• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Değerlendir: 1 2 3 4 5 Kumru Edebiyat Dergisinin Mehmet NACAR’la söyleşis
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
17/10/2017, 14:41
KUMRU: Okurlarımızın sizi daha iyi tanıması için, biraz kendinizi tanıtır mısınız?


M.NACAR: Kilis ilimize bağlı Yavuzlu Beldesi nüfusuna kayıtlıyım. Sınıf öğretmeni olarak değişik illerde görev yaptım. Eskişehir AÜ, AÖF, Eğitim Önlisans mezunuyum. Şiir ve gazeteciliğe gönül verdim. Son çalıştığım yer olan Gaziantep’te emekliye ayrıldım ve buraya yerleştim. 



KUMRU: Şiir yazmaya ne zaman başladınız?
M.NACAR: Şiir yazmaya lise yıllarımda başladım. Yazdığım her şiir “Kilis Kent” gazetesinde yayınlanmıştı. Liseden bu yana halen yazıyorum.
 
KUMRU: Şiire başlarken, örnek aldığız şairler oldu mu?
M. NACAR: Elbette oldu. Necip Fazıl Kısakürek, Faruk Nafiz Çamlıbel, Ömer Hayyam, Fuzuli çok beğendiğim şairlerdir. Daha bunlar gibi birçok ismi okudum ama ben kendi tarzımı oluşturdum.
 
KUMRU: Şairlik doğuştan gelen bir yetenek midir, yoksa sonradan kazanılan bir özellik midir?
M.NACAR: Şairlik doğuştan gelir. Tıpkı ham elmas gibidir. Yaşam boyunca gelişen kültür birikimiyle işlenerek olgunlaşır. İyi işlenen ve fark yaratan şairler gönüllerin en değerli ziynetidir. Kimisi doğuştan şairdir ama işlenmediği, kendini keşfedemediği için bu özelliğin farkına varmaz ve yok olur gider. Kimisi de bu özelliğini farkeder ama nedense kendini geliştirmez. Şairlik doğuştan gelen yeteneğin yanı sıra çağdaş kültür düzeyine vakıf, geçmiş ustaları okuyan ve tanıyan, sosyal konularda uzman, duygu ve hayal dünyası geniş, kelime hazinesi zengin kişilerden oluşur.
 
KUMRU: Şiire başlarlarken, kendinize bir hedef  seçtiniz mi, hedefiniz ne idi?
M.NACAR: Şiire başlarken tek amacım vardı, Türk Edebiyatına kalıcı eserler vermek, Edebiyatımızda nokta kadar da olsa iz bırakabilmek.
 
KUMRU: Bu hedefe ulaşabildiniz mi?
M.NACAR: Buna zamanımızın okurları ile geleceğin edebiyatçıları karar verecektir.
 
KUMRU: İlk şiir yazmaya başladığınızda, çevreden aldığınız tepkiler nasıldı?
M.NACAR; Sürekli takdirle karşılandım. Lise birde yazıp yayınlattığım bir şiirimle Kilis’te ünlenmiş, şiir severler arasında popüler olmuştum. Kilis’te yazmaya başlamak benim için bir şanstı. Çünkü Kilis bir kültür kentidir. Sürekli destek aldım,
 
KUMRU: Şiirlerinizde işlediğiniz ana tema nedir? Her şairin adından söz ettirdiği bir tarzı vardır. Sizin şiir tarzınız nedir?
M.NACAR: Şiir yazmaya lise yıllarımda sevgi şiirleri yazarak başlamıştım. Bu çizgime her zaman sadık kaldım. Belli zamandan sonra şiir tarzıma, taşlamalar, doğa şiirleri, tasavvufi şiirler de karıştı ama tarzımın ağırlık merkezi hasret, hüzün ve sitem şiirleridir. Özetle hüzün şairi olarak tanınırım.
 
KUMRU: Sevda şiirlerinizden birini okumak isterseniz memnuniyetle dinleriz.
M.NACAR:  Var mı Sandınız ?
 
Aşkın ummanına ışıklar saçan,
Ruhumun şavkını har mı sandınız?
Hasretin zehriyle sevdadan göçen,
Gönlümün gözünü kör mü sandınız?
 
Kaç kere kırıldı içimde bin fay,
Bahtın mehtabında kayboldu son ay,
Yalanlar marifet, ihanet kolay,
İnsanca sevilmek zor mu sandınız?
 
Yıllarım dünyanın ömründen uzun,
Halimi görseydi ürkerdi Mecnun.
İnleyen dağlarda Leyla’ya zebun,
Döktüğüm yaşları kur mu sandınız?
 
Sevginin ufkundan güneş çıkmadan,
Umut tünelinde çıra yakmadan,
Bir kere içine girip bakmadan,
Gönlümü evrenden dar mı sandınız?
 
Sevgiye yurt değil, ne ten, ne beden,
İlahi sevgiler büyür ebeden.
Paranın şöhretin peşinden giden,
Vefasız ceylanı yar mı sandınız?
 
Sonsuz okyanusum, sevgi doluyum,                          
Yunustur rehberim, mecnunluk huyum,                                                
Bir pençe toprağım, bir bardak suyum,              
Beni bu âlemde var mı sandınız?
 
Mehmet Nacar
 
KUMRU: Güzel bir şiirdi efendim. Sohbetin devamında sizden yine şiirler dinleyeceğiz. Şiirlerinizi genellikle hangi ruh haliyle yazıyorsunuz?
M.NACAR: İnsan ruhu denize benzer, Ben fırtınalı zamanlarımda güzel yazdığımı sanıyorum.
KUMRU: Sizce iyi bir şiir nasıl olmalıdır?
M.NACAR: Öncelikle akıcı olmalı. Gizli bir musikiye sahip olmalı. Konu bütünlüğü, şiir kurallarına uygunluk, serbest veya hece şiirlerinde kafiye bulunması şarttır. Anlamlara takla attırılmalı, mevcudun tekrarından kaçınılmalıdır.
 
KUMRU: Eserlerinize baktığımızda, özellikle ilk kitaplarınızda, serbest şiirler gözümüze çarpıyor. Hececi bir şair olarak, serbest şiir hakkında ne düşünüyorsunuz?
M.NACAR: Türk Edebiyatında şimdiye kadar üç ölçü kullanılmıştır; Hece ölçüsü, aruz ölçüsü ve serbest ölçü. Serbest şiir deyince bazıları yanlış anlıyor. Serbestten kasıt ölçü anlamında serbestliktir. Serbest şiirlerin çoğuna bakınca görüyoruz ki, mektuba da serbest şiir diyorlar, söz yazarlığına da serbest diyorlar. Düz yazıyı alıp, alt alta sıralayıp serbest şiir adı altında yayınlayan çok kişi var. Adı serbest olunca, şiir her anlamda serbesttir diye düşünmek yanlış. Serbest şiirinde kendine özgü kuralları vardır. Mesela; serbestte de kafiyeler kullanılır. Birçok ünlü ismin eserlerinde bunları görebilirsiniz. Kafiyeler şiiri düz yazıdan ayıran en belirgin ve tek özelliktir.
 
KUMRU: Günümüzde, “hece ömrünü doldurdu, çağdaş değil, duyguları sınırlandırıyor” gibi görüşler ortaya atılıyor. Siz bu görüşler hakkında ne düşünüyorsunuz?
M.NACAR: Şairlik, ender bulunur bir yetenektir. Şairlik yeteneği olan kişiler, heceye yoğunlaşıp çok güzel şiirler yazabiliyor.
Hecenin ve kafiyenin duyguları sınırladığı çağımızın en büyük yalanlarından biri. Benim duygularımı sınırlamıyor, aksine süslüyor ve güzellik katıyor. Hece şiirinde ustalaşmış kişilere bir bakın. Duyguları nasıl güzel işliyorlar. Bir Necip Fazıl’da, Faruk Nafiz’de ve yahut Abdurrahim Karakoç şiirlerinde duyguların adeta nakış nakış işlendiğini görüyoruz. Şiiri düz yazıdan ayıran en önemli ayrıntı, kafiyelerdir. Kafiyeler ve hece ölçüsü benim şiirimde duygularımı sınırlamıyor, süslüyor. Hece çağdaş değil diyenler hece şiirine özgü edebi mühendisliği öğrenemeyenlerdir. Kendi eksiklerini heceye çamur atarak savunmaktalar
Gelelim çağa ayak uyduramama, ya da çağdaş olamama konusuna. Edebiyatın ve edebin modası olmaz. Edebiyat çınardır, geçmişten geleceğe uzar gider. Heceye parmak hesabı diyenler gerçekten komik duruma düşmekteler. Hece konusunda bilgisizler. Hececi hiçbir usta yazdığı hece şiirlerindeki heceleri saymaz. Kurallar uygulanınca hece sayısı otomatik ve hatasız olarak ortaya çıkar.
Velhasıl bir şiir ölçüsünün geri kalmış olup olmamasına yaşadığımız dönemin karalamacıları karar veremez. Ona ancak çağlar karar verir. Hece ölçüsü milat öncesinden beri süre gelen bir mirastır. Dünkü, bu günkü veya yeni çıkmış bir tarz değil. Divan Edebiyatı bir zamanlar halk edebiyatını küçük görmüş, hatta yöneticiler dahi aruzla şiir yazar olmuş. Ama halktan kopuk olduğu için, şimdilerde yazmak şöyle dursun, okuyanı bile bulmak zor. Serbestin akibeti de aynı olacaktır.
 
KUMRU: Şiirde üslup hakkında ne düşünüyorsunuz?
M.NACAR: Şiir bir mühendislik ve mimarlık işidir. Şairler, şiire başlamadan önce, şiirin ustalarını okuyup, şiirin temel konularını, tekniğini öğrenmeli. Bir binanın yapılması için nasıl mühendislik teknikleri gerekli ise şiir yazmanın da kendi kuralları vardır.
Şiir yazacak kişiler, şiir kuralları konusunda ustaları örnek almalı ama tarz konusunda kendi tarzını, kendi üslubunu oluşturmalı. Üslup konusu ise mühendisliğe değil mimarlığa benzer. Çevrenize bakın, her binanın şekli farklı, üslubu farklı ama temel ölçüler aynıdır. Şiirde üslup konusunu böyle özetlemek mümkündür. Yani ustaları, üstatları okumalıyız, şiirin kurallarını öğrendikten sonra kendi ruhumuzun el verdiği üslubu, tarzı oluşturmalıyız. Zaten Edebiyatımızda her zaman kendi tarzına oluşturanlar var olmuş, diğerleri o tarzın gölgesinde kaybolup gitmiştir.
KUMRU: Hasret ve Hüzün şairi olarak tanınıyorsunuz. Peki, hasret ve hüzün tanımını, şairinden duymak istesek bize nasıl anlatırsınız bu iki olguyu?
M.NACAR: Çölde yol alan susuz bir yolcusunuz. Susuzluktan dudaklarınız çatlamış. Birdenbire karşınızda yeşillikler içinde, pınarların aktığı, şelalelerin çağladığı, kuşların cıvıldadığı bir bahçe görüyorsunuz. Ancak siz koştukça bahçe sizden uzaklaşıyor. Hiç bir zaman bahçeye yetişemiyorsunuz. Hasret, çölde o bahçeye doğru yapılan koşudur.
Hüzün ise; siz koştukça bahçenin sizden uzaklaşmasının verdiği acıdır.
 
KUMRU: Bu güzel tanımın üzerine bir de hasret şiiri dinlesek sizden.
M.NACAR: Hazan Bahçesi
 
Hazan bahçesinde yürüyen adam,
Arkanda rüzgârlar önünde yağmur.
Zamanın ufkundan batıyor akşam,
Ayakların yorgun dizlerin çamur.
 
İçinde büyüdün bu sonbaharın,
Altmış yıl yürüdün vermedin mola.
Ağlamaz ardında bıraktıkların,
Çoktan unutuldun devam et yola.
 
Yazdığın romanda sayfalar yırtık.
Sağlamda feleğe itiraz kaldı.
Boş bırak kalanı, doldurma artık,
Sararmış defterde sayfan az kaldı.
 
Anılar içinde çırpınan candan.
Bir hayır bekleme, geçenler geçti,
Vefasız sevgilin çıkmaz aklından.
Hayatın yılları onunla göçtü,
 
Mutsuzluk yolunda çileyen bahtsız,
Yaşamak ne imiş öğrenemedin.
Kendine sultandın ülkesiz tahtsız,
Mutlu olmak varken hiç denemedin.
 
Hasretle ıslanır sevdalı gözler,
Hâla sevgilide gönül durağın.
Hazan bahçesinde ışıldar közler,
Hiç meyve vermez mi sevdalı bağın?

Mehmet Nacar

                                                                                              
KUMRU: Birazda kitaplarınızdan bahseder misiniz?
M. NACAR: Yayınlanmış beş kitabım bulunuyor. Dört kitabım şiir türünde, bir tanesi de nesir şiir türündedir. İlk iki kitabım, “Yitik Sevgiler” ve “Bu Kentin Yalnızları” hem hece hem de serbest şiirlerin karışımından oluşmakta. İlk iki kitaptan sonra serbest şiir yazmayı bıraktım. Üçüncü kitabım “Hasrete Yolcuyum” ve dördüncü kitabım “Hüzünlü Bestem” sadece hece şiirlerinden oluşmaktadır.
Beşinci ve son kitabım “Neredesin Sen” nesir şiir türünde bir eserdir. Türk Edebiyatında örneği az bulunur. Benzeri eserler, Ümit Yaşar Oğuzcan ve Şemsi Belli tarafından yazılmıştır. Kafiyeli nesir şeklindedir. Edebiyatımızda nesir-şiir, manzum-nesir, artistik-nesir gibi isimlerle adlandırılmıştır.
 
KUMRU: Kitap çalışmalarınız halen devam ediyor mu, yeni kitap çalışması var mı?
M.NACAR: Evet yakın da bir şiir kitabım daha çıkacak. Daha sonra köşe yazılarımdan seçilen Ermeni iddiaları ile ilgili bir kitabım hazır ve baskı beklemekte. Bunun yanı sıra ülkemizdeki terör olayları ile ilgili bir kitabım daha baskıya hazır beklemekte.
 
KUMRU: Toplumumuzda şiir yazanların sayısı artmış ama şiir okuyanların sayısı azalmıştır. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
M.NACAR: Günümüzde herkes şair olduğundan dolayı şiir okuyan kalmamıştır diyebiliriz. Ayrıca şiir, magazin, bira ve pop kültürünün altında ezildi. Televizyon ya da diğer teknolojik alanlar okuma kültürümüzü olumsuz yönde etkiledi. Kitap yapma kolaylığı ülkeyi kitap çöplüğüne dönüştürdü. İnternet ve şiir sitesi adıyla açılan siteler halkımızın tamamını şair yaptı. Türkiye’de her adamın üç şairdir. Birincisi kendi ismi ile şairliği, diğer ikisi de rumuzla yaptığı şairliğidir. Hal böyle olunca şair çok ama okuyan yok. İnternet öncesi yazılı basında şiir adı altında hiçbir karalama yayınlanmazdı. Özetle okunacak şiir bulanlar mutlaka okuyacaktır ama çok aramaları gerekecek.
 
KUMRU: Günümüz şairlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
M.NACAR: Şair olanlara sevgi ile bakıyoruz. Mesela, Bekir Sıtkı Erdoğan, Cemal Safi, Abdurrahim Karakoç vb. şairler çağımızın şiir dünyasının çınarlarıdır. Teknoloji ve para desteğiyle ünlenen ama şair olmayan çok kişi var.
 
KUMRU: Amatör olarak şiirle uğraşanlara, ya da şiire yeni başlayan gençlere önerileriniz neler?
M.NACAR: Her şeyden önce Türkçeyi doğru öğrenmelerini ve güzel kullanmalarını öneriyorum.
Fantezi olsun diye şiir yazarak bu güzelliğe zarar vermesinler. Şairlik yeteneği olan kişiler, Türk Edebiyatının ve Türk şiirinin kurallarını öncelikle öğrenmek zorundadır. Buna çağdaş dünya edebiyatını da eklemekte yarar görüyorum.
Ayrıca çağdaş kültür düzeyine erişmeyen ve edebi bilgilere vakıf olmayan bir kişi, yeteneği olsa bile şair olamaz. Kişi, evvela edep elbisesi giyerek girmelidir bu kapıdan. 
 
KUMRU: Teşekkür ediyoruz üstadım.
M.NACAR: Ben de teşekkür ediyorum.
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  AHDE VEFA-Kanal5-Zekeriya Efiloğlu-MEHMET NACAR-22.11.2014 Site Yönetimi 0 687 03/11/2017, 22:27
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Gaziantep LİFE Dergisinin Mehmet NACAR’la Röportajı Site Yönetimi 0 744 17/10/2017, 14:43
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mehmet Nacar'la Söyleşi. (F. Ç. Kabadayı) Site Yönetimi 0 522 17/10/2017, 14:43
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mehmet NACAR ve Eserleri Site Yönetimi 0 526 17/10/2017, 14:39
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Hemşehrim Mehmet NACAR Site Yönetimi 0 603 17/10/2017, 14:38
Son Mesaj: Site Yönetimi
  ‘’HÜZÜNLÜ BESTEM’’LE MEHMET NACAR KÜLLİYATINA DOĞRU Site Yönetimi 0 644 17/10/2017, 14:37
Son Mesaj: Site Yönetimi
  “SÜRGÜN ÂŞIKLAR” VE MEHMET NACAR’IN TARZ-I SANATINA DAİR Site Yönetimi 0 941 17/10/2017, 14:36
Son Mesaj: Site Yönetimi
  OZANIMIZ MEHMET NACAR Site Yönetimi 0 455 17/10/2017, 14:36
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mehmet Nacar’dan: Sürgün Âşıklar Site Yönetimi 0 630 17/10/2017, 14:34
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mehmet Nacar’dan: Neredesin Sen?.. Site Yönetimi 0 603 17/10/2017, 14:32
Son Mesaj: Site Yönetimi

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder