27.12.2007 05:46:16

Deprem ve Yapı Denetim

Mustafa Ceylan

DEPREM VE YAPI DENETİM





Başkent Ankara’nın hemen yanıbaşındaki Bala ilçemiz beşik gibi sallanmaya devam ediyor. Topraklarımızın %90 ını, nüfusumuzun % 95 i aktif fay hattı üzerinde.

Allah esirgesin demekten ve dualar etmekten başka çaremiz yok sanki.

Bütün mesele, içlerinde bir ömür çoluk çocuğumuzla, eşimizle dostumuzla oturduğumuz binaların, fen ve sanat kurallarına, Bayındırlık Genel Şartnamesine uygun olarak yapılıp yapılmaması meselesi.

İşte temel burası.



*

Bu temeli sarsan tek olay, yapı denetimi hususudur.

Evet, ülkemizde sadece 19 ilde pilot olarak yapı denetim yasası uygulanmaktadır.

Peki diğer iller?

Diğer illerimizde yaşayanlar bizim insanımız değil mi?

Yapı denetim yasa ve uygulama yönetmeliğinde bugüne kadar aksayan hususlar defalarca yapılan bölgesel toplantılarda tespit edildi, yazıldı, yayınlandı; ilgili ve yetkili makamlara iletildi.

Ama, ne yazık ki; henüz bu konuda atılması gereken reel adımlar atılamadı.



*



“Ankara'nın Bala ilçesi, 8 günde 151 kez sarsıldı.

20 Aralık Perşembe günü saat 09.36'da 4.0 şiddetiyle başlayan depremlerin sayısı, bugün meydana gelen 5.5 şiddetindeki depremin artçılarıyla birlikte, şu ana kadar 151'e ulaştı.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Ulusal Deprem Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre, saat 01.47'deki 5.5 büyüklüğündeki depremin ardından, şu an itibarıyla sonuncusu saat 02.15'te ve 3.3 büyüklüğünde olmak üzere meydana gelen artçı depremlerle birlikte, Bala'da son 8 günde meydana gelen deprem sayısı 151 oldu.

Depremlerin şiddeti, 2.8 ila 5.7 arasında değişiyor. En şiddetli depremler ise 20 Aralık saat 11.48'de 5.7, bugün saat 01.47'de 5.5 şiddetinde kaydedildi. (ANKA)”



İşte Ankara / Bala’nın sallanan beşiği. Bakalım daha ne kadar devam edecek?

4 saat içinde 27 değişik yer sarsıntısı.

Ankara, yapı denetim mevzuatı uygulanan 19 ilin içinde.

Ve

Halen Yapı Denetim Uygulama Yönetmelik taslağı bakanlığın ilgili sitesinde yayınlandığı halde, nedense yürürlüğe konulamadı ve taslak olarak kendine uzanacak elleri beklemektedir.

Acaba, daha ne bekleniyor?

Can kaybı, daha büyük facialar mı?

Mevzuat hazretlerini bir yerlerde tıkayan, işler hale getirmeyen dişli çarkların sorumluluğu yok mu?



*



Yapı Denetim firmaları arasında meydana gelen rekabet sebebiyle yapılan indirim-kırımlar; sistemi allak-bullak etmiş durumda.

Bu nasıl bir işleyiş ki, bunda vergi kaybı yok mu?

Bunda alenen aldatma yok mu?

Yapı Denetim bedelinde indirim isteyen, iade isteyen firmanın güvenirliliği nerede kalıyor?

Bu rekabet, bu kıyasıya pastadan pay kapma yarışı, bu macera sonucunda; çıkmaza giren, personeline, teknik elamanına hakkı olan ücreti veremeyen, dolayısıyle de denetim mekanizmasında aksaklıklar gösteren firmalarla dolu sistem.



*

Aslında mimar ve mühendislerin yapı denetim firmalarından yaptıkları hizmetler karşılığında alacakları ücretler konusu standart hale getirmek gerekir.

Özel sektör anlayışı deyip geçmemeli. Zira bu deprem riski karşısında hafife alınacak bir durum olamaz, olmamalı da.

Yan yana oturan, aynı metrekareleri denetleyen; iki aynı meslek mensubu mühendis veya aynı binayı denetleyip, aynı metrekarelere ulaşmış bir elektrik mühendisi ile makine mühendisi arasında ücret yönünden büyük uçurumlar ve haksızlıklar yaşanmaktadır.

Bunun süratle giderilmesi gerekmektedir.



*

Kentlerimiz bizim her şeyimiz. O kentleri aktif fay hattı üzerinde karton evlerle doldurmaya devam etmemeliyiz.



*



Parası olanın müteahhit olduğu, parasına daha çok para kazanabilmek için inşaat-konut yapma işine girebildiği bir ülke konumundan kurtulmalıyız.

Konut yapımcılığı sistematik hale getirilmelidir. Bunu genel ticari kurallardan, konut özeline-insan-mesken boyutuna taşımamız şart gözükmekte.



*

Bu gece sabaha kadar sallandı Ankara-Bala…

Bunu gören ve yaşayan Başkent’teki ilgili ve yetkililerin, “yapı denetim” konusuna acilen el atmalarını umarız…