Dalkavuk

Dalkavuk ne gezersin ulu orta meydanda
Ne anlarsın aleme söylediğin yalanda
Baş tacımız olursun doğru sözlü olanda
Her bir sözün sırattır sallanan şu dünyada

Sınırsız övgü için sarılırsın kaleme
Beyazı siyah diye yutturursun aleme
Bir topluluk önünde alim gibi meleme
Susmak ona hicaptır dillenen şu dünyada

Bir kelime söylense hemen tasdik edersin
Hoş şirin gözükmekle kalan borcun ödersin
Yağlı kuyruk bulunca muradına erersin
Dalkavukluk sanattır kirlenen şu dünyada

Ne güzel iş bulmuşsun insanları överek
Yalan yanlış işlerle doğru söze söverek
Erinmeden yaparsın yağlamayı severek
Güzel söz bir şaraptır yıllanan şu dünyada

Nefisleri okşarsın türlü türlü yollarla
Ömür çabuk geçiyor acı tatlı yıllarla
Hakka sarıl dua et pişman olmuş hallarla
Dünya kara topraktır küllenen şu dünyada

Nasihatim sanadır onu tutup bilene
Yeni bir sayfa açıp geçmişini silene
Hak kapısı açıktır tövbe edip gelene
Davetimiz adaptır güllenen şu dünyada

Abdullah Ramazan

Yüzü kızarmadan ulu orta gezen dalkavuklara ne güzel seslenmiş değerli can, Ramazan Bey...

Sahi, Ramazan Bey' i gören var mı? Can kardeşimizi özledik harbi! Ankara' da yüzyüze tanıma şerefine nail oldum. O güleç ve saygılı duruşuyla sevdim kendisini. Allah her daim bahtını açık ve aydınlık etsin, dilerim. Kalemine saygıyla...