• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Aşkın Nârında (Zincirbend)
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
20/12/2008, 22:04
Aşkın Nârında (Zincirbend)



Yine yandı beden aşkın nârında
Nârında sürüldü vuslat sefası
Sefası görüldü ah-û zârında
Zârında yeşerdi bahtın şifası.

Şifası gönlümün, yüzündeki nur
Nur beslemez ise deryalar kurur
Kurur gözyaşları nabızlar durur
Durur dost sadrında ahdin vefâsı.

Vefâsı güzelin aşka izahtır
İzahtır sadakat, kelâm mizahtır
Mizahtır bu dünya bir kuru ahtır
Ahtır baştanbaşa onun cefası.

Ekrem Yalbuz





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.


--------------------------------------------------------------------------------
Bu şiirin hikayesi:

Zincirbend (Zincirleme) :

Ezberlenmesi ve hatırda tutulması kolay olduğu için şairler ve halk âşıkları tarafından çokça kullanılan bir tarzdır. Gazellerde ve koşmalarda da kullanılan bu tarz, en çok destanlarda görülmektedir.

Zincirbend şiirleri, iki farklı biçimde karşımıza çıkmaktadır.

1- Dörtlük Zinciri: Her dörtlüğün son kelimesi veya son dizeden etkili bir kelime, takip eden dörtlüğün ilk kelimesi olarak kullanılır. Çok yaygın olan bu tarzdır. Başta Hanaklı Ahmet Mazlûmî Efendi ve Posoflu Âşık Zülâlî olmak üzere hemen hemen her âşığın bu tarz bir şiiri vardır.

2- Mısra Zinciri: Burada her mısranın son kelimesi, takip eden mısranın ilk kelimesi olarak kullanılır. Bu tarz zincirlemenin örnekleri azdır. Yazan şair ve âşıklar da, bir veya iki dörtlükle yetinmişlerdir.

Yukarıdaki şiir “mısra zinciri” tarzında yazılmıştır.

***************************************
Dostlardan Gelen Dörtlükler:

Cefası büyüktür ruhumda biter
Biter sanırsın da seninle gider.
Gider tüm âlemle silinir yiter
Yiter ama anmak candır defası...........(Perinur Olgun)

**************
Defası çok olan kuyruklar gördüm
Gördüm de en arka sıraya durdum
Durdum da başıma bin çorap ördüm
Ördüğüm çorabın yoktur parası..........(İlyas Kılınçarslan)

***************
Parası helaldir, tahta kuruldu,
Kuruldu deli sel şimdi duruldu,
Duruldu sessiz ve sakin vuruldu
Vuruldu kalbinden bu son defası..........(İrfan Yılmaz)

****************
'Defası' mükerrer yazılır niye,
Niye şaka olur, yorgun faniye.
Faniye umuttur her bir saniye
Saniye ziyansa kızar kafası..............(Ekrem Yalbuz)

****************
Kafası oruçtan 'defayı' görmez,
Görmez ki şiiri kusursuz vermez,
Vermez heceler tunç kafiye örmez,
Örmez diye yaslı Tunus'u, Fas'ı............(İrfan Yılmaz)

Teşekkürler Sayın Yılmaz.
Niyet iyi olunca, dalgınlıklar ve hatalar bile güzelliğe dönüşüyor. İnsana mutluluk veriyor. Katılımınız için tekrar teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

****************
Fas’ı ben bilirim yıllardır öksüz
Öksüz nice güler, meyvesiz köksüz
Köksüz çınar bile budanır haksız
Haksız kaybedildi arş irtifası…………(Ekrem Yalbuz)

****************
İrtifası kayıp geçti inişe,
İnişe geçerken şaştı bu işe,
İşe hasta girdi arandı şişe,
Şişe ile bitti görev ifası........................(İrfan Yılmaz)

Ah ne güzel, ne şirin. Ondan sonrası hemşirelere ait. Uğraşsınlar şişe ile, maşa ile. Bu dörtlük çok hoşuma gitti. Hayatın içinden bir dörtlük. Sayın Yılmaz, tekrar teşekkürler.

*****************
İfası çok güzel, gider aheste
Aheste nağmeler saklı kafeste
Kafeste güfteler, ağlıyor beste
Beste hasretinde saray sofası…….(Ekrem Yalbuz)

******************
Sofası içini açar gönlümün
Gönlümün isteği yar bülbülümün
Bülbülümün yanı ömür ömrümün
Ömrümün bulduğu onla mefazı..........(Perinur Olgun)

MEFAZ burada: Feyz, halâs, zafer. * Korkulardan, acılardan kurtulup murada ermek. (Osmanlıca bir sözcük)
ama bu mefaz olmaz sonu Z.. S olacak derseniz
ikinci dörtlük imdadımıza koşuyor: :)))

Mefazı hayaldir istenen yardan
Yardan ayrılmak sonu ayardan
Ayardan anlayan anlar ah yardan
Yardan beklenen o mavi tafası............(Perinur Olgun)

TAFA sözcüğü de burada 'İnce bulut. ' anlamında ''Yardan beklenen o mavi tafası''' yardan beklenen o mavi gözleri.... görünmesi.. mavi gözleri özlenendir... Saygılarımla.. Perinur Olgun '

*****************
Saygı bizden olsun, muhterem öğretmenim. Hepsi çok güzel ve yerli yerince. Sizin Osmanlıcaya, Farsçaya vukûfiyetiniz sayfamızı ziynetlendirdi. Sevgi ve ilham dolu gönlünüz, sanatkâr kaleminiz var olsun.

*****************
Cefası olmalı ona kefaret
Kefaret güzeldir verir hararet
Hararet hayradır sonunda berat
Berat kurtuluştur açar kafes’i… ……(Âşık Gürkani)

Eyvallah Gürkani Usta. Evet 'Berat kurtuluştur açar kafes'i' Güzel bir sözle şiirimiz güzel bağlandı. Saygılar, sevgiler yüreğinize.

*****************
Özünü unutan sözünü tutmaz
Tutmaz uyku bile fikirden yatmaz
Yatmaz kafasına zikir ki etmez
Etmez hem şükrünü boşa nefesi.......(Muammer Can)

Sevgili Can dost,
Dörtlüğünüz anlamlı ve güzel. Ancak ilk kelimenize, sizden önceki en son dörtlüğün son kelimesini almanız gerekirdi. Burada görüldüğü kadarı ile Sayın Gürkani'nin dörtlüğündeki son kelime 'kafesi' sizin dörtlüğünüzün ilk kelimesi olmalıydı. Dikkatinizden kaçmış olabilir.

Sayfama uğramış olmanız ve bu güzel dörtlükle katılmış olmanız bizi onurlandırdı, mutlu etti. Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

*****************
Nefesi bir ıslık tek gönül duyar
Duyar yalnız kendi, müziğe uyar
Uyar da durmasın diye can koyar
Koyar da döner Mor dağın efesi............(Perinur Olgun)

Saygıdeğer Öğretmenim,

Katılımcı arkadaşlarımın dalgınlığı beni zor durumda bıraktı. Sizin hiçbir dörtlüğünüzde kusur yok. Hatta seçtiğiniz kelimeler gerçekten çok anlamlı kelimeler. Hangisi gelse bulunduğu yerde zerre kadar boşluk bırakmıyor.
Joker diyemiyorum, lâkin 13 taşı kurtarıyor.

Ödevinizi her zaman bizlere ilham verecek, gayret verecek seviyede yapıyorsunuz. Bunda en ufak bir tereddüt yok. Kötü mal sahibinindir derler. Şimdilik o kusurlu kürkü ben kabul edeyim. :)) Aslında ben de övünmek gibi olmasın biraz dikkatliyimdir. :)))

Şimdilik '.......Mor dağın efesi' ile biraz uğraşmam gerekecek. Saygılar sunuyorum.

*****************
Efesi dağların cepkeni allı
Allı da çuhası sırmadan dallı
Dallı nakışları yapraklı güllü
Güllü motiflerden gelmiş havası..........(Ümran Tokmak)

Biz yorulmuş, çubukları dövenin üzerine bırakmıştık. Ümran kardeşimiz güçlü soluğu ile bütün mekanizmayı yeniden harekete geçirdi. Teşekkürler ve tebrikler güçlü kaleme. Saygıların en güzeli saygılı yüreğe.

*****************
Havası kaybolur tutunca baştan
Baştan hasta olan çok çeker yaştan
Yaştan anlamayan sakınmaz taştan
Taştan ağır gelir günah küfesi.............(Ekrem Yalbuz)

*******************
Küfesi günahla dolu özümün
Özümü kavuran hicran közünün
Közünün deminde tüten hüzünün
Hüzünün gönül mü acep revası...........(Ümran Tokmak)

Muhterem Kardeşim,

Sizin zengin gönlünüzün yapıcı her türlü eleştiriye açık olduğunu bildiğim için şunları söylemem gerekiyor.

Hece şiirinde; kafiyeyi oluşturan kelimelerin her türlü redifleri ve ekleri atıldıktan sonra (kök halindeki kelimelerde) en az bir sessiz harfin uyuşması gerekir. Bu durum, kafiyelerin en asgari düzeyidir, yarım kafiyedir ve kabul edilebilir.

Sizin ilk dörtlüğü yazarken ele aldığınız kelime kök halinde 'efe' idi. Kafiye yaptığınız kelime 'hava'. Burada ek olan -si ve -sı' yı hesaba katmamak gerekir. Çünkü onlar ektir. Böyle olunca güzel bir kafiyenin oluştuğunu söyleyemeyiz.

Dikkat ettiyseniz asıl şiirde, kafiye kelimeleri ekleri ile birlikte (sefası, şifası, vefası, cefası) idi. Sonradan katılımlarla kurallı olarak (defası, kafası, Fas'ı, irtifası, ifası, sofası, tafası) geldi.

Bu arada Sayın Âşık Gürkanî, âşıklık geleneği ile 'kafesi' kelimesini kullandı. Uzayan şiirlerde ve atışmalarda bu kabul edilebilir. Bu kafiye de (nefesi, efesi,) ile devam etti.

Siz, kafiye kelimelerinin azaldığı bir zamanda katıldınız ve (havası, revası) kafiyelerini kullandınız. Hece dalında ciddi bir yarışmaya girse, sizin bu dörtlükleriniz elenir. Zira 'efe' ile 'hava'nın hiçbir ortak harfi yok. Bu tür kafiyelere 'kulak kafiyesi' denir. Mıtrıb, âşık, ozan saz eşliğinde böyle bir kafiye kullanabilir. Sazın gürültüsü arasında kulak onu kafiye olarak algılar.

Biz dörtlüğünüzü, nadide bir bergüzar, değerli bir hediye olarak gördük. Öyle okuduk, öyle algıladık, öyle kabul ettik. Ancak bir sanata gönül vermişsek, onu yaşatmak istiyorsak bu gerçekleri paylaşmaktan kaçınmamak gerekir.

Sizin hoşgörünüzün verdiği cesaretle sayfama uğrayan diğer arkadaşların da değerlendirmesi düşüncesi ile fikrimi bu şekilde paylaşmakta bir sakınca görmemekteyim.

Yine saygıların en güzeli ile yüreğinizi ve kaleminizi selâmlıyorum.

********************
Revası var, hilkat sulu balçıkla
Balçıkla beslenir pulu, kılçıkla
Kılçıkla iskelet, gel sen açıkla
Açıkla “mizan”ın nedir kefesi.................(Ekrem Yalbuz)

********************
Kefesi mizanın doğruluk tartar
Tartar günahımı figanım artar
Artar da Mevlâya derim sen kurtar
Kurtar ateşinden aciz nefisi................(Ümran Tokmak)

Tebrikler Sayın Tokmak. Bu muhteşem dörtlüğünüz için binlerce tebrikler. Biçimi ve anlamı ile örnek alabileceğimiz bir dörtlükle sayfamızı tezyin ettiniz. Bu tür çalışmalarda geniş zamanlı fiillerin nasıl da uygun düştüğünü ihtar etmiş oldunuz.

Cevheri, kaplamaya ve kalvenize mahkum etmeden denilmesi gerekeni dediniz. Bizlere gerçek bir dua demeti sundunuz.

Ödev için uykuları terketmek galiba bize düştü. Güçlü kaleminizi tekrar tebrik ediyor, saygılar sunuyorum.

********************
Nefisi eğitmek Rabbin ihsanı
İhsanı celbeden kulun lisanı
Lisanı örtüdür sarar insanı
İnsanı örter mi sarıkla fesi…………….(Ekrem Yalbuz)

**********************
Fesi koyup vicdan olursa ayna
Ayna yalan demez yalancı Dünya
Dünya üzerinde bir sürü hülya
Hülya da boş çıktı bozuldu fisun........(Ümran Tokmak)

**********************
Has bahçenin gonca gülü.
Gülü çağırır bülbülü,
Bülbül’ün lal olmuş dili,
Dili suskun mahzun hali.....................(Mehmet Eren)
Alıntı  
Tweet      
     


Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2021 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder