• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Divan Şiirinin Mitolojik Kuşları: HÜMÂ, ANKA VE SÎMURG(3)
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
12/10/2014, 23:33
Divan Şiirinin Mitolojik Kuşları:
HÜMÂ, ANKA VE SÎMURG(3)

H.Dilek BATISLÂM
****************


S i mu r g



Kaynaklarda verilen Simurg'la ilgili bilgiler büyük ölçüde Anka için verilen bilgilerle benzerlik göstermektedir. Çünkü Simurg Anka'nın Farsça'daki adıdır.

Simurg, Anka adı verilen hayalî büyük bir kuş olarak tanımlanmakta olup Simurg kelimesi de "otuz kuş büyüklüğünde" anlamındadır.


Simurg-ı ateşîn-per ve simurg-ı zerrîn-per tamlamaları ise, güneş karşılığı kullanılır.

Simurg'la ilgili olarak ayrıca mitolojiye göre Kaf dağının arkasında yaşadığına inanılan bir kuş, Anka ku ş u, masal kuşu, Zümrüd-i Anka, Ankâ-yı muğrib denilen hayalî bir kuş tanımları verilmektedir.

Elbruz dağında bulunduğuna inanılan Simurg'da her kuştan bir iz bulunduğu için Simurg denilmiştir.

Bir başka söylentiye göre Simurg her kuştan bir tüy taşıdığı için vücudu bir kuşlar koleksiyonu gibidir, yüzü insan yüzüne benzer.

Farsça'daki diğer adı da Sireng'tir.

Simurg'un aslında bir kuşun adı olmayıp Rüstem'i yetiştiren olgun bir kişinin adı olduğu da söylenmektedir.

İran destanlarında iki simurgdan söz edilir. Bunlardan biri Zal ile Rüstem'i koruyan Simurg, diğeri ise İsfendiyar'ın öldürdüğü dev kuştur. Doğduktan sonra babasının emriyle ıssız bir yere bırakılan Şam'ın oğlu Zal'ı Simurg bulup yuvasına götürerek yetiştirmiştir. Simurg'a gaipten gelen bir ses Zal'ın soyunun gelecekte ünlü olacağını bildirmiştir. İnsan gibi konuşan Simurg Zal'a konuşmayı öğretmiş, sonra da onu babası Şam'a götürmüştür. Simurg ayrılacağı zaman Zal'a tüylerinden birini vermiş ve bir tehlike anında bu tüyün bir kısmını yakmasını söylemiştir. Bu sihirli tüyle çağrılan Simurg, Zal'ın oğlu Rüstem'in doğumu sırasında annesini

-------------------------------
Ziya Sükûn, Farşça-Türkçe Lügat, Gencîne-i Güftâr, MEB. Bas., İstanbul 1984, II,
1255-1256.
1255-U5Ö.
M. Zeki Pakahn, Osmanlı Tarih Deyimim ve Terimleri Sözlüğü, MEB. Bas., İstanbul
1993, III, 22; Devellioğlu, a.g.e., s. 1144.
Şemsettin Sami, Kamusu'l-A’lâm, Ankara 1996, IV, 2781; Firdevsî, Şehname (Çev.
Necati Lugal), MEB. Bas., İstanbul 1992,1,568.
--------------------------------
sarhoş ettikten sonra ona böğrünü açmasını söyler. Yaraya iyi gelecek süt ve miskle karıştırılan otu gösterir. Bundan sonra kuşun bir tüyüyle yarayı ovmak gerekir. Simurg ikinci ve son kez Rüstem'in İsfendiyar ile savaşı sırasında çağrılır. Rüstem'in ve atı Rahş'ın vücutlarına saplanan okları çıkarır ve onların yaralarını yine tüyleriyle iyileştirir.
İsfendiyar'ın öldürdüğü diğer Simurg ise zararlı bir canavardır. Bir dağ üzerinde yaşar. Uçan bir dağa veya siyah bir buluta benzer. Pençesiyle timsahları, parsları ve fili bile kaldırabilir. Her biri kendisi kadar büyük iki yavrusu vardır. Bunlar uçtukları zaman çok büyük bir gölge meydana getirirler. İsfendiyar Simurg'u her yanına keskin silahlar konulan bir gerdun kullanarak hileyle öldürmüştür/


Kaynaklarda Türk edebiyatına Simurg efsanesinin bir motif olarak İran edebiyatından geçtiği söylenmekle birlikte bunun pek doğru olmadığı da belirtilmektedir.

Türk kavimlerinin folklorunda, destan ve masallarında uzun bir epizot olarak önemli bir yer tutan Simurg'un İslâm'dan önceki Türk kavimleri arasında da yayıldığı tahmin edilmektedir.

İslâm- İran edebiyatının eski Türk masalındaki Tuğrul, Alp Kara Kuş vb. adlı kuşun yerine Simurg'u koymuş olabileceği de öne sürülmektedir.

Simurg'un kimi özelliklerinin yer aldığı beyitlere şu örnekleri verebiliriz:


Gönül şehbâzını Simurg-ı Kafa hem-cenâh eyle
Bu alçaklarda pervâz eyleyen zâg u zegandan geç

(Hayalî, G. 38, b. 4, s. 102)

"Gönül doğanını Kaf dağının Simurgu'na doğru kanatlandır, onun gibi yüksekten uçur. Bu alçaklarda uçan karga ve çaylaktan uzaklaş" diyen şair, gönlünü doğana benzetir ve gönül doğanının Kaf dağının Simurg'u gibi yüksekten uçmasını ister. Simurg'un Kaf dağında yaşadığına telmih yapar, gönlünün üstün özelliklere sahip olduğunu ima eder.

Behrâm'ı biçer dest-i celâlindeki şemşîr
Sîmurg'ı kapar dest-i celâlindeki nâvek

(Nedim, Tarih 5, b. 16, s. 131)

----------------------------------
37V.F. Büchner, İslâm Ansiklopedisi, "Simurg" mad., MEB. Bas., İstanbul 1988, X, 653-654; Şemsettin Sami, a.g.e., s. 2781.
38 Abdulkadir İnan, "Türk Folklorunda Simurg ve Garuda", Makaleler ve İncelemeler, TTK Bas., Ankara 1987, s. 350-352; Hayrettin İvgin, "Türk Dünyası Kültüründe Bazı Mitolojik Hayvanlar", Türksoy, Temmuz, Ankara 2001,1/4, 50-53.
----------------------------------

" Padişahın yüce elindeki kılıç Behrâm'ı biçer. Yüce elindeki ok Simurg'u kapar" diyen Nedim, padişah III. Ahmet'in Övgüsünü yapar. Padişah'ın elindeki büyüklük, yücelik gücünü mübalağa ederek anlatır. Padişahın okla Simurg gibi ele geçmesi neredeyse imkânsız görünen bir kuşu vurabileceğini söyler. Simurg'u mübalağa ve övgü amacıyla kullanır.

Sânına nisbet mülûkun şevketi benzer hemân
Peşşenin Simurg'a nisbetle ser ü samanına

(Nedim, K. 21, b. 31, s. 81)

"Senin sânınla diğer hükümdarların yüceliğinin kıyaslanması sivrisinekle Simurg'un hâlinin kıyaslanmasına benzer" diyen Nedim, övgüsünü yaptığı padişahın diğer padişahlarla yücelik açısından kıyaslanmasının Simurg'la sivrisineğin kıyaslanması gibi olacağını söyler. Simurg'la sivrisinek nasıl boy ölçüşemezse seninle de diğer padişahlar boy ölçüşemez, der. Karşılaştırma yaparken Simurg'un üstün özelliklerinden yararlanır. Mübalağa yapar.

Hevâ-yı aşkun içre ben kaçurdum Kafa Sîmurg'ı
Cenâh-ı himmeti ol dem ki mânend-i 'ukâb açdum

(Bakî, G. 320, b. 4, s. 298)

"Aşkının hevesi içinde ben Simurg'u Kafa kaçırdım. O an gayret kanadını kartal gibi açtım" diyen Bakî, aşk hevesi içinde gayret kanadını kartal gibi açıp Simurg'a yönelince Simurg'u Kafa kaçırdığını anlatır. Simurg'un Kaf da bulunduğuna telmih yapar.


Ne çâbük-rahş olur ol Düldül-i Simurg-per elhak
Ki olmuş 'âlem-i fıtratda sehmu'1-gayb ile tev'em

(Nef î, K. 39, b. 27, s. 175)

"O Simurg kanatlı Düldül ne hızlı at olur ki yaradılış âleminde bilinmezlik korkusunun ikizi olmuştur" diyen şair sözünü ettiği atın Simurg kanatlı Düldül gibi olduğunu söyleyerek hızını, çabukluğunu över. Atın hızını övmek amacıyla Simurg'dan yararlanır.


Simurg divan şiirinde Hümâ ve Anka'dan daha az karşımıza çıkar.

Daha çok Anka gibi Kaf dağı ile birlikte kullanılır.

Ulaşılmazlığı, avlanmazlığı, yuvası ve diğer bazı alışılmadık, olağanüstü niteliklerinden dolayı divan şâirleri şiirlerinde övgü amacıyla Simurg'un özelliklerinden söz ederler.


Taradığımız divanlarda bulunan Simurg'la ilgili tamlamalar ve bunların kullanım sıklığı ile ilgili bilgiler şunlardır:
Simurg: (Hayalî: 5 ; Nedim: 3; Şeyh Galip, Muhibbi ve Şeyhî: 2; Nefî, Cem Sultan ve Bakî: 1) ; Simurg'i Kaf: (Nedim:2; Hayalî: 1) ; Bâl-i simurg-ı letafet: (Şeyh Galip: 1); Bâl-i simurg-t ma'ârif: (Şeyh Galip: 1); Beççe-i simurg: (Nedim: 1); Beççe-i simurg-ı celâl ü câh: (Nedim: 1); Düldül-i Simurg-per: (Nef î: 1); Simurg-âsâ: (Nedim: 1); Simurg-ı çark: (Ahmet Paşa: 1); Simurg-t ejder-efgen: (Nedim: 1); Simurg-t himmet; (Şeyhî: 1); Simurg-ı kadr: (Necâtî: 1); Simurg-ı Kaf-ı ma'rifet: (Şeyh Galip: 1); Simurg-ı ma'na: (Şeyh Galip: 1); Simurg-ı ruh: (Usûlî: 1); Simurg-ı zemn-bâl ü per: (Bakî: 1); Simurg-ı zerrin-pençe-i Kaf-ı mehabet: (Nedim: 1); Simurg-nisbet: (Fuzûlî: 1)


Sonuç
********


Yukarıda verdiğimiz çeşitli kaynaklardan alınmış bilgilerden de anlaşılacağı gibi Hümâ, Anka ve Simurg birçok kültürde yer alan evrensel nitelikli mitolojik kuşlardır. Her kültürde bunlara yüklenen anlam, bunlarla ilgili inanç ve efsaneler bazı farklı özellikler gösterebilmektedir.

Elimizdeki bilgilerle divan şiirinde kullanılan Hümâ, Anka ve Simurg'la ilgili kullanımların kökenini ve tarihsel süreç içerisinde geçirdiği değişiklikleri tam ve net bir şekilde tespit etmek mümkün görünmemektedir.

Bununla birlikte bu kuşlar ve bunlarla ilgili anlatıların İslâmiyet Öncesi döneme kadar gittiği, daha sonra İslâm inancı etkisiyle farklı anlam ve motiflerle zenginleştirildiği, divan şiirinde de yeni anlamlar yüklenerek gelenekselleştiği söylenebilir.


Divan şairi mitolojik kuşlarla ilgili öğeleri kullanırken mecazlarla özel bir hayal sistemi oluşturup yeni bir şiir dili yaratarak anlatım imkânlarını geliştirmiştir.

Divan şairinin başarısı geleneğin kendisine sunduğu hazır malzemeyi yeni bir söyleyiş biçimiyle sunmakta kendini göstermektedir.


Sonuçta kökeni neresi olursa olsun divan şiirinde bu öğeler etrafında zengin bir kültür birikimi oluşturulmuştur.

Mitolojik kuşlar Hümâ, Anka ve Simurg'la ilgili olarak kaynaklarda verilen bilgilerden de anlaşılacağı gibi bu kuşlar ve bunlarla ilgili inanç, efsane ve düşünceler belirli noktalarda kesişmektedir. Bu nedenle söz konusu kuşlarla ilgili benzetme öğeleri, telmihler, hayal ve çağrışımlar da birbirine benzemektedir.

Ortak yönleri olağanüstü, ulaşılmaz, alışılmadık özelliklere sahip olma Kaf dağında yaşama olan Hümâ, Anka ve Simurg divan şairleri için övgü malzemesi olarak zengin çağrışım ve hayaller üretmeye uygun öğelerdir.

Divan şiirinde Hümâ, Anka ve Simurg kimi zaman övgüsü yapılan padişah, vezir, sadrazam ya da sevgili, kimi zaman da şairin kendisi daha doğrusu şairliğiyle ilgili olarak karşımıza çıkar.

Padişah, Hümâ, Anka ve Simurg gibi insanlara şans ve mutluluk getiricidir. Gölgesiyle Hümâ gibi insanları korur, şanslarını arttırır. Hümâ, Anka ve Simurg'un kanadı ya da tüyleri padişahın eşiğinin süpürgesi olur. Methiyelerde padişah yakalanması, ele geçirilmesi mümkün olmayan Simurg'u okla vurur. Nef î padişahın, atlarını övdüğü rahşiyyesinde atların Anka kanatlı olduklarını söyler. Mitolojideki kanatlı atlara da gönderme yapar.

Gönül ülkesinin padişahı olan sevgili de Hümâ, Anka ve Simurg gibi ulaşılmazdır. Yüksekten uçar. Saçlarının, zülfünün, perçeminin gölgesi Hümâ gibi baht açıcıdır. Sevgili naz Hümâsı'dır. Adı var, kendi yoktur. Gölgesini âşığın üzerine düşürüp onun bahtının açılmasını istemez.

Şaire gelince, onun sanat gücü ulaşılamayacak kadar yüksektir. Yeni söyleyişli şiiri, özgün söyleyişleri Anka gibi en uzak yerlere kısa bir süre içinde ulaşır.

Şair söz ustalığının doruğundaki Hümâ'dır.

Hümâ olmak yetmez şaire; kimi zaman da mana Anka'sı olur. Sair Hümâ, Anka ve Simurg'un gökyüzünün en üst katında oiması gibi sanat ve hüner göğünün doruğundadır.


Aşık ise Anka gibi sevgiliyi avlamak ister. Çünkü her gönlün isteği bir sevgili avlamaktır.

Âşığın gönlü aşk güvercini olduğunda, sevgili onu avlayan Anka olur.

Sevgilinin ateşi, âşığı, Anka'nın kendisini yakmasına benzer biçimde yakar. Ama âşık, Anka'nın küllerinden dirilmesi gibi yeniden dirilir. Âşık, sevgilinin şans getirici Hümâ gölgesi olarak kabul ettiği saçlarının gölgesinin rakibin değil kendisinin üzerine düşmesini ister.

Divan şairi Hümâ, Anka ve Simurg'u daha çok övgü amaçlı söz varlığı içinde kullanmaktadır.

Övülen kişilerde, bu kuşlarda olduğu gibi, olağanüstü özellikler olduğu, onların sıradan kimseler olmadıkları, benzetmeler aracılığıyla vurgulanmaktadır. Ancak övgünün dışında telmih öğesi olarak da bu kuşların şiirde söz konusu edildiği görülür.

Hümâ'nm gölgesi baht ve talih getirici olma özelliği, yükseklik, değer, devlet ifade etmesi, yaşadığı yerin bilinmeyişi, yuvası, Anka'nın Kaf dağında yaşaması, kanaatin simgesi olması, kemik yiyerek beslenmesi, Rüstem ve Zal ile olan ilişkisi, ulaşılmasının zorluğu gibi temel özellikleri de divan şiirinde telmih ve benzetmelere konu olmuştur.

Erişilmezlik, yücelik ve olağanüstülük gibi özelliklerin ortaya konulmasında Hümâ, Anka ve Simurg'la ilgili anlatılar, inanç ve efsaneler şair için yararlanılması, zenginleştirilmesi mümkün malzemelerdir. Bu nedenle dolaylı anlatım, çağrışım sanatı olan şiir aracılığıyla divan şairleri okuyucuyu gerçek dünyadan hayal dünyasına götürmek amacıyla olağanüstü özelliklen olan Hümâ, Anka ve Simurg'dan yararlanmışlardır.

Ayrıca divan şairi benzetme, niteleme, kuvvetlendirme, durumu ve ruh hâlini yansıtmak amacıyla da bu kuşların kimi özelliklerinden ilham almıştır.

Kökeni kesin olarak bilinmemekle birlikte divan şairinin bağlı bulunduğu kültür dairesi içinde bu kuşlar ve bunların özellikleriyle ilgili çeşitli inanış ve efsaneler divan şairince yeniden yorumlanarak zengin çağrışımlı, kendine özgü bir hayal dünyası içinde okuyucuya sunulmuştur.

Her şair bu kuşları ortak kullanımın dışında, dünya görüşüne, hayatı ve olayları algılama biçimine göre anlamlandırmıştır.

Divan şairlerinin şiirlerinde sıklıkla kullandıkları mitolojik kuşlar Hümâ, Anka ve Simurg'un divan şiirinde genellikle yukarıda sözünü ettiğimiz ortak çağrışımlarla kullanıldığı görülmektedir. Ancak bu ortak çağrışımları her şairin kendi söz varlığı içinde farklı hayal ve terkiplerle ifade ettiği örneklerden anlaşılmaktadır.

Ortak ve geleneksel olanın dışında şaire özgü kimi hayal, benzetme ve tediplerin varlığı açıkça görülmektedir.

Taradığımız divanlardan yola çıkarak Kullanım sıklığı açısından Hümâ, Anka ve Sirnurg'u değerlendirdiğimizde divanlarda en çok Hümâ ve Hümâ ile ilgili öğelere yer verildiğini görüyoruz.

Hümâ ve ilgili öğeler toplam 264 kez kullanılırken Anka ve Anka ile ilgili öğeler 112 kez, Simurg ve onunla ilgili öğeler ise 36 kez kullanılmıştır.

Tamlamaların kullanım sıklığı açısından bakıldığında ise tamlamaların birkaçı dışında büyük bir bölümünün şairlerin kendilerine özgü oldukları görülmektedir.

Sonuç olarak, bu çalışma sonucunda divan şairlerinin sanıldığı ya da genellikle söylendiği gibi ortak malzemeyi aynen kullanmadığı, ortak malzemeyi kullanırken dil ve anlatım bakımından mutlaka kendine özgü buluşlardan yararlandığı anlaşılmaktadır.

Ayrıca divan şiirinde mitolojik kuşlarla ilgili oldukça zengin malzeme olduğu da görülmektedir.

Bu tür belirli ortak malzemelerin şairler tarafından farklı kullanım biçimlerini belirlemeye yönelik metne dayalı çalışmalar şairlerin dil ve üslûp özelliklerinin tespitine katkıda bulunacak çalışmalardır.

Mitolojinin divan şiirindeki yeri, mitolojik motiflerin divan şiirinde uğradığı değişim ve dönüşümler, şairlerin mitolojik motifleri algılama biçimleri, bilinen motiflerle yeni çağrışımlar yakalayarak anlatımı zenginleştirme, karşılaştırmalı edebiyat çalışmaları için materyal sağlama gibi pek çok özelliğin ortaya konulabilmesi için bu tür çalışmalar önemli katkı sağlayacaktır.


------------------------------------------
Çalışmada Yararlanılan Divanlar Kaynakçası:

Ak, Coşkun, Muhibbi Divanı, KTB. Yay., Ankara 1987.
Akkuş, Metin, Nefî Divanı, Akçağ Yay., Ankara 1993.
Akyüz, Kenan; Beken, Süheyl; Yüksel, Şedit; Cunbur, Müjgan, Fu¬zûlî Divanı, Akçağ Yay., Ankara 1990.
Bilkan, Ali Fuat, Nâbî Divanı, C. 1-2, MEB. Bas., İstanbul 1997.
Ersoylu, İ. Halil, Cem Sultan'ın Türkçe Divanı, AKDTYK, TDK. Yay., Ankara 1989.
İpekten, Haluk, Nailî Divanı, Akçağ Yay., Ankara 1990.
İsen, Mustafa, Usûlî Divanı, Akçağ Yay., Ankara 1990.
İsen, Mustafa; Kurnaz, Cemal, Şeyhî Divanı, Akçağ Yay., Ankara 1990.
Kalkışım, Muhsin, Şeyh Galip Divanı, Akçağ Yay., Ankara 1994. Küçük, Sabahattin, Bakî Divanı (Tenkitli Basım), AKDTYK. TDK.
Yay., Ankara 1994.
Macit Muhsin, Nedim Divanı, Akçağ Yay., Ankara 1997. Mengi,
Ntinz, Mesıhı Divanı, AKDTYK. Yay., Ankara 1995. Tarlan, Ali Nihat, Ahmet Paşa Divanı, Akçağ Yay., Ankara 1992. Tarlan, Ali Nihat, Hayalî Divanı, Akçağ Yay., Ankara 1992. Tarlan, Ali Nihat, Necatı Divanı, Akçağ Yay., Ankara 1992.
"Mythological Birds of the Classical Ottoman Poetry:
HUMA, ANKA AND SlMURG"
Absract
Tiıe mythohgy halâs ı>ery important place among the soıırces of divan poetry. Despite this, it is yet to be studied dosely. Its Importance deserves further studies which mil certainly heîp understand and comprehend the Ottoman dassical poetry betler, in thîs paper the three tnythoîogical birds nameîy Hüma, Anka, and Simurg and thetr usage were examined in order to do so, some couplets ekosen and usedfrom varlus dvans.
Keyw ords
Keyıvords: Hüma, Anka, Simurg, Tlıe Classical Ottoman Poetry, mythology, birds.
10 Yaşar Çoruhlu, Türk Mitolojisinin ABC'si, Kabalcı Yay., İstanbul 1999, s. 39-46; Halil Ersoylu, "Türk Dünyası'nın Folklor ve Etnografyasında Süs Unsuru Olarak Kulla¬nılan Bazı Kuşlar", Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Ekim 1980; II/8, 83-93; Halil Ersoylu, "Türk Dünyası'nın Düşünce, Dil ve Edebiyatındaki Bazı Kuşlar", Türk
Dünyası Araştırmaları Dergisi, Nisan 1981, XI/11, 76-125; Abdulkadir İnan, "Umay İlahesi Hakkında", Makaleler ve İncelemeler, TTK. Bas., Ankara 1987, s. 397-399. Pala, a.g.e,, s. 238.
12 L. Sami Akalın, Türk Folklorunda Kuşlar, KB. HAGEM Yay., Ankara 1993, s. 17.
18
Sargon Erdem, Türkiye Diyanet Vakfı islâm Ansiklopedisi, "Anka" mad., TDV. Yay., İstanbul 1991, III, 199.
19
Şemsettin Sami, Kamus-ı Türkî, Çağrı Yay., istanbul 1987, s. 904; Onay, a.g.e., s. 40; Devellioğlu, a.g.e, s. 43; Uludağ, a.g.e., s. 49-50. Hançerlioğlu, a.g.e., s. 758-759.
2 Ömer Ferit Kam, Âsâr-ı Edebiyye Tedkikâtı (Haz. Halil Çeltik), KB. Yay., Ankara 1998, s. 165-166.
22 Harîrî,Makamât, (Çev. Sabri Selsevil), MEB. Bas., İstanbul 1986, s. 602-603.
23 İskender Pala, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, "Anka" mad., TDV. Yay., İstanbul 1991, III, 201; Özkırımlı, a.g.m., s. 112.
24 Orhan Duru, Kısâs-ı Enbiyâ, YKY., İstanbul 1997, s. 61-65.
" Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, "Anka" mad., Dergâh Yay., İstanbul 1977, IV, 139-140; Erdem, a.g.m., s. 199. 26 Uraz,a.g.e, s. 158-159;
Hançerlioğlu, a.g.e., s. 758-759.
27 İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Akçağ Yay., Ankara 1989, MI, 36-37;
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, "Anka" mad., s. 139-140.
28
Süleyman Uludağ, Türkiye Diyanet Vakfı Islâm Ansiklopedisi, "Anka" mad., TDV.
Yay., İstanbul 1991, III, 200.
29
Hançerlioğlu, a.g.e., s. 758-759.
Saadettin Eğri, "Klasik Türk Edebiyatında Hayvan Motifleri", Osmanlı Ansiklopedisi,
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Divan Şiirinin Mitolojik Kuşları: HÜMÂ, ANKA VE SÎMURG (2) Site Yönetimi 0 1,632 12/10/2014, 23:13
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Divan Şiirinin Mitolojik Kuşları : HÜMÂ, ANKA VE SÎMURG(1) Site Yönetimi 0 2,836 12/10/2014, 22:53
Son Mesaj: Site Yönetimi
  DİVAN ŞİİRİNDE MÜSTESNA BEYİTLER Site Yönetimi 0 2,472 18/04/2009, 22:19
Son Mesaj: Site Yönetimi
  DİVAN TERTİBİ Site Yönetimi 0 2,690 18/04/2009, 22:18
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Divan Edebiyatı’nın Muhtevası Üzerindeki Tartışmalar Site Yönetimi 0 1,604 18/04/2009, 22:02
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Divan Şiiri’nin konuları ve özellikleri Site Yönetimi 0 2,209 18/04/2009, 21:59
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Divan Edebiyatında Söz Sanatları-3 Site Yönetimi 0 10,056 15/08/2008, 02:43
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Divan Edebiyatı'nın Muhtevası Üzerindeki Tartışmalar Site Yönetimi 0 1,537 18/07/2008, 07:14
Son Mesaj: Site Yönetimi
  DİVAN EDEBİYATINA DAİR Site Yönetimi 0 1,359 17/07/2008, 07:22
Son Mesaj: Site Yönetimi
  DİVAN ŞİİRİNE KAYNAKLIK ETMESİ BAKIMINDAN KUR’ÂN: Site Yönetimi 0 1,951 17/07/2008, 07:00
Son Mesaj: Site Yönetimi

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder