• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Bir Zamanlar Güllük Vardı (Anı)
Dışarıda RefikaDogan
RefikaDoğan
******
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesaj Sayısı: 2,701
Konu Sayısı: 1,516
   
#1
Shy  28/02/2009, 16:02 (Bu mesajı son düzenleyen: 09/11/2016, 03:24 RefikaDogan.)




2001 yılında sürekli yerleşim amacıyla geldiğim Antalya’ da kimsiz, kimsesiz ve buruk, bir başınalığın yetimliğini yaşıyordum. Kolay mı kırk yıllık Ankara yaşamımın ardından gönülsüz geldiğim Antalya’ ya alışmak? Allah’ tan “Güllük” vardı! Antalya’ nın en işlek caddesi, kalbi, merkezi diyebileceğimiz “Güllük”…


Kardeşimin evi Güllük Bulvarı üzerindeydi. Hafta sonları ona gider, kardeş olmanın güzelliğini yaşardık. Balkonda oturur,  insan kaynayan, yaşam dolu, ışıl ışıl parıldayan Güllük Caddesini seyrederdik. Hafta içi ise, kızımla birlikte Güllük’ e gider;  biraz Selekler' de biraz Emekliler Parkı' nın çay bahçesinde simitle çayımızı yudumlar… 
Kale içini,  çokça da denizin eşsiz maviliğiyle Beydağları’ nın kucaklaşmasını  -o anlatılmaz güzelliğiyle büyüleyen gün batımını,  esinle dolarak-  gözlemler; hayranlık uyandıran bu manzara karşısında yaşamın, günün, saatin nasıl akıp gittiğini anlayamazdım. Güllük ve Güllük’ ten seyredilen Antalya bambaşkaydı. Önceleri alışabilmek, Ankara özlemimi en aza indirebilmek için gezip dolaştığım Güllük’ ten Antalya’ yı görmüş, sevmiş, bağlanmıştım farkında olmadan.
 
Derken...

Bir gün  oğlum sayesinde “Antoloji” denilen Edebiyat / Sanat Portalını tanıdım. 2003 yılı  Haziran' ı  olsa gerek... Sadece kayıtlı şair başvurusu için ziyaret ettiğim bu dev portalda; “ Bari bir iki  de grup üyeliğim  olsun ”   diyerek gruplar kısmına bakarken  “Antalya / Güllük Grubu” adını gördüm ve gayri ihtiyari o gruba yöneldim. İnanılmaz bir çekim oldu o anda. Tabii, hiç beklemeksizin hemen üyelik kaydımı yaptım. Yadsımadığım bu grup adını okur okumaz tanıdık bir dostu görmüş olmanın erinciyle doldum. Başlangıçta kimseleri tanımıyor, kendimce gündemi takip ederek gözlemlerimi, duygu ve düşüncelerimi paylaşıyordum, sessizce.


Henüz birkaç aydır katıldığım grup sayfasında "Mustafa Ceylan"  imzalı bir duyuru okudum.    "http://www.radyogulluk.com"   adlı İnternet radyosunun kurulduğunu…

Şiir paylaşımlarında buluşmak üzere, şair arkadaşların bilgi ve ilgisine sunulduğunu açıklayan bir duyuru... 
Doğrusu ilgimi çekmişti. Zira içinde “  Güllük ” adı vardı. Bu yaban ellerde bana dost olan "Güllük"...

Tabii, bu duyurunun ardından  (şimdi anımsayınca gülmekten kendimi alamadığım, teknik bilgi yoksunluğuna dayalı nice gariplikler,  nice aksilikler yaşandı.) benim gibi birçok şair arkadaşımızla hemen  "Antalya/Güllük Grubu" nun ve  “ Radyo Güllük" kurucusu Sayın Mustafa Ceylan’ a  radyo frekansını sorduk. İlk kez dinleyeceğim İnternet radyoculuğunun bu ince ayarlı işlerini benimle birlikte nice şair dostum elbette ki ilk anda anlamakta, uygulamakta zorlanıyordu. Sn. Mustafa Ceylan’ , ister istemez sorularımızla bezdiriyorsak da;  O, yine de nezaketinden bir şey yitirmeksizin  grup üzerinden bizleri sabırla aydınlatmaya, yol göstermeye devam ediyordu. 

Radyo ilişimini buluyorduk fakat ses sorununu çözemiyorduk.  Bir süre böyle idare ettik. Hani sora sora Bağdat bulunurmuş ya...
 
Bizde en nihayet cehaletimizi yenerek Bağdat’ ı olmasa da, Radyo Güllük' ün sesini duymayı başarmıştık! 
Diğer yandan   Radyo Güllük' ün kurucusu Sn. Mustafa Ceylan, gruba yeniden seslenerek; sayıca fazla olan grup üyelerinin radyoda yeterince görünmediğini… Grubun değerli şairlerinin,  kendi radyolarında (rahatça ve kapsamlı bir şekilde) şiirlerinin paylaşımının amaçlandığını… 
Bu anlamda  Radyo Güllük' ün gerçek sahiplerince sahiplenilmesini, desteklenmesini isteyen bir çağrı…


Sanırım radyonun kuruluşundan bir ay kadar sonraydı. Nihayet kesintisiz, net radyo dinleyecektim! Akşam saat 20.00 ila 20.30 sularıydı. İnternet'e girer girmez Radyo Güllük’ ü açtım. Gürül gürül sesiyle bir beyefendi, adeta mest olmuşcasına şiir okuyor...Okuyor da ne demek? Kendinden geçercesine şiiri yaşıyordu! Vurgular yerli yerince, ses tonlamaları ve samimi doğaçlamalarla dolu duygu esintileri dinleyeni alıp götürüyor… 
Hay Allah, şiirde ne güzelmiş! Gözlerim doldu bu öykülü şiir yorumu karşısında, içlendim. Mest olmuş, dinliyordum öylece. Gerçekte güzel olan şiir miydi yoksa şiiri içtenlikle, doğru tonlamalarla, özgün ve bilinçli bir yorumla dinleyiciye aktaran yorumcu muydu...
Ben bu mest haliyle şiire ve o nefis yoruma dalmışken, radyoda ki ses ansızın:“ Bu öykülü "Karakız"  şiirinin değerli şairi Refika Doğan’ a teşekkür ediyor, kaleminin daim olmasını diliyorum. ”  demez mi! Şaşkınlığım daha da arttı ve “ bu benim Kazakız' ım mıydı? ”  diye kendime sormaya, durumu anlamaya çalıştım bir an. “Demek ki iyi bir yorum şiiri yeniden biçimlendirerek, ona apayrı anlam katabiliyormuş! “ dedim kendi kendime. Böylece yorum yeteneği, şiire sevdası ve yaptığı işe saygısıyla üstat, Radyo Güllük’ e gönül bağıyla bağlanmama neden olmuştu. Süreç içinde bu bağ gelişerek sağlam bir temele oturdu.

Radyo Güllük’ e katılımın henüz minimum safhasındayken sadece Mustafa Ceylan değil, beraberinde sevgili Yaşar Gürlek, Mesut Kayabaş ve Hasret (Mehmet Kayabaş)  de vardı, işini en iyi şekilde ve özveriyle yapanlar olarak...

Yaşar Gürlek’ te inanılmaz bir enerji vardı. Dinleyici ile diyalog doğal ve saygılıydı… Ben O’na “Yaşar Ağa” sıfatını daha çok yakıştırır, dinleyiciyle sıcak bağında bu motifleri hissederdim. Üstelik zengin bir müzik arşivine sahipti. Coştururdu adeta radyoyu... Diğer yanda Sevgili Mesut Kayabaş; Beyefendi kişiliği, ketum ve mesafeli duruşu, saygısı, işine karşı sorumluluk duygusuyla radyo programını geceden sabaha değin idare ederdi. 

Akşamdan geceye değin ve zaman zaman da dönüşümlü olarak program yapan Yaşar Gürlek ve Mesut Kayabaş; oldukça sabırlı, saygılı, azimli ve hazımlı idiler. Program esnasında dinleyici ile kurdukları sevecen ve seviyeli diyaloglar kendilerine başarı olarak geri dönüyordu elbette.

Hiç unutmam! Mesut Kayabaş, gece aldığı yayını sabaha değin sürdürürken,  ben de Radyo Güllük’ e destek amacıyla (o saatte benim gibi birçok insanın da radyo başında olduğunu düşünür) uyumaz, o güzelim müzik ve şiir yorumlarıyla sabahı ederdim. Bilmezdim ki, ilerleyen saatlerde, sabahı benimle birlikte karşılayan sadece Sevgili Mesut Kayabaş’ mış! O güzel dost da salt benim için radyoyu susturmaz,  canlı yayına devam edermiş, bana söylemeksizin! Radyonun henüz başlangıç günlerinde bu güzellikleri gerek Mesut Kayabaş, gerekse Yaşar Gürlek  yapardı hep, kesintisiz gece yayınlarıyla.

Radyo Güllük’ ün susmaması ve hakettiği doruğa çıkması için herkes kendiliğinden büyük bir coşku ile elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu. Sessiz ve derinden bir bağlılık, bir saygı vardı yapılan işe ve dinleyiciye. Ben bu canlarımı nasıl unutabilirdim ki? 

Hani bir çocuk doğar… Çelimsiz, bakıma muhtaç haliyle kendisini doğuran sıcak kucağın ilgi ve alakasını bekler ya…
İşte, Radyo Güllük’ te, bir bebek gibi doğdu, kendisini sevenlerin emekleri, sevgi ve vefasıyla palazlanarak bu günlere geldi. Amatör bir ruhla işini yaparken, yayın akışında saygıyı kişisel beklentilerin üzerinde tutarak profesyonel anlayışı öne çıkarmayı amaçladı.

Genç yaşına rağmen oldukça olgun ve Beyefendi kişiliğiyle Sevgili Hasret (Mehmet Kayabaş) ,  Sevgili Mesut Kayabaş, Yaşar Gürlek, Mustafa Ceylan… Sazıyla doğaçlama müzikleriyle Sevgili Vedat Sümbül… Seçici, titiz, şaire  /  şiire saygısı ve ağırbaşlılığıyla Sevgili Bolat Ünsal… Gurbette Anadolu motifleriyle şiire kendi yalın doğasını katan Sevgili Harun Yiğit… Kendi özgün çizgisini yakalayan Sevgili Berhudar…”Yalnızlar Rıhtımı” yla şiir yorumlarına apayrı bir renk katan, sevecen ve Beyefendi kimliğiyle Sevgili Sabahattin Abı,  radyonun başlangıç günlerinde omuzladılar Güllük’ ü. 

Kadife sesiyle bende ayrı bir yeri olan Sevgili Tülin Şen Altınlı, Sevgili Asena, Sevgili Mesut Öztürk, Sevgili İshak Özlü, merhum arkadaşım, canım Sevim Erdoğan Tezel, Beyefendi ve mert kişiliğiyle Sevgili İsa Kızılöz, Celal Topo,  Sevgili Şadan Hızır, Sevgili Gülseren Onay, Sevgili Haktan Kazanoğlu, kadife sesli, sevecen yürekli  Sevgili Asi m (Asi Çiçek) ,  coşkulu sesiyle Sevgili Mavi’m (Aysu’n Argun) , güzel diksiyonuyla Sevgili A.Turan Altunsu,  Gece Kuşu Sayın  Mustafa Eren, Sevgili Dilek Hokkaömeroğlu, Sevgili Sıla, Sevgili Gamze Musluoğlu, Sevgili Üzeyir,, Sevgili Selçuk Erat, Sevgili Gökhan, Sevgili Özüm (Öznur Karayumak) , Sevgili Yitik Ozan (Durmuş Kaya) , Sevgili Sacide Yaylaz, Sevgili Özlem, Sevgili Hakan Sarı ve Sayın Mehmet Engin (eğer  ismini anımsayamadığım dostlarımız varsa  özür diliyorum kendilerinden.)  dostlarımız, canlarımız, kardeşlerimiz… 

Hepsi de görevini en iyi şekilde yapmaya çalıştı, hepsinin emeği var Radyo Gülük’te. Ben bu radyoya gönül bağıyla bağlı bir dinleyici olarak, bütün bu değerli dostlarımıza teşekkür ediyor, başarılı çalışmalarının Radyo Güllük dışında da devamını diliyorum. 



doğdu, henüz bebekti

üç beş kişi beledi
höllüğünü eledi
sarmalandı kundağa
minicik bala
sevgi ile serpilip büyüdü valla
önce elleri taştı, sığamadı kundağa
emekleyince ayak yürüdü gül bağa
hem tasa hem sevinçte yedi iklimle
saygılıydı şiire; kulak ver dinle


ilk yaş unutulur mu 
iki dedi üç dedi
dörtte az geriledi
nedenleri ararken
deli dolu beş’ ledi

goncadan açan güldü
goncaya gebe gülü
şiirlerle göverdi 
gönüller saran gülü

gelen kopardı dalı
giden duymadı zârı
göz vardı, göz gönülde
közde, eşti toprağı

tuttuğu dikenli tel
çekti...vuruldu! ne bilsin 
karanlık el

vay!  kınası yakılası
kınası tasta kalası vay
.
kan gülleri ellerim
ağlıyor dön bak

güllerim yasta
kınalar tasta


vuruldun gül çağında vuruldun  gülüm
ihânet batağında karıldın gülüm

vuruldukça dirilir 
gül…gül…gül
gül ihanet bağında

unutur muyum seni? billah vuranları da
vurulan sen değilsin binlerce gül koynunda


Refika Doğan- Aralık 2008


Her nefeste Gülce...
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Vardı...Yok (Gülce / Tekil) RefikaDogan 0 892 19/10/2012, 05:01
Son Mesaj: RefikaDogan

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2021 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder