• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
AHMET HAMDİ TANPINARIN KALEMİNDE SOLMAYAN GÜL(1)
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
04/01/2015, 16:08 (Bu mesajı son düzenleyen: 21/02/2015, 00:41 Site Yönetimi.)


20.02.2015 GÜNÜN ŞİİR TAHLİLİ OLARAK SEÇİLMİŞTİR
***********************************************************


AHMET HAMDİ TANPINARIN KALEMİNDE SOLMAYAN GÜL (1)

Ahmet Hamdi Tanpınar bilginin, kültürün, sanatın kendi deyimiyle; zamanının“sükût suikastına”[sup]1[/sup]uğramış; kalemiyle, düşünceleriyle savaş vermiş hem romantik hem realist şövalyesi… Zamanın içinde ölmemek için direnirken, zamanının dışına taşan aydın. Yaşadığı dönemde fikirleri Araf’ta kalmış değerli şahsiyet. Ancak ölümünden yaklaşık on yıl sonra 1970 li yıllarda anlaşılmaya başlanmış. O gün bugündür eserleri ve hakkında birçok araştırmalar kaleme alınmış tek tek şiirleri, hikâyeleri, romanları ve romanlarındaki karakterler konusunda sentezlemeler yapılmış ve onun bir mücevher gibi satır aralarına ve yüreğine gizlediği asıl dikkat çekmek istediği konulardan birisi olan kadın için de perdeler yeniden aralanmıştır.



      Sahi kimdir Kadın, nedir ne değildir neden edebiyata konu edilmiştir? Tanpınar’la neden gündeme gelmiştir? Konuyu ayrıntılarıyla inceleyelim:

      Kadın sırlı âlemin örtüsü, bir bütünün diğer yarısı, tamamlayanı şefkatin merhametin huzurun temsilcisi; ana, yar, yaren... Aşkın mayasıyla karılıp sabrın ateşinde kavrulup, bir tohumun bünyesinde tüm detayları barındıran, çatlayıp yeşerirken başka canlara hayat veren, bulunduğu yeri bereketlendirip yurt yapan, yurtları vatan eden kutsal varlık…

     Sanatı da, sanatın dalı olan edebiyatı da doğuran,  ilham kaynağı olan da yine kadındır. Ebede uzayan yolda aydınlatan ışık, güneş… Edebiyat ise yaşamın kelimeye dökülmüş halidir.





1-Ahmet Hamdi Tanpınar, Edebiyat Üzerine Makaleler,

 

Birçok mütefekkir edebiyatı “hayatı yansıtan bir ayna”[sup]1[/sup]ya benzetirler ki işte o aynadaki donuk görüntüye de soluk getiren, yüreğiyle, samimiyeti sıcaklığıyla tabiri caizse ruh veren hareket ve bereket katan vazgeçilmez varlık yine kadındır. Bu gerçeği bilen;  kalemi, yüreğiyle ve derin duygu dünyasıyla tanıklık eden bir isim daha var ki; o da Ahmet Hamdi Tanpınar
”Hissin, şuurun, dikkatin adamı”[sup]2[/sup].Edebiyatı doğuran doğuşuna vesile olan kadın’ı yüreğinde hissedip en ince detayları dahi atlamadan hafızasına yerleştirip ve hep içinde; içten içe kaynayan hayat membası olarak yaşatan adamdır Tanpınar. Annesini Dicle kenarında tifüsten çocuk yaşında kaybetmiş olmanın verdiği derin hüznü o edebiyat, sanat aşkına çevirmiş çok hassas ince ruhlu bir insandır. Anneme adlı şiirinde:

“Bir günümüz bile sensiz geçmezken


Şimdi mezarına hasretiz anne.


Seni gömdük anne yıllarca evvel


Göz yaşlarımızla bu ıssız yere


Kimsesiz bir akşam ziya bedel


Matem dağıtırken hasta kalplere.


Kimsesiz bir akşam, ezelden yorgun


Hüznüyle erirken Dicle de sessiz,


Öksüzlük denilen acıyla vurgun


Bir başka ölüydük bu toprakta biz.”[sup]3[/sup]

O hem yaşadığı o anın hem de içine düştüğü yalnızlığın hüznünü yıllarca içinde biriktirip yıllar sonra şiire böyle dökmüştür. İçinde acının Dicle’si akmıştır adeta, edebiyat tarlasını duygularıyla sulayıp yeşerten şairin. Hiç evlenmemiştir Tanpınar. Fakat aşk adamıdır, aşkı içinde büyütüp yeşerten adamdır.

1-Bu tanımlamaları M. Parkhomenko ve A. Myasnikov, Platon yapmışlardır. 

Sanatta Sosyalist Gerçekçilik, çev. Seçkin Cılızoğlu, Yeni Dünya Yayınları, s. 19”


2-  Nurdan Gürbilek(Yer Değiştiren Gölge)


3-A. H. Tanpınar,”Annem İçin”, Bütün Şiirleri, (Haz.: İnci Enginün) Dergâh Yay., İst. 1989, s.104


O yaşadığı coğrafyaların taşınmış alüvyonlu toprağı gibi içinde bütün mineral ve zenginlikleri taşıyan hem kültürün hem bir aşkın özlemiyle yaşamıştır bir ömür. “bütün hayaller dört başı mamur olsa da”[sup]1[/sup] içinde kadının zarafeti, ulviyeti yoksa o üzerinde çalışılan hangi sanat eseri olursa olsun hiçbir şeydir dediğini kelimeleri bize söyler. Duygu düşünce ve hissiyatla estetiğin olmadığı bir edebiyat söz yığınından öteye gidemezdi. Bu taş ustasında da, mimaride de, musikide de edebiyatta da aynıdır. İşte Tanpınar bu hakikati bilen bir şair, yazar ve düşünce adamıydı.

Hem kendi ailesinde hem de tanık olduğu yaşadığı şehirlerin kültüründe aile mevhumunun önemini gayet iyi öğrenmiş ve gözlemlemiştir. Buna annesini kaybetmiş olmanın verdiği derin hicran yarasının hüznünü ve dolduramadığı derin yalnızlık acısını da eklersek durumun vahametini çok daha iyi anlamış ve yansıtmış olacağız. Kadın erkek ilişkilerinde, ailede, hayatın her alanında kadının varlığı ve onun bir aileyi olduğu gibi bir kültürü medeniyeti nasıl şekillendirdiğini nasıl değerler kattığının farkındaydı. Anadolu kültüründe büyümüş, hamuru onunla karılmıştı. Batıcı arkadaşlarına:”benim yarım Osmanlı”[sup]2[/sup] derken yetiştiği kültürden ayrı düşemeyeceğini vurgulamıştır. Kadının yokluğunun veya yok oluşunun nasıl bir ızdırap, çöküş yarattığını romanlarında en ince detaylarına kadar işleyip tahlil eden, bu gerçeğe ayna tutan bir toplum ve ruh bilimciydi aynı zamanda Tanpınar. Yaşadığı dönemde herkes gözünü Batıya çevirmişken o gönlünün bağı olan Doğu Kültürünün birikimlerine sırtını dönmemiştir.

Batılılaşmanın hem medeniyet hem aile ve fert üzerinde nasıl bir yozlaşmaya sebebiyet verdiğini ele aldığı konularla çok güzel işlemiştir.  





1-A.Hamdi Tanpınar

2-Selim İleri, Tanpınar’la Zaman

 

 


Araştırma: DENİZ GARİPCAN
Alıntı  
Dışarıda Mustafa Ceylan
Site Yönetimi
*****
Üyelik tarihi: Nov 2008
Mesaj Sayısı: 2,007
Konu Sayısı: 1,502
 
#2
21/02/2015, 01:29 (Bu mesajı son düzenleyen: 21/02/2015, 01:31 Mustafa Ceylan.)
Diyorsunuz ki:
"Kadın erkek ilişkilerinde, ailede, hayatın her alanında kadının varlığı ve onun bir aileyi olduğu gibi bir kültürü medeniyeti nasıl şekillendirdiğini nasıl değerler kattığının farkındaydı. Anadolu kültüründe büyümüş, hamuru onunla karılmıştı."
Evet;
Bizim asırlardır sürüp gelen geleneğimizde "kadın-evdeş-yâr-bacı-ana" hep "mukaddes" bir yerdedir, Hep de öyle olmuştur. Kağanlarımızın yanında "divan-meclislerde" onun sözüne, görüşlerine baş vurulurdu. Kadın, her yönüyle "kutsaldır."
Anadolu kültüründe de bu saygın davranış vardır.
Ama,
Gelin görün ki, günümüzdeki olaylara bir bakalım. şu Özgecan olayı.  Şu kadın cinayetleri. Bu şerefsizlerin, hayvandan daha aşağılık kişilerin yaptıklarına ve bunların ardına "kadını aşağılayan" yetkili yetkisiz bir sürü "zübüğün beyanatları, fetvaları..."
İnanın müthiş sinirleniyorum bunlara şahsen ben...
*
Ahmet Hamdi TANPINAR ve KADIN konulu bu incelemenizden-tahlil çalışmanızdan dolayı sizi tebrik ediyor, bu tür analizlerinizi daha sık okumak istediğimizi de belirtiyorum...
*
Tebrikler... Teşekkürler....
Alıntı  
Dışarıda Nazende GÜLİSTAN
Yetkili Şair
***
Üyelik tarihi: Aug 2014
Mesaj Sayısı: 88
Konu Sayısı: 28
 
#3
21/02/2015, 18:42
Maalesef Ceylan Hocam malesef günümüzde olduğu gibi yıllar öncesinden süregelen kadın-erkek ayrımı ve kadına zulüm günümüzde en vahşi şekilde işlenen cinayetler,kadının ruhuna,bedenine kişiliğine yapılan gasplar en acımasız şekliyle her gün manşetlere taşınıyor.Yürekleri dağlıyor.

Ve kendini bilmez sözüm ona namus abidesi insanlar tarafından da suçlu yine kadın görülüyor.
Tek başına çıkmasaydı,o saatte dışarıda ne işi vardı?Onu giymeseydi,bunu yapmasaydı.......-dı'lar ve di'ler kimse dönüp ne kendine bakıyor ne meselenin özüne iniyor ne yazık ki...

Ortada bir "günah keçisi" var o da kadın!

Kadını ana,bacı,evlat olarak göremeyişin ve sözde müslüman geçinen insanların "kadını Allah'ın emaneti" olarak göremeyen görmezden gelen tüm haklarını gasp eden zihniyetle ,farklı uç zihniyetin çatışması arasında kadın bir türlü bir hak ettiği yeri ne yazık ki hâlâ bulamamıştır.

Ne kanunlar etkin olabiliyor ne de caydırıcılığı vazgeçiriyor.Tedavisi mümkün, telafisi olmayan vahim bir durum.

Tanpınar'ın iç dünyasıyla işte bu araştırma sayesinde tanıştım.Yaşadığı vahim ızdırap ve kaleme aldıkları günümüzün kısa bir özetiydi aslında elbetteki bunları bilmek ve paylaşmak görevi de birey hele ki edebiyat tutkulusu bireyler olarak bizlere düşmektedir.

Umarım daha başarılı çalışmalara imza atmayı geleceğe taşımayı başarabilirim.

Bizlere en güzel örnek sizlerin yürekli kalemleri.

Selamlar saygılar Hocam
"Ben sustuğumda konuşan sözcüklerdi."
-----------------------------------------------------
( c) Bu şiirin (yazının) her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  TANPINAR'IN KALEMİNDE SOLMAYAN GÜL (ARAŞTIRMA-SENTEZ)-4 Site Yönetimi 0 829 04/01/2015, 16:28
Son Mesaj: Site Yönetimi
  TANPINAR'IN KALEMİNDE SOLMAYAN GÜL (ARAŞTIRMA-SENTEZ)-3 Site Yönetimi 0 775 04/01/2015, 16:20
Son Mesaj: Site Yönetimi
  TANPINAR'IN KALEMİNDE SOLMAYAN GÜL (2) Site Yönetimi 0 738 04/01/2015, 16:15
Son Mesaj: Site Yönetimi

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder