SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
ÇÜRÜKLER-BOZUKLAR
Site Yönetimi
Admin
Üyelik tarihi:
Jan 2008
Mesaj Sayısı:
12,518
Konu Sayısı:
11,588
#1
14/08/2008, 03:36
ÇÜRÜKLER-BOZUKLAR
“MARANGOZ ve DONDURMACILARA”
Mustafa CEYLAN
Hayatın her alanında olduğu gibi şiir dünyamıza da büyük bir hızla giren internet; şiirin öz coğrafyasında fazla bir dalgalanma yapmazken, sırça köşkündeki şairin coğrafyasında fırtınalar estirmiştir. Şairi, acımasız ve amansız bir fırtına gibi, oradan oraya sürükleyen internet fırtınası, bakalım daha ne gibi gelişmeler kaydedecek. Sesi, görüntüyü, yazıyı, resmi anında Dünyanın bir ucundan öteki ucuna ulaştıran bu elektronik gelişme, bir silah ya da bir gül bahçesi olabilmekte. Onu kullananın niyeti, parmak uçlarının dokunduğu klavyenin dansına bağlı. Kâh, mermi olup insan hayatına kastedebilir, kâh da gül bahçesi olur, duygulu yürek şairlerimize yeni güller, şiir gülleri açtırabilir. Ucuz ve çok kolay elde edilebilen bu imkânın şiirimizde yenilik ve yeni arayışlar konusunda pek fazla bir açılım yapamadığını görüyoruz.
Oysa, bu kadar hız, bu kadar teknolojik gelişme yeni ve yenilikleri de beraberinde getirmesi gerekmez mi?
Şiirin efsunkâr ikliminin yansıdığı internet sitelerine bakıyoruz; ustalar, usta kalemler kenara çekilmişler; maşallah yığınla şair ünvanlı bay ve bayanlar ortalarda, körler sağırlar anlayışıyla, al gülüm-ver gülüm oynamaktalar.
Çok az sayıdaki genç kalem ise, usta bildiğiyle hemhal olmaya çalışmakta.
Durup dururken, kendini yeryüzünün en büyük şairi gören, üstelik verince parayı bir de kitap yayınlayan şaire; “bunlar şiir değil” diyemiyor ustalarımız.
Ortalık, toz duman…
Ortalık, göz gözü görmüyor…
Ortalık, ölü mısralar çöplüğü…
Bilmiyorum ve sabırsızlıkla bekliyorum, “iyi adamların binip gittikleri atlarla geri dönmelerini…” Geri dönsünler ki, ortalık dirlik düzene kavuşsun. Baş belli olsun, ayak belli olsun. Kelimenin bir namus kadar, bir evlât kadar babası, sahibi olacak şairimizi, o sevdasından yanıp tutuştuğu şiirin gerçek tahtına oturtabilelim.
Ozanlık geleneğini, adına ozan diyen, kafiye yapmak uğruna şiiri katleden adamların insafına terk etmek, gerçekten kanımıza dokunmaya başladı. Kafiye ile redif arasındaki farkı bilemeyen, arabesk müziğin harmanına düşüp şarkı sözü yazma telaşına düşen şairleri gördükçe, 41 yıllık sevdam olan şiirden kaçar oldum. İnanın kaçar oldum da şiir beni kovalıyor, sancılarımı artırıyor, deli kuşlara döndürüyor beni. Ağrısından uykularım kaçıyor, zindan karası gecelerin uçurumuna düşüyor gönlüm; ruhum ise Kerem’in arpa tarlasınca yanıp kavruluyor. Kimseye hiçbir şey diyemiyorum…
Offf !!! Offf ki offff!
Ne kötü bir zamandayız Allah’ım ?!
Bu arada, şiirimize yeni bir nefes, yeni bir ışık, yeni bir gül tomuru sunabilmek için, YENİ NAZIM ÖNERİLERİ ortaya atıyoruz. Ama bu önerilerimizi bu curcunada fark eden bile olmuyor.
“Buluşma” dedik, “Gülce” dedik, “çaprazlama” dedik…
Baktık, tık yok… Baktık ses-soluk yok…
Niye baksınlar ki, niye okusunlar ki, merak etmek bile bu hazırcı, internet efeleri için fazla gelir, öyle değil mi?
Hele hele Nazım Hikmet duvarına kadar bir solukta ulaşıverip, ordan öteye milim gidemeyen, medya ve kamuoyunu elinde bulunduran, ön yargılı, kendinden menkul dev(!) şairler için, bizim bu önerilerimiz hiç de önem arzetmez.
Bir yanda, internet efeleri, kafiye hamalları; öte yanda at gözlüklüler, duvar suratlılar; yeni ve yenilik çalışmalarına hep sırt dönmüşlerdir. Onlara göre yeni ve yenilik, yolunda geberdikleri duvara kadar olan her şey. Eskiyi tekrar, kopya, hatta yer yer çalıntı…
Bunları ben ortaya attığım için, yeni nazım önerilerini ortaya atan ben olduğum için yazmıyorum; bir başkası da yazsa bu fikirlerim aynıdır ve değişmeyecek.
Egoizmasının kıskacında can veren şair, burnunun ucunu göremeyen kelime israfçısı, mısra çöplüklerinin dağ olup yükselmesine sebep olan klavye işçisi, “çekil gayri kenara” diyeceğim, etrafıma bakıyorum, çıt çıkmıyor.
Bugüne kadar yeniye, yeniliğe karşı çıkmış, güneşten korkan yarasalar gibi, dinamizmini yaratamamış, enerjiyi alamamış, üretememiş, fosillerle karşı karşıyayız maalesef…
İnternet şairleri, daha doğarken fosil..Daha ilk çıkış noktasında bir kamyon üzümle devriliveriyorlar. Üzülüyorum…
Şiir bu kadar kolay, bu kadar basit ve bu kadar her canı isteyenin at koşturduğu bir saha mı ki? Delirmemek elde değil. Daha yaşı 20 ye gelmemiş birisi çıkıyor bana “3.000” şiirim var diyor.
Üstelik, okumuyormuş hiçbir ustayı. Etkisinde kalırmış beyefendi…
Offfffff!!! Yeter gayri, yeter!!!
Kelimeleri kesip, cümleleri biçip bir marangoz kadar bile maharet ve ustalık göstermeyenlerle; önce kafiyeleri yazıp ardını emme basma tulumba gibi dolduran dondurmacı çırakları, ne kadar beceriksizler; ne kadar da gülünçler, Allah’ım!!!!
Gidin marangozluk ya da kasaplık yapın. Onlarla hiç olmazsa para kazanırsınız kardeşim!
OZAN VE AŞIKLARA BAKIN HELE
Yahu ayıptır. Edebiyat edep’ten gelir. Bu kadarda edepsizlik olmaz. Olmamalı!!!
Bizim asırları delip gelen aşıklık geleneğimizle bu kadar alay edilmesine dayanamıyorum.
Hece veznini, kalıp ve kafiyeyi dahi bilmeyen; yazdıklarını çalakalem, aklına geliverdiği şekilde rastgele yazıveren bu insanların yaptıklarına dur diyecek yok mu?
Utanmazlar, kendilerine bir de “ozan” ya da “aşık” diyorlar.
Size kim verdi ki bu ozanlığı, size kim uygun gördü ki bu aşıklığı?
Sizden olsa olsa bulaşık olur. Bulaşık bile utanır, bulaşıklığından, o dahi bir olumludan artandır. Ama bunlar, ama bu bizim öz değerlerimizi ayaklar altına serercesine gülünç duruma düşenler yok mu? Bulaşık bile isyan eder bunlardan.
Karacaoğlan, Köroğlu, Dadaloğlu, Seyrani’nin kemiklerini sızlatıyorsunuz.
Utanma yok mu sizlerde? Ar-haya yok mu?!
Köroğlu Çamlıbel’den inip önüne katıp kovalasın mı sizi ? Mertliğin, yiğitliğin zerresi olsa sizler de, bu yazdıklarınızla kendinize ozan veya aşık ünvanını lâyık görmezsiniz.
Yapmayın, etmeyin!
Bakın buradan açık açık ilan ediyorum; sabrımızı taşırdınız artık. Bitti hoş görü. Kalmadı gayri…
Sadece antoloji com sitesinde “ozan” yazıp aradığımda karşıma 130 adet ozan ismi çıkıyor. “Aşık” yazıp aradığımda ise 143 isim çıkıyor.
İstiyor musunuz, bunları teker teker ele alayım. İstiyor musunuz, bunlar arasında daha kafiyenin, kalıbın, ölçünün ne olduğunu bilmeyenleri teker teker isimleriyle sergileyeyim. Yazdıklarını şöyle orta yere dökeyim. Bu mu lâzım sizlere? Deyin hele, bunu mu istiyorsunuz?
Tarihinize, köklerinize, aldığınız “ozan”-“aşık” ismine de mi saygınız yok? Bu rezaletleri, bu mısra çöplüklerinizi, bu saçmalıklarınızı, kendinizi bir şey sanmanızı aynanızın arkasındaki sırrı isim isim, şiir şiir açıklamamızı mı bekliyorsunuz.
Durun artık! Durmak zorundasınız!
Ya gerçek ozanlığa ve gerçek aşıklığa saygı gösterecek, edebinizle meydandan çekileceksiniz; meydanı orada bir elin parmakları sayısınca olan, hakiki ozanlara bırakacaksınız; yahut da ipliklerinizi pazara çıkaracağım. Her kim olursa olsun, kim kırılırsa kırılsın; bu saygısızlığı, bu alabildiğine edebiyat adına yapılan edepsizliğinizi sereceğim gözler önüne.
İşte sayıyorum günleri.
İşte teker teker o saçmalardan seçmeleriniz ortada.
Meydanı gerçek ozan ve aşıklara terk etmez iseniz, sizleri afişe edeceğim.
Hani eleştiri istiyordunuz bazılarınız, hani bazılarınız bizim ozanlık-aşıklık tarihimize göz ucuyla dahi bakmaya tenezzül etmiyordunuz ya; sizler için, acımasız eleştiri oklarımızla karşılaşacaksınız.
Bir insanın fotoğrafçı olması veya kasap olması için, ilgili meslek odasına kaydolması; ustalık-çıraklık yasalarına göre belgesi de olması gerekir. Maşallah sizler, internet ozanları, internetin klavye aşıklarısınız; hiçbir şeye de ihtiyacınız yok, öyle mi?
Hangi aşığımızın hangi şiirini çalıp, değiştirip yayınladıysanız teker teker açıklayacağım.
Size badeyi internette içirenleri, sizin şiirlerinizin, o saçmalıklarınızın altına yorum adı altında yazdıkları övgünameleri yazanları da sergileyeceğim.
İyisi mi gelin yol yakınken dönün bu sevdadan.
Ya da;
Kendinizi donanımlı hissedene kadar az – biraz çıraklık yapın bir ustaya. Gerçek halk ozanı ve halk aşıklarından ders alın arkadaş!
Sizler var ya, doldurmacılar kadar dahi, dondurmacılar kadar dahi olamadınız. Yazıklar olsun. Bırakın bu ozan ve aşık isimlerini gerçek hak edenlere !
Bu yazı dizisi hiç bitmeyecek ve herhafta sizlerden birkaç tanenizi gün ışığına çıkara çıkara devam edecek.
Ve sonuç ta;
Şiirimizde yenilik’in ve yenileşme’nin ne olduğunu da yetmişiki millet anlayacak, sizler de anlayacaksınız.
Benden söylemesi !
BÖLÜM
-II-
Sizler var ya, doldurmacılar kadar dahi, dondurmacılar kadar dahi olamadınız. Yazıklar olsun. Bırakın bu ozan ve aşık isimlerini gerçek hak edenlere!
Bu yazı dizisi hiç bitmeyecek ve her hafta sizlerden birkaç tanenizi gün ışığına çıkara çıkara devam edecek.”
Evet, dediğimizi yapıyoruz işte.
Bu ilk incelememizde Antoloji com sitesinde adının başında AŞIK bulunan şairleri ele alacak ve aşıkla bulaşık arasındaki farkı sergilemeye çalışacağım.
A-GENEL BAKIŞ
Antoloji com sitesinde adının başında AŞIK bulunan 5 sayfada toplam 144 şair ismi bulunmakta. Bu isimlerden; Soyadı “Aşık” olan isimleri bir kenara bırakarak;
“Telif hakları yasası” sebebiyle şiirlerine yer verilemeyen yada hiç şiiri bulunmayan Aşık isimleri şunlar olduğunu görmekteyiz:
1-Aşık Muradi, 2-Aşık Gözübenli, 3-Aşık Dermani, 4-Aşık Mehmet, 5-Aşık Ozan İsa Oğuz, 6-Aşık Zülali, 7-Aşık Mustafa Tülbür, 8-Aşık Ayar, 9-Aşık Ziya Şahin, 10-Aşık Larendeli, 11-Aşık Mevlevi, 12-Aşık Zevraki, 13-Aşık Eray, 14-Aşık Yener, 15-Aşık Rıza Dehani, 16-Aşık İsmail Daimi, 17-Aşık Fezai, 18-Aşık Batmani, 19-Aşık Orhun-i Şerif, 20-Aşık Hüdai, 21-Aşık sefil Selimi, 22-Aşık Yekdâhi, 23-Aşık Ümmani, 24-Aşık Serkan, 25-Çukurovalı Aşık Karamehmet, 26-Aşık Mert, 27-Aşık Mert, 28-Çırmıktılı Aşık, 29-Aşık Özgür, 30-Aşık Keko, 31-Aşık Cemocan, 32-Kerem Aşık, 33-Aşık Davut Sulari, 34-Aşık Efkari, 35-Aşık Cevat, 36-Aşık İstanbul, 37-Aşık Naci, 38-Aşık Meftuni, 39-Aşık Derviş Hasan, 40-Dev Aşık, 41-Aşık Muhammet, 42-Aşık Turabi, 43-Aşık Furkan, 44-Aşık Dermani, 45-Aptal Aşık, 46-Meçhul Aşık, 47-Aşık Charlie, 48-Aşık Emrah Can, 49-Aşık Veysel, 50-Simkas Aşık, 51-Şizofren Aşık, 52-Bahşılılı Aşık Hidayet, 53-Aşık Utavlı, 54-Aşık Şair, 55-Uruşlu Aşık Şefkati, 56-Aptal Aşık, 57-Aşık Veli Canani, 58-Senem Aşık, 59-Aşık Mehmet Özcan, 60-Aşık Şefik, 61-Aşıkların Aşığı, 62-Aşık_Mehmet 63-Aşık Çimenoğlu
Şiirlerinde herhangi bir engel bulunmayıp, yayınlanan AŞIKLAR ve şiir sayılarının da;
1-Aşık Ömer (6) , 2-Aşık dertli(19) ,3-Aşık Kerem(30) , 4-Aşık Veysel Şatıroğlu(25) , 5-Aşık İhsani(5) , 6-Aşık Şahturna(46) , 7-Aşık Gürkani(29) , 8-Aşık Sümmani(4) , 9-Aşık Yaşar Reyhani(8) , 10-Kelkitli Aşık Serdari(4) , 11-Aşık Kevseri(11) , 12-Aşık Meydani(25) , 13- Aşık Sefai(37) , 14-Aşık Gurkani(1) , 15-Aşık İbreti(3) , 16-Aşık Çağlari(203) ,17-Aşık Yanari(58) , 18-Aşık Boyacı(1) , 19-Aşık Bayram Koç(1) , 20-Aşık Hoyrat(6) , 21-Aşık Dönmezi(8) , 22-Aşık Serdari(8) , 23-Aşık Mehmet Hoca(1) , 24-Aşık Ali Ataş(1) , 25-Aşık Şahmedi(70) , 26-Aşık Ahmet Şahin(227) , 27-Aşık Çepni(21) , 28-Aşık Yorguni Muharrem(12) , 29-Aşık Veli(122) , 30-Aşık Nizami(Nizamettin Kayacan) (5) , 31-Aşık Nizami(7) , 32-Aşık Fuat Çerkezoğlu(3) , 33-Aşık Mevlüt İhsani(24) , 34-Aşık Sabri Çulpan(27) ,35-Aşık Feymani(Osman Taşkaya) (18) , 36-Aşık Meftuni(4) ………..TOPLAM:1045 ŞİİR
Aynı sitede, adında AŞIK kelimesi bulunan GRUPLAR’a da bir bakalım;
1-Anadolu Aşıkları(79) , 2-Türk Aşıklar ve Ozanlar Gurubu (54) , 3-Aşık Sefil Selimi Anısına(15)
Bu üç grubun dışındaki yaklaşık 15 grubun ise 3-5-7 üyesi bulunmaktadır.
Bu DURUMDA;
1-Her dileyenin dilediği zaman üye olabildiği ve grup kurabildiği bir ortamda, AŞIKLIK GELENEĞİ’nin bir sahibinin ve takipçisinin; yani bu hususta bir organizatör-görevlinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dileriz antoloji com sitemiz editörleri AŞIKLAR konusunda eleştirimizi dikkate alırlar.
2-Kimi aşıkların isimleri çift, kimi aşıkların şiirleri başka kaynaklardan, bu işin ehli olmayanlar tarafından aktarıldığı-eklendiği için, yanlış, yazım kurallarına uygun değil.
3-Türk Şiirimizin köklerini teşkil eden aşıklık geleneğinin zirve aşıklarına yakışır yeni internet sayfaları düzenlemelerinin yapılmasının şart olduğu meydandadır.
B-OLUMSUZ ÖRNEKLER
Aşağıda vereceğim örnekler karşısında şaşıracaksınız belki de. Adının başına AŞIK kelimesini eklemekle aşık olunmadığı gerçeği, bu şiirlerde bas bas bağırmaktadır.
HECE VEZNİ’nin temellerini teşkil eden KAFİYE, KITA, KALIP gibi fiziki kuralların bile nasıl dikkate alınmadığını, aşık adı ile aşıklık geleneğiyle nasıl bu kadar ters düşüldüğünü göreceğiz. Kökleri tarihin o muhteşem derinliklerine kadar uzamamış, sonradan bitme, laf olsun kabilinden, göstermelik aşıklığın nerelere kadar uzandığını göreceğiz.
Defalarca yazıp söyledik, defalarca da yazıp söylemeye devam edeceğiz.
N’olur HECE ŞİİRİ yazacaksanız KAFİYE ve REDİF arasındaki farkı FARKEDİN diye…
Ama bunlar, ama bu kendini AŞIK ilan edenler, halâ okumuyorlar, halâ kulakları tıkamışlar. Halâ çalakalem yazmaya devam etmekteler.
ÖRNEK:1
Aşık OĞLAN diye bir aşık var, 2 şiiri yayınlanmış; her ikisi de SERBEST ŞİİR. Şiirlerinden birisi “Aşka Sövgü” başlıklı ve aynen şöyle:
Aşka Sövgü
Şimdi sitemkar bir alemin içinde
Bilmiyorum bu kaçıncı sigaram,
Biz kaçıncı senede.
Çok doluyum,her rahatlığımı
Bir rakı şişesine borçluyum
Öfkem doruklarda,
Sövüyorum sana birde zamana
Ah zalim kız,
Ben ne yaptım ki sana
Ben ne yaptım kahpe felek de
Yaktın beni bu sevdada
Bu sevda ki uğruna hayatımı koydum
Sonra içimdeki gururu teperek kovdum
Şimdi beni gören aşık yerine hasta diyor
Ama ben şikayetçi değilim
Çünkü aldım hepsini gözüme
Seni de Ölümü de
Aşık Oğlan
Peki, bu oğlan, yani AŞIK OĞLAN; ŞİMDİ aşık-halk aşığı MI OLUYOR? Geçelim bir kalem… Güldürmeyin adamı!
ÖRNEK:2
Aşığın adına bakın şimdi. Neymiş? AŞIK KRAL…
Toplam 5 şiiri olan AŞIK KRAL’ dan bir örnek:
Gozlerine, bakislarina vuruldugun
Olesiye Sevip Asik Oldugun
Bir Tebessumu Cok Gorsun
Gelde Yikilma Gelde Kahrolma
Bir Gülüsüne Canimi Veririm
Ben Sevdimmi Böyle Severim
Dedigin Sana Dusman Olsun
Gelde Yikilma Gelde Kahrolma
Evet ne dersiniz buna? Okuduğumuz bu 2 kıtalık şiirdeki kafiyelere bakın, yazım kurallarını hiçe alışa bakın. Kalıba, ölçüye bakın hele…
ÖRNEK:3
3 şiiri bulunan KARAMANLI Aşık Samiha OĞUZ’dan bir örnek:
Bak ağlıyor için için,
Hani nerde kadın hakları
Çalışırız geçim için,
Hani nerde kadın hakları
*****
Meclislerden yerilmişiz,
Aklı kısa görülmüşüz,
Hep zorula verilmişiz,
Hani nerde kadın hakları
*****
Kirmanını eğirmez mi,
Hamurunu yoğurmaz mı,
Seni beni doğurmaz mı,
Hani nerde kadın hakları
*****
Tık demeden dövülürüz,
Ana avrat sövülürüz,
Sık sık evden kovuluruz,
Hani nerde kadın hakları
*****
Derde yoğa alışığız,
Çilelerle buluşuğuz,
Birkez gülsek yılışığız,
Hani nerde kadın hakları
*****
Hatuni'yim ne diyeyim,
Bitmezki daha sayayım,
Cevap verin de duyayım,
Hani nerde kadın hakları
*****
(Aşık Hatuni)
Semiha Oğuz
Karaman
BU Aşık HATUNİ’ nin Karaman’ da bulunan ve AŞIKLIK GELENEĞİYLE HECE ŞİİRİNİ çok iyi bilen üstadımız Hikmet ELİTAŞ’ tan neden yardım ve destek istemediğini de anlamamaktayım. Burada da KALIP – ÖLÇÜ hatası açıkça görülmektedir.
ÖRNEK:4
HAYRET!
Bir Deli/ Muammer ÇELİK rumuzuyla bir kardeşimiz:” bir düzüne siirlerinizi okudum. sabah sabah icimi acti her biri, her biri ayri ayri guzel, yureginize saglik, dost.” DEMİŞ
VE aynı şiire SÜRME rumuzlu kişi de: “güzel bir şiir. güzel bir taşlama... tebrikler..” diyor.
HANGİ ŞİİRE? KİMİN ŞİİRİNE dersiniz?
Adamı hayvanı tanıyıp bilmez
Vakıtlar gelende abdestin almaz
Ezanlar okunur namazın kılmaz
Camilere gider minber beğenmez
Diye başlayan AŞIK KEREM’in şiirinin altına…
Belikli AŞIK KEREM’in kim olduğunu, hangi tarihlerde yaşadığını bilmiyor bu kardeşlerimiz. Gerçi ölümsüz AŞIKLARIMIZ arasındadır Kerem, ama,keşke yaşasaydı ve keşke onun ayarında bir aşığımız da bugün yaşıyor olsa. Öyle değil mi?
Bir başkası da ne yazmış, şuna bir bakın:
'Helal olsun...Keremler ölmez.... Gamlan gamlan ki böyle dertli yazasın... Sevgiler....'
Rumuz: yetkisiz şair de
Aman felek yandım senin elinden
Bu garip gönlüme ah ü zâr gelir
Ah ettikçe karlı dağlar iniler
Haber aldım kervan ile yâr gelir
Şiirine “GAMLAN, GAMLAN Kİ BÖYLE DERTLİ YAZASIN” diyor. Hayret etmiyor musunuz?
BİR BAŞKA ŞİİRE DE; 'çok güzel. kalemin dostluğuyla kalın. tebrikler. tuğba tekeli'
Rumuz: YOSUN diye not yazılmış. Buyurun, ne dersiniz?
Beğenmediniz mi?
Aşık Kerem’e KUTLARIM SENİ DOST diyene ne dersiniz?
'ÇOK İÇTEN SESLENİŞ DUYGULAR ŞAHA KALMIŞ SEVMEK BU OLSA GEREK...KUTLARIM DOST...........HİCABİ CEYLAN'
Rumuz: eRiŞiLmEzİm / Hicabi CEYLAN.. Hangi şiirin altına yazmış bu notu dersiniz?
İşte şiir:
Ne kaçarsın benden ey yüz ü mahım
Seni sever var mı benden ziyade
Ruz-i şeb durmayıp alırsın ahım
Aşığın ağlatma bundan ziyade
Kaşların yay mıdır kirpiğin ok mu
Bir kez ben de sana sarılsam çok mu
Hey zalim göğsünde imanın yok mu
Sana lazım değil benden ziyade
Gel ver muradımı ben de bileyim
Çok ağlattın bugün ben de güleyim
İstersen canım sana kurban olayım
Hünerim yok sana bundan ziyade
Hercaisin gonca gülün kokulmaz
Cevredersin nice hatır yıkılmaz
Kerem der ki mah yüzüne bakılmaz
İnsanı yakarsm günden ziyade
Aşık Kerem
İşte bu şiirin altında… KUTLARIM DOST… Benim soyadımı taşıyan HİCABİ KARDEŞ’in AŞIK KEREM hakkında bilgi sahibi olmadığına inanasım gelmiyor. Birisi beni uyandırsın n’olur!
Meşhur TELLİ TURNAM şiirinin altında ki “'Tebrikler dost, güzel'
Rumuz: Mertce” yazısına ne dersiniz?
Ahhh bu şiir altı notları… Bunlara YORUM mu diyoruz sahi? Demeye deriz valla… Tutan mı var bizi. Dersek deriz işte…
ÖRNEK:5
Bir BAŞKA KONU:
Görmedim dünyada rahat yüzünü
Yanılıp bu aşka başım koşalı
Bu babta ben gibi cahil olursa
Deryalar menendi biz de coşalı
Hubların cevriyle biz nun'a döndük
İnleriz daima kanuna döndük
Şaşırdık kendimiz Mecnun'a döndük
Bu hicran dağını üste aşalı
Halime bu alem hep güler oldu
Aşkım da yenilmez besbeter oldu
Rakıplar aşkıma aş yerer oldu
O tıfl-ı nevresle biz konuşalı
Karşımızdan geçti bir çeşm-i gazal
Gönlümün mürgunu avladı derhal
Bendesin eyledi billahi abdal
Gerdana sardıkça o beyaz şalı
Aşıklar aşk ile bi-karar olur
Hem aklı başından tarümar olur
Abdi der doğrusu şivekar olur
Seversen cihanda yine Paşalı
Aşık ABDİ
ve bu aşık’ın bir tek şiiri yer almış, o da bu şiiri.
Bu şiirin altında ise tek bir “yorum” var. Tanıdık bir imza. Zülfikar Yapar KALELİ gibi çok güvendiğimiz bir isim,şiirine, özellikle hecede ki ustalığına çok değer verdiğimiz, usta bir şairimiz..Nasıl olduysa; Demiş ki;
'Aşıklar aşk ile bi-karar olur Hem aklı başından tarümar olur Abdi der doğrusu şivekar olur Seversen cihanda yine Paşalı Şiir aşıklama türü olduğu doğru fakat o kadar çok anlamı bilinmeyen ve de gereksiz kelime kullanılmış ki, pek birşey anlamak mümkün olmuyor. Ben eski kelimelere az çok aşına biri bilirdim kendimi. Yaşınızın kaç olduğunu bilmiyorum ama bu şiiri gençlerin anlayamayacağını biliyorum. Biraz daha genel kelimelerle anlatırsanız veya şiirin altına kullandığınız kelimelerın anlamlarını yazarsanız daha iyi olur derim. Selamla Kaleli'
Rumuz: Zülfikar Yapar Kaleli
Diyor.
Bakıyoruz, antoloji com da Aşık ABDİ’ nin hayatı bölümüne karşımıza şu bilgiler çıkıyor:
Aşık Abdi'nin yaşamıyla ilgili fazla bilgimiz yok. İstanbul'lu olabileceği üzerinde duruluyor, bir 'İstanbul aşıkı' olabileceği üzerinde de. Aruz ölçüsüyle de şiirler yazmış. Bu 'İstanbul aşık'lığı da İstanbul için yazdığı bir övgü şiirine dayandırılıyor.
Bir destanından 1752 yılında Mekke'ye sürüldüğü, Mekke'de üç yıl kaldığı, sonra İstanbul'a döndüğü sonucuna varılıyor.
Aşık Abdi'nin, Aşık Ömer'le Gevheri'den etkilendiği de görülüyor.”
Belki, AŞIK ABDİ hakkında bu bilgi, KALELİ üstadın bu ŞİİR ALTI yazısından sonra eklenmiş olabilir. Biz burada konunun o tarafını değil, DİL konusuna DİKKAT ÇEKMEK istiyoruz.
Evet, ESKİ ŞİİRİMİZİN RÜZGARI’nı getirecek AŞIKLAR SAHİFELERİ’nde, DİVAN EDEBİYATI tesirinde şiirler kaleme almış AŞIKLARImız da ELBET bulunacaktır. Şiir sitelerinde, bu şiirlerin sayfaları altında; ehil kişiler, dilciler tarafından KELİME AÇIKLAMALARINA da yer verilmesi gerektiğine buradan bu vesileyle işaret ediyoruz.
Ve KALELİ HOCAMIZ, SEN bizim için, özellikle HECE şiirimiz için, çok kıymetlisin, aman ha gözünü seveyim; dikkat,n'olursun! Biz seni çok seviyoruz Hocammmm....
ÖRNEK:6
Ya AŞIK GARİP’e ne dersiniz?
Bu mu AŞIK GARİP?
İyi ki hakkında bilgi verilmemiş, üstelik “Telif Haklarına” takılmış şiirleri, sadece 2 şiiri var.
Buyurun bakalım Aşık GARİP adıyla ne yazılmış?
Liseli Aşkımın Hikayesi
Seni düşündüm de yıkıldım yine
Yüreğim bölük pörçük oldu inan
Gözyaşım damlayıverdi yüreğime
Sandım kikıyamet koptu inan
Ah! sevgilim dönecektin ya hani
Kaç bahar geçti aradan,
Kaç kız kaç oğlan doğdu anadan
Düğün yapacaktık evlenecektik hani
Gelinlik damatlık giyecektik hani
Beraber gülüp eğlenecektik hani
Ah! sevgilim dönecektin ya hani
Bizim aşkımız büyük diyordun
Beni ölümüne seviyordun
Çocuklarımıza ad arıyordun
Ah! sevgilim dönecektin ya hani
Düğünü vardı bugün Emine'nin
Hani senin sıra arkadaşın Emine
Ne kadar mutluydu görsen
…………………………………
……………………………………”
Ya işte böyle…
KALIP-HECEDEN Bİ HABER…. Öyle değil mi?
ÖRNEK:7
AŞIK SEHERİ’ nin 8 adet şiiri var, çoğu “mani” tarzında, ama, biz mani tarzında olmayan bir şiirini örnek olarak sunalım:
“Can işte canan hani?
Dert işte, derman hani?
Gönül sarayım bomboş,
Beklenen sultan hani?
Sevgimi haykırsam kim duyar beni,
Mecnun benim, uğruna ölecek Leyla hani?
Ferhad'ım, sevgili için varlığımı delerim,
Dağların ardında bekleyen Şirin hani?
Aslı'nı kaybetmiş bir Kerem'im ben,
Sureti bulmuşum, ya Aslı hani?
Hülyabendim, bağlısıyım Hülyamın
İşte ben buradayım, ya Hülyam hani? ”
Bu cümleler, size yabancı değil sanıyorum. Hele azıcık düşünün bulursunuz, kesin…
Ve
Manilerine tabi…?
Fazla üzerinde durmadan süratle Örnek 8’e geçelim.
ÖRNEK:8
AŞIK BAHARİ’ ye bakın hele! 2 şiiri var:
Seni Sevdiğim Kadar
Dağ yamaçlarında açan papatyaları
Ürkek bakışlarla beni izleyen kedileri
Haziran ayının sarışını kayısıları
Sevebilseydim seni sevdiğim kadar
Geceler loş ışık saçan park ışıklarını
Bülbüllerin manalı manalı ötüşlerini
Yanımda sayılan paraların sesini
Sevebilseydim seni sevdiğim kadar
Bana hayat veren küçücük kalbimi
İçimde bitmesi imkansız olan derdimi
Seni delice seven kendimi
Sevebilseydim seni sevdiğim kadar
Dünya bir kervan bense arabacı
Söylesene bir şişe sevgi varmı hancı
Bilseniz bu hayat ne acı
Çekebilseydim seni sevdiğim kadar
Ölüme savaş açmak neyime yarayacak
Göz yaşlarım sel olup çağlayacak
Sanmaki hayat son olacak
Sevseydin sende beni
Seni sevdiğim kadar
Aşık Bahari
Sevmem Geceleri
Bir ben mi böyleyim acaba geceler
Hüzünlü şarkıların tek dinleyicisi
Göz yaşlarım sel olmuş yağmurlara
Dertlerim şair olmuş geceleri
Özlem duyar olmuşum sabahlara
Mızrap olmuş yüreğime geceleri
Ulaşamaz olmuş gözlerim martılara
İsyan eder olmuşum kara bahtıma
Şiirler yazmışım aşkıma..geceleri
Perçinlemek istedim yüreğimi gündüzlere
Hayatımdan söküp atmak istedim bilmeceleri
Katılmak istedim candan sevenlere
Yolumu kaybettirdi kış geceleri
Kendimi anlatmak istedim beni bilmeyenlere
Beni kul etti gönülden sevmeyenlere
İşte bundan dolayı hiç sevmem geceleri
Aşık Bahari
KAFİYE kaybetmiş kendini.
YAĞMURLARA/ SABAHLARA /MARTILARA/ BAHTIMA kafiye oluyor ha?
GÜNDÜZLERE /SEVENLERE/ SEVMEYENLERE kafiye oluyor ha?
Kafiye’nin “Kâfi! ! ! ”, “YETERRR! ! ! ” deyişini duyuyorsunuz sanıyorum. Öyle değil mi?
ÖRNEK:9
Örnek 1 de AŞIKOĞLAN diye bir SERBEST GÜREŞÇİ mi desek, SERBEST ŞİİR yazarının AŞIK adını alışını anlatmıştık. Aynen onun gibi bir AŞIK var, adı GİZLİ aşık.
“GİZLİ AŞIK” I OKUMAYA NE DERSİNİZ? 3 ŞİİRİ VAR İKİSİNİ SUNALIM:
Balık
Denizin ortasında küçük bir balık gibiyim
Dalgalara karşı koymaya çalışan
Habire çırpınan
Bir koy arıyorum ama
Tüm koyların kapıları kapalı
Tam bir koy buldum derken
Yüzüme kapanan kapısı
Ve sonunda yine dalgalar mücadeleler
Artık sonuna gelen direnme gücüm
Güzelim
Koyun kapısını niye kapattın
Sonuma sonsuzluğa doğru
Sürükleniyorum artık
Gizli AŞIK
Son Halim
Korkmuyorum artık ağlamaktan
Doya doya ağlıyorum sensizliğime
İlk defa ağlıyorum ölesiye
İlk defa korkmuyorum hiç bir şeyden
Sensiz geçireceğim günlerden korktuğum kadar
Ölümde böyle olsa gerek
Tek üzüntü
Sevdiğinin yanında olmaması
Güzelim
Gizli AŞIK
ÖRNEK:10
Alın 17 şiiri olan bir AŞIK AHMET Eseri:
BİLMİYORUM
Neden seni bu kadar seviyorum? Bilmiyorum...
Peki nasıl sana böyle aşık oldum? Bilmiyorum...
Ben neden kendimi mutlu hissediyorum? Bilmiyorum...
Peki zalim gurbeti dahi sevmemi sağlayan ne? Bilmiyorum...
Gözlerine bakınca neden gülümsüyorum? Bilmiyorum...
Sesini duyunca neden uçar gibi oluyorum? Bilmiyorum...
Neden elini tutunca kalbimin atışı değişiyor? Bilmiyorum...
Neden resmini öpsem içim bi hoş oluyor? Bilmiyorum...
Niçin artık gelecekten korkmuyorum? Bilmiyorum...
Sıkıntılarımı neden unutuveriyorum? Bilmiyorum...
Peki ama neden hep seni düşünüyorum? Bilmiyorum...
Niçin benim için bu kadar önemlisin? Bilmiyorum...
Neden hasretle kavuşacağımız günü bekliyorum? Bilmiyorum..
Niçin sevgilileri gördükçe için acıyor? Bilmiyorum...
Niye hasrete böyle dayanabiliyorum? Bilmiyorum...
Neden sana böyle güveniyorum? Bilmiyorum...
Hayatımı neden senin ellerine veriyorum? Bilmiyorum...
Mutluluğumu neden sana bağlıyorum? Bilmiyorum...
Geleceğimi neden seninle planlıyorum? Bilmiyorum...
Hayır...Hayır....
Ben hepsinin cevabını biliyorum.
Sen benim hayatımın eşi,
Geleceğimin güneşi,
Gecelerimin parlayan yıldızı,
Sıkıntımın, derdimin dermanı,
Ömrümün yaşam fermanı,
Hayatımın tek sahibesi,
HATUNUMSUN....
Ben onu, bunu bilmem de
Tek ve Çok iyi bildiğim bişey var....
SENİ HERŞEYDEN ÇOK SEVİYORUM BİTANEM.....
Aşık AHMET
ÖRNEK:11
Telif haklarına TAKILMIŞ AŞIK KEKO ‘da. Şiirinin başlangıç kısmı şöyle, buyurun ibretle okuyun bakalım:
Ben Seni Sevdim Diye
Seninle bir yuvamız olsun isterdim ömrüm kollarında geçsin isterdim senden başkasını nasıl severdim sen beni bir türlü anlamıyorsun ben seni sevdim diye sitemmi ediyorsun ben seni sevdim diye benden kaçıyormusun
…………………………….
AŞIK HALİL’ den bir örnek: (İYİ ki sadece bir tek şiiri var)
ÖRNEK:12
Bilmiyorum
nasıl anlatacağımı bilmiyorum
nasıl anlatamayacağımı biliyorum
gözündeki ışıltıyı
yüzündeki gülümsemeyi
yüreğindeki sevgiyi
yüreğimdeki sevgiyi
anlatmaya çalışacağım
anlatamayacağım
hisset diyeceğim
hissettiğini hissedeceğim
seni bir kez daha seveceğim
bir kez daha anlatamayacağım
biliyorum
nasıl anlatacağımı bilmiyorum
Aşık HALİL
ÖRNEK:13
GÜNÜN ŞİİRİ AŞIK KURBANİ’ den olunca;
BU ŞİİR DÜN KAYDEDİLMİŞ, BUGÜN GÜNÜN ŞİİRİ OLMUŞ...İLGİNÇ... demiş, Eskişehir’den rumuz Acil Hayat
ve aynı şiire Hak Şahini rumuzuyla yapılan yoruma bakın:
('dedi acep deli divanedir bu'
ne imla(!) ,ne cezalet(!) ne edebiyat(!) ne selaset(!) ne mana(!) ,ne mantık(!) ne zevk(!) ,ne belağat(!) ,ne halavet(!) ,ne taravet(!) heyy bee! şiir dediğin; adamı böyle öfkeden hoplatıp,zıplatmalı,dimi yaaa!
'dedim, yedi'(!) mantığı bu olsa gerek?)
Ve AYŞENUR YAZICI açıklıyor;
(Aşık Kurbani 16.Yüzyılın ozanlarından biri.Günümüz şiirine bakıp,edebi anlatımlarda nerelerden nerelere geldiğimizin anlatılması,safiyetin ve ifade ediliş şeklindeki samimiyetin anlaşılması,mukayese edilmesi bakımından iyi olmuş seçilmesi...
Böyle değerler günün şiiri sayfasına konulurken öz geçmişlerinin de kısa da olsa ek bir sayfayla okuyucuya iletilmesi dileğimle.
BU KEZ BEN YAPMIŞ OLAYIM:
Güney Azerbaycan’daki Diri köyünde doğdu. 16. Yüzyılda yaşadığı bilinmesine karşın doğum ve ölüm tarihleri ve gerçek adına ilişkin veri bulunmamaktadır. Kurbani ya da Kurbani Peri olarak bilinmektedir.Şiirlerinden yola çıkarak eğitim gördüğü anlaşılmaktadır. Aşıklık geleneğini ve bağlama çalmayı kimden ve ne zaman öğrendiğine ilişkin de somut bir bilgi bulunmaktadır.
Azerbaycan aşıklık geleneğinin ilk önemli temsilci olarak kabul edilen Kurbani, yalnızca yaşadığı yörelerde değil Anadolu içlerine dek tanındı ve şiirleri, türküleri geniş kesimlerce söylendi. Günümüz Kuzeydoğu Anadolu aşıklarını birçoğu için manevi usta olan Kurbani’nin eserleri hem halk arasında sözlü olarak yayılarak bugüne geldi, hem de önceki yüzyıllarda da olmak üzere birçok cönkte yeraldı.Halk şiirinin her türünde önemli örnekler veren Kurbani, dönemin hükümdarı Şah İsmail’in himayesindeki aşıklardan biri oldu.
Kurbani hakkında hem Azerbaycan’da hem de Türkiye’de birçok araştırma yayınlandı.)
Peki şiir? İşte Şiir:
Dedim.. Dedi..
Dedim dilber gitme birdem danışak
Dedi sözün yoktur bahanedir bu
Dedim bir nezer gıl aşık haline
Dedi acep deli,divanedir bu.
Dedim sana aşık olan can budur
Dedi senin aşkın akar bir sudur
Dedim cevan ömrüm çürüyüp gedür
Dedi abes sözdür, efsanedir bu.
Aşık KURBANİ
ÖRNEK:14
Bir AŞIK HASAN şiiri okumaya ne dersiniz?
Ayrılık
Seni sevdiğimi gülüm,
Dağlar, taşlar anladı.
İsterdim sende benim gibi sev.
Ne oldu da ayrıldık,
Kurtlar kuşlar bile ağladı.
Aşık HASAN
Bl ki hoşunuza gitmiştir. (!) aynı aşıktan bir şiir daha okuyalım:
Sensiz Ölürüm
Hayatımın var olmasının sebebiydin,
Sen olmadan yaşayamaz ölürdü
Yanımdan gittiğin her saniye,
Yanımda ayrıldığın her dakika,
Benim için ölüm oldu.
Seni o kadar çok seviyorum ki,
Senin için kurtlara kuşlara feda olurum.
Sen benim ilk göz arımsın,
Senin için her şeyi yaparım.
Anla artık seni çok seviyorum, sensiz yaşayamam.
Aşık HASAN
ÖRNEK:15
Sadece bir adet şiiri bulunan Aşık Sedat’a kulak verelim bakalım:
(Sevda Hasreti
Hani yüreğimdeki güneştin ısıtırdın beni, hani beni çok severdin, eritirdin yüreğimdeki sevda hasretini, geceleri rüyalarımı süslerdin, rüyalarındaki prensin olamk isterdim, ümitim olurdun benim, sevda türküleri söylerdin, sabahlara kadar dinlerdim seni, inlerdi yüreğim büyülerdi gözlerin beni, sesini duyma özlemiğle yaşadım yıllarca, umutsuzdum ama unutamadım seni, ecelim olurdun benim, alıp götürürdün beni gittiğin yere, yaşardım sana olan sevgimle, yolunu gözlerdim, gecelerce bir ümit beklerdim seni, anladım sevgilim dönmeyeceksin geri, artık sevmeyeceksin beni, peki canım gidiyorum, aşkını maziye gömüyorum, ama bilki seni çok seviyorum.)
ÖRNEK:16
Sadece bir şiiri bulunan aşıklardan birisi de Aşık TUNCER. Okuyalı mı, ne dersiniz?
Beni Burda Tutamazsın
Yol ver gideyim sılama
Beni burda tutamazsın
Sazım çalar öykümü
Gurbet dinlesin türkümü
Sevdiklerim öldümü
Beni burda tutamazsın
Bugun bayram ağlıyorum
Hasretlik çekiyorum
Anamı cok özlüyorum
Beni burda tutamazsın
Gurbet yakmış şu bağrımı
Eller çekmedi kahrımı
Özlemişim vatanımı
Beni burda tutamazsın
Aşık TUNCER
ÖRNEK:17
Doldur-boşalt AŞIKLARINDAN BİRİSİ İŞTE. Aşık Erayi
Tam 8 şiiri var, üçünü okuyalım.
Adı Yok
Güller içinden kırmızıyı seçerim
Senin uğruna ben canımdan geçerim
Belki elinden soğuk suyun içerim
İnan sensiz hiçbirşeylerin tadı yok
Nasıl olur dersin de inanmazsın
Aşk olurmu dersinde adın anmazsın
Sende benim gibi cayır cayır yanmazsın
Gönül işinde ne peri ne cadı yok
Doğru söylerim nafile kulak asmazsın
Ayrılırsak ölürüm mezarım kazmazsın
Senki aşk mühürüne parmak basmazsın
Hakk dergahında ne hakim ne kadı yok
Seni görmeye nasıl ömrüm yetmeli
Karşısına geçip şu güzeli seyretmeli
Kalbimi mi göndermeli yoksa ne etmeli
Uçursam desem kalbimin kanadı yok
Kaç yıl oldu sen sılada neylersin
Aslı yok ama yine seviyorum söylersin
Sevmiyorsan canım niye gönül eylersin
Anladımki sendeki sevdanın adı yok
Aşık Erayi
Aşık-Güzel-Şeytan Üçlüsü (Dini - Tasavvufi)
Aşık sevda peşinde
Şeytan Yüzon yaşında
Güzel pınar başında
Yazar mezar taşında
Şeytan azab yanında
Sapan onun kolunda
Kafir buldu sonunda
Hepsi ahret yolunda
Aşık sevap şehrinde
Güzel kevser nehrinde
Şeytan dünya kahrında
Hepsi Allah seyrinde
Aşık Erayi
Hadi Ver Ellerini
Aşk bir sudur, camlarda buharlaşan
Sevdasız yüreklerde donup, karlaşan
Camlara aşk yazısıdır tek yerleşen
Hadi o camları beraber açalım ver ellerini
Sende benim gibi canı hep sıkkınsın
Herşeyimsin sen benim gizlim saklımsın
Gel kaçalım dese yerinde olmayan aklımsın
Hadi uzaklara beraber kaçalım ver ellerini
Yıldızlar akar gök yüzünden gece olunca
Yar adı dilden düşmeyen bir hece olunca
Yıldızlar toplanıp bir bilmece olunca
Hadi onları beraber saçalım ver ellerini
Saçlarımız ağarıp her geçen gün kırlaşır
Aşk anlatılmaz elegüne aramızda sırlaşır
Aşk kadehte her yudumda iksirleşir
Hadi o iksiri beraber içelim ver ellerini
Sırattan incedir kıldan ince sevda köprüsü
Sen gönüllerde ak güvercin bir ömür törpüsü
Atlamaksa kalbindeki basit ölüm korkusu
Hadi o korkudan beraber uçalım ver ellerini
Sürünürsün türlü kokuları misk-i amberi
Sen düğünde gelin bende düğünün kamberi
Görünüyor yolun ucu bak feleğin çemberi
Hadi o çemberi beraber geçelim ver ellerini
Koşalım dağlarda kırınca bayırınca
Baban zengini görüp beni kayırınca
Gün gelip zalım felek bizi de ayırınca
Hadi o ölümü beraber seçelim ver ellerini
Ben ölünce sen başkasına gönül verirsen
Murat görmedikçe sen başka murat alırsan
Ben göçünce eğer sen yapayalnız kalırsan
Hadi öbürdünyaya beraber göçelim ver ellerini
Aşık ERAYİ
ÖRNEK:18
4 adet şiiri bulunan BEDEVİ AŞIK’ın bir şiirine göz atalım hele:
Ateş-i sevda
eylemci bakışlarını altında
kimbilir neler gizlidir
yürek yarem
mor daglarımın gülüşüsün
yüksek rakımlarımın izdüşümüsün
yüreginden yüregime
ihtilaller koparan
beynime korkular salan
devrimci bir ayaklanmanın
ta kendisisin
yürek yarem
ayyuka yükselmiş figanım
kara bulutların habercisi
katranlar düşmüş yüregim
dünyanın fakru acizi
yürek yarem
bu dert bende fiili
sende gizli
ne olur geri dön
bitsin bu amansız beklenti
yürek yaremadı gül
Bedevi AŞIK
ÖRNEK:19
Veeee ANTALYA’ dan bir ses. Daha da hiçbir şey diyemiyorum. 11 şiiri kayıtlı.
Affet Beni
Bu gün mübarek bayramdır
Gurbetten gelirler anacığım
Büyüklerin elleri öpülür
Hal hatır sorulur bu gün
Hastalar ziyaret edilir
Acil şifalar dilenir bu gün
Ben gelip elini öpemedim
Halini hatırını soramadım
Hastayım ana affet beni
Bu gün bayram babacığım
Mezarlıklar ziyaret edilir
Fatihalar okunur ölmüşlere
Rahmet dilenir mezar başında
Affetmesi istenir yüce Allahtan
Bayram namazına gidemedim
El açıp dua bile edemedim
Hapis gibiyim kendi evimde
Hastayım baba affet beni
04.11.2005 AŞIK TURHANİ
ANTALYA
ÖRNEK:20
Sonra da MEÇHUL AŞIK, okuyalım bakalım,19 şiiri kayıtlı:
Aşk Ve İnsan
Bir kaçış gibiydi
Sessiz bir aşkın sonu gibiydi
Bu ayrılık bir ölüm gibiydi
İlk önce bir kurşunla vurulmuş
Bu dünyadan sessizce ayrılmış
Aşkımızı biz atmıştık ölüme
Belki bu ölüm bütün aşkların sonu gibiydi
Bilmiyorum hala içinde bulunan sevgilerin içinde aşk varmıdır
Aşkta insanlar gibidir
Doğar ve ölür
Onu bir bebek gibi bakmalısın
Ona şefkatini sevgini göstermelisin
Yalnız aşk yaşlandığında biz ne yapıyoruz
Onu bir kenara itiyoruz
Şefkat ve sevgiden yoksun
Bizlere kırgın bir şekilde ayrılıyor aramızdan
Daha kimler aşkın acısını çekecek
Yada kimler aşka zarar verecek
Aşkı her şekle sokabiliriz
Aşk bir kadın kadar zarif ve güzel
Erkek kadar yakışıklı
Ama insanlar aşkın şekline girebiliyorlarmı
HAYIR! ! ! !
ÖRNEK:21
Ve Aşık ASLANİ (1 şiiri kayıtlı)
İstanbul
Her tarafı bir dünyadır
Gelin görün istabulu
Gariplere bir mekandır
Gelin görün istanbulu
Tabiatın özü burda
Çiçeklerin tozu burda
Tüm dünyanın gözü burda
Gelin görün istanbulu
Bir yandan erenler yatar
Sultan ahmet katkı katar
Eyüp sultan yorgun yatar
Gelin görün istanbulu
Adası var modası var
Tarihte neler sesi var
Boğazda kaptanın sesi var
Gelin görün istanbulu
Sabahleyin kapı açılır
Gümrükten neler geçilir
Nice garipler geçinir
Gelin görün istanbulu
Aslaniyem gücüm yetmez
Aklım erir gücüm çatmaz
Tarif etmeylen bitmez
Gelin görün istanbulu
Aşık Aslani
ÖRNEK:22
26 şiiri bulunan Aşık Meriç neler diyor?
Ozan Olsaydım
Gönlümü sevgiye, aşka bağlardım,
Yüreğimde seni, daim arardım,
Yaradan aşkıyla, ben de çağlardım,
Köz ile yanardım, ozan olsaydım.
Üzülse de kalbim, gönül kırmazdım,
Görmezsem karşılık, asla yormazdım,
Ezilirdim ama, hesap sormazdım,
Göz ile ağlardım, ozan olsaydım
Bilirim devamlı, geldiğim yeri,
Haksızlığa karşı, veririm seri,
İleri hedefim, olamaz geri,
Söz ile bağlardım, ozan olsaydım
Ah edip ağlardım, dostun bağında,
Şakıyıp öterdim, gülün dalında,
Neler yazmazdım ki, gençlik çağımda,
Güz ile solardım, ozan olsaydım.
Üstat şairleri, örnek alırdım,
Kötülere bende, korku salırdım,
Unutulmaz sözde, dilde kalırdım,
Yüz ile sağlardım, ozan olsaydım.
“Amerika katil, katil” dir derdim,
“Sadık yarim kara, topraktır” derdim,
Millete istiklal, marşı mı? verdim,
Saz ile çalardım, ozan olsaydım.
Karaca oğlan’ın, şiir serisi,
Pir Sultan Abdal’ın, gözü derisi,
Şair Nedim’in de, aşkın perisi,
Dal ile sarardım, ozan olsaydım.
Köroğlu’na varıp, mertlik okurdum,
Dadaloğlu’ ndaysa, sertlik dokurdum,
Dertli’ de maraza, derman sorurdum,
Sal ile savardım, ozan olsaydım.
Dünyanın tatlısı ve acısına,
Yüreği yananın, gir sızısına,
Haksızca yiyenin, git karşısına,
Yol ile tozardım, ozan olsaydım.
Belkide ozansın, AŞIK MERİÇ’ im,
Kafidir çevrene, senin sevincin,
Hoş eder bizleri, gerçek bilincin,
Gül ile konardım, ozan olsaydım.
(15.11.2005/İstanbul)
Not:
http://www.antoloji.com
sitesinde
“ozanımızı tanıyalım” ifadesiyle
lanse edildiğimde, cevaben yazılmıştır.
Aşık MERİÇ
ÖRNEK:23
225 şiiri bulunan ÇAĞLAR AŞIK’ a bakın.
Acıların Tadı
Acılarında tadı olur mu düşünsene.
İçinde kor edip yana yana yürüsene.
Acılarında kıymetli olduğunu bilsene.
Acılara sabır götürür yüce sevgiliye.
Yanlızca biber acıdır sanıp yaşama.
Mal, mülk kaybı acıdır deyip ağlama.
En yakın sevgililer bile kalmaz burada.
Acılara sabır götürür yüce sevgiliye.
Asıl acıyı özünde duyup ağlayabilsen.
Hak yolunda doğruca ilerleyebilsen.
Ey can sende rızayı dileyip istersen.
Acılara sabır götürür yüce sevgiliye.
Ey canlar binelim sabır vasıtasına.
Sabırla kavuşacağız sonsuz huzura.
Bu huzur hiç bitip tükenmez orada.
Acılara sabır götürür yüce sevgiliye.
Daha ne söylensin diye beklersin.
Saf ve temiz gönlün özüne yansın.
Özüne dönmek isteyen Ona koşsun.
Acılara sabır götürür yüce sevgiliye.
(İstanbul - 05.05.2005)
Çağlar AŞIK
Aşıklara
Mevlana gibi dönmek istersen.
Yunus bülbül gibi ötmek istersen.
Aşık Veysel gibi toprak olmak istersen.
Bulup kapıyı senden, gire içeri O Sen.
Bağlan Hazreti Muhammed Mustafa’ya.
Durma gel kul ol sende yüce Allah’a.
Oku, anla, anlat Kur-an’ı Kerimi.
Uygula tüm farzlarla, sünnetleri.
Hatasız kul, hiç olur mu?
Rab katında, af yok olur mu?
Aşık gönül diler isen,
Bolca zikr edesin yüce Mevla’yı.
Hak’ın vardır birçok sözü.
Bilemeyiz bildirilmeyeni.
Bildirilenleri anlamak için.
Haktan yardım istemeli.
O en büyük imdat eden.
Yokmu seni hiç düşündüren?
Boş yere ortada dolanma.
Bunca sebep sence neden?
Çağlar Aşık arar isen.
Hak katında halin görsen.
Şu kısacık Dünya’da,
Bunca gevşekliğin neden?
(İstanbul – 13.04.2005)
Çağlar AŞIK
Aşıklar
Sevgi dağlarına, karlar yağmakta.
Ruhlar sarmalanmış, aşklar yanmakta.
Korlu aşklarının, harı semada.
Narlı alevleri, uzar ufukta.
&
Zorlu dertlerine, sabır onlarda.
Irmak çağlayanı, pınar onlarda.
Yeşil ovalarla, güller onlarda.
Sunar okuyana, gönül çağlarda.
&
Aşkla gönülleri, sevgi doludur.
Sözle sohbetleri, nurla doludur.
Çağı aşmışlardır, mekan sonsuzdur.
Zaman kalmamıştır, huzur sonsuzdur.
&
Düşer dertlerede, derman ararlar.
Koşar, kötülükle savaş yaparlar.
Meydan olmasada, mekan bulurlar.
Çağrı olmadanda, şifa olurlar.
&
İstanbul – 24.07.2005
Hece: 2+4+2+3=11
Çağlar Aşık – Aşıklar
ÖRNEK:24
Deli
Gün olur, gelir bahar
Dert etme gönül, eser rüzgar
Hep deli eser...
İçimde saklı durur
Dert etme gönül, yağar yağmur
Hep deli yağar...
Gün gelir aşka dair
Dert etme gönül, yazar şair
Hep deli yazar...
Aşık Miftâhî
C-SONUÇ / DEĞERLENDİRME
Yukarıda 24 olumsuz örnek sergilemeye çalıştım. Bunlar tabiî ki bana göre olumsuz örnekler. Peki bu 24 örnek’ in dışında başka olumsuz şiir yok mu diye soracak olursanız, o kadar çok ki? Bunlar sadece FİZİKİ açıdan, kuşbakışı bir değerlendirme ile ORTADA-ALENEN GÖRÜNENLER.
BUNLAR SADECE adının başına AŞIK kelimesini bir UNVAN olarak yakıştıranlar arasından seçtiğim örnekler.
HECE ŞİİRİ yazıyorum sanıp DOLDUR BOŞALT TAKTİĞİ ile ÖNCE KAFİYELERİ ve AYAKLARI yazıp, çoğu kere de USTALARDAN ÇALINTI’ yla, yazdıktan sonra, kafiye ve UYAK arkalarını PARMAK HESABIYLA DOLDURAN MANZUMECİLER, KAFİYE HAMALLARI o kadar çok ki.
Ben o kafiye HAMALLARI’ na MANZUME nedir, ŞİİR nedir, azıcık düşünmelerini tavsiye etmekteyim. Düşünmeliler ve ellerinin arasına o ŞİİRE İHANET HALİNDEKİ kafalarını alıp, BEN NE YAPIYORUM demelerini istiyorum.
TAKLİT EDE EDE, İYİYE, GÜZELE; ÇALA ÇIRPA MÜKEMMELE VARILMAZ.
İnternetin kolaylığı, anında yayına sunulma imkânının yol açtığı bu FIRTINA, BU KARA GECE BİTMELİ-GİTMELİ gayri. GÜN AYDINLANMALI-GÜNEŞ ÇIKMALI ARTIK Diyorum.
Yaşadığımız bu kötü an, bu zindan karası zaman, şiir sanatının O GÜZELİM KANATLARI ÜSTÜNDEKİ AĞIRLIĞINI kaldırsın istiyoruz.
İnternet siteleri bir OTO KONTROL MEKANİZMASI’ na kavuşmalıdır gayri.
Şiiri kendine DAYANAK almış MESLEK BİRLİKLERİ’NE ek görevler verilmeli, YASAL DEĞİŞİKLİKLER YAPILMALI, GEREKİRSE ŞİİR BAŞINA ISBN NUMARASI ALINACAK BİR SİSTEM GETİRİLMELİ.
ANADOLU AŞIKLARI gibi,MESELEYE ÇOK CİDDİ BAKAN GRUPLAR, sadece AŞIKLARI-OZANLARI bir araya getiren, kısaca AŞIKLIK GELENEĞİNİ YAŞATMA SEVDASINI BAYRAK YAPACAK BİR İNTERNET SİTESİ NİYE KURMAZ Kİ…
GENÇLER, HEVESLİLER, AŞIKLIK GELENEĞİ ÜSTÜNE ARAŞTIRMA YAPACAKLAR, BU SAHADA KİM NE ARIYORSA O SİTEDE ARADIĞINI BULABİLMELİ. GÜVENİLİR BİR KAYNAK OLARAK BU SİTE HİZMET SUNABİLMELİ.
AŞIKLIKLA BULAŞIKLIĞI KARIŞTIRMAYACAK YENİ HAMLELER, YENİ ÇABALARA HERGÜNKÜNDEN DAHA ÇOK İHTİYACIMIZ VAR.
-------Devam edecek-------
Alıntı
Tweet
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2024
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder