• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Aruza Dair-2
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
21/12/2008, 05:09
Yirminci Yüzyılda Aruz Öğretimine Yönelik Öneriler
************************************

Klasik dönemde aruz, musiki gibi kulağa yerleşen ritmlerden oluşur ve sözleri bu ritmlere uydurarak söyleme esasına dayanır. (Macit, 1996, 79; Şafak 1993a: 11-15; 1993b: 18-20).

Aruz öğretiminde şiirleri yüksek sesle okumak ve beyitler ezberleyerek ritmi zihinde canlı tutmak esastır. Bu, klasik sanatların öğretiminde başvurulan meşk yöntemini düşündürür (Macit, 1996, 79).

Geçmişte Anadolu köylerinde toplu ve sesli olarak okunan Ahmediye, Muhammediye, Köroğlu, Âşık Kerem ve benzeri eserler, insanların ruhuyla birlikte müzik kulağını da eğitmiş olmalıdır.

Tezkirelerde “ümmî” oldukları hâlde aruzla şiir söyleyebilen divan şairlerinden söz edilir. Okur yazar olmayan insanların bile aruzla şiir söyleyebilmesi, şairlerin aruzu kulaktan işiterek öğrenmiş olmalarıyla açıklanabilir (Kurnaz: 367-369).

Aruzla semaî, kalenderî gibi türlerde şiir söyleyen saz şairleri de, hecede olduğu gibi kulaklarına yerleşmiş ritm ve ahengi kullanırlar (Onay: 50).

Şiir ve müzik arasındaki bağ zayıfladıkça, müzik kulağı devreden çıkmış, aruzu kalemle takti yaparak öğretme çabaları yaygınlık kazanmıştır.

Günümüzde uygulama, nokta ve çizgilerle şiiri heceleme ve çıkan hece dizisini önceden ezberlenen kalıplarla örtüştürme biçiminde yürütülmektedir.

Yakın geçmişte işitmeye dayalı öğretimi konusunda öneriler ileri sürülmüştür.

Örneğin “fâilâtün fâilâtün” parçaları yerine “geldiğim gün geldiğim gün” gibi kelime gruplarının kullanılması hâlinde, aruz kalıplarının Türkçeleşeceğini savunanlar olmuştur.

Örneğin Enis Behiç Koryürek, aruz kalıplarını “dümtek”le usûl vurarak anlatmayı denemiştir(Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, c.1, 168).

Bu tekliflerden yola çıkan İbrahim Alâettin Gövsa, aruzu “sevmek” fiilinin çekimleriyle öğretmeyi düşünmüş ve adını da “sevmek sevilmek ölçüsü” koymuştur (Dilçin, 1997, 10).

Gövsa, kalıpları oluşturan parçalara şu karşılıkları bulmuştur:

fâilâtün: Sevmeseydim
feilâtün: Sevebildim
mefâilün :Sever misin
mef’ûlü : Sevmezse
feûlün : Severken


Necip Fazıl,
Kafa Kâğıdı’nda Bahriye Mektebi’nde okuduğu yıllardan söz ederken benzer bir duruma işaret eder. Şair, 1916 yılında girdiği Bahriye’de şairlik yönüyle öne çıkar. Henüz on iki on üç yaşlarındadır ve tek nüshalık Nihal adlı dergiyi çıkarmaktadır. Şiire aruzla başlamış ve Edebiyatıcedîde etkisinde “Bir refrefe-i bâl-i hubût gibi perran” [Bir güvercin kanadının çırpınışı gibi uçan] şeklinde mısralar söylemektedir. Zabitlerin bile “Şair!” diye çağırdıkları genç Necip Fazıl, teneffüslerde arkadaşlarını toplayıp alıştırmaları yaptırır:

Ne dedin? (Feilün)
Ne var ne yok? (Mefâilün)
Yârim benim, bahriyyeli.. (Müstef’ilün, müstef’ilün) gibi...
(Kısakürek 1995: 159)

Abdülbaki Gölpınarlı, Konya’da edebiyat öğretmenliği yaptığı yıllarda aruz veznini öğrencilere “tap dance” (ayak vuruşlarıyla yapılan dans) yoluyla öğretmiştir (Holbrook, 226).

1930’lu yılların Holywood yıldızları Gene Kelly, Fred Astaire ve Ginger Rogers’ın sinema perdesindeki dansları, Gölpınarlı’ya bu yöntemi ilham etmiş olmalıdır. O yılların modası olan tap dans”ın ritmiyle vezin öğretmeyi ilgi çekici bir deneme olarak kaydetmek gerekir.

İskender Pala, üniversitelerimizde ve orta öğretim kurumlarımızda aruz eğitimini başarıyla uygulayabilmek için, öncelikle bahirlerin Arapça adları yerine Türkçe karşılıklarını kullanmayı, tef’ilelere de Türkçe adlar koymayı teklif eder. Buna göre örneğin, sevmek (—Wink, sevgi (-.), sevgili (-..), sevişmek (.—Wink, sevilen (..-), sevdiren (-.-), sevindirmek (.—-) gibi tef’ilelerden kalıplar oluşturulabilecektir. Yine Pala’nın önerisiyle tikitak tak (..— = feilâtün), gürül gürül (.-.- = mefâilün) gibi tabiat taklidi seslerden de yararlanılabilecektir.

Pala, aruz kalıplarıyla yazılıp dilimizde atalar sözü hükmüne geçmiş kimi mısraların kalıp ismi olarak kullanılabileceği görüşündedir.

Örneğin
-(Fâilâtün fâilâtün fâilün) yerine “Dem bu demdir dem bu demdir dem bu dem”;
-(Mef’ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün) yerine “Ayînesi iştir kişinin lâfa bakılmaz”;
-(Feilâtün feilâtün feilâtün feilün) yerine “Gülü târîfe ne hâcet ne çiçektir biliriz”;
-(Mef’ûlü fâilâtü, mefâîlü fâilün) yerine, “Geçmiş zamân olur ki hayâli cihan değer” mısraları kalıp adı olarak kullanılabilecektir (Pala, 2002, 49).

Klasik Türk müziğindeki usûllerle aruz arasında ilgi çekici karşılaştırmalar yapan Cinuçen Tanrıkorur da tef’ileleri “gel-” eylemiyle adlandırmıştır:
-(Fa’ -gel),
-(fe’ûl-gelen),
-(fa’lün-geldin),
-(fâilün-gelmedin),
-(feilün -gelirim),
-(fe’ûlün -gelirmiş),
-(mef’ûlü -gelmezse),
-(mef’ûlün -gelmezsem),
-(fâilâtü-gelmeseydi),
-(feilâtü-gelebilse),
-(fâilâtün -gelmeseydin),
-(feilâtün -gelecektin),
-(mefâilün -gelinmeden [gelir misin T.Ş.]),
-(mefâîlü -gelinmezdi [gelir miydi T.Ş.]),
-(mefâîlün -gelir gelmez),
-(müstef’ilün -gelmez dedin [gelmez misin T.Ş.]),
-(müstef’ilâtün -geldin ve gördün),
-(mütefâilün -gelemezmişim) (Tanrıkorur, 2001, 383)

Aruz öğretiminde sayıları kullanan Bekir Sıtkı Erdoğan, söz konusu yöntemle aruz öğrettiği bir ortaokul öğrencisinin, “Sana dil dökmeyi bilmem ne olur anla beni” dizesini söyleyebildiğini kaydeder; bu dizenin aruz ritmini de “Yedi milyon yedi yüz yirmi sekiz bin yedi yüz” örneğinde olduğu gibi sayılarla ifade ettiğini anlatır (Erdoğan, 2005).

Son olarak aruz kalıplarını hece sayılarına göre sınıflandırarak kavratma yöntemini de ilginç bir yaklaşım olarak not etmek gerekir (Dursunoğlu, 4).

Aruz Eğitimine Farklı Bir Yaklaşım

İpekten ve İsen’in çalışmaları ışığında en çok kullanılan kalıplara bakmak, aruzla yazılan Türk şiir örneklerinin genel sesini duyuracaktır. O hâlde % 1’ler seviyesinde temsil edilen kalıpları uzun uzadıya anlatmak yerine, çok kullanılan kalıplar üzerinde durulabilir ve eğlenceli alıştırmalar yapılabilir. Bu alıştırmalar, “oyun” hâline getirildiğinde, aruzun çok zor olduğu izleniminin de kendiliğinden silindiği görülecektir. Edebiyat derslerinde, en çok kullanılan altı kalıp üzerinde durmak ve bu kalıpların duyurduğu ritmi öğrencilerin kulaktan duymasını sağlamak,aruz öğretimi için yeterli sayılmalıdır. Hezec, recez, remel, münsarih, muzari, müctes, seri’, hafif, mütekarib, kâmil, mütedarik gibi bahirlere dağılmış onlarca kalıp üzerinde durmak, hatta bunların bir kısmını öğrenciye ezberleterek sınavlarda takti’lerle vezin buldurmak, edebiyat dersini sevimsiz kılan nedenler arasındadır.

Öyleyse öğrenci, aruz kalıbı ezberlemeye zorlanmamalı; çok yaygın kullanılan aruzkalıplarıen güzel beyit ve dizelerle uygulamalı olarak verilmelidir.

Şarkı formunda okunan bazı beyitler, bellekte kalıcı iz bırakması açısından özellikle tercih edilmelidir .(Işıksalan, 2000, 63).

-“Yok başka yerin lûtfu ne yazdan ne de kıştan [Kalamış]”(Behçet Kemal Çağlar/Münir Nurettin Selçuk: Nihavent),
-“Sana dün bir tepeden baktım azîz İstanbul”(Yahya Kemal/Münir Nurettin Selçuk: Hicaz),
-“Bu akşam gün batarken gel” (Ahmet Rasim/Kemani Tatyos Efendi: Uşşak),
-“Bir kızıl goncaya benzer dudağın”(Melek Hiç/Âmir Ateş: Muhayyer Kürdî),
-“Kirpiklerinin gölgesi güllerle bezenmiş” (Necdet Rüştü Efe/Selâhattin Kaynak: Nihavent),
-“Benzemez kimse sana tavrına hayran olayım” (Rüştü Şardağ/Fehmi Tokay: Beyatî) örneklerinde olduğu gibi.

Türk şiir tarihi boyunca en fazla kullanılan altı kalıp üzerine sese dayalı alıştırmalar yapmak, şiire özgü ritmi kavratmak için yeterlidir. Asıl üzerinde durulması gereken, şiirin teması, anlamı ve imge dünyasıdır. Üzerinde çalışılacak altı kalıbı hatırlayalım:

-Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

-Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

-Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün

-Mef’ûlü fâilâtü mefâîlû fâilün

-Mef’ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

-Mefâilün feilâtün mefâilün fe’ilün

Gerçekte kalıp adlarını listelemeye de gerek yoktur.

Önce spor ve sanat çevrelerinden, şehir adlarından ya da sayılardan oluşan söz grupları kullanılarak aruza ait ritmlerin kulak yoluyla duyulması sağlanır.

Aruz ritmlerinin günlük hayatta bile duyulabileceği gösterilir.

“Ya huyundan ya suyundan”, “hapı yutmak” gibi deyimlerin, “süpermarket”, “Arif Nihat_Asya”, Mehmet_ Âkif” gibi adların kendine özgü bir ritmi olduğu, bunun da aruza özgü sesi duyurduğu sezdirilmeye çalışılır.

Aruzun müzik kulağımızı yoklamak ve içimizin sesini duymak için bir şans olduğu (Şimşek, 2003, 25) belirtilir.

Müzik kulağını uyarmaya yönelik uygulama çalışmaları, eğitime eğlenceli bir boyut ekleyecektir. Ayrıca herhangi bir ritmi kavradığı ve benzer ritmde bir söz grubu ürettiği takdirde öğrencinin öz güven duygusu da gelişecektir. Söz konusu alıştırmalar mümkün mertebe rahat bir ortamda gerçekleştirilmelidir.Seçilen örneklerin tema açısından gençlerin duygu hâline seslenen, dil ve üslûp bakımından anlaşılır, güncel objelerle zenginleştirilmiş metinler olmasına özen gösterilmelidir.

Eğitimde yakından uzağa ilkesiyle bağlantılı olarak, şiir örneklerinin öncelikle yakın dönemden seçilmesi, ardından Divan edebiyatından alınan beyit ya da dörtlüklerle çeşitlendirilmesi isabetli olacaktır.

Çalışmanın son aşamasında, yer yer boşluklar bırakılmış başka dörtlükler verilebilir ve öğrencilerden boş bırakılan yerleri anlamlı biçimde doldurmaları istenebilir.

Ev ödevi olarak alıştırma metinleri üretilebilir. Aynı vezinde yazılmış başka şiir örnekleri bulma ve şairlerin kısa biyografisinin de dahil edildiği mini seçkiler oluşturma konusunda araştırma amaçlı ödevler verilebilir. Öğrencilerin başarma zevkini tatmaları bakımından ezberlemiş olmamak kaydıyla, daha önce okumuş oldukları dörtlükler de kullanılabilir. Metni, vezne uygun ve en anlamlı biçimde tamamlayan öğrenciler ödüllendirilebilir. Böylece vezin çalışmaları eğlenceli alıştırmalara dönüştürülebilir.

Bunun bir oyun olduğu, heceler ve kelimelerle oynamanın, dile daha bilinçli yaklaşmamızı sağlayacağı da hatırlatılır.Uygulama Örnekleri

1. (Hazırlık)
**********
Vasfi Mahir, Sevgi Soysal, Mehmet_Âkif, Tanpınar,
Sultanahmet, Gaziantep, Bamsı Beyrek, Bilge Han
Emre Hakan Tolga Tuncay Rüştü Sergen Yıldıray
Erzurum Van Bursa Bingöl Konya Bartın Niğde Muş
Kırşehir Yozgat Çorum Samsun Tekirdağ Nevşehir
Bursa Erzincan Hatay Burdur Çorum Batman Kilis
Beş sekiz beş, beş sekiz beş, beş sekiz beş, beş sekiz
Cümle âlem Şems’in etrafında raks etmektedir
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

İkişer kez tekrarladıktan sonra aşağıdaki dörtlükleri okuyunuz.

Çok bilen gördüm ben, aslâ görmedim hâlden sezen,
Ben senin Mecnun’unum, çöllerde gölgemdir gezen
Öyle bir mestim ki hoş gör tutmuyor aklım düzen
Âşıkım, bilsen nasıl sevdim, nasıl sevdim, nasıl?
(Bekir Sıtkı Erdoğan:Sevda Faslı)

Bir zaman ben söyledim, kim bildi? Bundan böyle de Gönlümün hâlin yıkılmış hânümânım söylesin (Muallim Naci: Levh-i Mezar-ı Şair)

Sormak aybolmazsa sultânım suâlimdir benim
Hangi âşıktır senin gönlünde gönlün kimdedir (Şeyh Galib: Şarkı)

Alıştırma
********

Aşağıda verilen dörtlükte boş bırakılan yerleri vezne uygun şekilde tamamlayınız.
Ağladım ..... arkandan ....., gönlüm .....
Hasretin ruhumda ..... dinmeyen bir .....
İnliyor ..... ölen bir ..... gibi, âh ayrılık!
Hasretin ..... hâlâ ..... bir hıçkırık.
(Mustafa Nafiz Irmak: Şarkı)

2. (Hazırlık)

Dede Korkut Deli Dumrul Deli Karçar Karagöz
Bolu Samsun Rize Batman Giresun Van Karaman
Karabük Kayseri Bitlis Bilecik Niğde Uşak
Karaman Konya Sinop Niğde Kilis Kayseri Muş
Yedi beş beş, yedi beş beş, yedi beş beş, yedi beş
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

Sana dün bir tepeden baktım azîz İstanbul!
Feilâtün feilâtün feilâtün fa’lün

Erzurum Kayseri Bitlis Bilecik Niğde Uşak
Altı beş beş, yedi beş beş, yedi beş beş, yedi beş
Fâilâtün feilâtün feilâtün feilün

Niğde Samsun Rize Batman Giresun Van Batman
Altı beş beş, yedi beş beş, yedi beş beş, beş beş
Fâilâtün feilâtün feilâtün fa’lün

İkişer kez tekrarladıktan sonra aşağıdaki dörtlükleri okuyunuz.

Hangi sözlerle ninem gönlünü açmışsa bana
Ben o sözlerle gönül vermedeyim sevgilime
Sözlerim ninni kadar duygulu olmak yaraşır
Bağlıdır çünkü dilim gönlüme gönlüm dilime

(Faruk Nafiz Çamlıbel: Ana Dili)

Anarım ismini, ağlar, yanarım, sızlanırım
Dem olur, kendi gözümden seni ben kıskanırım
Görecekler, sevecekler, kapacaklar sanırım.
Dem olur, kendi gözümden seni ben kıskanırım.

(İsmail Safa: Şarkı)

Görsek ol gonce-lebi çâk-i girîbân ederiz
Gül yüzün yâdına bülbül gibi efgan ederiz

(Avnî [Fatih]: Gazel)

Alıştırma
********
Aşağıda verilen dörtlükte boş bırakılan yerleri vezne uygun şekilde tamamlayınız.

Gözünün ..... sordum kara ..... dediler
Beni Mecnûn edenin ..... Leylâ .....
Zülfüne ..... kalan dillere şeyda .....
Beni ..... edenin ismine ..... dediler.

(Vecdi Bingöl: Şarkı)

3. (Hazırlık)
**********
Dedem Korkut Bayındır Han, Yusuf Sezgin, Hasan Tahsin
Trabzon Bursa Erzincan Kilis Yozgat Çorum Samsun
Celâl Sahir, Cemal Nadir, Kemal Tahir, Cevat Şakir
Tekirdağ Gaziantep Konya Batman Bursa Antalya
Necip Fazıl, Selim Naşit, Emin Nahid, Ziya Osman
Nasıl çıldırmadım hayretteyim hâlâ sevincimden
Sekiz beş beş, sekiz beş beş, sekiz beş beş, sekiz beş beş

Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün

İkişer kez tekrarladıktan sonra aşağıdaki beyitleri okuyunuz.

Bütün dünyaya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım
Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
Şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı;
Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdîyi sarmıştı.

(Mehmet Âkif Ersoy: Bülbül)

Dedem koynunda yattıkça benimsin ey güzel toprak,
Neler yapmış bu millet, en yakın tarihe bir sor, bak.

(Süleyman Nazif: Türk İlâhîsi)

Perîşan hâlin oldum sormadın hâl-i perîşânım
Gamından derde düştüm kılmadın tedbîr-i dermânım
Ne dersin rûzigârım böyle mi geçsin güzel hanım
Gözüm cânım efendim sevdiğim devletli sultânım

(Fuzûlî: Murabba)

Alıştırma
********
Aşağıda verilen dörtlükte boş bırakılan yerleri vezne uygun şekilde tamamlayınız.

Karanlıklar,....., işte mahşer ..... olmuştur
Durur, tekbir ..... dağlar, döner ..... kartallar;
Gönüller hep ..... ve gözler ..... dolmuştur,
Siyah bir .... açmış bir zamanlar ..... dallar...

(Orhan Şaik Gökyay: Manzara)

4. (Hazırlık)
**********
Kervansaray Çanakkale Beytüşşebap Siirt
Sultan Selim Kırıkkale Ceylânpınar Sivas
Oktay Rifat Hasankale Namık Kemal Çorum
Samsun Denizli Ankara Antalya Erzurum
Geçmiş zamân olur ki hayâli cihan değer
Beş beş sekiz sekiz yedi beş beş sekiz sekiz

Mef’ûlü fâilâtü mefâîlü fâilün

İkişer kez tekrarladıktan sonra aşağıdaki beyti ve dörtlüğü okuyunuz.

Gönlüm, dilim, kanım ve mizâcımla sizden’im,
Dünya ve âhirette vatandaşlarım benim.

(Yahya Kemal Beyatlı: Üsküdar’ın Dost Işıkları)

Bâzen sesinde öyle derin bir inilti var,
Bir hadşe var ki rûhumu karşında titretir;
Hind’in zehirli goncelerinden numûnedir
Bâzen yanaklarındaki muhrik parıltılar.

(Tevfik Fikret: Perî-i Şi’rime)

Güller çemende kendilerin nâzenin tutar
Nâz ile gülse ağzına gonca yenin tutar

(Necatî: Gazel)

Alıştırma
*********

Yollarda ..... kervanımın ..... sesi!
şakaklarımda zamanın ..... sesi!
Dur, dinle ..... , dillere ..... bu türküyü:
Sazlarla ..... Perihan bu .....!

(Arif Nihat Asya: Estergon Kalesi)

Antalya Gümüşhane Fenerbahçe Beşiktaş
Haydarpaşa, Burhaniye, Osmaniye, Bartın
Afşin, Deli Dumrul, Karagümrük, Yedigöller
Deprem Dede, rüzgâr gülü, Süphan dağı, Kıbrıs
Samsun Karabük Kayseri Batman Bolu Bartın
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Beş beş yedi, beş beş yedi, beş beş yedi, beş beş

Mef’ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

İkişer kez tekrarladıktan sonra aşağıdaki şiir parçalarını okuyunuz.

Yok başka yerin lûtfu ne yazdan ne de kıştan
Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan
Yok başka teselli ne gülüşten ne bakıştan
Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan

(Behçet Kemal Çağlar: Kalamış)

Zulmün topu var, güllesi var, kal’ası varsa,
Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır;
Göz yumma güneşten, ne kadar nûru kararsa
Sönmez ebedî, her gecenin gündüzü vardır.

(Tevfik Fikret: Millet Şarkıs)

Seyreyle dilâ derdini cânâna duyurma
Cân içre nihân eyle velî câna duyurma

(Bâkî:Gazel)

Alıştırma
********
Ben bir pınarım ..... akan, ... oluğumsun,
Sen her ..... ömrümün, aşkım, .......
Gel döndürelim ..... sözcükleri bir ...,
Varsın .... sevdâ demesinler, .... şair!

(Bekir Sıtkı Erdoğan:İkimizin Efsanesi)

Cemil Meriç Deli Dumrul Salur Kazan Tepegöz
Denizli Çankırı Samsun Malatya Kayseri Van
Çorum Sakarya Gümüşhane Erzurum Karaman
Sekiz sekiz yedi beş beş sekiz sekiz yedi beş

Mefâilün feilâtün mefâilün feilün

Amasya Muş Giresun Muğla Kırşehir Bayburt
Diyarbakır Rize Burdur Sivas Kilis Batman
Sekiz sekiz yedi beş beş sekiz sekiz beş beş

Mefâilün feilâtün mefâilün fa’lün

İkişer kez tekrarladıktan sonra şiir parçasını okuyunuz.

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zamân bakacaksın semâya ağlayarak...

(Ahmet Haşim: Merdiven)

Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey emrün, nasıl geçersen geç!

(Yahya Kemal: Rindlerin Akşamı)

Gamınla ülfetimiz var sürûru neyleyelim
Safâ-yı hâtırımız yok huzûru neyleyelim

(Nâilî: Gazel)


...........DEVAM EDECEK...................
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Aruza Dair-3 Site Yönetimi 0 1,963 21/12/2008, 05:20
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Aruz'a Dair-1 Site Yönetimi 0 2,188 21/12/2008, 04:09
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Aruza Dair (1) Site Yönetimi 0 1,975 08/01/2008, 14:13
Son Mesaj: Site Yönetimi

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2025 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder