" BAHANE

Güz elleri okşarken ağaran saçlarımı
Bıraktım takvimlerin koynuna güzelleri.
Saydıkça, günahlarım dökülür her gözeden,
Göz eden ay bakışlar affetmez suçlarımı.

Gün, ah eder, ben suskun; dolanır söz dilime
Saat döner, çark döner, tayfun olur her günah...
Mısralarım ses verir: “Ben değilim çare siz...”
Çaresiz son yokuşta balyoz iner belime...

’Gelin! ..’ diye çağırsam yaban olur dostlarım
Kimi iç güveysidir, kimisi olur gelin.
Nerde cerenler nerde, soran yok ki derdi ne?
“Derd ine dizlerine, her şey kalmışken yarım...”

Bir inciydi makamım, mevkim, şanım, şöhretim
Döndükçe koltuklarım diplomam birinciydi.
Her dönüşte umuttum, ey dönekler dünyası!
Dün, yası bıraktım da şimdi boşa gayretim.

Kırat topal içimde, kulede şom pervane
Dönsün kendi kendine, gönlüm diyor ki: kır at!
Küsmem alın yazıma, böyle yazmış Yaradan
Yaradan kan sızacak, ötekiler bahane…

Mustafa CEYLAN

--------------------
GÜLCE-Dönence "





Yüz yıllar öncesinden bugüne değin bozulmadan, eğilip bükülmeden günümüze kadar gelebilmiş olan Hece' nin , bağrından çıkan ve bir döneme damgasını vuran Serbest şiirle birlikte şiirimiz sürekli yeni soluk, yeni arayışlara gebe kalmıştır. Her arayış her yeni gebeliğe sancılı..Her doğum da mutlaka ki sağlıklı ..Ancak şiir süreci devingen bir süreçtir, bereketlidir... Zaman zaman anlamsız " hece-serbest" çekişmeleriyle ara duraklarda tık nefes kalındıysa da, şiir yine de kendi yolunda ite kaka ilerlemesini bildi. Uzun zamandır gerek tekil gerekse bir avuç arkadaşla -yürekli bir ekip ve atelye anlayışı içinde yeni edebi arayışlara girdiğimiz ve " Hecenin bağrından çıkan Serbest şiirle Hece' yi buluşturma ( Aynı zamanda Aruz veznini sadeleştirerek Türkçe yazılımla her kesimle barıştırma) çabamızda başta Mustafa Ceylan Hoca'mız olmak üzere bu amaca yönelmiş bir çok arkadaşımızın özverili, bilgiye / araştırmaya dayalı çalışmalarıyla azımsanmayacak bir mesafeye gelindi.

" GÜLCE" NİN DEĞİŞİK BAŞLIKLARINDA BİR ÇOK ŞİİR ÖRNEKLERİ YAZILDI, PAYLAŞILDI. " Bahane" de bu başlıklardan biri olan " DÖNENCE ye ait güzel ve anlamlı bir örnek. Dönence;

Cinaslı kafiyelerin çaprazlama ve dönerli olarak yerleştirilmesinden meydana gelen bir hece nazım türüdür.

-"Çaprazlama" nazım türümüzün cinaslı kafiyelerle değişik bir sürümüdür.

CİNASLI KAFİYELER'in mısralardaki konumları şöyledir :

a-------------------b(*)
--------------------a
--------------------c
c-------------------b(*)
*

d------------------e(**)
-------------------d
--------------------f
f-------------------e(**)

b(*) ve e(**)kafiyeleri istenirse cinaslı olmayabilir. Bunlar mısranın sonundaki kafiyelerdir.

Diğerleri (a,c,d,f) cinaslı kafiyelerdir ve çaprazlama olarak yerleştirilmişlerdir.

Genellikle 7+7=14 hece ölçü-kalıbıyla yazılır, ancak şair isterse hecenin çeşitli kalıp-ölçülerinde de değişik eserler meydana getirebilir. Bu kadarlık bir tanımdan sonra gelelim " BAHANE" NİN TEKNİK AÇILIMINA;

7+7= 14 Hece vezni ile yazılmış olan " BAHANE";

1) Güz elleri-----saçlarımı(kafiye)
-----------------güzelleri(cinas)
-----------------gözeden
Göz eden(cinas)------suçlarımı(kafiye)


2) Gün, ah(cinas)------dilime(kafiye)
----------------------------günah(cinas)
....................................çare siz..
Çaresiz(cinas)..........belime(kafiye)


3) Gelin("gelmek" fiili)---------dostlarım
-----------------------------------gelin(evlenen kız)(cinas)
-----------------------------------derdi ne?
Derd ine( cinaslı ilenme)---yarım


4) Bir inciydi( bilinen inci)---------------şöhretim(kafiye)
---------------------------------------------birinciydi(cinas)
---------------------------------------------dünyası
Dün, yası(cinas)-------------------------gayretim(kafiye)


5) Kırat(bilinen cins at)--------------pervane(kafiye)
----------------------------------------kır at!(kırmak, atmak fiili-cinas)
---------------------------------------Yaradan( ilahi güç)
Yaradan(vücuttaki yara- cinas)----------bahane..(kafiye)


Şiirin cinaslarla dönerek derinleştirilmiş dilsel ve içsel zenginliği anlama ve anlatıma apayrı bir ahenk katmış. Şairin geride bıraktığı yaşam sürecinde ve an içindeki yürek sesini akıcı, temiz bir Türkçe ile hissedebiliyoruz. Sözcükler cinaslarla adeta yeniden vücuda geliyor; insana, manevi değerlere ve tümüyle yaşanılan hayata vurgu yaparak. Değerli kaleminize, üreten usunuza ve çoğaltan benliğinize saygıyla, Mustafa CEYLAN Hoca'm!