09.04.2008 13:15:43

CHP Muhalefeti

Mustafa Ceylan




Siyaseti “hizmet” aracı olarak ömr-ü hayatında kullanamamış CHP, artık proje üretemiyor. Kendi çıkmaz sokağına kendini kilitlemiş durumda.



22 Temmuz seçimlerinden bu yana 9 kez Anayasa Mahkemesi kapılarını çalan, muhalefet partimiz, bu kere "5747 Sayılı Büyükşehir Belediye sınırları içinde ilçe kurulması ve Bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki kanunun" bazı hükümlerinin iptali için, 10 .kez gene aynı kapıda. Anayasa Mahkemesi, CHP’nin ağlama duvarı haline gelmişe benziyor.



Tamam, iktidar partisinin TBMM’ de yasalaştırdığı bazı konulara, katılmadığı, haksız bulduğu konuları bir muhalefet partisi olarak elbette taşıyacak mahkemeye. Kabul. Ancak, başka iş yaptığı mı var, deyiverin hele ?!



Madem iktidar seçimlerden bu yana 10 kez mahkemeye baş vurulacak kadar hatalı ve yanlış yasalar çıkartıyor, o zaman, muhalefet olarak sana gün doğuyor demektir. Peki, neden bu durumdan CHP kârlı çıkmıyor? CHP, oy patlaması yapamıyor? Bunu hiç düşündü mü acaba CHP’yi ömürleri boyunca, ölene kadar yönetecekler? Hiç akıllarına geliyor mu? İktidar bu kadar hatalıyken, vatandaş neden muhalefet partisine yanaşmıyor?



Evet;

İptali istenen yasa ile 30-50 yıllık belediyeler yok edilmişti. Çoğu birleştirmeler veya ayrıştırmalarda "ince bir siyaset" vardı.



Siyasi partiler yasası başta olmak üzere, seçimlerdeki barajlar dahil, bugüne kadar hangi yasal çalışmada iktidarda bulunanlar kendi siyasi ikballerini gözetmediler ki? CHP iktidara gelemez nasıl olsa, hasbel kader, yanlışlıkla da olsa geliverseydi, o da, aynı şekilde davranmayacak mı sanki?



Bence,

Yerel yönetimlerin sınır değişikliklerinde o yörede oturanların “halkoyuna” baş vurulması esası getirilmelidir. Tapudan, adli işlemlere, ulaşımdan, haberleşmeye, enerjiden alt yapıya kadar her sektörde orada yaşayan halkın kaderini etkileyecek bir olaydır sınır değişiklikleri.



Peki, Anayasa Mahkemesi, CHP’nin bu talebini değerlendirip yasayı iptal eder veya bazı maddelerdeki yürürlülüğünü durdurur mu? Evet, aynen öyle olacak. Bana göre, yasa tümden iptal edilmez ama, delik deşik olacak şekilde, yeniden düzenlenmiş hale gelir.



Belediyelerimizle ilgili bugüne kadar çıkmış çoğu kanun da hep böyle olmuştur. Mahkemeden, dalı budağı kesilerek çıkmıştır. Bu durumda, yerine yenisini yapma cesaretini gösteremeyen iktidarların ve belediyelerin keyfi uygulamalarına sebep olmuş, mahkemeler adam boyu dava dosyalarıyla dolmuştur.

Bu seferde böyle olacağa benziyor.



CHP muhalefeti, proje üretemeyen bir muhalefettir.

CHP muhalefeti, iktidara alternatif bir muhalefet değildir. Kendisine bile muhalif bir anlayışın eseridir.



Ülkenin içinde bulunduğu siyasi kaostan etkilenen ekonomi tehlike sinyalleri vermekte. Çarşı ve Pazar yangın yerine dönmüş durumda.



İşlemeyen ve yönetemeyen bir sistem, her tarafından conta sızıntıları sergilemektedir.



ABD, IMF, AB reçeteleri ve akıl hocalarının raporları kader çizgimizi çizmeye çalışmakta.



Fakat, bizim aslan sosyal demokratlarımız halâ kış uykusundalar.

Tek çareleri var, koşa koşa Ankara Atakule’nin çevresinde bir tur attıktan sonra, Anayasa Mahkemesi’ne müracaat etmek. Başkaca bildikleri yok. Projeleri yok çünkü. En iyi yapabildikleri iş bu.



Muhalefetin kendine gelip, söylemleriyle icraatlarının birbiriyle uyum sağladığı gün rahatlayacağız. Bize özgü, çağdaş bir sosyaldemokrasi projesi ülkemizde yeni umutların doğmasına vesile olabilir.



Ağlamak, sızlamak, şikayet etmek,karalamak, yıkmak çok kolay bir iş.

Zor olanı, bütün vatandaşların yüreklerinde umut olabilmek…



Darbeler ve ihtilaller sonrası iktidar olabilmek için, ocağa biraz daha odun atmak yerine; titreyip kendine gelen, çare olan, umut, heyecan olan bir siyaset rüzgârına ihtiyacımız her günkünden daha çok…