CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘tüm emeklilere dini bayramlarda birer maaş ikramiye’ vaadini noterden onaylatınca, 1.7 milyon liralık vergi yükümlülüğü altına girdi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Tüm emeklilere dini bayramlarda birer maaş ikramiye verilmesi” konusundaki Ankara 3. Noterliğinde 23 Mart tarih ve 02999 sayı ile vermiş olduğu taahhütname esas itibariyle vergisel yönü de bulunan bir belge. Aynı zamanda hesap uzmanı olan Kılıçdaroğlu ise olayın bu kısmını atlayarak,yaklaşık 50 lira noter masrafı ödedi. Kılıçdaroğlu’nun taahhütnamesi için ayrıca 1.7 milyon lira Damga Vergisi Ödemesi gerekiyor. Nasıl mı?
Damga Vergisi Kanunu’nda taahhütnamelerin damga vergisine tabi olduğu belirtiliyor. Hangi kağıtların taahhütname sayılarak damga vergisine tabi olacağı konusunda ortaya çıkan ihtilafları Maliye Bakanlığı sirküler ya da özelgeler aracılığıyla açıklıyor.
488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun birinci maddesine göre bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar damga vergisine tabidir. (1) sayılı tablonun I-A-1 numaralı ayrımına göre belli parayı ihtiva eden taahhütnameler binde 9.48 oranında damga vergisine tabidir.
Taahhütnameler, özel veya kamusal ilişkiler çerçevesinde tarafların ifa etmeyi kabul ettikleri edimleri ve söz konusu edimlerin yerine getirilmemesi durumunda uygulanacak müeyyideleri içeren belgelerdir. Damga Vergisi Kanunu’nun birinci maddesine göre bu kanundaki kağıtlar terimi, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve her hangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade eder.
Türk Dil Kurumu’nun Türkçe sözlüğüne göre taahhütname, bir şeyi yapmayı üstüne aldığını bildiren yazılı kağıttır. Taahhütname mukavelenameden farklı olarak tek taraflı bir belge olup tek tarafın imzasını ihtiva etmektedir. Yani, kişinin bu yönde bir taahhütte bulunması yeterlidir.
Taahhütnamelerin Damga Vergisi’ne tabi olabilmesi için imzalanması veya imza yerine geçen bir işaret konarak düzenlenmesi ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilmesi şarttır. İşte bu noktada Kemal Kılıçdaroğlu tarafından noter nezdinde taahhütname düzenlenmesiyle Damga Vergisi doğmuştur.
Maliye Bakanlığı tarafından verilen görüşlerde ve yargı kararlarında da bir kağıdın (taahhütnamenin) nispi olarak damga vergisine tabi olabilmesi için vergiyi doğuran olayın meydana geldiği yani sözleşmenin imzalandığı tarihte, kağıtta parasal bir büyüklüğün açıkça yer alması veya matematiksel olarak bir meblağın hesaplanmasına olanak sağlayan rakamların ve bilgilerin bulunması gerekmektedir. Yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun taahhütnamesinde bir rakam yer almamakla birlikte hesaplama yapılmasına imkan tanıyacak bilgiler vardır.
Taahhütnamede yer alan ‘emeklilere dini bayramlarda birer maaş ikramiye’yi hesaplamak da oldukca kolay. Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre 2015 yılı öngörülen toplam emekli aylıklarının tutarı 158 milyar 601 milyon lira. Yani aylık yaklaşık toplam 13 milyar 216 milyon lira http://www.ulkehaber.com/etiket/emekli+maa%C5%9F%C4%B1" title="emekli maaşı" target="_blank" class="link_keywords">emekli maaşı ödeniyor.
Kılıçdaroğlu, iki maaş ikramiye vaadinde bulundu. Bunun da toplam tutarı 26 milyar 432 milyon lira. Bu rakam üzerinden doğan binde 9.48’lik Damga Vergisi’nin tutarı da 250 milyon 575 bin 360 liradır.
Ancak Damga Vergisi’nde 2015 yılı için Maliye tarafından belirlenen üst sınır 1 milyon 702 bin 138 liradır. Özetle Kılıçdaroğlu’nun 50 lira noter masrafı ödeyerek iktidar hayali kurduğu ‘taahhütname’ için 1.7 milyon liralık Damga Vergisi’ni de ödemesi gerekiyor.
Bir dönem http://www.ulkehaber.com/etiket/vatanda%C5%9F%C4%B1n+vergisini+koruma+derne%C4%9Fi+%28vavek%29+ba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1" title="Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği (VAVEK) Başkanlığı" target="_blank" class="link_keywords">Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği (VAVEK) Başkanlığı yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nun damga vergisini ödeyip ödemediğini açıklaması gerekmektedir. Eğer damga vergisini ödememiş ise vatandaş bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demez mi?
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun mevcut durumu, Kılıçdaroğlu’nun vaadleri gibi popülist düzenlemelere izin vermiyor. SGK ve sosyal güvenlik sistemimiz açısından ele alındığında Aktif Pasif Oranı 1.94 olup, bu oran sağlıklı bir sosyal güvenlik sisteminde en az 3 olmalıdır. Yani 3 çalışan bir emekliyi finanse etmelidir.
Sayısal olarak bakıldığında 2014 yılında SGK’nın toplam prim gelirleri 133 milyar 999 milyon lira ve toplam emekli aylığı ödemeleri ise 134 milyar 392 milyon lira olarak gerçekleşti. Yani SGK’nın tüm prim gelirleri sadece emekli aylıklarını dahi ödemeye yetmemektedir. Emekli aylığı dışındaki 2014 yılı sağlık giderleri 54.5 milyar, diğer giderleri ise 15.5 milyar liradır. 2014 yılında SGK 20 milyar liranın üzerinde bir açık vermiştir.
2015 yılı içinse SGK bütçesinde toplam prim gelirlerinin 149.6 milyar lira ve toplam emekli aylığı ödemelerinin ise 158.6 milyar lira olması öngörülüyor. Emekli aylığı dışındaki 2015 yılı sağlık giderlerinin 57 milyar, diğer giderlerinin ise 7.7 milyar olması bütçelenmiştir. 2015 yılında SGK’nın 18.1 milyar açık vermesi beklenmektedir.
Durumdan açıkça görüleceği üzere, Kemal Kılıçdaroğlu’nun taahhütnamesinin popülist seçim vaadinden öte bir anlamı yoktur. Daha önce Süleyman Demirel’in söylediği ‘kim ne veriyorsa beş fazlasını vereceğim’ sözünü hatırlatmakta fayda var.
Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin bu kadar kötü bir durumda olmasının yegane nedeni Süleyman Demirel’in popülist politika ve uygulamalarıdır. Halkımız artık bu tür popülist politikalara prim vermemektedir. Bu nedenle Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinin halk nezdinde bir karşılığı olmamıştır. Halkımız artık popülist söylemlere oy vermiyor.
Kılıçdaroğlu’nun taahhütnamesi kendisinin güvenirliğinin de sorgulanmasına neden olmuştur. Bir liderin halk nezdinde söylediği açıklamaların karşılığı olmalıdır. Ancak sözüne itibar edilmeyen ve güvenilmez kişiler, verdiği taahhüdü notere tasdik ettirir. Bir siyasetçinin sözüne önce kendisinin itibar etmesi gerekmektedir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözünün halk nezdinde bir karşılığı olmadığını kendisi de görmüş olacak ki noterde böyle bir taahhütname yaptırma ihtiyacı hissetmiş.
İlk seçim taahhüdü DYP eski lideri Tansu Çiller tarafından 18 Nisan 1999 erken genel seçimlerinden önce “18 Nisan erken genel seçimleri sonrasında tek başına iktidar olduğum takdirde, Doğru Yol Partisi (DYP) olarak; Vergi Kanunu’nu topyekün değiştireceğimizi, vergi oranlarını düşüreceğimizi, peşin vergiyi kaldıracağımızı kabul ve taahhüt ederiz” şeklinde verilmişti. DYP’nin bu seçimlerden aldığı oy yüzde 12 olmuştu. Demek ki, halkımız taahhütlere değil söze ve icraata bakıyor. Siyasi parti lideri, noter taahhütnameleri ile değil, icraatlarıyla halktan oy alabilir.