DİBEK ADAM (Gülce-Üçleme)


Ne büyür, ne küçülür taş gibisin, dibeksin
Koca gövdene rağmen solucan, köstebeksin.

Yazık sana attığım taşlara bile yazık!
Nasıl ortaya çıktı soktuğun bunca kazık?
Ey gümüleyen lâstik, ey kaportası çizik
Ne büyür, ne küçülür, taş gibisin, dibeksin.

Satmışsın parsel parsel şehrin coğrafyasını
Koltuk koltuk diyerek kurmuşsun kumpasını
Ödül diye almıştın "dangalak kupasını"
Koca gövdene rağmen solucan, köstebeksin.

Kös
.....te
........bek;
........şe
.....bek
...sin.

Ekranda soytarısın, aldatırsın milleti
Kefeninin cebine doldurup memleketi
Haddini bilmez köpek, çöp bidonları iti
Yalakalık ilmini, nerden öğrendin nerden?

Bu göreve gelmeden kıçında yoktu donun
İrin kokuyor irin, testin ile bidonun
Aklına geliyor mu, nasıl olacak sonun?
Bıraksam çalacaksın bebeğini gözlerden

Yalakalık ilmini, nerden öğrendin nerden?
Bıraksam çalacaksın bebeğini gözlerden... 

Düm
......be
.........lek
............sin,
.........şe
........bek..
...sin.
Kazık çakacak değilsin ya
Sen de gebereceksin...

Mustafa CEYLAN

"Kös

.....te
........bek;
........şe
.....bek
...sin."


Genel anlamda şiir, güzel ve farklı bir "Gülce/Üçleme" tarzıyla beni kendisine hayran bıraktı. Şiir diliyle taşlamayı özlemiştik doğrusu...
Üçleme' nin  (yukarıda alıntıladığım gibi) aradaki o minik  bağlantıları çok güzel  bir görünüm, renk katmış şiire. Alışılmışın dışında bir görsellik kazandırmış. İçerik zehir zemberek olsa da, açıktan kişi adı olmadığından daha bir hararetli  ve sürükleyici dizeler...
Kaleminiz gittikçe kendini aşmakta, taşlamalarınız kendi özgünlüğü içinde farkını göstermekte hocam...
Güçlü bilge kaleminize saygı ve dostlukla...