06.04.2008 19:17:30

Antalya ve 2 /b (2)

Mustafa Ceylan




Evet, Akdeniz Üniversitemizde karşıt görüşlü gençlerimizin birbirlerini darp etmeleri, sloganlar arkasına sığınarak, üniversitede ki huzurun bozulmuş olması, Antalya' da yaşayan bir vatandaş olarak bizleri son derece üzmekte ve kaygılandırmaktadır. Kavga, döğüş çağdaş olmayan kişilerin baş vuracağı bir çaredir. Umarım, sağ duyu hakim olur ve üniversitemizdeki bu yara kapanır dedikten sonra, dünden kalan konumuza girelim, olur mu?

Demiştik ki;

2 / b konusunda Antalya dertli ve zorda. Kendisine uzanacak ve derdine çare bulacak el beklemektedir.

Evet; Antalya' nın derdi tapu ve mülkiyet konusudur.

Bu derd her geçen gün büyümekte ve üst üste yığılmakta, artık çözülmesi seneler alabilecek boyutlara gelmektedir.

Sistem tıkanmıştır.

Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm belediyeler imar planı çalışmaları, plan revizyonları yapmakta; konuya çözüm üretmeye çalışmaktalar, fakat, gelişim ve değişim karşısında işleyen mekanizmadaki süreçlerin mecburi yaşanacak olması, zaman ve ekonomi israfına sebep olmaktadır.

Bence, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile Milli Emlak Genel Müdürlükleri'nin, Antalya' yı acilen masaya yatırmaları gerekmektedir.

Belediyelerle koordinasyon sağlayacak yeni çalışmalar, tıkanan mülk meselelerini vatandaşı rahatlatacak yasalar çerçevesinde düzene koyacak bir aktiviteye, yeni bir anlayışa ihtiyaç bulunmaktadır.

"Herkes hırsız ve yolsuzluk yapar" anlayışına sahip bürokrasi yerine, başarılı Antalya Valimiz Alaattin Yüksel' in "vatandaş ve hizmet eksenli hizmet" anlayışını mülk-mülkiyet iş ve işlemlerine acilen hakim kılabilmeliyiz. Vatandaşın işini zora koşan değil, akılcı ve yasal yollarla kolaylaştıran, ama, hiç bir şekilde dürüstlükten taviz vermeyecek, dinamik, yenilikçi bir "mülk yönetimi" işleyişi getirebilmeliyiz.

Yılların kangren olmuş bazı meselelerini "bana ne, bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyerek buzdolaplarının dondurulma bölümünde tutarak, çözüm üretmeden iş yapmanın, bir Dünya kentini getirdiği nokta işte bu "tıkanma noktası" olmuştur. Toplum ve bireyler dinamikken, dertlere çare bulmadan "taç' a tamak", buz dolabına koymak" meseleyi çözmediği gibi gündemden de düşürmeyecektir. Statükoyu korumak adına, değişemeyen ve vatandaşına hep "acaba?" bakışlarıyla yaklaşan zihniyetle mülk yönetimi asla bir adım atamaz. Her şey alenen ortadadır. Geçmişin hataları dağ gibi yığılmış, bu yığıntının altında zorda kalan vatandaş olmuştur.

Antalya Büyükşehir Belediyemizin kent yakınındaki belediyelerin teknik sorunlarını çözecek yeni bir "Çevre-kent birimi" ni devreye sokmasını yürekten arzularız. Böylece, yakın çevrenin özellikle teknik eleman yetersizliğinden ürettiği sorunlar, pansuman tedbirlerle değil, çoğu, o birimde büyümeden çözülebilecektir kanaatindeyim. Önerdiğimiz bu "Çevre-kent birimi", büyükşehrimizin yakınındaki ilçe ve belde belediyelerinin imar-planlama-tapu vb sorunlarına bir çeşit çözüm noktası olabilmelidir.

Büyük halk kitlelerini ilgilendiren "problemler üzerine ayrı bir çalışma yapılmalı", yılların birikmiş ve çözüm bekleyen problemleri sıraya konularak çareler üretilebilmelidir.

Elbette yeni projeler yeni heyecanları beraberinde taşır.

Ancak;

Senelerin kanayan yaralarını çözmek de, o kentte yaşayanları rahatlatır ve kamu idaresine olan güvenini pekiştirir. Bugüne kadar çoğu idarenin çözmeye yanaşmadığı ve geniş halk kitlelerini ilgilendiren meseleleri ele alıp, çözecek idare de tarihe bu başarısıyla geçer.