Lira aylık bağlanır kendisine.
İlk eşi Mevhibe Hanım’dan Günseli adında bir kızı olduğu rivayet edilen Ahmet Esat Tomruk, bu eşinden ayrıldıktan sonra 11 Şubat 1943 yılında Dorothy Minnic adlı bir İngiliz aktrisle evlenmiştir.
Maceralı bir hayat süren Ahmet Esat Tomruk, 14 Şubat 1966′da ölür. Mezarı Çankırı’dadır.
Ruhu Şad, Mekanı Cennet Olsun !
YENİDEN ERGENEKON