• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Ali ABDÜLKERİMOĞLU
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
11/04/2008, 19:01 (Bu mesajı son düzenleyen: 11/04/2008, 19:06 Site Yönetimi.)
10 Nisan 2008
Can Ağabeyim, Ustam, Pirim Ali ABDÜLKERİMOĞLU'nun vefat haberini Simav'dan Asım KISBET kardeşim telefon ederek bildirdi. Bu çok üzücü haberi aldığımda, yarım saat kendime gelemedim. Zaten öteden beri çok yüksek şekerle boğuşuyordum. Can ağabeyim, pirim, kader arkadaşım, haldaşım Ali Abdülkerimoğlu' nun Hakk'a yürümesi beni derinden etkiledi. Moralim son derece bozuk. Gözüm toprağa bakmakta. Burnuma kefen kokusu ve toprak kokusu gelmeye başladı. Sanki, bembeyaz öksüz çiğdemlerin sessizliğindeyim. Kendime kendimde şaşırmış durumdayım.

Ölüm... Evet Azrail ve ölüm...Mukadder... İşte bu mukadderat, bu elimde olmayan ve her adımda, her saniye karşımda bekleyen ve ne zaman, hangi durumda karşılaşacağımı bilemediğim sonda son.. Bekliyorum seni.. Mahzuniyetim ve melulluğum senden. Bitirdik Dünya hanındaki yolculuğumuzu. Hadi artık, çal bıçağını bize de Azrail !..

Sultan Süleyman'a kalmayan koca karınlı Dünya. Kocaman ağızlı kara toprak. Mıknatısınla birer birer çekip aldın sevdiklerimi. Almaya da devam ediyorsun. En çok da Haziranlarda gelirdin. Bu sefer yolu şaşırdın, erkenci davrandın. Nisan'da çaldın kapımızı.

Aldın, götürdün benim ak saçlı, ak alınlı çile arkadaşımı. Can ağabeyimi.

11 Nisan 2008
Cuma
Cuma namazından sonra, toprağa verildi ağabeyim, hocam, üstadım Ali Abdülkerimoğlu. Simav'a gidemedim. Dağlar ve yollar engel oldu. En çok da bu "kara kader" engel olan.

Canı kadar aziz bildiği yurt toprağının bağrına düştü gönül çiçeğim, çile arkadaşım, pirim, ustam Ali Abdülkerimoğlu.

Ağlasın Simav. Simav'ın kavakları, tozlu yolları, Eynal'ı..Beyce'deki ulu çınar ağlasın. Onlar ağlasın, ben ağlıyayım, ben...

Beynimin makina dairesinde anılar birer film şeridi gibi peşpeşine gelip gitmekte. Rahatsızlığım bir hayli arttı. Hissediyorum negatifliği tümden vücudumda; yürümeyen dizlerim, ağrıyan diz kapaklarım, göğsümün ortasındaki korkunç ağırlık, uğuldayan kulaklarım..

Göz yaşı yağmurumdan ıslanan klavye.
Hep acılı havaları çalan radyo.
Kalkmaz oldu elim-kolum.
Canımdan can koptu. Gök çöktü, yer yarıldı. Hüzün aktı zaman ırmağı. Ölümün ayrılık beyazıyla biçtiği gömlek sırtımda, ben karalardayım. Bu kaçıncı sigara içtiğim bilmiyorum.

Telefonlar geliyor Bodrum'dan. Bodrum'da ilk kez düzenlenen şiir etkinliğine gidesim gelmedi. Gülmek haram bana. Göz kapaklarım kurşun kadar ağırlaştı. Uzanıp yatmak istiyorum, beynimdeki korkunç gürültü uyutmuyor.

Yansın güzellerin hoşça bakışları. Dudaklarında dona kalsın gülücükleri. Sevginin, aşkın, güzelliğin, hoş görünün yaşayan bir dev'i göçtü işte. Aşkın tarifini yapacak kalem bulamam, mısralarını zümrüt şafaklara gül tomuru yapıp dizecek "kelime kuyumcusu" görmem zor gayri.

Şiir dünyamın duayenlerinden, ak saçlı, ak yüzlü, ak duruşlu can ağabeyim gitti.

Ağlasın rotatifler, kırılsın matbaa makinaları, hıçkırsın harfler. 40 yıldır "Simav-Anadolu Gazetesi" ismiyle çıkan o küçük boylu gazete karalar giyinsin. Ben yanayım, ben giyineyim, onlarla beraber...

Ağlasın Osman Karararslan, Asım Kısbet yansın. Çam yeşilinden esen serin yel, alev getiriyor şimdi Simav dağlarından içimize. Ayrılık ve elem esiyor havada.

Simav Şir etkinliği'ne de az kalmıştı. Bu sene öksüz, yetim, boynu bükük olacak şairler şöleni. Şölen babasız, şölen duayensiz.

Şiirim keder püskürmede. Duygu hazinem iflasta.
Gülmek yasak bana.

Şimdi ben, Anadolu'nun dört bir yanındaki şiir etkinliklerinde kiminle dertleşeceğim sabahlara dek. Kiminle aynı odayı paylaşacağım. Kiminle sabahlara kadar Türk Şiirinin gidişatı üzerine sohbet yapacağım. Hocam Necip Fazıl Kısakürek'le olan anılarını kimden dinleyeceğim. Kime okuyacağım aşkla, şevkle şiirleri. Şiir ve şair kaygımı kiminle paylaşacağım. Ekmeğimi kimle bölüşecek, kimle üç - dört saat sohbetin tadından unuttuğum o tek kadehi saatler sonra içebileceğim. Hattâ kimle şakalaşacağım. Yaramazlık yaptığımda, hata işlediğimde kim affedecek beni. Ağladığımda kim teskin edecek, derdimi kime açacağım ?????.....

Ağlasın 70'ini geçmiş eskilerin en güzeli şair anneler. Onlar da benim gibi öksüz kaldılar. Benim ağabeyim, kader arkadaşım gitti, ama, onların can sığınakları, sevgilisiydi giden. Koluna girecekleri, yaslanacakları, dayanacakları dağ gitti. Sığınacakları liman gitti. Onlar ağlasın, ben ağlıyayım...

"Sonbahar" adını koymuştu son kitabına, İlk baharda, Nisan'da çekip gitti işte. Hazırdı, bekliyordu Azrail'i. Yükü yüklemiş, hepimizle çoktan helalleşmişti. Uşak Devlet Hastahanesine giderken Asım Kısbet'ten selam gönderip, hepimizden gene helallik istemiş.

O zarif, o beyefendi, o hoşgörünün timsali, o koca dev,o şık beylerbeyi, o gümbürdeyen yürek gitti.

Bugün 11 Nisan 2008.. Günlerden Cuma. Kazıdım bu tarihi de akıl kütüğüme. Kara bir gün diye yazdım işte...

Ötelerde bizi bekleyecek biliyorum. Hattâ benden, bizlerden götürdüğü selamları verecek ve orada bizim için bir heyet oluşturacak. Toplayacak kendinden evvel giden üstadları, canları. Şairleri biraraya getirerek, bu Dünyadan haberler verecek. Şiirimizin bugünkü durumunu anlatacak onlara. (Yakında "Ceylan" da gelecek nasıl olsa) diyecek. Selamlarımızı, sevgilerimizi, saygılarımızı iletecek. Hiç eksilmeyen şiir aşkımızı, onlara tutkunluğumuzu, bayraklarını nasıl dalgalandırma telaşını yaşadığımızı anlatacak bir bir... İnterneti, şiir radyolarımızı, şiir dergilerimizi söyleyecek hep. Şiir etkinliklerimizi anlatacak..Erken gidişi ondan...

---
Mekanın Cennet, kabrin nur dolsun can Ağabeyim...
Dualarım seninle...
Alıntı  
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#2
07/05/2008, 04:26
BİR SEVECEN ŞAİRDİ ALİ ABDÜLKERİMOĞLU.85 YAŞINDA KAYBETTİK ONU.GÖNÜLLERDE YAŞAYACAK BİR SİMAV BEYEFENDİSİYDİ. ALLAH ONU CENNETTE HURİLERE ŞİİR ÖĞRETMENİ YAPSIN, AMİN.
ÜNAL ŞÖHRET DİRLİK

ŞAİR ALİ ABDÜLKERİMOĞLU HAKKA YÜRÜDÜ
11.04.2008 sabahı;Simav’ın Şair Dedesi, şiir dinletilerimizin örnek Adamı Ali AbdülkerimoğLuann ölüm haberini sevgili dostum İsa Kayacan mesajlar duyuru.İçimde bir şseyin koptuğunu hissettim. Hani derler ya” içim cız Etti” diye, öyle bir şey işte. Anu tanıyalı çok oluyor. Simav’daki Osman Karaaslan’ın dergisi, Salihli’deki, Burdur’daki şiir dinletilerinin dikkatleri üzerine çeken, güler yüzlü şair ölür de Kim üzülmez. Tam sayfasını dostlarının şiirleriyle dolduran, bımadan usanmadan tüm şairlere postalayan Ali Dede yok artık.Günü geldi diğer arkadaşlarımız gibi Hakka yürüdü.SİMAV ANADOLU Matbaasiı ve Gazetesi öksüz artık. Şiir dinletilerinde gözlerimiz hep onu arayacak. Geçen yıllarda bestelenen ve Vode yapıLAN halk oylaması ile 74. sıraya kadar inen güzel şiiri seslendirilirken ne kadar mutley. Ölüm bir Kara devedir, her Evin önüne çöker Der bir atasözümüz. Sonunda Ali Abdülkerimoğlu’nun evinin önüne de çöktü ve onu aldı götürdü. Çocuklarına, yakınlarına ve şair arkadaşlarıma baş sağlığı diliyorum. Onu hiç unutmayacağız. Onun kitapları için yazılarım var dosyalarda. İleride yeniden yayınlanır. 2007’nin son aylarında onu anlatan bir şiir yayınladım. Şiir demeti Sitesinde ve kendisine de e mail ile gönderdim. Kısa bir zaman sonra Simav Anadolu’da bir akrostiş yayınladı. Şimdi benim yazdığımı sunuyorum:
ALİ DEDE’YE ŞİİR
Merhaba Şair Abdülkerimoğlu amca
Eserleri mitralyöz, kalemi tabanca
Şarkı olmuş şiirleri aşkla doludur
Şiir bir tutkudur onda ömrü boyunca.

Eşi yoktur su katılmamış efendidir
İyi insan denilince odur, kendidir
Yaşı mı seksene merdiven dayamıştır
Sevda bir tutkudur onda yıllar boyunca.

Şöhret der ki, Ali Amca’yı çok severiz
Beste yapılmış şarkılarını söyleriz.
Efkarlanır, gözler dolu dolu izleriz.
Şiir bir tutkudur onda ömür boyunca. Ünal Şöhret DİRLİK

Simavlı Şair Ali Dede Diyor ki: ŞAİR ÜNAL ŞÖHRET DİRLİK
AKROSTİŞ
Ünü var, ünvanı var, şöhreti var, şanı var
Ne de güzel sohbeti, öyle tatlı yanı var,
Aklı-fikri şiirde, şiirden gıda alır,
Leyla’lara layıktır, Mecnun’dan ilham alır.

Şuurlu bir dosttur o, ayrıca vefakârdır
Özverili haliyle her zaman fedakârdır,
Hasret sayar daima dostlardan ayrılığı
Reddeder, kabul etmez, doğrudan gayrılığı,
Erdemine erişmez, başkaca erdemlikler
Tekmil ilim ve irfan, rehberdir yenilikler.

Daima özgür düşünür, özgürlüktür ereği
İnsan-ı kâmildendir, aydınlıktır yüreği,
Rabbim onu korusun kötülerin şerrinden
Lisanımın gücüyle, diliyorum derinden
İncirköy’den(*) gelerek, Fethetti Fethiye’yi,
Kalemi kılıç edip, aldı çok hediyeyi.
Ali Abdülkerimoğlu-Simav (Rahat uyu koca usta)

Kaynak:http://www.unalsohretdirlik.com/haber_oku.asp?haber=257
Alıntı  
Tweet      
     


Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2021 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder