Devlerin Sancısı

Mustafa Ceylan

Büyük dağın karı da, efkârı da büyük olurmuş.

Dağ ne kadar büyük olursa olsun azimli-inançlı bir karınca dağın tepesine çıkabilir. Dağın, "başım her zaman bulutlara değiyor" diye fazla böbürlenmemesi lâzım. Karınca, dağın yukarıdan aşağıya gönderdiği sele, fırtınaya, boraya rağmen azimli tırmanışa devam ederse; bir gün dağın tepesine çıktığında dağdan bir karınca boyu yüksek sayılır; dağdan evvel buluta değer…

Bugün, ülkemiz siyasetinin iki önemli damarı ve basınının zirvesi sancılar içinde. Denizin bittiği noktaya mı gelindi acep, demeden de edemiyoruz.

CHP –DYP ve Hürriyet Gazetesi, işte üç dev…

Bu üç dev bugünlerde meydana gelen gelişmeler karşısında bakalım ne yapacaklar?

Önce siyasi devlerimizin sancısına göz atalım.

CHP-DYP Kapatılır mı?

CHP-DSP ile DYP de ANAP ile birleşmesine birleşti, seçimlere birlikte ve bir olarak gitme kararı aldılar; ama, yeni gelişmeler var. Bakalım bu gelişmeler neler getirecek?

Siyasi yelpazemiz sallanmaya başladı. Solda ve sağdaki iki ana kanal, her zaman zora düşebilirler. Acaba, bu birlikteliğin esas nedeni AKP’nin seçimlerde bir daha tek başına iktidar olmasını engellemek mi? Yoksa, şu anda partilerinin başına gelebilecek hukuki fırtına mı? Eğer, birleşmedeki esas neden, kapatılma riski ise, milletimiz bir kere daha aldatılmış olmayacak mı?

CHP’nin problemi parasal. Zira, Cumhuriyet Mitinglerinin en büyük sözcülerinden Tuncay Özkan’ın Kanal Türk’üne yapılan ödemeler mevzuu var.

Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörlerinin Kanal Türk’ te yaptığı incelemeye göre; Kanal Türk 2005 yılında 1.Milyon 180 bin YTL’lik fatura kesmiş ve 2004 ve 2005 de CHP’ den aldığı 4 milyon 120 bin YTL’nin bakiyesini faturalandırmayıp “avans” hesaplarında gösterdiği ve bu yüzden de Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi tarafından hukuki bir sürecin başlatıldığı belirtilmekte.

DYP’nin ise; 25 Mayıs 2007’ de önemli bir mahkemesi var. DYP eski Van İl Başkanı Hikmet Tekbudak, Ağar’ın Genel Başkan seçildiği kongreyi mahkemeye taşıdı.

CHP’nin meselesi, tamamen belgeye dayalı…

DYP’nin meselesinde bana göre, şayet değişmediyse tabii, DYP tüzüğünde Genel Başkan adayı olabilmek için Büyük Kongre Delegesi olmaya gerek yoktu, parti üyesi herhangi bir vatandaş dahi Genel Başkan adayı olabilirdi.

Şayet CHP-Kanal Türk ilişkilerinde kanunsuzluk ve yolsuzluğa varan bir uygulama varsa, CHP mahkeme kararı ile kapatılırken; DYP ise kendi partisini bir gecede boşaltmak durumunda kalacak. İki siyaset devinin ikisi de kendileriyle aynı paraleldeki partilerle birleşmiş olmalarını fırsat bilecekler.

Gelelim Hürriyet Gazetesi’ne…

Hürriyet Gazetesi’ne tepki duyanlar, internet ortamında http://www.anti-hurriyet.com isimli bir sitede buluştular ve Hürriyet’in her haberini, her yazısını mercek altına alıp; internette yalanlamaya çalışmaktalar.

Büyük ağacın kurdu kendinden ve içinden olur derler. Doğru demişler. Anti-Hürriyetçiler sitelerinde: “Hikayemiz şöyle; Hürriyetin sitesine tarafsız!,doğru! haber bulmak için girip, ortamı geren yorumlara karşılık olarak demokrasiyle cevap vermeye çalışanlarız.. Hürriyet'in bize sunduğu mesajlaşma olanaklarıyla birbirimize destek çıkıp, ülkesi için ufacıkta olsa bir katkıda bulunabilmek için elinden gelen herşeyi yapmaya çalışan bir oluşumuz..

Tepkiliyiz, çünkü çifte standart gördük, tepkiliyiz çünkü darbe, muhtıra istemiyoruz, tepkiliyiz çünkü barış, sevgi, kardeşlik, huzur istiyoruz..Tepkiliyiz, darbe, muhtıra ve gerilim dolu haberlere ''Arkanızdayız, gerekirse kan dökeriz, emredin Paşam!!'' diye yorumlar yayınlanırken,''Kaçıncı yüzyıldayız?Tanklara, silahlara ne gerek var? Seçime gidilsin, ülke gerilmesin..'' diyen yorumlarımız yayınlanmadı...” demekteler. Ve anti-Hürriyetçiler : “Ülkenin huzura ihtiyacı olduğu şu günlerde, barış, sevgi mesajlarının verilmesi gerektiği şu günlerde, gerek yaptığı taraflı habercilikle, gerekse okurlarına uyguladığı çifte standartla Hürriyet, demokrasiye karşı bir savaş açmıştır. 27 Nisan gününden beri gerilen halkımıza, adeta ateşe körükle gider gibi oyunlar oynuyor. Okuyucuların darbe karşıtı yorumları yayınlanmayıp, insanları germeye çalışıyor. Ülkemiz belki kardeş kavgasına sürüklenirken Hürriyet sanki bu onun işine gelirmişçesine habercilik yapıyor. Hürriyet gazetesi ve internet sayfası demokrasiye karşı savaş açmıştır. Biz de demokrasi ve ülke huzuruna savaş açanlara demokratik yollarla savaş açıyoruz. Tank ve postalların gölgesinde yapılan haberciliğe karşı çıkıyoruz” diye görüşlerini ifade etmekteler.

Anti-Hürriyetçilerin “Hugo” oyunuyla Hürriyet’in yanlış yaptığını ortaya koymaları gerçekten çok önemli. Biz de çok önemli bulduğumuzdan günlüğümüze alalım istedik.


CHP-DYP ve Hürriyet; üç devimiz.

Bazen, devlerin sancıları küçümen bir karınca yada bir mikropla bile büyük hastalıklara dönüşür de devin düşüşü-yıkılışından büyük, çok büyük gürültüler de çıkıverir.

Yıkılmaz sanılan dağ yıkılır, geçit vermez sanılan engel, ipince bir yolla tepesinden aşılıp geçilebilir…

Basının da, siyasetin de temel kaynağı Halk olmalı. Halka rağmen siyaset ve medya elbette yürümez.

Bakalım bu üç devimizin sancısı nasıl sonuçlanacak?