• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Dersim Tarihinin Doğrusu
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
04/12/2011, 04:24
Dersim Tarihinin Doğrusu

Prof. Dr. İSA KAYACAN

Ülkemizin gündemi öyle hızlı değişiyor ki, siyasilerimiz için “maşallah” demekten başka bir şey gelmiyor elimizden.

Dersim olayları, geçmişte yaşananlar ısıtılıp, ısıtılıp gündeme getiriliyor. Doğrusu nedir, eğrisi nedir? bilmeden veya işimize gelen şekliyle konuşuluyor, yazılıp, çiziliyor, programlara çıkanlar, yorum üstüne yorum yapıyorlar. “Geçmişle yüzleşme” adı altında, suçlananlar, itham edilenler. O günün yöneticileri hakkında karar verme hakları, yetkileri olmadığı halde karar verip, suçlamalara girişenler. Başbakanımız “özür” dileyerek olayların fitilini ateşledi. Hakkı, yetkisi var mı, yok mu?.. Tartışılıyor.

Elimizde pek çok kaynak var Dersim olaylarıyla ilgili. Biz en yakın kaynak, en kolay kaynak olarak, Anayurt Gazetesi yazarlarından, arkadaşımız Orhan Selen’in, Anayurt’un 30 Kasım 2011 tarih ve 6965 nci sayısının 3 ncü sayfasında yeralan “Dersim tarihi bilinmiyor” başlıklı araştırmasına bakalım ve Dersim olayları hakkında neler söyleniyor, yazılıyor görelim:
Dersim Osmanlı yönetimi altına girdiği tarihten itibaren, Erzurum Beylerbeyliğine bağlı olarak yönetilmeye başlanıyor gözükse de, Devletin buraya giremediği için, bölge kendi kendine yönetilmeye devam edilmiştir.
1860’larda Şah Hüseyin, Gülabi, Şeyh Süleyman ve Mansur Ağa, Dersim’deki egemen güçleri oluşturmaktadır. Osman yöneticileri bölgeye girebilmek için rütbe, madalya, makam ve para dağıtmaya başlamışlardır. Bu uzun süre devam etmiştir.

1875’de Ahmet Muhtar Paşa, Erzincan Mutasarrıfı Şerif Paşanın yardımıyla Dersim’in ileri gelenlerini Erzurum’da bir toplantıya çağırıyor. Mansur Ağa ve Şeyh Süleyman bu toplantıya gitmiyorlar. Pülümür Kaymakamı Hüseyin ile Mazgirt Kaymakamı Gülabi bu toplantıya katılıyor.

Bu toplantıda Bölgeye yol yapılmasına isteyen Gülabi Bey’e diğer ağalar tepki gösteriyorlar. Hüseyin Bey yol yapımını da kabul etmiyor. Buradaki ağaların karşı çıkması sonucu bölgeye bayındırlık hizmeti götürülemiyor. Asker de toplanamıyor. Kürt aşiretlerinin devlete karşı tavırları değişmiyor. Çünkü kendilerini devlet olarak görüyorlar!

1925 yılında Şeyh Sait önderliğinde çok büyük bir isyan başlatılıyor. İsyan bastırılıyor ve Şeyh Sait asılıyor. Ancak aşiretler durmuyorlar. 1926 Koçuşağı isyanını, 1930’daki Ağrı ve Pülümür isyanları izliyor. Aşiretler bölgeye devletin girmesini engellemek için de halkı kışkırtıyorlar. Bölgedeki halkın fakir oluşu, aşiret reislerinin işine geliyor. Halkın istedikleri gibi yönlendiriyor ve kullanıyorlar. Sorunun Cumhuriyet yönetimiyle sınırlı olduğunu söylemek yanlıştır.

1876’dan 1938’e kadar bölgeye 11 askeri harekât düzenleniyor. Osmanlı ve Cumhuriyet yönetimlerinin amacı, bölgede devleti egemen kılmak, devletin kontrolünün varlığını göstermek. Yol, köprü, okul hastane gibi önde gelen ihtiyaçları sağlamak istedikçe, aşiretler bunlara engel oluyorlar. Yani, Dersim devletin kurallarını, varlığını tanımak istemeyen aşiretlerden oluşan tehlikeli bir görünüm sergiliyordu ve Cumhuriyet yönetimi de buna son vermek istiyor, kararlılık gösteriyordu.

Dersim’de yaşananları tek taraflı olarak ele almak, Kürt isyancılar ve aşiretler tarafından şehit edilen askerleri yok saymak, ileriki yıllarda yurdu savunmak için kimseyi bulamamak gibi, son derece tehlikeli sonuçlar ortaya koyacaktır. Geçmişte olup bitenlerin, o günün şartlarında değerlendirilmesi, yıllar sonra gündeme getirip yargılamaya kalkışılması yanlıştır, tehlikelidir.
Alıntı  
Dışarıda RefikaDogan
RefikaDoğan
******
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesaj Sayısı: 2,701
Konu Sayısı: 1,516
   
#2
04/12/2011, 04:54


"Dersim’de yaşananları tek taraflı olarak ele almak, Kürt isyancılar ve aşiretler tarafından şehit edilen askerleri yok saymak, ileriki yıllarda yurdu savunmak için kimseyi bulamamak gibi, son derece tehlikeli sonuçlar ortaya koyacaktır. Geçmişte olup bitenlerin, o günün şartlarında değerlendirilmesi, yıllar sonra gündeme getirip yargılamaya kalkışılması yanlıştır, tehlikelidir."



Siyasetin kirli yüzü kirli oyunlarla her yerde ve koşulda kendisine eşlik edecek piyonlarını bulmuştur, bulacaktır da daima. Olan ise masum halk' a oluyor, yara alan insanlığa ve yıpranan "DEVLET" kavramına...
Bekliyoruz bir akil insan çıksın da bütün bu laçkalıklara son versin ; tarihi gerçeklere dayandırdığı akilâne söylemleriyle!

Bugün bu feveran söylem ve eylemler toplumsal barışı, güven duygusunu, otoriteyi zaafa uğratmakta, onulması güç ayrışmalara, kopuşlara zemin hazırlamakta, bu akıl almaz akıl tutulmasıyla ülkemiz ve halkımız zarar görmekte.
Kim olursak olalım ve karşımızdaki kim olursa olsun; ortak akıl dediğimiz ortak değer anlayışı ve sağ duyuda birleşerek bu saçma sapan kafa karışıklıklarının, siyasetin kirli emellerine alet olmayabiliriz; halk olarak, anayasa karşısında eşit vatandaş ve özgür bireyler olarak bu gücümüzün farkına varalım yeter!

Her nefeste Gülce...
Alıntı  
Dışarıda osman7159
Site Yönetimi
*****
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesaj Sayısı: 1,772
Konu Sayısı: 555
   
#3
04/12/2011, 12:09
Geçmiş her zaman sorgulanır ve yargılanır. Yargılayan devlet ve devleti yöneten hükümet ise, devleti taraf olmaya iter. Kİ TEHLİKE BURADADIR. Otuz yıl sonra, kırk yıl sonra PKK ile yapılan mücadele sorgulanıp Türkiye Cumhuriyetini yargılama yoluna gidilirse şaşırmayalım. Oysa her sistem her devlet kendini korumak için kanlı da olsa bazı tedbirler almak zorundadır ve hep almıştır. Hadi yargılayalım isterseniz Osmanlı Devletini ve Fatih'i. Bizans halkının vatanını işgal ederek egemenliğini elinden almıştır.

http://vk.com/club35666845


hizliresimyukle.com - Resmin Tam Görünümü













Alıntı  
Dışarıda Rahime Kaya
Yetkili Şair
****
Üyelik tarihi: Jan 2011
Mesaj Sayısı: 421
Konu Sayısı: 398
 
#4
04/12/2011, 15:29
BENDE BİR “maşallah” DİYEYİM…GÜNE VE GÜNDEME…
DERSİM İSYANINI OKURYAZAR OLAN HER KİŞİ AZ ÇOK BİLİYOR.
SON GÜNLERDE GÜNDEME GELMESİNİ, SİYASİ SORUMSUZLUK OLARAK ALGILIYORUM.
ADİ ÜSTÜNDE İSYAN!
HER DEVLET KENDİ VARLIĞINI VE VARLIĞININ DEVAMINI KORUMAK ZORUNDADIR.
BU AYNI ZAMANDA VATANDAŞINI KORUMAKTIR.

Alıntı  
Tweet      
     


Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2021 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder