• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Cuma Efe'nin türküsü (3)
Dışarıda Ahmet Özdemir
Yetkili Şair
****
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesaj Sayısı: 593
Konu Sayısı: 593
 
#1
02/09/2013, 23:42
Cuma Efe'nin türküsü (3)

Ahmet ÖZDEMİR
*************

İşgal ettikleri yerde önce halka işkence yapıyorlardı. Bunu soygun ve tecavüzler izliyordu. O gün üç köy arka arkaya ateşe verilmeden önce evlere girilmiş, genç ve bekâr kızlarla kadınların namuslarına hunharca tecavüz edilmişti. Başlarındaki örtüleri alınmış oynamaya zorlanmışlardı. Onlara karşı koyan en az elli kişi öldürülmüş daha sonra da köyler ateşe verilmişti. Zulmün türlüsünü gören köylülerin feci durumunu anlatacak söz bulunamıyordu. Yangından kaçmaya, eşyalarını kurtarmaya çalışan halkı öldürüyor, yanan evlere tekrar sokarak onunla birlikte diri diri yakıyorlardı.
Yunan askerleri, Rum ve Ermeni çeteleri sanki ilkel ve vahşî arzu krizine giriyor, Tatminsizce saldırıyorlardı. Öldürmek istediklerine önceden çeşitli işkenceler uyguluyorlar, öldürdükten sonra parçalıyor,, organlarını ağaçlara asıyorlardı.
Hiçbir suçu olmayan tarlasında çalışan veya köyden kente gelen zavallı Türk halkını keyif için öldürüyorlardı. Öldürdükleri hamile kadınların karınlarını süngüyle yarıp, masum ceninleri çıkardıktan sonra parçalıyorlardı. Bütün bu günahsız insanların tek suçu, Müslüman olmak ve Türk kanını taşımaktı.
Kadın, erkek, çoluk, çocuk yarı çıplak ve perişan bir halde dağlara, ovalara dağılıyordu. Zavallılar yollarda Rum, Ermeni ve asker kaçağı çeteler tarafından soyulduktan sonra birçoğu katlediliyordu.
Cuma Efe, yanındaki kızanların bir bölümünü Kuva-yı Milliye saflarına yönlendirmişti. Dağ taş işgal altındaydı. Kalabalık bir gurupla Madra dağlarında barınmak mümkün değildi. Başlarında kendisi olmak üzerinde vurucu bir ekip oluşturmuştu. Çevrenin coğrafyasını çok iyi biliyordu. Yunan askerlerinin geçeceği yerlere pusu kuruyor, büyük kayıplar vermesini sağlıyordu. Onların hareketlerini izliyor, baskın yapma olanağı olan köylere önceden haber uçuruyordu.
Türkali köyünde yapan üç Rum vardı. Yıllarca Türkmenlerle birlikte yaşamış, onların yardımlarını görmüş, kıllarına bile zarar gelmemişti. Ancak, Yunan işgali başlayınca bunların hal ve gidişleri değişmiş, sinsi sinsi içten vurmaya başlamışlardı. Mito ve Dimitri, iki kardeşti. Diğeri Nikola'ydı. İşgal başlayınca ali kıran baş kesen olmuşlardı. Değirmene gelen köyün kadınlarına, kızlarına sarkıntılık etmeye başlamışlardı. Zaten köyde yaşlı sakat ve kadınlardan başka kimse kalmamıştı. Eli silah tutanlar cephelerde düşmana karşı savaşmaktaydı. Hain üç Rum'un tek korkusu Cuma Efe'ydi. O ortadan kaldırılırsa istedikleri gibi at oynatacaklardı.
Cuma Efe'nin yatağı olabilecek kişileri gizliden gizleye takip etmişler, onun ve kızanlarının gizlendikleri yeri öğrenmişlerdi. Ortanca adıyla anılan Karagedik köyünden Türkali'ye geleceğini öğrenmişlerdi. Sevinç içinde koşup Yunan askeri karakoluna ispiyonlamışlardı.
Bir hıdrellez günüydü. Cuma Efe ve arkadaşı Arif Efe, Türkali köyüne inmişlerdi. Onları takip eden Yunan askerlerine Mito ve Dimitri yol göstermişti.
Ani baskınla iki Efe Yunan askerleri tarafından yakalanmışlar, kendilerini korumaya fırsat bulamamışlardı. Yunan askerleri iki efeyi köyün meydanında vurmak istemişlerdi. Ama baltayı küreği kapa yaşlısı, kadını, kızı tüm köy halkı, askerlerin üzerine yürümüştü. Yunan askerleri iki efeyi de bir ata bindirerek kaçmışlar, Nikola'nın işlettiği Çal değirmeninin önüne gelince Cuma Efe ile Arif Efe'yi vurmuşlardı.
İki efe de ölüm karşısında ölüme soğukkanlı gitmişlerdi. Kurtulma imkânlarının olmadığını biliyorlardı. Cuma Efe, yolları bağlı Arif Efe'ye:
"E Efem. Alıcı kuşun ömrü az olur," dedi.
"Ne yapalım," diye karşılık verdi Arif Efe: "Yiğit olan yiğit yaşadığı günün hesabını yapmaz. Ölümden korkup da işinden geri durmaz. "
Yıllar yılı çevre köyleri, yoksul köylüler, göçebeler, ezilen halk kesimleri Cuma Efe'yi kendilerinden vergi ve asker almaktan başka bir şey yapmayan, üstelik de çoğu zaman baskı uygulamaktan, kıyımdan, sürgün etmekten çekinmeyen Osmanlı yönetimine karşı koruyucu gibi görmüşlerdi. Onun ölümü, büyük üzüntü yarattı. Bir ağıt yaktılar. Bu ağıt giderek bir zeybek olunu haline geldi:

"Uzun olur küpelerin yolları (Aman)
Çal dermende kaldı Cuma efenin de kolları
N'olaydım n'olaydım
Hükümete kendim teslim olaydım

Uzun olur at köyünün ekini (Aman)
İstanbul'dan gelir Akif efenin de hekimi
N'olaydım n'olaydım
Hükümete kendim teslim olaydım

Dumanlıdan geçirdiler izimi (Aman)
Duman duman sandım şalvarıyın da tozunu
N'olaydım n'olaydım
Hükümete kendim teslim olaydım
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Cuma Efe'nin türküsü (2) Ahmet Özdemir 0 719 30/08/2013, 12:51
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Cuma Efe'nin türküsü Ahmet Özdemir 0 751 30/08/2013, 12:49
Son Mesaj: Ahmet Özdemir

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2022 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder