• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
At ve araba
Dışarıda Ahmet Özdemir
Yetkili Şair
****
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesaj Sayısı: 593
Konu Sayısı: 593
 
#1
07/12/2014, 21:34
At ve araba



Ahmet ÖZDEMİR




At, yüzyıllar boyu bütün insanlığın ulaşım aracı olmuş. Ama Türkler atı ailesinin bir parçası saymış. Lüks değil, sosyal hayatın her devresinde yer alan, güvenilir bir arkadaş olmuş. Dede Korkut'un yiğitleri birer adsız kişiyken at ve silahı ile ad aramaya çıkmışlar. Halk inanışında, iki varlık emanet olarak dahi kimseye verilmez: At ve avrat. Bu sözün Anadolu'da daha yaygını "At avrat silah" biçimidir.

Motorlu ulaşım araçları yaygınlaşıncaya kadar, ulaşımın ağırlığını atlar taşıdı. Binek olarak kullanıldığı gibi yollarda arabaya, cephede topa, terkisinde mermiye, tarlada sapana koşuldu.

Arabalı, yaylı, talikalı yüzlerce türkü dilden dile söylene geldi. Bu araçların hepsinde insanlar bir yerden bir yere ulaşmaktaydı. Birkaç örnekle yetinelim:

 "Arabacı arabacı / İşte sana ben kiracı" sözleriyle başlayan İstanbul türküsünün "Yallah yallah yallah yallah / haydindi tıkır tıkır yallah yallah" nakaratında atların ayak sesini duyumsarsınız.

Tekirdağ Malkara türküsünde "Arabalar gelir geçer (aman) / (yavrum aman) Hovardalar candan çeker" sözleri yer alırken Denizli Acıpayam türküsü , arabaların tıkır mıkır geldiğini haber veriyor. Erzurum türküsünde araba resmediliyor: "Arabam mazılıdır / Üstü gül yazılıdır" Rumeli türküsü de öyle: "Arabamın tekerleği mor boya" denilirken daha sonra gümüşten ve vişneden olduğu söylenmiş.

Balıkesir Balya'lı türkü yakıcısı şanssızlığını şöyle anlatmış: "Arabam taşa geldi / Konağa paşa geldi / Çekilecek dert değil / Çekiyom başa geldi.."

 "Arabaya taş koydum / Ben bu yola (gül yastığa) baş koydum" sözleriyle başlayan onlarca türkümüz yurdun dört bir yanında söyleniyor.  Burdurlu "Arabamın tekeri / Çıkamaz yokuş yukarı" diyor.

 

Yozgat'ın güzel oyun türküsü arabacının arabayı tez getirmesi üzerine kurulmuş. Belli ki Azerbaycan türküsünde arabalar sevilen birini getirmekte: "Arabalar gelir goşa / Canım gurban galem gaşa" denilmekte. Bu da Denizli'den: "Gökte yıldız tek gider / Arabası çift gider / Oğlan hasta olunca / İlacı kızdan gider..."

YAYLI TALİKA FAYTON

Atların çektiği arabaların bir türü ne "yaylı" deniliyor. Şu Keşan türküsü ne güzeldir: "Yaylı gelir taşlıktan / Dingil çıktı başlıktan / Şu köyün oğlanları / Evlenemez başlıktan..." Şarkışla'da faytona yaylı diyorlar. Bir türküde "Yaylı geliyor yaylı / Bizi bindirse bağri" deniliyor. Ordu Ünye türküsünün nakaratında "Galeden indir beni / Yaylıya bindir beni / Gapılar kitliyise / Bacadan indir beni" sözleri yer almış. Yozgatlı gelinin Ömer'e şartı var: "Aynalı körük  (fayton) olmazsa / Ben gelin gitmem / Ud kemani çalmazsa / Aynalı körüğe binmem"

Rumeli yörelerinde arabaya "Talika" deniliyor. Türkülerimizde böylece anılmış: " Merdivenden inelim / Taligaya  binelim / Nikahımız kıyılsın / Evimize gidelim..." Bir başka Rumeli türküsü sitemli duyguları yansıtmış: "Aman Emine'm aman ne hal oldu bilemedim / Gelin oldun amma daligaya binmedim / Güvey oldum amma al yanaktan öpmedim..." Bir Tekirdağ ağıtında tuzağa düşürülen gencin cansız bedeni talika ile taşınmakta: "Talikamdan kanlar akar / Anem bubam yola bakar / Çifte kurşun yürek yakar..."

Elli yıl öncesine kadar köylerle ilçeler arasında gidip gelen araçlar yoktu. Aslında yollar da yoktu. Yüzyıllar öncesinde Sümerlerde olduğu gibi, köylere postaları atlı posta dağıtıcıları getirirlerdi. Atlı posta dağıtıcıları sıcak, soğuk, kar tipi demeden köylere en az haftada bir gün mektup, telgraf, celp, diğer tebligatları ulaştırırlardı. Atlı postacıların her türlü koşullara dayanabilmesi için güçlü kuvvetli olması gerekirdi. Onların ya da posta arabalarının bir adı da "tatar"dı. Bir Erzincan türküsünde "Erzincan'dan gelir tatar / Gamçısını atar tutar" denilmiş. Bu sözler Rumeli türküsünde şöyle olmuş: "Uzak yoldan çıktı tatar / Kamçısını göğe atar / Hasta olan handa yatar / Konduramam beyim seni..."
Alıntı  
Tweet      
     


Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder