• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Âşık Veli
Dışarıda Ahmet Özdemir
Yetkili Şair
****
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesaj Sayısı: 593
Konu Sayısı: 593
 
#1
19/01/2015, 15:21
Âşık Veli

19 Ocak 2015 Pazartesi 

Ahmet ÖZDEMİR


Zühre yıldızının özellikle sözlü gelenek ve göreneklerimizdeki yerini halk şairlerinden ve halk hikâyelerinden örneklerle anlatmak mümkün. .

Bir yerde: "Âşık Veysel bir deyişinde Zühre Yıldızı'nı nice güzellere benzetir:

"Soramadım bir çift sözü

Ay mıydı gün müydü yüzü

Sandım ki Zühre yıldızı

Şavkı beni yaktı geçti." Satırları yer alıyordu. Bu yanlıştı. Şiir Âşık Veysel'in deyişi değildi. Evet, Âşık Veysel bu türküyü kaynak kişi olarak Muzaffer Sarısözen'e vermişti. TRT repertuarında 269 numara ile kaynak kişi Âşık Veysel olarak kaydedilmişti. Ama Âşık Veysel şiirin aynı bölgede yaşamış "İzzetî" adlı bir âşığa ait olduğunu söylemişti.

Ben yirmi yıl önce daha büyük bir yanlışlık yapmıştım. Âşık Ali İzzet ile ilgili yazdığım bir radyo programında bu türkünün Ali İzzet'e ait olduğunu belirtmiştim. Daha sonra bu program dizisinin metinlerinden oluşturduğum "Cönklerden Günümüze Halk Şairlerimiz" adlı kitabımda da ne yazık ki bu yanlış bilgi yer aldı.

Derinlemesine bir araştırma yapmamıştım. Şiirde geçen "İzzetî" mahlasına dayanarak Ali İzzet'in kendisine mal etmek istemesine inanmıştım. Benim gibi çoğu çevre de bu türkünün daha önce Âşık Veysel tarafından plağa doldurulduğunun farkına varmayarak inanmıştı.

Daha sonra türkünün Ali İzzet'e ait olmadığını öğrendik. Aşık Veysel'in aktarıcılığına dayanarak  "İzzetî"nin olarak kabul ettik.  Gel gör ki, geçtiğimiz günlerde Hasan Dede tekkesinin 1840'lı yıllara ilişkin ziyaretçi defterinin ortaya çıkması ve yeni yazıya geçirilmesiyle gerçek ortaya çıktı. Tekke'yi ziyaret eden Âşıkların şiirleri bu deftere kaydedilmişti. Burada Âşık Veli'ye ilişkin bilmediğimiz pek çok şiir vardı. Bunlardan birisi aynen şöyleydi.

Mecnunum Leyla'mı gördüm

Bir kerece bakdı geçti

Ne sordu ne de söyledi

Kaşlarını yıktı geçti

 

Soramadım bir çift sözü

Ay mıydı gün müydü yüzü

Sandım ki Zühre yıldızı

Şavkı beni yaktı geçti

 

Ateşinden duramadım

Ben bu sırra eremedim

Seher vakti göremedim

Yıldız gibi aktı geçti

 

Bilmem hangi burç yıldızı

Bu dertler yareler bizi

Gamze okun bazı bazı

Yar sineme çaktı geçti

 

Veli'm eydür ne hikmet iş

Uyumadım ki görem bir düş

Zülfünü kement eylemiş

Boğazıma taktı geçti

 

Bu şiirin kayıtlı olduğu 1840'lı yıllardan çok sonra doğan Gemerek ilçesi Çepni kasabasından İzzetî adlı bir kişi 1852 yılında ölen Âşık Veli'nin şiirini kendine mal etmişti. Ondan dinleyip öğrenen Âşık Veysel de İzzeti'nin sanarak bu şekilde plağa okumuş ve TRT repertuvarına vermişti. İzzet'in çalıntısını bu kez Âşık Ali İzzet çalarak kendine mal etmişti. Oysa gerçek  şimdi ortaya çıkmıştı. 

Rahmetli Hocam Prof. Dr. Abdülkadir Karahan hiçbir edebi araştırma sonucunun kesin hüküm taşıyamayacağını söyler, Yazılarımızda bunu göz önünde bulundurmamızı öğütlerdi.

Bu vesile ile Âşık Veli'den söz etmek istiyorum:

Âşık Veli, Şarkışla'nın İğdecik Köyünde 1700'lü yılların sonunda doğdu.  Babasının adı Hüseyin, annesinin ki Kamer'di. Ataları Horasan'dan Hekimhan'a, oradan da bu köye gelip konmuşlar.

Veli'nin hem annesi hem de babası halk şairiydi. . Her ikisi de okuma yazma bilmedikleri için deyişlerini bir deftere, geçiremediler. Köyde bu işi yapabilecek bir kişi de yoktu.

Âşık Veli, on yaşındayken annesini, çok geçmeden de babasını kaybetti. Onların sağlığında üç-beş parça tarlaları vardı. Ölümlerinden sonra hepsi, çeşitli bahanelerle kapanın elinde kaldı. Kurtarmak için hangi dala yapıştıysa eli boşa çıktı. Köy yerinde malı mülkü, sığırı davarı olmayan kimsesiz bir çocuk ne yapar? Ancak şunun bunun yanında çobanlık. O da aynı yola gitmekten başka çare göremedi. Ağaların emrinde aylarca ve yıllarca şu dağ senin, bu tepe benim deyip, dolaştı durdu. Bulduysa yedi, bulamadıysa çekti sırtına abasını, koydu başını bir çul yığının üzerine.

Devamını yarın yazacağım:
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  ÂŞIK VEYSEL VE TASAVVUF Site Yönetimi 0 955 25/03/2018, 10:48
Son Mesaj: Site Yönetimi
  AŞIK VEYSEL Site Yönetimi 0 793 25/03/2018, 10:45
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Aşık Harbî ve Bünyan Türküleri Ahmet Özdemir 0 1,346 01/01/2017, 18:10
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Aşık Harbî Ahmet Özdemir 0 1,035 01/01/2017, 18:08
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Aşık Veysel Kahır Ve Sabır Ahmet Özdemir 0 1,038 31/03/2016, 03:44
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Âşık Veysel ve Türklük Ahmet Özdemir 0 1,181 31/03/2016, 03:38
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Dünya ozanı Aşık Veysel Sempozyumu Ahmet Özdemir 0 1,164 01/06/2015, 08:26
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Âşık Veysel ve tasavvuf Ahmet Özdemir 0 1,869 22/03/2015, 23:52
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Âşık Veli ve Telli Kız Ahmet Özdemir 0 1,608 20/01/2015, 10:24
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Sivas Sarıkayalı Âşık Hüseyin Ahmet Özdemir 0 1,349 25/11/2014, 11:07
Son Mesaj: Ahmet Özdemir

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder